“De ki: Şefaat tamamen ve yalnızca Allah’a aittir.
Göklerin ve yerin otoritesi yalnızca O’na aittir.
Sonra da yalnızca O’na döndürüleceksiniz.”
(Zümer 39:44)
Bu ayetin ışığında sormak gerekmez mi?
Allah’ın mülkünde, Allah’a ait olan bir kul, yine Allah’ın izni dışında nasıl şefaatçi olabilir?
Rahman ve Rahîm olan Allah’tan daha merhametli kim olabilir?
Bütün şefaat yalnızca Allah’a aittir.
Çünkü göklerin ve yerin mülkü de, kullar da bütünüyle O’na aittir.
Böyle iken Allah’tan başka bir veli, dost ya da kurtarıcı mı arıyorsunuz?
Bu bölümde şefaat kavramını derinlemesine ele alıyor ve Kur’an’ın rehberliğinde sorularımıza cevap arıyoruz.
━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━
🌿 Sözün yumuşadığı, kalplerin yakınlaştığı bu mecliste yerin hazır. Gel, birlikte düşünelim…
✨Hazırsan, başlıyoruz…
━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━
Bu yolculuk sadece podcast’te değil. Günlük paylaşımlarımız, kavram anlatımları ve dostça çağrılarımızla Instagram’da da birlikteyiz: @munisgah 🌸📲
Tarih boyunca kutsallığın dili, kimi zaman adaletin sesi olurken, kimi zaman da zulmün kılıfına dönüştü.
Bu bölümde Mûnisgâh’ta, “Siyonizm” denilen ideolojinin ardındaki o kadim kırılmayı konuşuyoruz.
Bir duanın, bir vaadin, bir kimliğe dönüşürken nasıl bir üstünlük iddiasına evrildiğini; ve bu iddianın, yüzyıllar boyunca insanlığa nasıl acılar getirdiğini soruyoruz kendimize.
İbrahimî çizgide başlayan tevhid yolunun, tarih içinde nasıl “seçilmişlik” fikriyle bulandırıldığını;
Musa Aleyhisselâm’ın tevhid mücadelesinin nasıl tahrif edilip zulmün aracı hâline getirildiğini;
ve bugün Gazze’de yankılanan seslerin aslında çok eski bir “hak–batıl” mücadelesinin devamı olduğunu konuşuyoruz.
Tevrat’ın sayfalarında Tanrı adına verilen “öldürün” emirlerinin, Kur’an’ın “bir canı haksız yere öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir” ilkesiyle nasıl reddedildiğini görüyoruz.
Çünkü Kur’an’da peygamberler, insanları öldüren değil; zulmü durduran, kalpleri dirilten elçilerdir.
Bu bölüm, tarihî bir sorgulamadan çok, vicdanî bir yüzleşme…
Sözün hakikate, inancın adalete, kutsallığın merhamete dönmesi gerektiğini hatırlatıyor.
Ve belki de en çok şunu fısıldıyor:
Üstünlük soyla, toprakla, güçle değil; ancak takvâ ile mümkündür.
Zira Kur’an bize der ki:
“Benim ahdim zalimleri kapsamaz.”
Ve o söz, bugün hâlâ yeryüzünde yankılanıyor…
━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━
🌿 Sözün yumuşadığı, kalplerin yakınlaştığı bu mecliste yerin hazır. Gel, birlikte düşünelim…
✨Hazırsan, başlıyoruz…
━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━
Bu yolculuk sadece podcast’te değil. Günlük paylaşımlarımız, kavram anlatımları ve dostça çağrılarımızla Instagram’da da birlikteyiz: @munisgah 🌸📲
Hepimiz Müslüman olduğumuzu söylüyoruz… Ama Kur’an’a göre gerçekten teslim olduk mu?
“İman ettik” dedik ama kalplerimiz o hakikati tasdik etti mi, yoksa doğuştan aldığımız bir kimliği mi taşıyoruz?
Bu bölümde Kur’an’ın iki çok temel, ama çoğu zaman birbirine karıştırılan kavramını ele alıyoruz: İslam ve iman.
🔹 İslam, Allah’a teslimiyetin dışa yansıyan yönüdür.
🔹 İman, kalpte kökleşmiş sadakat ve güven halidir.
Kur’an ayetlerinden hareketle şu sorulara cevap arıyoruz:
– İslam bir din mi yoksa evrensel bir sistem mi?
– Müslüman olmakla mümin olmak arasındaki fark ne?
– İman sadece sözle beyan mı, yoksa sınavlarla ortaya çıkan bir duruş mu?
– Teslimiyetin pratik hayattaki karşılığı nasıl itaat olur?
Bu bölümde, adla değil ahlakla Müslüman olabilmenin ne demek olduğunu, İslam ve imanın hayatımıza nasıl yön verdiğini konuşuyoruz.
Ek bilgi notu:
Kaydı yaparken geçen bir ifadeyi düzeltmek istiyorum: Bölümde A‘râf 7/126’daki duanın ardından “sen bize ancak bu dünya hayatında zarar verebilirsin” ifadesini ayetin devamı gibi aktardım. Aslında bu söz, Tâhâ Suresi 20:72–73’te sihirbazların Firavun’a cevabıdır. Bu iki pasaj birbirini tamamlar; ancak farklı sûrelerde geçmektedir. Doğru referans: Tâhâ 20:72–73.
━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━
🌿 Sözün yumuşadığı, kalplerin yakınlaştığı bu mecliste yerin hazır. Gel, birlikte düşünelim…
✨Hazırsan, başlıyoruz…
━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━
Bu yolculuk sadece podcast’te değil. Günlük paylaşımlarımız, kavram anlatımları ve dostça çağrılarımızla Instagram’da da birlikteyiz: @munisgah 🌸📲
Kur’an’da akıl, modern anlamda beynin ürettiği soğuk mantık değildir. Kur’an’ın akıl dediği şey; kalple bağlantılı, sorumluluk alan, bağ kuran, hakikate yönelen bir eylemdir. Bu yüzden Kur’an’da ‘akıl’ isim olarak geçmez, hep fiil olarak gelir: ‘Afalâ ta‘qilûn – Akletmez misiniz?’
Akletmek, bir şeyi diğerine bağlamaktır: Olayları sonuçlarına, görüleni görünmeyene, yaratılmışı Yaratıcıya…
Ama bu bağ kurulmadığında zihin kopuk kalır, bulanır, hurafeler hakikat gibi görünür. Ebu Cehil örneğinde gördüğümüz gibi, insan zekâsıyla gerçeği bilse de kalbiyle bağ kurmazsa teslim olmaz. Çünkü Kur’an’a göre akletmek sadece bilmek değil; bilginin sorumluluğunu üstlenmektir.
Bugün ‘akıl dinden uzaklaştırır, iman akılla bağdaşmaz’ gibi söylemler çok yaygın. Oysa hakikat tam tersidir: Kur’an, sürekli akla seslenir, düşünmeye çağırır, ibret almaya yönlendirir. Zihin bir bahçedir; toprağı yumuşak ve temizse, hakikat orada kök salar. Taşlı ve kibirli bir zihin ise hakikati göremez.
Akletmek, kalbin diri olmasıyla mümkündür. Kalbiyle düşünen, bağ kuran insanın yolculuğu, İbrahim Aleyhisselam’ın yolculuğu gibidir: Yıldızlardan, ay ve güneşten geçerek, sonunda yönünü sadece Allah’a çevirir.
Mûnisgâh’ın bu bölümünde ‘Akleden İnsan, Bağ Kuran Kalp: Kur’an’da Aklın Yeri’ni konuştuk. Gelin bu dost meclisinde, Kur’an’ın akletme metodunu birlikte hatırlayalım. ✨
🌿 Sözün yumuşadığı, kalplerin yakınlaştığı bu mecliste yerin hazır. Gel, birlikte düşünelim…
✨Hazırsan, başlıyoruz…
━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━
Bu yolculuk sadece podcast’te değil. Günlük paylaşımlarımız, kavram anlatımları ve dostça çağrılarımızla Instagram’da da birlikteyiz: @munisgah 🌸📲
Kur’an’ın ışığında “Allah” ve “ilâh” kavramlarının farkını konuşuyoruz. Çünkü mesele sadece “Tanrı var mı?” sorusu değil; asıl mesele, kimin gerçekten ilah olmaya layık olduğu.
Kur’an, tevhidi yani “Lâ ilâhe illallah” hakikatini bize sadece bir zikir olarak değil; hayatı dönüştüren, kalbi yeniden inşa eden bir çağrı olarak sunar. Tarihte insanların nasıl sahte ilahlar ürettiklerini, bugün ise modern çağın tutkularının, unvanlarının, şöhret ve bağımlılıklarının nasıl yeni “ilahlar” hâline geldiğini birlikte göreceğiz.
Bu yolculukta şunu hatırlatıyoruz:
İlah, yalnızca sevilen değil; bağlanılan, sığınılan, onsuz olunamayan şeydir.
Ve “Allah” ismi, bütün sahte ilahları reddeden, tek gerçek mabudu ifade eden özel isimdir.
Kalbini yokla: Gerçekten kimin için yaşıyorsun, kimin hoşnutluğunu her şeyden önde tutuyorsun?
Bu bölüm, seni “sahte ilahların gölgesinden” çıkarıp, kalbini Allah’a döndürmeye çağırıyor.
🌿 Sözün yumuşadığı, kalplerin yakınlaştığı bu mecliste yerin hazır. Gel, birlikte düşünelim…
✨Hazırsan, başlıyoruz…
━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━
Bu yolculuk sadece podcast’te değil. Günlük paylaşımlarımız, kavram anlatımları ve dostça çağrılarımızla Instagram’da da birlikteyiz: @munisgah 🌸📲
Kur’an’da geçen bazı kavramlar, yalnızca bir topluluğu değil; tüm zamanlara ve zihniyetlere ışık tutar.
Bu hafta Kur’an’da çokça geçen ama çoğu zaman yanlış anlaşılan üç önemli kavramı konuşuyoruz:
📘 Utû’l Kitap – Kendilerine kitap verilenler
📘 Ehl-i Kitap – Kitap üzerinde uzmanlaşmış olanlar
📘 Ümmî – Kendisine kitap verilmemiş topluluklar
Bu bölümde şunları soruyoruz:
• Her kitap verilen, onu hakkıyla taşımış mıdır?
• Ehl-i Kitap olmak ne demektir, kimdir gerçekten ehil olan?
• Ümmî ne anlama gelir; cehalet mi, yoksa başka bir şey mi?
Kur’an’ın bu kavramları nasıl ayırt ettiğini ve bugüne nasıl ışık tuttuğunu konuştuk.
Kelimeler bizi düşünmeye, kitaplar bizi dönüşmeye çağırıyor.
🌿 Sözün yumuşadığı, kalplerin yakınlaştığı bu mecliste yerin hazır. Gel, birlikte düşünelim…
✨Hazırsan, başlıyoruz…
━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━
Bu yolculuk sadece podcast’te değil. Günlük paylaşımlarımız, kavram anlatımları ve dostça çağrılarımızla Instagram’da da birlikteyiz: @munisgah 🌸📲
Kur’an dört kadını örnek verir:
İkisi peygamber eşi olmasına rağmen helâk olur,
ikisi ise baskı ve yalnızlık içinde iman eder ve kurtulur.
Bu bölümde, Nuh’un ve Lut’un eşlerini, Firavun’un karısı ve Meryem’i konuşuyoruz.
Ama aslında konuştuğumuz şey, sadece kadınlar değil…
Kurtuluşun kimden geldiği, neye bağlı olduğu ve kalbin neye yöneldiği…
Kur’an, bu kadınları isimleriyle değil, yönelişleriyle anlatır.
Kimisi bir duayla Allah’a sığınır, kimisi peygamberle aynı evde olup ona ihanet eder.
Bu kıssalar bize şunu söyler:
Yakınlık, konum ya da soy, kurtuluş getirmez.
Yalnızca samimi bir yöneliş, içten bir teslimiyet insanı kurtarabilir.
Sarayda ki bir kadının duasında direnişi, Meryem’in sessizliğinde teslimiyeti;
Nuh’un ve Lut’un eşlerinde ise inkârın kibirli izini buluyoruz.
Ayrıca bu bölümde, kadınlara “aklı ve dini eksik” denilen rivayetlerin arka planını ele alıyor,
Hz. Âişe örneğiyle, kadının İslam’da nasıl güçlü bir özne olduğuna dikkat çekiyoruz.
Bu dört örnek, aslında her kadın ve her insan için bir çağrı:
“Kiminle olduğun değil, neye yöneldiğin belirler seni.”
Buyur gel, Mûnisgâh’ta bu yürüyüşe birlikte çıkalım.
🌿 Sözün yumuşadığı, kalplerin yakınlaştığı bu mecliste yerin hazır.Gel, birlikte düşünelim…
✨Hazırsan, başlıyoruz…
━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━
Bu yolculuk sadece podcast’te değil.Günlük paylaşımlarımız, kavram anlatımları ve dostça çağrılarımızla Instagram’da da birlikteyiz: @munisgah 🌸📲
Nebî mi, Rasûl mü? Aradaki fark ne kadar önemli olabilir?
Kur’ân’da geçen bu iki kavram, sadece kelime değil; görev, sorumluluk ve vahyin mahiyetiyle ilgili derin anlamlar taşır. Her kelimesi ölçülü indirilmiş bu kitapta, Nebî ve Rasûl farkı da tesadüf değildir.
Bu bölümde, ayetlerin ışığında bu iki kavramı birlikte ele alıyoruz.
🌿 Sözün yumuşadığı, kalplerin yakınlaştığı bu mecliste yerin hazır.Gel, birlikte düşünelim…
✨Hazırsan, başlıyoruz…
━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━
Bu yolculuk sadece podcast’te değil.Günlük paylaşımlarımız, kavram anlatımları ve dostça çağrılarımızla Instagram’da da birlikteyiz: @munisgah 🌸📲
“Yönünü gerçekten kendin mi seçiyorsun, yoksa kalabalıkların yöneldiği yöne mi sürükleniyorsun?”
Zihninde uzun süredir dönüp duran ama bir türlü dillendiremediğin bu soruya birlikte bakıyoruz bu bölümde.
Konumuz: Hanîflik.
Yani, herkesin bir yerlere yöneldiği dünyada, yalnızca Allah’a yönelmenin adı.
Bu sadece bir inanç değil; bir duruş, bir terk ediş, bir sadeleşme…
İbrahim Aleyhisselam’ın yalnızlığı gibi; sessiz ama kararlı.
Toplumun dindarlık görüntüsü altında gizlediği hakikate karşı, “Ben bu yolu yürümeyeceğim” diyebilmek.
Kitaptan kopmuş din algılarına, gelenekleşmiş yanlışlara, çoğunluğun konforuna karşı bir arayış başlatmak.
Ama bu kolay değil. Çünkü hanîf olmak, kalabalığa ters düşmeyi göze almak demek.
Yalnız kalmak pahasına, doğruyu aramak…
Peki ya sen, gerçekten neye yöneliyorsun?
Kime kul oluyorsun?
Bu yöneliş, hayatını nasıl dönüştürüyor?
Mûnisgâh’ta bu bölüm, sadece bir kavramı değil, bir hayat tercihinin iç yüzünü konuşuyoruz.
Hanîflik sadece İbrahim’in ya da Nebîlerin yolu değil; senin de yürüyebileceğin bir yol olabilir.
Yeter ki kalbindeki soruya cesaretle bakabil:
Allah’a mı yöneliyorum? Yoksa bana gösterilene mi razı geliyorum?
🌿 Sözün yumuşadığı, kalplerin yakınlaştığı bu mecliste yerin hazır.
Gel, birlikte düşünelim…
✨Hazırsan, başlıyoruz…
━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━
Bu yolculuk sadece podcast’te değil.
Günlük paylaşımlarımız, kavram anlatımları ve dostça çağrılarımızla Instagram’da da birlikteyiz: @munisgah 🌸📲
“Gerçekten yalnız mıyız, yoksa sadece yanlış şeylere mi yöneliyoruz?”
Bir yola çıkıyoruz…
Kalabalıkların arasında kendini yalnız hissedenler, içinden çıkamadığı sorularla yürüyenler ve artık bir dönüşüm arayan herkes için. 🌿
Peki bu yolculuğun ilk adımı ne olmalı?
"Lâ ilâhe illallah"...
Bu cümleyi hepimiz biliyoruz ama gerçekten anlıyor muyuz?
Bir terk midir, yoksa bir başlangıç mı?
Bir yöneliş midir, yoksa bir isyan mı?
Mûnisgâh’ın ilk bölümünde, bu kadim cümleyi kalbimize alıyor, sorularımızla birlikte yola çıkıyoruz.
Yalnız olmadığını hissetmeye, düşünmeye ve birlikte aramaya çağırıyoruz seni. 🤍
Sözün yumuşadığı, kalplerin yakınlaştığı, bilginin hikmete dönüştüğü bu mecliste yerin hazır. ☕
✨Hazırsan, başlıyoruz…
━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━
Bu yolculuk sadece podcast’te değil.Günlük paylaşımlarımız, kavram anlatımları ve dostça çağrılarımızla Instagram’da da birlikteyiz.Uğramak istersen: @munisgah 🌸📲