Bu bölüm biraz iç dökme bölümü gibi oldu. Sizinle iyileşme dönemimin ilk zamanlarını, iyileşme kararını nasıl aldığımı ve aldığım karardan nasıl dönmediğimi anlatıyorum. Dinleyen ve dinlemeyen herkese sevgiler.
Bayramda bedenin hakkında yorum yapan bir amca, iş yerinde sürekli detokstan bahseden bir patron, ya da kendi zihninde hiç susmayan o eleştirel ses…
Hepsiyle başa çıkmanın yolu aynı yerden geçiyor: sağlıklı sınırlar kurabilmekten.
Bu bölümde “healthy self” ile nasıl koruma alanı yaratabileceğini, kimleri dinleyeceğini ve kimleri sessize alacağını konuşuyoruz.
Zayıflama iğneleri gerçekten çözüm mü, yoksa yeni bir diyet kültürü formu mu?
Bu bölümde, son yılların en popüler konularından biri olan GLP-1 iğnelerini konuşuyoruz. Ozempic, Wegovy, Mounjaro gibi isimlerle karşımıza çıkan bu ilaçlar aslında nereden çıktı, ilk başta hangi hastalıklar için geliştirildi ve nasıl oldu da “zayıflama iğnesi”ne dönüştü?
Bilimsel ama sade bir dille, tokluk hissinin beyinde nasıl oluştuğunu, GLP-1 hormonunun vücuttaki rolünü, ve bu ilaçların davranışsal etkilerini ele alıyoruz.
Ayrıca bir yeme bozukluğu koçu olarak bu tür müdahalelerin, özellikle geçmişinde diyet kültürüyle mücadele etmiş kişilerde hangi duygusal tetiklemeleri yaratabileceğinden de bahsediyorum.
Kilo verme döngülerinin ardındaki biyoloji, diyet kültürünün görünmeyen etkileri ve yeme bozukluğundan iyileşmenin gerçek belirtileri üzerine sıcak bir sohbet.
Bu bölümde sıkça sorulan üç konuyu ele alıyoruz:
Bir yeme bozukluğu koçu olarak bu üç soruyu yargısız, şefkatli ve gerçekçi bir şekilde cevaplıyorum.
Bedenle barışmak, yemekle güven ilişkisini yeniden kurmak ve içsel gürültüyü susturmak üzerine samimi bir sohbet bu.
Bir yeme bozukluğundan iyileşmek sadece yemekle barışmak değildir — aynı zamanda bir vedadır.
Yıllarca seni “koruyan”, seni tanımlayan, seni kontrol ettiren o tarafın artık yoktur.
Ve geriye bir boşluk kalır.
Bugünkü bölümde o boşluktan, o sessizlikten ve o yas hâlinden konuşuyoruz.
Yeme bozukluğunun yasını tutmak; hem eski bedenine, hem eski kimliğine, hem de tanıdık olan acıya veda etmektir.
İyileşme bazen ağlatır, bazen şaşırtır, bazen sessizleştirir.
Ama her gözyaşı, yeni bir benliğe yer açar.
Bu bölümde birlikte şu sorulara bakıyoruz:
✨ “Neden iyileşirken üzgün hissediyorum?”
✨ “Eski bedenimi özlemek yanlış mı?”
✨ “ED’siz ben kimim?”
✨ “Boşlukla nasıl yaşanır?”
Yas, iyileşmenin kanıtıdır.
Çünkü sadece bıraktığın bir şeyin yasını tutarsın.
Bu bölümde, yıllarca kalori saymış biri olarak saymayı nasıl bıraktığımı, hâlâ tüm o bilgileri hatırlayabiliyor olmama rağmen artık o “kalori kapsülüne” girmemeyi nasıl seçtiğimi anlatıyorum.
Kalorinin ne anlama geldiğini basitçe açıklıyoruz, sonra da adım adım stratejiler paylaşıyoruz:
• Çocuk gibi düşünmek ve beden sinyallerine dönmek
• Tek bir öğünden başlayarak yavaş yavaş bırakmak
• Ölçüm araçlarını aşamalı olarak gevşetmek (tartıdan kaşığa, kaşıktan göz kararına)
• Sayma dürtüsü geldiğinde kaygıyı yönetmek
• Uygulama ve bildirimlerden uzaklaşmak
• Şükran rutini, aynada farkındalık, yazı pratiği gibi destekleyici yöntemler
Bu bölüm, kalori saymayı bırakmak isteyen ama “kontrolü kaybeder miyim?” korkusu yaşayan herkes için.
Sana şunu hatırlatmak istiyorum: Bilgiyi unutmak zorunda değilsin, onu kullanmamayı seçebilirsin.
Bu bölümde ‘koşullu yeme’yi masaya yatırıyoruz.
‘Dün çok yedim, bugün az yemeliyim’, ‘Saat 8’den sonra yemek yasak’,
‘Hastayım, istediğimi yerim’ gibi görünmez kuralların
yemekle olan ilişkimizi nasıl şekillendirdiğini keşfediyoruz.
Sen de kendi kurallarını fark etmek ve belki birini esnetmeyi denemek için bana katıl!
Her lokma bir kuralla mı geliyor? Masaya oturmadan önce zihninde sessiz bir hazırlık mı başlıyor?
Bu bölümde, yemekle olan ilişkinin arka planında gizlice büyüyen takıntılı düşünceleri konuşuyoruz. OCD ve yeme bozukluklarının nasıl iç içe geçebileceğini, sayılarla, saatlerle, ritüellerle çevrili bir yeme davranışının iç dünyada nasıl yankı bulduğunu birlikte keşfediyoruz. Belki de bu kez sadece “fark etmek” bile bir başlangıç olabilir.
Hiç yemek yemediğin halde dolabında yiyecek biriktirdiğin oldu mu? Ya da çöpe atmaya “kıyamadığın” şeyler… Belki de beynin sana bir şey anlatmaya çalışıyordur. Bu bölümde, anoreksiya ile birlikte gelen bir davranışı—biriktirmeyi—konuşuyorum. Kendi gözlemlerim, danışan deneyimleri ve beynin kıtlıkta nasıl tepki verdiği üzerine bir sohbet seni bekliyor.
“Ben diyet yapmıyorum ki…” diyorsun ama yine de yemeğin saatine, miktarına, gününe, çeşidine gizli gizli kurallar koyuyor musun? Belki de fark etmeden kısıtlama yaşıyorsun.
Bu bölümde; çok yaygın ama çoğu zaman fark edilmeyen 8 farklı kısıtlama türünden bahsediyoruz. Kahvaltıyı saate göre ertelemek, sadece “güvenli” seçimleri yapmak, yiyeceği uzatmak, hatta pastayı çöpe atmak gibi davranışların ardındaki duyguları birlikte konuşuyoruz.
Kendini bu örneklerde buluyorsan yalnız değilsin. Gel, birlikte merak edelim. Belki de yemekle kurduğun ilişkiyi daha yumuşak, daha özgür bir yere taşımanın zamanı gelmiştir.
“Dün çok yedim, bugün kahvaltıyı atlamalıyım.”
“Battı balık yan gider, ye gitsin.”
“Tatile kadar aç kalmalıyım.”
Bu cümleler sana da tanıdık mı geliyor?
Yeme bozukluğu iyileşmesinde en güçlü araçlardan biri tersine davranış. Düşüncelerinin seni yönlendirdiği zararlı yollara gitmek yerine, tam tersini yapabilmek… İşte iyileşmenin küçük ama devrimsel adımı bu!
Bu bölümde;
gibi konuları konuşuyoruz.
Çünkü iyileşme mümkün. Ve yalnız yürümek zorunda değilsin.
@antidietfoody ile bu yolculuğa sen de katıl!
Bu bölümde, binge sonrası yaşanan “ertesi gün sendromu”nu, gerçek dinleyici ve takipçi örnekleriyle ele alıyor; hem duygusal hem fiziksel etkilerini detaylıca anlatıyorum. Ayrıca bu döngüden çıkmak için uygulayabileceğin pratik öneriler sunuyorum.
Tıkınırcasına yeme, yalnızca bir irade sorunu değil. İyileşme mümkün.
Bu bölümde Instagram’dan gelen soruları yanıtlıyorum.
“İyileşmek nasıl bir his?”, “Kızımı da kendi yeme korkularımla büyütmek istemiyorum, ne yapabilirim?”, “Hem kilo verip hem de binge eating döngüsünden çıkabilir miyim?” gibi pek çok içten ve derin soruya cevap vermeye çalıştım.
Nihal Candan’ın anoreksiya nedeniyle hayatını kaybetmesi, hepimize bu konuların ne kadar ciddi ve acil olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Yeme bozuklukları sadece yemekle ilgili değil — bedenle, kimlikle, duygularla ve toplumun dayattığı beklentilerle derinden ilgili.
Bu bölüm, yalnız olmadığınızı hatırlatmak ve iyileşmenin mümkün olduğunu göstermek için.
#antidietfoody
#iremwlazlo
#YemeBozuklukları
#Anoreksiya
#DiyetKültürü
#BedenAlgısı
#İyileşmekMümkün
#BingeEating
#YemeBozukluğuİyileşme
#YemePsikolojisi
#NihalCandan
#YemeBozukluğuFarkındalık
#YemeBozukluğuPodcast
#DuygusalYeme
#YasaksızBeslenme
#YemeBozukluğuylaYaşamak
#KontrolDeğilŞefkat
“Çöpe gitmesin”, “ayıp olmasın”, “kırılmasın”… Peki ya biz?”
Bu bölümde yemekle kurduğumuz duygusal bağlara, yemeğin sadece fiziksel bir ihtiyaç olmaktan nasıl çıktığına, kıyamadıklarımız yüzünden kendimizi nasıl tükettiğimize birlikte bakıyoruz.
Misafirlikte aç olmadığımız halde yediğimiz tabaklar, çöpe gitmesin diye zorla bitirdiğimiz bayat yemekler, biri üzülmesin diye söylediğimiz o sessiz “evet”ler… Hepsi bir tabaktan fazlasını taşıyor aslında.
Yeme bozuklukları her zaman sadece açlıkla ya da toklukla ilgili değildir. Bazen yemek, bastırılmış duyguların dili olur. Bazen bir çatalla sustuğumuz duygular, bir tabakta kendini anlatır. Bu bölümde:
• İnsanları kıramadığımız için kendimizi kırdığımız anları,
• “Günah olmasın” diye sağlığımızı riske attığımız yemekleri,
• Ve duygusal açlığı fiziksel doygunlukla bastırmaya çalıştığımız o anları konuşuyoruz.
Yemekle barışmak, duygularla barışmakla başlar.
Ve belki de en çok şunu hatırlamak gerekir:
Her “hayır”, aslında kendine söylenmiş bir “evet” olabilir.
Yeme bozuklukları çekiyorsan biliyorsun ki kontrol başımızın belası. Yediğimiz her lokmayı, içtiğimiz her yudumu, attığımız her adımı saymak, kontrol altında tutmak istiyoruz.
Peki napıcaz, nasıl çıkıcaz bu döngüden?
Antidietfoody nin bu bölümünde, IBS (İrritabl Bağırsak Sendromu) ile yaşayan tatlı Dr. Merve Hilal Ceyhan’ı konuk ediyoruz. IBS’nin günlük yaşam üzerindeki etkilerini, yeme ataklarıyla ilişkisini ve bu süreçte hem doktor hem hasta olmanın zorluklarını samimi bir sohbetle ele alıyoruz.
Dr Merve Hilal Ceyhan a instagram’dan @drmervehilalc den ulaşabilirsiniz.
🌙 Geceleri buzdolabıyla flört edenlerden misin?
"Sadece bir ısırık" deyip kendini dondurma kabının dibinde mi buluyorsun?
Gece yemeleri, iradesizlik değil. Bilimsel nedenleri ve tatlı çözüm yolları var.
Yeni podcast bölümüm yayında 🎙️
Instagram @antidietfoody
Websayfam www.iremwlazlo.com
“Duygular Sofraya Oturunca: Yeme Ataklarını Neler Tetikliyor?”
Bu bölümde; yeme ataklarının “iradesizlik” değil, aslında duygularla başa çıkma yollarımızdan biri olduğunu konuşuyoruz.
Peki en çok hangi duygular yeme ataklarını tetikliyor?
Ve tabii ki en temel tetikleyici: Fiziksel açlık.
Kendini bu duygularla mutfakta buluyorsan, bu bölüm senin için.
Instagram @antidietfoody
Web www.iremwlazlo.com
Email iremwlazlo@gmail.com
Bu bölümde yeme bozukluklarında uzman koçlar ve psikologlar arasındaki farkı konuşuyoruz.
Burada da belirtmek isterim ki ikisinin yaptığı iş tanımı farklı olup, biri diğerinin yerine geçmez. Koçluk ve terapistlik birbirini bütünler, biri diğerinin yerini tutmaz.
Bana ulaşmak isteyenler iremwlazlo@gmail.com dan yada Instagram hesabım @antidietfoody den ulaşabilirler.
Sağlıkla kalın, sevgiler.
İrem