🎙️ Bölüm 21
Selam şefler, DataFeyz’in bu bölümünde inşaat sektöründeki ödeme krizlerini masaya yatırıyor, çözüm için gözümüzü blok zincirine çeviriyoruz.
Yıllardır projelerde “fatura gitti ama ödeme gelmedi”, “hakediş beklemede” ya da “şef söz verdi ama onay çıkmadı” gibi cümleler döner durur. Bu zinciri kırmak için zincirin kendisini—blockchain teknolojisini—şantiyeye çağırıyoruz. Ama bakalım şantiye bunu ne kadar istiyor?!
Blok zinciri, ödeme süreçlerini sadece kayda almakla kalmıyor; şeffaf, doğrulanabilir ve tarafsız hale getiriyor. Akıllı sözleşmeler sayesinde, işin tamamlanmasıyla birlikte ödemeler tetikleniyor ve insan inisiyatifinden bağımsız olarak gerçekleşiyor. Bu da hem ödeme gecikmelerini hem de ihtilafları azaltıyor. Artık “kim onaylamadı?” sorusu yerini “kodun koşulu sağlanmadıysa sistem zaten ödeme yapmaz” netliğine bırakıyor.
Tabii mesele sadece teknik veya gücün idarenin elinden çıkması değil. Bu teknolojilerin uygulanmasında bazı ciddi zorluklar da var: altyapı eksikliği, hukuki belirsizlikler, sektörün düşük dijitalleşme seviyesi gibi. Ancak gelecek adına blok zinciri, projenin genel verimliliğini artırma, kaynak yönetimini iyileştirme ve taşeron, yüklenici, işveren arasındaki güven ilişkisini kodlarla yeniden kurma konusunda güçlü bir fırsat sunuyor. Yani işin hem sözleşmesi, hem ödeme süreci, hem de denetim izi aynı dijital kayıtta tutuluyor.
🎧 Herkesten önce siz dinleyin, sonra biri “bu ödeme hâlâ niye yapılmadı?” dediğinde siz, “datafeyz'i dinleseydin bilirdin” deyin.
🎙️ Bölüm 22
Selam Şefler! DataFeyz’in bu bölümünde, sadece fazla dökülen betona, yanlış kesilen demire değil, görünmeyen ama maliyeti ağır olan israf türlerine odaklanıyoruz. Evet, yalın inşaat diyoruz ama bu sefer odak fiziksel değil — zaman, iletişim, karar, koordinasyon kayıpları gibi “elle tutulmaz ama bütçeyi delen” israflarda.
“Üç kişi bakıyor, biri tutuyor, biri de çekiyor” sahnelerinden nasıl kurtuluruz diye soruyoruz. Yalın inşaat yaklaşımı, artık sadece akademik sunumlarda geçen bir kavram değil; Türk inşaat sektöründe sahaya inmeye başladı. Gereksiz tekrarlar, boşta geçen beklemeler, plansız malzeme akışları, kafa karıştıran onay zincirleri… hepsine birer kırmızı etiket yapıştırıp masaya yatırıyoruz.
Son Planlayıcı Sistemi’yle “planlama sadece teknik ofisin işi değildir” diyoruz. Herkesin bildiğini zannettiği ama kimsenin yazılı hale getirmediği iş akışları, yalın sistemlerle görünür oluyor. Tedarikçilerle WhatsApp üzerinden yürütülen bilgi akışı, artık internet tabanlı platformlara taşınmak zorunda. Çünkü doğru zamanda doğru malzeme, artık “denk gelirse” değil, “senkronize edilirse” sahaya iner.
Peki Türkiye’de bu iş ne kadar uygulanabilir? Formene “niye böyle yaptık” demekle mi başlar, yoksa ihale dosyasına sürecin kendisi mi gömülmeli? Kaynaklar, saha deneyimi ve uzman paneller üzerinden bu soruya yanıt arıyoruz.
Sahada planlamadan kopuk başlayan işler, toplantıda çözülmeyen kararlar, “mail atıldı mı, bilmiyorum şefim” cümlesiyle kaybolan bilgi… Hepsi fiziki malzeme kadar değerli kayıplar. Çünkü şantiyede her gecikme, sadece süreyi değil morali, enerjiyi ve işin bütün senkronunu yiyor. Yalın yaklaşım tam da bu noktada devreye giriyor: sadece süreçleri değil, insan davranışlarını da optimize etmeyi hedefliyor.
Peki Türk inşaat sektörü buna hazır mı? Dedikodunun bilgiye, varsayımın plana, alışkanlığın standarda dönüşmesi mümkün mü? Son Planlayıcı Sistemi, tedarik zinciri entegrasyonu, karar senkronizasyonu gibi yapılar bu görünmeyen israfları ortadan kaldırabilir mi?
🎧 Herkesten önce siz dinleyin, sonra biri “bu iş niye hâlâ bitmedi?” dediğinde siz, “şefim iş değil, süreç uzadı — o da görünmeyen israf” deyin.
🎙️ Bölüm 23 -
Selam şefler!
DataFeyz’in bu bölümünde, inşaatta sadece demirle betonla değil, karbon salımıyla da ilgilenmek zorunda olduğumuzu konuşuyoruz. Konumuz: yeşil binalar, sürdürülebilirlik etiketleri, düşük faizli krediler ve bankaların “enerji verimliliğin varsa faizim düşer” politikaları.
Türkiye'de LEED, BREEAM ve yerli alternatif B.E.S.T. gibi yeşil sertifikalar yalnızca müteahhitin imajı için değil, banka faizini aşağı çekmek, işletme maliyetini kısmak ve konut değerini artırmak için de devreye giriyor. Üstelik, yeşil mortgage programlarıyla konut alıcısının nakit akışı da rahatlıyor.
Emlakçı “güney cephe” diyordu ya hani — artık “LEED Gold bu ev” diyebilir.
Bu bölümde su tasarrufundan iç hava kalitesine, düşük VOC’lu boyalardan GES kredilerine kadar konuyu baştan sona işliyoruz. İş Bankası’ndan Garanti’ye, Dünya Bankası’ndan EBRD’ye kadar kim neyi finanse ediyor, hangi ev ne kadar sürdürülebilir, onları da konuşuyoruz.
🎧 Herkesten önce siz dinleyin, sonra biri “bu evin metrekare fiyatı neden bu kadar yüksek?” dediğinde siz, “şefim o metrekare değil, o sürdürülebilirlik puanı” deyin.
🎙️ Bölüm 20 - BONUS - "Automation in Construction" 175. Sayı İncelemesi
Merhaba, DataFeyz’in bu bonus bölümünde, Automation in Construction dergisinin henüz yayınlanmayan Temmuz 2025 tarihli, 175. sayısını inceliyoruz.
48 makale, 1 hedef: Daha az insan eliyle, daha çok makine zekâsıyla inşa etmek.
AI destekli denetim sistemlerinden dijital ikizlerin proje döngüsüne entegrasyonuna, makine öğrenimiyle risk öngörüsünden robotik üretim hatlarına kadar yok yok!
BIM modelleri artık sadece çizim değil, karar veriyor.
Algoritmalar sadece izlemiyor, öğreniyor.
Robotlar sadece taşıma yapmıyor, ölçüp tartıp sıvayı bile planlıyor.
Bu bölümde, akademik gibi duran başlıkların aslında sahaya ne kadar yakınlaştığını, kuramsal gibi gözüken otomasyon senaryolarının da şantiye konteynerine ne kadar yaklaştığını konuşuyoruz.
🎧 Herkesten önce siz dinleyin, sonra biri “robotik otomasyonun nesi sürdürülebilir?” dediğinde siz, “Datafeyz'de dinledim, bir dergide dijital ikizle anlatmışlar, bir bak istersen” deyin.
🎙️ Bölüm 19
Görsel veriyle desteklenen yapay zeka sistemlerinin iş sağlığı ve güvenliği yönetiminde yeni dönem açması.
Selam şefler! DataFeyz’in bu bölümünde, “kaza nasıl oldu , nasıl kimse görmedi” klişesini rafa kaldırıyoruz.
Çünkü bakmak başka, görmek başka — ama görsel tanıma (visual recognition) ile risk tespiti bambaşka bir konu.
Bilgisayarlı görme, AI destekli davranış analizi, giyilebilir sensörler ve ontoloji tabanlı sistemlerle artık şantiyeler sadece izlemiyor — anlıyor.Malzeme düşmeden, makine yaklaşmadan, işçi kaymadan önce veri sistemi devreye giriyor.“Ben fark etmedim” dönemi bitiyor. “Gözlemci görmedi” değil, “algoritma yakaladı” çağındayız.
Sistem sadece izlemiyor, öğreniyor. Risk örüntüleri oluşturuyor, davranışı modelliyor ve senaryo türetiyor. Yani kazaları olay sonrası değil, olay öncesi konuşur hale geliyoruz.
🎧 Herkesten önce siz dinleyin, sonra biri “bu kaza nasıl oldu, kimse görmedi mi?” dediğinde siz, “sistem gördü, sabah 06:47’de log’a düştü” deyin.
🎙️ Bölüm 18
İnşaat sektörü için neden özgün, yerel bir sınıflandırma sistemi gerekli? TürkDizin - TKDZN neden şimdi konuşulmalı?
(Türkçülük Günü Özel mi , yoksa denk mi geldi !??)
Selam şefler! DataFeyz’in bu bölümünde, WBS'leri Malzeme tanımlarını elin oğlunun satırlarıyla değil, artık ulusal bir sistemle konuşma vaktinin gelip gelmediğini tartışıyoruz.Çünkü betonun sınıfı evrensel olabilir ama restorasyonun, sarı travertenin, Bayındırlık pozunun, TOKİ’nin, Kahramanmaraş merkezli deprem yönetmeliğinin dili yereldir.
OmniClass, UniFormat2, MasterFormat... Bunlar güzel ama bir yere kadar.Çin, Japonya, Rusya kendi sınıflandırma sistemlerini kurduysa, bizim hâlâ Excel'de “açıklama sütununa not düşmekle” yetinmemiz biraz garip değil mi?
TKDZN – Türk Dizin diyoruz.Hem Türkçe terminolojiyle çalışsın, hem yerel yönetmeliklere uyum göstersin, hem de BIM’e gömülsün.Malzeme listesinden metraja, hakedişten envantere kadar her şey dijitalde konuşsun.
Dünyaya entegre, bize özgü bir yapı kuralım.
🎧 Dinleyin, sonra biri “UniFormat’a göre mi sınıflandırdın?” dediğinde siz, “şefim onu geçtik, biz artık sarı travertenle Türk Dizin’e geçtik” deyin; hem terminoloji düzgün, hem de pozun yeri belli.
Disclaimer tadında: DataFeyz, İnşaat sektörü ve Contech üzerine atıp tutan; yüzde 80'i AI toolları yüzde 20'si el emeği göz nuru ile üretilen bir podcast yayınıdır. Kendimize kadar keyfe keder yapılmaktadır. Açık kaynaklardan derlenen bilgiler üzerinden konuşulmaktadır. Dolayısıyla ülke politikasına yön vermek, yatırımlarınızı yönetmek, personel sayınızı azaltmak, yönetim kurulu düzeyinde caka satmak için teyide muhtaç ve tekin olmayan yalan yanlış veya uydurulmuş bilgiler içerebilir. Yalnızca arkadaş ortamlarında satılabilir düşük kalitede yüzeysel bilgi sunulmaktadır.
Konuşmamızı istediğiniz harika konuları datafeyz@gmail.com'a gönderebilirsiniz. Aklımıza yatarsa konuşuruz.
"Her Şeyi Yönetti, Ama Hiçbir Şeyi Üstlenmedi"
🎙️ Bölüm 17
DataFeyz’in bu bölümünde, projede her şeyi yönettiğini söyleyen ama hiçbir şeyin sorumluluğunu almayan o görünmez aktörü konuşuyoruz: konuyu sonlarına doğru biraz uzatıp - ciddileştiriyoruz, ama güzel bölüm oldu! Buyrun sohbete: Proje yönetimi danışmanlığı, nam-ı diğer PMC ve diğer köşede "Responsible Project Management" dedikleri.
PMC ekipleri genelde “sahada değiliz ama ama kontrol bizde” derler. Tablolar dolusu timeline hazırlarlar ama şantiye sapınca arka koltukta sessizliğe bürünürler.
Üstelik çoğu adam/ay bazlı sözleşmeyle çalışır: iş uzarsa, kazanç artar — bu yapının sürdürülebilirlik değil, uzatmalı sözleşme uzmanlığı sunduğu da buradan belli olur.
“Zamanı yönetiyoruz” diyenler teslim süresi kaçınca yok, “bütçeyi takip ediyoruz” diyenler maliyet taşınca sessiz, kalite düşerken hâlâ ‘gözlem’ yapıyorlar.
Peki performans neden değil de süreye endeksli ücretleniyor? Risk neden hâlâ sadece işverenin üstünde? Ve neden PMC raporları çoğu zaman sahadaki gerçeklikle örtüşmüyor?
Ya da bu eleştiriler çok mu acımasız?
🎧 Şimdi dinleyin! “Proje yönetim danışmanı sözleşmesi ” önünüze geldiğinde, “Ödeme maddesine bir notum var ” dersiniz!
🎙️Selam şefler! DataFeyz’in bu ilk bölümünde, şantiyeye atanan değil, şantiyece kabul edilen personel olmanın yollarını konuşuyoruz. ID kart bastıysan mesele bitmiyor — esas süreç, ilk servis yolculuğunda başlıyor.
Formene yanlış soru sordun mu dışta kalırsın. Yanlış yerde çay içtin mi etiket yersin. İlk gün fazla heyecanlıysan “bu çocuk tutmaz” denir.
Ekip içi görünmez onboarding: Birine sorulmadan dahil olunur mu?
“Sahada herkes kendini tanıtır” yalanı ve yeni geleni yemeye hazır ortamlar
Mikro ayrımcılık, sessiz reddediş ve 'gözle seçilen ekip' taktikleri
İlk izlenimin formeni - "kelek kesenler"
Şantiyede “sürümden kazanan” mühendis tipi!
🎧 Dinleyin-dinletin! Sonra biri “biz ekip olarak çok sıcak bir ortama sahibiz” dediğinde, siz sadece gülümseyin.
🎙️ Selam şefler! DataFeyz’in bu bölümünde, yılların şantiye tecrübesiyle oluşan ama kimsenin yazıya dökmediği, dokümana girmediği, "şefin kafasında kalan" bilgiyi konuşuyoruz.
Bireysel deneyime bağlı, aktarılmadan kaybolan bilgi parçacıkları; bir daha kurulamayacak sistemler, bir daha asla aynı kurulamayacak iskeletler… Yıllardır aynı şekilde yapılan ama kimsenin nasıl yapıldığını tarif edemediği o işlerin iç yüzünü konuşuyoruz.
Projeler biter, ekipler dağılır, usta gider, mühendis transfer olur... Geriye? “Bir ara bir dosyada vardı galiba” cümlesi kalır.
BIM var ama içine yazılmamış, prosedür var ama kimse okumamış.
Aslında herkes bir şey biliyor ama kimse aktarmıyor.
Bu bölüm, yazılmayan prosedürleri, çizilmeyen detayları, aktarılmayan deneyimleri masaya yatırıyor, bu kayıpların nasıl önlenebileceğini, örtük bilginin nasıl yakalanabileceğini ve neden yakalanmadığını sorguluyoruz.
🎧 Herkesten önce dinleyin, sonra biri “bilen gitti!” dediğinde siz de, “yoo, yedeği var” dersiniz.
Selam şefler! DataFeyz’in bu bölümünde, Washington’da alınan bir kararın, Dilovası’nda niye sac fiyatını artırdığını, Konya’daki kaba inşaatı nasıl yavaşlattığını konuşuyoruz.
Trump’ın başlattığı gümrük tarifeleriyle çelikten cama, konteynerden kompozite kadar tüm malzeme zinciri sarsıldı.Avro Bölgesi’nde yatırımcı güveni düşerken, global tedarik zincirleri kırıldı, proje takvimleri kaydı.
ABD’nin çelik ve alüminyuma koyduğu tarifeler, Çin’in misillemeleri, Avro Bölgesi’ndeki yatırımcı güveninin sarsılması…Ve bu küresel dalganın, Türk şantiyesindeki çivinin kutusuna, ankrajın tonajına, sevkiyatın gecikmesine kadar uzanan etkileri...
Ama konu sadece kriz değil:📌 Çin’den mal alamayan Avrupa, gözünü Türkiye’ye çevirdi.📌 Türk üreticiler için yeni pazarlara açılan bir fırsat doğdu.📌 Şantiyeci içinse: Tedarikçi bulundu, ama fiyat yine arttı.
🎧 Dinleyin… sonra biri “bu niye bu kadar pahalı oldu?” dediğinde, sadece dövizi değil, jeopolitik tarifeyi de anlatın.
🎙️13. Bölüm:
Bu bölümde DataFeyz, şantiyelerde nesilden nesle aktarılan ama hiçbir teknik şartnamede geçmeyen kelimelerin, iş kazalarına, verimsizliğe ve yanlış teslimata nasıl yol açtığını konuşuyor.
Şantiye sözlüğüyle başlıyoruz: Fortip, pleymut, sarp malzeme, ayna borusu, ispalota, çakılı rulman, donatı çorbası… Kimisi gerçekten bir malzeme, kimisi tamamen uydurma ama herkes sanki biliyormuş gibi davranıyor.
Peki “ayna” dediğinizde biri boru bağlantısı, biri cephe modülü, biri de formenin soyadı sanıyorsa?Ya da el işaretleriyle konuşulan çok dilli bir şantiyede herkes başka yere yürüyorsa?
🎧 Önce siz dinleyin; ortamlarda uluslar arası örneklerinizi önce siz satın: İngiliz sıva derken ‘mud’ der, Amerikalı 'form'la başvuru yapar, Rus usta 'vibrator'u ciddiye alır.
🎙️ 12. Bölüm: BIM Açık, SCADA Savunmasız – İnşaatta Siber Güvenliğe Geçiş
DataFeyz’in bu bölümünde, inşaatın dijital cephelerinde siper almaya çalışıyoruz.
Modeller büyüyor, veri artıyor, saha mobil hale geliyor — ama güvenlik hala “USB’den bulaşmaz herhalde” seviyesinde.
BIM dosyalarının çalınmasından, sahadaki SCADA sistemlerinin uzaktan kontrolle hack’lenmesine; taşeronun taktığı bilinmeyen USB’den teknik ofisin Dropbox ve OneNote alışkanlığına kadar tüm riskleri konuşuyoruz.
Siber tehdit sadece sunucuya değil, ihale sürecine, işletme fazına ve prestije saldırıyor.
🛡️ Şantiye koruma artık sadece tel örgüyle olmaz.
💻 BIM modeli korunmazsa, bina tasarım değil açık kaynak haline gelir.
🎧 Dinleyin, sonra biri “Şantiye ağı yavaş” dediğinde, siz “Şu anda Çin'de render alıyor olabilirler” dersiniz.
🎙️ 11 Bölüm: Bu bölümde DataFeyz, inşaat sahasında kaybolan ekipmanların, unutulan el aletlerinin ve “kim aldı bu hiltiyi?” sorularının dijital karşılıklarını konuşuyor.
RFID etiketlerden QR kodlara, BLE sinyal takibinden GPS destekli konum sistemlerine kadar saha ekipman yönetiminde kullanılan teknolojilerin avantajlarını, sınırlamalarını ve gerçek uygulama örneklerini masaya yatırıyoruz.
Kim aldı, ne zaman aldı, nereye götürdü, geri getirdi mi?
Artık bu sorular deftere değil, veriye yazılıyor.
🔧 Küçük aletler, büyük bütçeleri yutmasın.
📡 Etiketli mi, sinyalli mi, iz bırakıyor mu?
🎧 Dinleyin, sonra biri “hilti yok” dediğinde, siz haritayı açıp yerini gösterin!
🎙️ 10. Bölüm: Bu bölümde DataFeyz, sürdürülebilirlik sertifikalarının peşindeki yapıların perde arkasına giriyor: mimarlık ve MEP ekipleri gerçekten aynı hedefe mi çalışıyor, yoksa herkes kendi çizimini mi savunuyor?
Passivhaus, LEED ve BREEAM gibi enerji verimliliği odaklı sistemlerde, mimari tasarımla mekanik çözümler arasındaki uyumun ne kadar kritik olduğunu tartışıyoruz.
Görünürde sade bir cephe kararı, arka planda HVAC yüklerini nasıl etkiler?
Doğal havalandırma isteğiyle yangın senaryosu neden çatışır?
Simülasyonlar, yazılımlar, erken koordinasyonlar ne kadar işe yarıyor?
📊 Bu bölüm; veriyle tasarımın, hesapla estetiğin, performansla mimarinin buluşma noktası.
🎧 Dinleyin, sonra biri “bu binaya neden güneş almıyor?” dediğinde cevabınız sadece ‘tasarım kararı’ değil, ‘enerji modeli böyle söyledi’ olsun.
🎙️ 9. Bölüm: Şantiye Seni Görüyor – Dijitalleşen İSG!
DataFeyz’in bu bölümünde şantiyelerdeki güvenlik anlayışının yeni dijital çağa nasıl adapte olduğunu masaya yatırıyoruz.
Artık İSG, sadece “önce güvenlik” pankartından ibaret değil — gerçek zamanlı kamera uyarıları, yapay zeka ile tehlike tespiti, KKD denetimi ve el-göz takibi gibi çözümlerle yeni bir boyuta taşınıyor.
MediaPipe ile el kazalarının önlenmesi, IoT tabanlı alan denetimi, artırılmış gerçeklikli eğitim sistemleri ve dijitalleşmenin İSG kültürüne etkilerini inceliyoruz.
⚠️ Saha hâlâ tehlikeli, ama veri daha dikkatli.
🚨 Sistem sadece baret değil, davranış da görüyor.
🎧 Dinleyin, sonra biri “bu kameralar neden açık?” dediğinde, siz teknolojinin iş güvenliğine katkısını anlatın!
🎙️ 8. Bölüm: Müdürüm Biz Zaten Value Engineering Yaptık!
Birkaç yıl öncesine kadar sadece merkez ofislerin bütçe sunumlarında havalı dursun diye geçen "Value Engineering" artık şantiye konteynerlerinde, teklif pazarlıklarında, alt yüklenici WhatsApp gruplarında karşımıza çıkıyor.
Bu bölümde Değer Mühendisliği (DM) kavramının aslında ne olduğunu, ne olmadığını, kime ne kazandırıp kimden ne götürdüğünü konuşuyoruz.
DM sadece “maliyeti düşürmek” değil, aynı zamanda işlevi ve kaliteyi koruyarak müşterinin algıladığı değeri artırmak demek. Ama işin rengi bazen sahada değişiyor...
📐 Projenin en erken aşamalarında yapılması gereken bu yöntem neden hep en geç geliyor?
💸 “Bunu çıkaralım, bu fazla zaten” cümleleri ne zaman mühendislikten çıkıp müzakere taktiğine dönüşüyor?
🎧 Dinleyin, sonra biri “biz zaten value engineering yaptık” dediğinde siz “neyi, ne zaman, kime göre” diye sorun!
🎙️ 7. Bölüm: Stadyum Yaptık, Şimdi Ne Olacak?
Bu bölümde DataFeyz, Türkiye’de son 20 yıldaki stadyum yatırımlarının inşaat ve işletme boyutlarını masaya yatırıyor. Yalnızca beton değil, aynı zamanda yönetim, sürdürülebilirlik ve kamu kaynaklarının verimli kullanımı da gündemimizde.
Statlar nasıl planlanıyor, kim inşa ediyor, mülkiyet nasıl devrediliyor ve işletme modeli neye göre şekilleniyor? Bu sorulara yanıt arıyoruz. Etliye sütlüye çok dokunmadan.
Yeni statlar sadece spor mu üretiyor, yoksa kamunun sırtına sürdürülemez yükler mi bırakıyor? Yap–devret mi, yap–sahiplen mi, yoksa yap–unut mu? Bu sorulara cevap buluyor muyuz yoksa bambaşka bir taraftan mı gidiyoruz hep beraber görelim.
🎧 Dinleyin, sonra biri “bu statlar hep zarar ediyor” dediğinde bi kaç kelam edecek bilginiz olsun!
Datafeyzin bu bölümünde ENR listelerinden dünyayı okuyoruz:
Son 20 yılda Çinli inşaat firmalarının uluslararası arenada nasıl tırmandığını, Avrupa ve ABD devlerini nasıl solladığını sizin için konuşuyoruz.
Ulaşım ve altyapı projelerinde istim üstündeler; petrol ve gazda ise hâlâ vites düşük.
Peki Rönesans, Limak, Yapı Merkezi gibi Türk devleri bu tabloda nerede duruyor?Rekabet var mı, yoksa Çin trenine binmenin yolları mı aranıyor?Bölgesel avantajlar ne kadar sürdürülebilir, finansman denklemi kimin elini zorluyor?
🎧 Dinleyin, sonra biri “Çinliler aldı işi” dediğinde siz verilerle konuşun.
🎙️ 6. Bölüm: Şantiye Dijitalleşirse Ne Olur?
DataFeyz’de bu hafta parmak iziyle giriş yapan ustalardan, günlük raporları otomatik atan formenlere kadar dijitalleşmenin inşaattaki karşılığını konuşuyoruz.
📱 Site Günlüğü, O-MEGA, Opwire, Crane, Jibble ve daha fazlasıyla; raporlama kolaylığı, belge yönetimi, zaman takibi, ekip kontrolü ve otomasyonun getirdiği verimlik artışını didik didik ettik.
Artık sadece “işi yaptım” değil, “verisini bıraktım” dönemi.
Çok sağlam örneklerle; “kâğıtla uğraşma, sistemle ilerle” diyoruz.
Ve evet, bu bölümde Excel’i bir köşeye bırakıyoruz!
🎧 Önce bizi bi dinleyin, sonra molada “bizde de bi'şey kurdular ama doğru kurmadılar” diye başlayın!
Şefler selam! DataFeyz'in bu 4. bölümünde sizi yine şantiye ortamlarında atıp prim yapacağınız rafine bilgilerle donatıyoruz.
Bu bölümden sonra dizayn ofisteki BIM'cilerin hiç birisi size "Dijital ikiz mi ne? Ya anlatırım bi ara ya..." diye paketleyemeyecek.
Sanal kopya mı? Dinamik veri seti mi? BIM'in gölgesindeki metaverse mi? Hepsi net, anlaşılır ve bol örnekli şekilde masada!
İlk siz kulak verin, sonra sahada dijital ikiz muhabbeti geçince gereğini yapın!