Bu hafta MakroFon’da neden bir süre ara verdiğimi ve akademik kaygılarım üzerine konuştuk. Kendi yüksek lisans sürecimden yola çıkarak hepimizi saran şu soruları konuşuyoruz:
Mükemmeliyetçilik baskısı ve “yeterli miyim?” sendromu
Teslim tarihi stresi ile baş etme yöntemleri
Tez yazımında yaşadığım dönemeçler ve kişisel kaygılarım
Kaygı yönetimi teknikleri: parçalara bölme, zaman bloklama, fiziksel aktivite
Destek sistemleri: danışmanlık, yazım atölyeleri ve çevrimiçi topluluklar
🎧 Dinledikten sonra siz de yüksek lisans veya akademik çalışmalarınız sırasında hissettiklerinizi, kullandığınız destek yöntemlerini DM’den bizimle paylaşın!
Bu hafta MakroFon’da “Duygusal Açlık” başlığıyla içsel açlığımızı, stres anında yemeğe sarılmanın nedenlerini ve bu döngünün potansiyel tehlikelerini masaya yatırıyoruz. Yanımda Psikolojik Danışman arkadaşım Rumeysa Tunçel var; ona şu soruları yöneltiyorum:
🎧 Bölümü dinledikten sonra deneyimlerinizi veya sorularınızı DM’den ya da sesli posta hattımızdan bize iletin—bir sonraki bölümde sizin hikâyelerinizle sohbeti genişletelim!
Bu hafta MakroFon’da “Uç Noktalarda Yaşam” diyoruz:
İlişkilerde aşırı bağlanma ve kıskançlığın “kaygılı-kararsız bağlanma stili”yle nasıl tetiklendiğini,
Siyaset fanatizmi ve “kimlik kaynaşması” kavramıyla partilere körü körüne sahiplenmenin arkasındaki psikolojiyi,
Futbol tutkusu ritüelleri ve toplumsal bağlanmanın dopamin patlamasıyla nasıl iç içe geçtiğini,
Dini ve spiritüel uç nokta bağlılık örneklerini ele alıyoruz.
Ardından beynimizdeki ödül–alışkanlık döngüsü, sosyal kimlik kuramı ve dopamin devreleri gibi mekanizmaların, bu tutkuları nasıl beslediğini bilimsel çalışmalarla inceliyoruz.
🎧 Dinledikten sonra, sizin “uç nokta” hikâyelerinizi DM’den bekliyoruz—sonraki bölümde sesiniz de yankılansın!
Bu bölümde, kadınların ilişki boyunca maruz kaldıkları çifte standartları ve duygusal manipülasyonları masaya yatırıyoruz. Gaslighting’den ghosting’e; sözlü şiddetten belirsiz beklenti oyunu “breadcrumbing”e kadar, kimi zaman farkında olmadan içine düştüğünüz tuzakları gerçek anekdotlarla tartışıyor; her bir evrenin nasıl aşılabileceğine dair kendimce öneriler sunuyorum.
🎧 Bölümü hemen dinleyin, yaşadığınız benzer süreçleri DM’den paylaşın; bir sonraki bölümde sesinizle yanımızda olun!
Bu bölümde, modern erkeklerin üzerine yüklenen beklentilerle kendi iç dünyalarındaki çelişkiler çok boyutlu olarak ele alıyoruz. “Erkoların halleri” başlığı altında, erkeksi ideallerin—güçlü, sorumluluk alan, asla zayıf görünmeyen figürler—nasıl hem özgüven verip hem de kısıtladığına değiniyoruz. Ardından “erkeklere yüklenen yükler” kısmında; başarı, aile geçindirme, duygularını bastırma gibi toplumsal baskıların günlük hayata yansımalarını inceliyoruz. Son olarak da arkadaşlarımın deneyimlerinden yola çıkarak erkekler farklı bakış açılarıyla nasıl baktığımı konuşuyoruz kavramıyla, bu ağır rollerden kaçan; ilişkilerde samimiyetsiz. Tüm bunları yaparken kimseyi küçük düşürmeden, samimi bir dille, kırıcı olmamaya çalıştım. Umarım başarmışımdır.
Bu bölümde, zihnimin karanlık köşelerine küçük bir ışık tutuyorum ve bedenimle ilişkimi bir samimiyetle masaya yatırıyorum. Hem ruh halimin iniş çıkışlarını hem de tartıdaki rakamların duygularımı nasıl şekillendirdiğini anlatıyorum.
Depresyon Girişi:
İlk karamsar hissin nasıl kapımı çaldığını ve o düşünce dalgasının günlük yaşantımı nasıl etkilediğini paylaşıyorum. “Bugün iyi hissetmiyorum” cümlesinin peşinden gelen adımları, sessiz çığlıkları ve en basit kararları bile zorlaştıran anları dinleyeceksin.
Kilolarım (ahaha):
Kilo almak veya vermek sadece sayılar değil, aynı zamanda bir duygu haritası. Depresyonun iştahımı nasıl yönlendirdiğini, kendi beden algımla yaşadığım çatışmayı ve tartıdaki iniş çıkışların içimde yarattığı gerginliği açıyorum.
Bu bölüm, psikolojik iniş çıkışları bedenle birlikte okumak isteyen herkese sesleniyor. Sen de kendi “dengelenme” hikâyeni paylaşmak ister misin? Bana Instagram'dan ulaş ve mesaj bırak, bir sonraki sohbette sesini duyuralım. MakroFon’da, mikro anların makro etkisine birlikte kulak veriyoruz.
MakroFon’un ilk adımında, mikrofonun başına geçip birbirimizi tanıyalım diyorum! Bu tanışma bölümünde:
Ben kimim? Amatör ruhum, günlük hayatımdan küçük hikâyeler ve kulislerden kesitlerle kendimi tanıtıyorum—neden mikrofona sarıldığımı ve bu yolculuğa sizi neden davet ettiğimi açıklıyorum.
Size ne vaat ediyorum? Her bölümde ne tür sürpriz konu başlıkları, samimi anekdotlar ve sürpriz konuklar dinleyeceğinizi anlatıyorum.
Bu ilk bölüm, MakroFon’un frekansını birlikte ayarlayacağımız bir prova gibi. Araya girip “acaba sen nasıl düşünüyorsun?” dediğiniz anlarda, sesinizi almaktan keyif alacağım. Yorumlarınızı, sorularınızı ve aklınıza takılan konuları Instagram DM’lerinden bırakabilirsiniz. Birlikte dengeyi, akışı ve sohbetin ritmini keşfetmeye hazır mısınız? MakroFon başlıyor—mikro dalgalardan makro hayallere!
