Edirne’nin simgesi olan Selimiye Camii, II. Selim’in emriyle Mimar Sinan tarafından 1568 ile 1574 yılları arasında yapılır. Osmanlı mimarisinin en önemli eseri olarak kabul edilen yapı için Mimar Sinan da “ustalık eserim” demiştir.⠀
Dört ince minareye sahip camiyi bu denli öne çıkaran ise mimarisidir. O güne kadar hiçbir mabette kullanılmamış bir tarzı benimseyen Mimar Sinan, camiyi tek bir kubbe ile örtmüş, herhangi bir yarım kubbelerden faydalanmamıştır. İçerisindeki süslemeleriyle de hayranlık uyandıran camide çini süslemeleri ağırlıktadır. Bu süslemelerde 101 farklı lale motifi kullanılmıştır. ⠀
Selimiye Camii’nin üç kapılı avlusunda şadırvan, sıbyan mektebi, darül kurra, darül hadis, medrese ve imaret bulunur. Edirne’nin her tarafından görülebilen cami, 2011’de UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.⠀
Manisa’da bulunan ve Lidya’ya başkentlik yapan Sardes Antik Kenti, bilinen tarihte ilk paranın basıldığı ve kullanıldığı yerdir. Tarihi milattan önce 1300’lere kadar uzanan kent, antik çağın en büyük sinagoguna ev sahipliği yapmasıyla da bilinir.
2013’te UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan Sardes, tarihteki ünlü Kral Yolu’nun da başlangıç noktasıdır. Kentin kuşkusuz en önemli yapısı Artemis Tapınağı’dır. Şehrin 5km kuzeyinde ise “Bin Tepeler” adı verilen ve 85 mezardan oluşan Lidya Kraliyet Mezarlığı yer almaktadır.
Kentin ismi, geçmişte uzun bir süre değerli taş olarak kullanılan turuncu kuvarsın Batı dillerindeki ismi olan “sard” kelimesinden gelmektedir. Üstelik bölge ve çevresinde halen kuvars ile altın çıkarımı devam etmektedir.
Sizlere Sultan II. Abdülhamid’in çeyrek asırdır tahtta bulunması şerefine yaptırılan İzmir’in sembol kulesini anlatacağız.
Haliç’in kuzey yakası Hasköy’de konumlanan İstanbul Rahmi Koç Müzesi, ziyaretçilerine mekanik tarihi yaşatıyor. Üstelik bu deneyimi üç ana bölüm içerisinde sunuyor.
Toplamda 27 bin metrekarelik alan içerisinde kurulu müzede klasik otomobiller, Atatürk’ün özel eşyaları, bilim tarihindeki koleksiyonlar, iletişim araçları, dönem canlandırmaları ve özel koleksiyonlar var. Bununla beraber demir, deniz, hava ve kara yolu ulaşımının gelişimi de sergileniyor.
Bu arada Rahmi Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı bünyesinde İstanbul’daki Rahmi Koç Müzesi ile aynı isimde Ankara’da da bir müze olduğunu belirtelim. Hatta Cunda Taksiyarhis ile Cunda Sevim ve Necdet Kent Kütüphanesi de bu vakfa aittir.
Hakkında pek çok efsane olan peribacaları, aslında bir erozyon sonucu meydana gelmiştir. Tam 60 milyon yıl önce Hasandağı, Erciyes Dağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lavlar ile küllerinin erittiği tüf kayalar; yağmur ve rüzgarla aşınarak bu ilginç görünümü oluşturmuştur.
Mimar Achille Manoussos’un 1893 yılında Bristol Oteli olarak inşa ettiği binada faaliyet gösteren Pera Müzesi, Mimar Sinan Gerim’in yenileneme çalışmalarıyla bugünkü halini alır. Kapılarını 2005 yılında açan müze, Suna ve İnan Kıraç Vakfı sayesinde hayat bulur.
Pera Müzesi hem ana koleksiyonları hem de süreli sergileriyle gelecek kuşaklara bilgiler aktarıyor. Ana koleksiyonunda ‘Oryantalist Resim’ kısmında yaklaşık 300’ü aşkın tablo, ‘Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri’ bölümünde yaklaşık 10 bin eser ve ‘Kütahya Çini ve Seramikleri’ tarafında ise çarpıcı güzellikte parçalar bulunuyor.
Müzenin düzenlediği kısa dönemli sergilerde ise Rembrandt, Akira Kurosawa, Pablo Picasso, Frida Kahlo ve Goya gibi usta sanatçıların yapıtları, sanatseverlerle buluşuyor.
Bugün nice aşıklara kapılarını açan Kız Kulesi’nin 12’nci yüzyıldan günümüze ulaşan bir eser olduğunu biliyor muydunuz? Üstelik İstanbul’un dört bir yanını muazzam bir panoramiyle seyredebileceğiniz ada üzerine konumlanan bu tarihi kalede, bir rivayete göre prenses yaşamıştır. Hatta bir kahin, prensese yılan sokması sonucunda öleceğini söyler. Bu uyarıya kayıtsız kalmayan prenses de Kız Kulesi’ni inşa ettirir ve yaşamını burada sürdürür. Fakat kaderin önüne geçilemeyeceğinin inşasıdır bu yapı. Zira her ne kadar yılanların ulaşamayacağı yükseklikte ve denizin tam ortasında yapılmışsa da prenses yine de yılan sokmasından ölmüştür.
Türkiye’nin en popüler antik kentlerinden Antalya’daki Patara Antik Kenti, milattan önce 13’üncü yüzyıla kadar uzanan bir tarihi geçmişe sahiptir. Nitekim 2020 de ‘Patara Yılı’ ilan edilmiştir.
Bu kentle ilgili en eski efsane, mitolojik öykülerle başlar. Zira Patara'yı su perisi Lykia ile Apollon'un oğlu Paturus'un kurduğu belirtilir. Ancak öykülerden ziyade net verilere bakılırsa dünyanın en önemli medeniyetlerinden Likya Uygarlığı’nın o yıllarda başkentini Patara’ya kurduğu görülür. Çünkü Patara aslında stratejik anlamda önemli bir geçiş güzergahında bulunur ve o dönemde ticaretin kalbi niteliğindedir.
Patara Antik Kenti’nin plajı da en az tarihçesi kadar mühimdir. Türk sinemasına yön veren Yeşilçam filmlerinin çöl sahnelerinin bazıları burada çekilmiştir. Üstelik, 1988 yılından beri arkeolojik kazı çalışmalarının devam ettiği bu antik kentten çıkarılan eserler, bugün Likya Uygarlıkları Müzesi’nde sergilenmektedir.
Sizlere 2 bin 150 metre yükseklikteki Helenistik dönemin en görkemli mezar ve anıtsal heykellerinin yer aldığı Nemrut Dağı’ndan bahsedeceğiz.
Adıyaman’ın Kahta ilçesi sınırlarına dahil olan Nemrut Dağı’nın zirveleri görülmeye değerdir. Burada Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara ve atalarına minnettarlığını göstermek için yaptırdığı anıtsal heykeller bulunur. Ortalama 8-10 metre yüksekliğindeki bu kalıntılar, kireçtaşı bloklarından yapılmıştır.
Kral mezarının ise varlığı bilinse de henüz keşfedilmemiştir. Yine de Nemrut Dağı, 1987 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmeyi başarmıştır.
Dağın, batı ve kuzey teraslarında benzersiz manzara ve heykeller yer alır. Bununla beraber batı terasında aslanlı horoskobun yer aldığını da belirtelim. Ki bu, tarihte bilinen en eski horoskoptur. Doğu terası ise en önemli kalıntıların yer aldığı kutsal merkez kabul edilir.
Mevlana Müzesi, esasen 1200’lü yıllarda Selçuklu sarayının gül bahçesidir. 18 bin metrekarelik arazi, Mevlana’nın babasına Alaeddin Keykubat tarafından hediye edilmiştir. Ki kendisi vefat edince 1231’de buraya defnedilen ilk isim olmuştur.
Yüzyıllar boyu dergah olarak kullanılan yer, 1926’da müzeleştirilmiştir.
UNESCO 2007’yi ‘Mevlana Yılı’ ilan etmiş, 2018’de ise burası Türkiye’nin en çok ziyaretçi alan 3’üncü müzesi olmuştur.
Müzeye giriş için yalnızca Çelebiyan ve Küstahan kullanılsa da Dervişan ve Hamuşan isimli iki ana giriş kapısı daha vardır. Ayrıca alanda; Mevlana Türbesi, Huzur-ı Pir, Şeb-i Arus havuzu, derviş hücreleri, semahane ve selsebil çeşmesi gibi bölümler bulunur. Kompleks halindeki yapıda 4 binin üzerinde el yazması ve 2 bin 756 ciltlik kitabın olduğu bir de kütüphane vardır.
Rizelilerin ‘Kız Kulesi’ de dediği Kız Kalesi’ne, aslında daha çok Karadeniz insanı aşina. Turizm açısından yeni yeni tanınırlığı artan bu yapının inşa tarihi net olarak bilinmiyor. Ancak günümüze 13 veya 14’üncü yüzyıldan ulaştığı tahmin ediliyor.
Trabzon Rum İmparatorluğu zamanında yapıldığı düşünülen Kız Kalesi, kayalık bir zemin üzerine bulunuyor. Denizin üzerinde muazzam bir ışıklandırmayla ihtişamını sürdüren Kız Kalesi’ni, Osmanlı Devleti’nin mükemmel bir mimari ile onardığı biliniyor. Kale, 2006 itibarıyla Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından koruma altına alındı.
Son olarak Kız Kalesi’nin her ne kadar gözlem amacıyla yapıldığı düşünülse de halk arasında kendine saray yaptırmak isteyen bir prense ait olduğunun söylenir.
Cihan Sultanı Fatih Sultan Mehmet, kadim şehir İstanbul’u fethettikten sonra 1460 yılında çarşının yapımını başlatmıştır. Günümüzde değerli eşya ve mücevherlerin satıldığı bölümler her ne kadar Fatih Sultan Mehmet zamanında yapılmışsa da, ahşaptan yapılan büyük çarşı ise Kanuni Sultan Süleyman döneminde eklenmiştir.
Çarşı, yapıldığı yıldan günümüze 7 büyük yangın ve sayısız deprem atlatmıştır. Günümüzde tam 4 bin dükkanı olan ve günlük ortalama 140 bin kişinin ziyaret ettiği çarşı; İstanbul’un en ünlü gezi ve alışveriş lokasyonudur.
Kapalı Çarşı’nın içi labirent gibidir. Her sokağında farklı konseptteki ürünlerin satıldığı çarşının tam 10 tane kapısının olduğunu belirtelim!
Toplam 1,4 kilometrelik uzunluğa sahip ve trafiğe kapalı olan İstiklal Caddesi kafeleri, restoranları, sanat merkezleri, sinemaları, pasajları ve tarihi dokusuyla 24 saat hayatın ritminin attığı bir yerdir. Nostaljik tramvayı, tüneli, anıtları ile her yaştan insanın da en önemli buluşma noktalarındandır.
İstiklal Caddesi’nin popülerliği Bizans döneminden sonra başlar. Kenti alan Osmanlı’nın yükseliş dönemiyle beraber caddede çok uluslu bir yapılanma hakim olur ve mimari anlamda zenginleşir. Caddenin altyapı çalışmaları ise Abdülaziz döneminde gerçekleşir hatta meşhur Tünel de bu dönemde yapılır.
Bugünkü adını Cumhuriyet dönemiyle alan İstiklal Caddesi’nin önceden ‘Grande Rue de Pera’, 'Büyük Cadde' ve 'Cadde-i Kebir' olarak anıldığını da belirtelim.
Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde yükselen İshak Paşa Sarayı’nın yapımı 100 yıl sürmüştür. Kitabesinde 1784 yılında tamamlandığı ve yapım emrinin İshak Paşa tarafından verildiği yazan sarayın ihtişamı, bugün bile görenleri hayrete düşürür. Zira Osmanlı hanedanlığının bu sarayı rekabet olarak görmesi; İshak Paşa’nın gözden düşmesine ve Hasankale’ye sürgün edilmesine yol açmıştır.
Bu eser, Osmanlı Devleti’nin Lale Devri döneminde inşa edilmiştir. Hatta literatüre Lale Devri’nin son en büyük yapısı olarak geçmiştir.
‘Bey Kalesi’ sınıfına dahil olan İshak Paşa Sarayı’nda 116 oda, türbe, cami, iç ve dış avlular, divan ve harem salonları ile muhafız koğuşları bulunur.
Günümüzde müze vasfında olan İshak Paşa Sarayı, misafirlerini ağırlamaya devam ediyor.
Aksaray’da bulunan Ihlara Vadisi, muazzam bitki örtüsü, tarihi kilise ve şapelleriyle şehrin en çok turist çeken yeridir. Dünyanın en büyük kanyonlarından olan vadi toplamda 14 kilometreye yayılıdır.
Yüksekliği 120 metreyi bulan kanyon boyunca akan Melendiz Nehri, buradaki temel yaşamın kaynağıdır. Kıvrımlı bir yolu takip eden su yolu sebebiyle bölgenin eski sakinleri kendilerine “dönerek akan suyun halkı” anlamındaki “Peristremma” olarak adlandırırdı.
Hristiyanlığın kuruluş yıllarına ait bir merkez olarak görülen Ihlara Vadisi, içerisinde 100’den fazla kiliseyi barındırır. Kayalara oyularak oluşturulmuş freskli kiliseleri ile eşsiz bir tarihi hazineye sahip olan vadideki bu kiliseler milattan sonra 4’üncü yüzyıldan kalmadır.
Sizlere harcında süt kullanıldığına inanılan bir kaleden bahsedeceğiz.
Hakkari’nin tek anıt yapısı kabul edilen Hakkari Meydan Medresesi’nden bahsedeceğiz.
İç avlulu, iki kanatlı ve iki katlı medresenin avlusunda iki kanat halinde sıralanan medrese hücreleri yer alır.
Sizlere Anadolu Selçuklu Devleti’den miras kalan Sivas’taki Gök Medrese’yi anlatacağız.
Göbeklitepe’nin varlığı ilk olarak, 1963 yılında İstanbul ve Chicago üniversitelerinin ortaklığıyla gerçekleşen bir araştırmada keşfedildi. Alanın gerçek değeri ise 1994 yılından sonra başlatılan kazı çalışmalarıyla gün yüzüne çıktı.
‘Tarihin Sıfır Noktası’ olarak betimlenen Göbeklitepe’deki çalışmalarda, ‘T’ şeklindeki sütunlar bulundu. Kireç taşından yapılan bu sütunların yüksekliği 5 metre civarında değişiyor.
Günümüzde insanlık tarihinin değişmesine neden olan Göbeklitepe, açık ara farkla bugüne kadar inşa edilen en eski yapı olarak kayıtlara geçti. Zira araştırmalar sonucunda bu sütunların 12 bin yıl öncesine ait olduğu anlaşıldı.
Son olarak belirtelim ki Göbeklitepe; İngiltere’deki Stonehenge'den yaklaşık 7 bin, Mısır’daki Piramitler’den ise 7 bin 500 yıl daha eskidir.
‘Dünyanın 7 Harikası’ndan biri olan Artemis Tapınağı’nı da içinde barındıran Efes Antik Kenti’nden bahsedeceğiz.
Antik Çağ’ın Anadolu başkenti Efes, tüm görkemiyle binlerce yıldır ayakta durur. Muazzam yapısıyla dünyanın her yerinden misafirlerini ağırlayan antik kent, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren sayılı yerlerdendir.
Efes Antik Kenti’nin içerisinde başta Roma olmak üzere birçok uygarlığın izleri görülür. Üstelik bu ören yerinde kentleşme, mimarlık ve din tarihine dayalı simgeler de incelenebilir.
‘Aşağı’ ve ‘Yukarı’ isimli iki kapısı bulunan Efes Antik Kenti’nin kazı çalışmaları yaklaşık 125 yıldır devam ediyor. Antik kentin içerisinde ise Artemis Tapınağı, Celsus Kütüphanesi, Meryem Kilisesi ve Belediye Sarayı gibi alanlar mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır.