Bu bölümde Jack London’ın yarı otobiyografik romanı Martin Eden üzerinden bireyin anlam arayışını konuşuyorum.
Martin’in sınıf farkıyla başlayan yükselişi, aşkı idealleştirmesi, başarıyla gelen yalnızlığı ve nihayetinde empatidenyoksun bir hayata sıkışıp kalışı…
Onun hikâyesi sadece bir sanatçının trajedisi değil; aynı zamanda hepimizin içinde taşıdığı değer arayışı, görünür olma isteği ve insanlarla gerçek bağ kurmaihtiyacının hikâyesi.
Dinlerken kendine de sorabilirsin: “Benim için başarı ne anlama geliyor? Ve bu başarı, gerçekten içimi dolduruyor mu?”
#MartinEden #JackLondon #PodcastTurkiye #EdebiyatPodcasti #OndanÖyle #KitaplardanHayata #AnlamArayışı #BaşarıVeYalnızlık #PodcastÖneri
Bu bölümde yalnızlığın öğretici yanını, sırtını dayayacak güçlü bir destek olmadan da kendi değerini bulma yolculuğunu konuşuyorum.
Aile içinde görülmeyen, evlilikte yüzeysel bağlara razı gelmeyen, kendi evini ve alanını kurarken kalbinin odalarını adım adım genişletmeyi… Ve 30 yıllık bir arkadaşlığın bitişinin açtığı yeni boşlukları…
Yalnızlık, bazen acı verici olsa da insanın kendi içindeki gücü keşfetmesine, kalbinin yeni odalarını açmasına vesile olabilir.
#newpodcastalert #kişiselgelişim #yalnızlık #arkadaşlık #kalbininodaları #yenibaşlangıçlar #podcastlife #podcasting
Bu bölümde, seramik sanatçısı Füreya Koral’ın sıra dışı yaşamı,kırılganlıkla yoğrulmuş üretkenliği ve Cumhuriyet’in modern kadın idealinenasıl dönüştüğü üzerine düşünüyorum.
Bebeklerini kaybeden, veremle boğuşan, aşkları ve hayalleri arasında yenidenyeniden doğan bir kadın: Füreya.
Onun hayatına bakarken, kendi kadınlığımı, üretme gücümü ve düşme cesaretimi desorguluyorum.
Bir yerinde şöyle diyorum:
“Yarat. Kırıl. Ayağa kalk. Bir daha yarat.”Bu bölüm bir biyografi değil. Füreya’dan yola çıkıp,dönemin toplumsal kodlarını, sanatın dönüştürücülüğünü ve kadın olmanın karmaşasını konuşuyorum.
Kriz anlarında yalnızca ne söylendiği değil, nasıl söylendiği, kime söylendiği ve ne hissettirdiği de önemlidir. Bu bölümde, “Kahveci” belgeselinde Espressolab’in verdiği yanıtları bir iletişim perspektifiyle masaya yatırıyoruz.
CMO’nun çıkışı neden tartışma yarattı? Açıklamalar neden yeterli gelmedi? Marka ne yaptı ama ne hissettiremedi? Bu yalnızca bir markanın krizi değil; bir anlatının, bir tonun ve bir stratejinin sınavıydı.
Bu bölümde sadece eleştirmiyoruz; her başlıkta “ne olabilirdi?” diye sorarak, daha güçlü ve insani bir iletişim yaklaşımının ipuçlarını da paylaşıyoruz. Çünkü kriz anı, yalnızca bir savunma değil, bir yeniden inşa fırsatıdır.
Yorumlarını paylaşabilir ya da bana doğrudan jansetbeklen@gmail.com üzerinden ulaşabilirsin. Beğendiysen paylaşman ya da bir arkadaşına önermen de harika olur. 💛
"Pazartesi sabahı alarm çaldığında..."
Bu bölümde, haftanın belki de en zorlu anlarından birini, pazartesi sabahlarını konuşuyoruz.
Alarm çalıyor, uyanmak zor… Ama gerçekten zor olan ne?
Bir rutine dönmek mi, istekle istemek arasındaki boşluk mu, yoksa hayatı bazen sadece “yetişmek” olarak yaşamak mı?
İç sesinle, bedeninle, beklentilerinle pazartesi sabahı karşı karşıya geldiğinde neler oluyor?
Bu bölüm, sadece bir sabaha değil; kendini fark etmenin en sıradan görünümlü anlarına dair.
Bu bölümde, coşkunun ilişkilerde nasıl kaplayıcı bir hâle gelebildiğini; özellikle ebeveynlikte, partnerlikte ve dostluklarda başkasına alan açmanın ne anlama geldiğini konuşuyorum.
Kendi deneyimlerim üzerinden, “görünmek” arzusunun bazen “görmekten” nasıl uzaklaştırdığını fark ettim.
Henri Matisse’in bir sözü eşliğinde, görünmez olmanın gölgesi değil, bazen bir sevme biçimi olabileceğini sorguluyorum.
“Coşkumun kapladığı alanda sevdiklerime ne kadar yer bırakıyorum?”
Belki bu bölüm, senin de kendine sorman gereken bir soruya dönüşür.
Bu bölümde, “O Neden Öyle” podcast’inin arka plan hikayesini ve mükemmeliyetçilikle olan kişisel mücadelemi paylaşıyorum.
Çocukluktan gelen “neden 100 almadın” baskısından, harekete geçmenin dönüştürücü gücüne…
Behavioral Activation Theory’den dopaminin rolüne kadar birçok şeyin iç içe geçtiği bu bölüm, yalnızca anlatmak değil, hatırlamak için de var.
Çünkü bazen mesele mükemmel başlamak değil, sadece başlamak.
🎙️ Ben mükemmel olmayı değil, oyunda olmayı seçtim. Sen?
Kaosun tam ortasında kalmak, bazen sadece oynamaya devam etmek demektir.
Bu bölümde, kişisel deneyimlerden toplumsal histerilere, 1602’de kurda dönüştüğüne inanılan Pierre’den bugünkü sokaklara kadar uzanan bir yolculuğa çıkıyoruz.
Karmaşayı çözmeden içinde kalabilmenin,nefes almanın, sadece var olmanın gücünü konuşuyoruz.
Kimi zaman bir kedi gibi… Patimizi yeniden uzatıyoruz hayata.
Dinlemek için hemen tıklayın!
Bana ulaşmak için, e-posta gönderebilirsiniz.
jansetbeklen@gmail.com
Bu bölümde, algılarımızın nasıl şekillendiğini,deneyimlerimizin neden tek boyutlu olmadığını ve gerçeği sandığımızdan çok dahafarklı algılayabileceğimizi keşfe çıkıyoruz.
Peki ya siz? Günlük deneyimlerinizi nasılşekillendirdiğinizi hiç fark ettiniz mi? ☕✨
🎧Dinlemek için hemen tıklayın!
Bana ulaşmak için, e-posta gönderebilirsiniz.
jansetbeklen@gmail.com
Hata yapmak neden bu kadar korkutucu? Peki ya her zaman en iyisini yapmak zorunda olmadığımızı kabul edebilsek?
Bu bölümde, hata yapma kaygısını, kendimize koyduğumuz sert kuralları ve aslında içimizde daha şefkatli bir ses uyandırmanın yollarını keşfe çıkıyoruz. Başarısızlık gerçekten var mı, yoksa sadece yeniden başlamak için bir fırsat mı?
Peki ya siz? Kendinize iyi bir dost olmayı öğrenmeye hazır mısınız? 🌿
🎧 Dinlemek için hemen tıklayın!
Bir gün, yaratıcı düşüncenin sadece dâhilerin ayrıcalığı mı olduğunu yoksa hepimizin içinde uyanmayı bekleyen bir güç mü barındırdığını sorgulamaya başladım.
Bu bölümde, oyun oynayan bir çocuğun özgürlüğünden ilham alarak yaratıcılığın aslında nasıl hep yanı başımızda olduğunu keşfe çıkıyoruz.
Peki ya siz, kendi içsel oyun alanınızı bulmaya cesaret edebilir misiniz?