Hayatta bazen o kadar çok şeyin peşine düşüyoruz ki, kendimizi o koşunun içinde kaybediyoruz. Başkalarını memnun etmeye çalışırken, kendi iç sesimizi susturuyoruz.
Bu bölümde; ilişkilerde, hayatta ve kendimizle olan mücadelemizde önceliklerimizin nasıl yer değiştirdiğini konuşuyorum.
Kendini hep arka plana atan, “önce ben desem bencil olur muyum?” diye düşünen herkese gelsin bu bölüm.
Belki de en büyük farkındalık, artık “önemli olan ne?” sorusuna dürüstçe cevap verebilmekte saklıdır.
***
Mail: nedenben668@gmail.com
Bazen beynimiz, çöp kutusuna dönüşüyor. Düşünmememiz gerekenleri düşünüyoruz, dert etmememiz gereken şeyleri içimizde büyütüyoruz. Birinin yanlış bakışı, birinin gereksiz sözü, geçmişte kalmış hatalar… Hepsi birikiyor, yer kaplıyor. Ve farkında olmadan o çöplerin içinde yaşamaya başlıyoruz.
Bu bölümde, zihnimizde biriken bu “gereksiz yığınları” konuşuyorum. Sürekli kafamızda dönüp duran o düşünceler, “ya öyle olursa”larla dolu senaryolar, kimsenin hatırlamadığı ama bizim hâlâ unutmamaya direndiğimiz küçük şeyler...
Belki artık biraz temizlik yapmanın, kendi içimizi ferahlatmanın zamanı gelmiştir.
Hazırsan, bugün birlikte çöpleri dışarı çıkarıyoruz.
***
Mail: nedenben668@gmail.com
Bazı insanlar vardır, kalbi o kadar temizdir ki, dünyayı o kalple düzeltmeye çalışır. Ama dünya hep kirli kalır, en sonunda o kalp yorulur. Bu bölümde “iyi niyet”in nasıl bir yük haline geldiğini, neden bazen insanı en çok o yorduğunu konuştum.
Süleyman İbin’in sözlerinden yola çıkarak, iyi niyetli olmanın bedelini, sınır koymanın gerekliliğini, ve en önemlisi “kendine iyi davranmanın” ne kadar kıymetli olduğunu anlatıyorum.
***
Mail: nedenben668@gmail.com
Çocukken büyümeyi hayal ettik, “şu yaşa gelsem her şey daha kolay olacak” diye düşündük. Sonra o yaşlara geldik ve fark ettik ki hayallerimizin yanına sorumluluklar, yükler ve seçimler de eklenmiş. Bu bölümde, hayal ettiğimiz yaşlara gelirken yaşadığımız kırılmaları, yüzleşmeleri ve büyümenin gerçek anlamını konuşuyoruz.
***
Mail: nedenben668@gmail.com
Hayat bazen tam da elimizin ucundayken kayıp giden şeylerle dolu. Tam konuşacaktık, sustuk. Tam kazanacaktık, kaybettik. Tam tutacaktık, elimizden kaydı gitti. Bu bölümde, hepimizin hayatında iz bırakan o yarım kalmışlıkları konuşuyoruz. Belki bir aşk, belki bir dostluk, belki de bir hayal… Olacak gibi olup olmayan şeyler bize kaybettirmiyor aslında; büyütüyor, dönüştürüyor ve belki de en çok onlar bize “insan” olduğumuzu hatırlatıyor.
***
Mail: nedenben668@gmail.com
Kibir… Hepimizin reddettiği ama bir şekilde hayatımıza sızan bir duygu. Bazen bir savunma kalkanı, bazen de içimizdeki kırılganlığın süslü maskesi. Bu bölümde kibiri en derininden konuşuyoruz; ilişkilerimizi, dostluklarımızı, hatta kendimizi nasıl yavaş yavaş tükettiğini… Ama aynı zamanda samimiyetin, özür dileyebilmenin ve maskelerden sıyrılmanın nasıl gerçek bir güç olduğunu da. Dinlerken belki kendini bulacak, belki de hiç fark etmediğin duvarlarını göreceksin.
***
Mail: nedenben668@gmail.com
Yazı konuşuyoruz gibi görünse de aslında mesele sadece yaz değil. İnsanın kendisini hep bir şeyleri kaçırmış gibi hissetmesi, yaptığıyla yapamadığı arasında sıkışıp kalması… Yaz sadece bunun bahanesi. Çünkü bazen mevsimler değişir, takvim yaprakları dökülür ama içimizdeki boşluk yerinde durur.
Bu bölüm, aslında yazdan çok seninle ilgili. Hissettiğin eksiklikle, bitmesini istemediğin ama bir türlü de tadını çıkaramadığın o anlarla. Belki de bu yüzden dinlerken “benim hayatımı anlatıyor” diyeceksin. Çünkü yaz depresyonu dediğimiz şey, yalnızca yazda değil, hayatın her döneminde bizimle.
***
Mail: nedenben668@gmail.com
Anlaşılmak… Belki de hepimizin hayattaki en büyük ihtiyacı. Bağırmadan, ağlamadan, konuşmadan bile anlaşılmak. Kalabalıkların içinde görünmez olduğumuzda, sevdiklerimizin arasında bile duyulmadığımızda hissettiğimiz o yalnızlık, aslında anlaşılma arzusunun bir yankısı. Bu bölümde ‘anlaşılmak’ duygusunu en derin haliyle ele alıyoruz. Çünkü bazen bir kelime değil, bir bakış, bir sessizlik her şeyden daha çok şey anlatır. Ve belki de sen de bu satırlarda, kendini bulacaksın.
***
Instagram:nedendenbenpodcast
Mail: nedenben668@gmail.com
Bu bölümde “Aşkta gurur olur mu?” sorusunu masaya yatırıyoruz.
Gururun özsaygıyla nasıl karıştırıldığını, ilişkilerde hangi sahnelerde devreye girdiğini ve aslında kalbimizi mi yoksa sınırlarımızı mı koruduğunu konuşuyoruz. Yazıp silinen mesajlardan, suskunlukların yüküne; özürlerin dilinden ayrılığın kapısına kadar her noktaya değiniyoruz.
Eğer ilişkilerde gururun mu yoksa sevgimizin mi öne geçtiğini merak ediyorsan, bu bölüm sana kendi yolunu gösterecek.
***
Mail: nedenben668@gmail.com
Bazen hayatın ortasında, görünmez çitlerle çevrili olduğumuzu fark ederiz. Adım atmak isteriz ama sanki her yönde görünmez engeller vardır. Belki de bizi tutan şey dışarıdaki dünya değil, içimizdeki korkular, geçmişten kalan zincirlerdir. Bu bölümde, kendi zihnimizde ördüğümüz çitleri nasıl fark edebileceğimizi ve onları yavaş yavaş nasıl aşabileceğimizi konuşuyoruz. Çünkü bazen tek yapmamız gereken, o çitlerin aslında kapısının açık olduğunu hatırlamaktır.
***
Mail: nedenben668@gmail.com
Robot gibi yaşamaya başladığını fark ettin mi hiç?
Aynı işleri aynı şekilde yaparken, bir sabah uyanıp “Ben ne zamandır böyleyim?” diye sormaya başladın mı?
Bu bölümde, rutine sıkışıp duygularını unutan tarafınla konuşuyorum. Çünkü sen makine değilsin. Hissetmeye, şaşırmaya, hata yapmaya hakkın var.
Bir işi otomatikleştirdiğini fark ettiğinde durup “Ben burada mıyım?” diyebilmeyi,
bir ilişkiyi sadece sürdürmek için yürüttüğünü fark ettiğinde kendine dürüst olabilmeyi birlikte konuşuyoruz.
Dinlerken belki “Bu ben” diyeceğin çok an olacak. Ve umarım o anlarda kendine dönmenin ilk adımını atarsın.
***
Mail: nedenben668@gmail.com
Aile sevgisiyle büyümek… kulağa çok güzel geliyor, değil mi?
Ama ya o sevgi, aslında seni şekillendirmek, yönlendirmek, hatta kontrol etmek için kullanıldıysa?
Bu bölümde, ailelerimizin “senin iyiliğin için” diyerek bize dayattığı kalıpları, onların duygusal ihtiyaçlarını farkında olmadan nasıl karşıladığımızı ve kendi hayatımızı kurma mücadelesini konuşuyoruz.
Gerçekten seviliyor muyuz, yoksa sadece yönetiliyor muyuz?
Bu sorulara birlikte bakacağız.
Belki biraz sarsılacağız ama sonunda kendi sesimize bir adım daha yaklaşacağız.
***
Instagram:nedendenbenpodcast
Mail: nedenben668@gmail.com
Bazen bir bakış, bir sarılma ya da paylaşılan sessizlik… En çok da o anlarda insan, yalnız olmadığını hatırlar. İlişkiler karmaşık, dostluklar kırılgan, anılar da çabuk geçiyor belki ama bir şey kalıyor geriye: içten bir bağ. Bu bölümde tam da bunu konuştuk. Sahi, sen en son kiminle gerçekten bağ kurdun?
***
Instagram:nedendenbenpodcast
Mail: nedenben668@gmail.com
Hiç fark ettin mi?Bazen en büyük destek, hiç tanımadığın birinden gelir.Bir yorum.Bir paylaşım.Bir “seninle gurur duyuyorum” mesajı.Çünkü tanıdıklar susar bazen. Görse bile görmemiş gibi yapar.Ama biri gelir... geçmişini bilmeden, seni yargılamadan “devam et” der.Bu bölüm, tam da bu histe kaybolanlara.Destek bulamayanlara.Ve buna rağmen ayakta kalanlara.Belki de o cümleyi birine sen kurarsın diye…
***
Instagram:nedendenbenpodcast
Mail: nedenben668@gmail.com
Kendine acımasız davrandığın zamanları hatırlıyor musun?
Sırf “insanlar böyle sevmez” diye kendinden şüphe ettiğin günleri?
Çok konuştuğun için, çok sustuğun için, çabuk kırıldığın, zor güldüğün, bazen de fazla heyecanlandığın için kendine “kusurluyum” dediğin anları?
İşte bu bölüm tam olarak onlarla ilgili.
Kusurlarımız sandığımız o taraflarımızla… nasıl barışılır?
Ya da bazı şeyleri gerçekten değiştirmek gerekir mi, yoksa sadece kabul etmek mi iyileştirir?
***
Instagram:nedendenbenpodcast
Mail: nedenben668@gmail.com
Bugün biraz geçmişe döndük… ya da belki hâlâ içindesin?
Ergenlik: Bedenin başka, ruhun başka yerde olduğu o garip ara dönem.
Her şeyin ya çok büyük ya da hiç olmadığı, story izleyince kalp kırılan, bir “Nasılsın?” sorusuna bile alınan dönem…
Triplerin, susmaların, beğeniye göre moralinin şekillendiği o çağ…
Bu bölümde ergenliği bol bol ti’ye aldım ama bi yandan da gerçekten içini anlayacak şekilde konuştum. Hem gülecek, hem de “bu ben ya” diyeceksin.
Çünkü o dönemde hepimiz biraz abarttık.
Ama büyümek de biraz böyle zaten.
Trip atmadan dinle olur mu?
***
Instagram:nedendenbenpodcast
Mail: nedenben668@gmail.com
Bu bölüm bir itiraf gibi…
Gözükmeyen baskılar, yüksek beklentiler, başkalarının hayalleriyle kendi yolunu kaybetmiş çocuklar için.
Ağır geliyor çünkü bu yük senin değil.
Belki sen de yıllardır başkalarının istediği gibi bir hayat yaşamaya çalışıyorsun. Belki de o çok tanıdık cümle içinde yankılanıyor:
“Ben aslında ne istiyorum?”
Aileni kırmak istemedin, ama kendini de unuttun.
Herkes güçlü olmanı bekledi, sen de sustun.
Ama susmak iyileştirmez.
***
Instagram:nedendenbenpodcast
Mail: nedenben668@gmail.com
Kimse ilk kaydını paylaşmak istemez. Çünkü eksiktir. Çünkü kusurludur. Çünkü “yeterince iyi” değildir. Ama bir defterin kapağına “İlk Fikirler” yazmakla başlar her şey. Bir kahveyle, titreşen bir ses kaydı ekranıyla, biraz titreyen ama içten bir sesle.
Bu görsel, tam olarak bunu anlatıyor. O mükemmel mikrofonu almadan önce, telefonla kaydettiğin ilk ses. O kusursuz ekipman hayalini kurarken, karaladığın ilk cümle. Kimse o anı görmez, ama aslında en kıymetlisi odur.
Belki şu an sende de o kayıt uygulaması açık, belki bir not defterine “Neden ben?” diye soruyorsun. Cevap burada: Çünkü sen başlarsan, bir başkası da başlayacak. Ve o “kusurlu” ilk adım… birilerinin hayatını değiştirecek.
***
Instagram:nedendenbenpodcast
Mail: nedenben668@gmail.com
Bu bölüm iltifat değil, uyandırma bölümü. Sana güzel sözler söylemeyeceğim. Çünkü bazen en büyük motivasyon, kendinle yüzleşmektir. Bu bir motivasyon konuşması değil, bu senin içindeki o susan sesi ayağa kaldırma bölümü.
Sınav stresinden gelecek kaygısına, iş bulma korkusundan “ben ne olacağım?” çırpınışına kadar hepsine değindim. Çünkü belki de şu an tam da bunu duymaya ihtiyacın var.
Bu hikâyeyi başkalarının yazmasına artık izin verme. Bu savaş senin. Bu yol senin. Bu başlangıç da senin.
Kapatma bu bölümü. Bitene kadar değil, olana kadar dinle.
***
Instagram:nedendenbenpodcast
Mail: nedenben668@gmail.com
Hepimiz zaman zaman düşündük; “Ya kimse beni yargılamasa, eleştirmese, kalıplara soksalar da olmasam, nasıl biri olurdum?” Bu bölümde, içimizde sakladığımız duyguları, korkuları ve kaybettiklerimizi konuşuyoruz. Kendimizi ifade etmekten çekinmemizin, farklı olmaktan korkmamızın nedenlerini irdeliyoruz. Toplumun, çevrenin ve kendi iç sesimizin bizi nasıl küçük kalıplara hapsettiğini birlikte keşfediyoruz. Bu hikâye senin de hikâyen olabilir; belki fark etmeden kendini kaybetmiş ya da gizlemiş biri. Ama unutmamalısın, kimse yargılamasa, hayat çok daha özgür, çok daha gerçek olurdu. Dinlerken belki gözlerin dolacak, ama emin ol; bu duygular, kendimizi bulmanın en samimi yolu.
***
Instagram:nedendenbenpodcast
Mail: nedenben668@gmail.com