Bu bölümde Bengisu, yaşamının farklı alanlarında bilinçle seçtiği ritüellerin, kararların ve küçük ama etkili alışkanlıkların kendi iyi olma halini nasıl beslediğini samimi bir sohbetle paylaşıyor. Bedene özen göstermenin, zihinsel berraklık için alan açmanın, doğayla ve toplulukla kurulan bağların; içsel bütünlüğü nasıl güçlendirdiğini keşfedeceksiniz. Şimdiyi neşeyle yaşarken geleceğe umutla bakan, kendi kendine şefkatli yaklaşmayı hatırlatan, deneme-yanılma süreçlerinin de yolculuğun değerli bir parçası olduğunu fısıldayan bu bölüm, kendi yaşamınızdaki şifalı seçimlere bakmanız için ilham verecek. Dinlerken belki siz de kendinize “Benim iyi olma halimi besleyen şeyler neler” diye soracak, dönüşümün aslında küçük adımların cesaretle atılmasıyla başladığını hissedeceksiniz.
Bu bölümde Bengisu, yalnızca kelimeleriyle değil, doğanın kendi sesiyle de bize eşlik ediyor. Gece yarısı kaydettiği cırcır böcekleri sesi, şehirde bile doğayla bağımızı hatırlatıyor. Bengisu, ham ve saf doğa seslerinin günlük yaşamımıza eşlik etmesine, bizi an’a davet etmesine ve betonun ortasında bile içimizde bir ferahlık yaratmasına alan açıyor.
Bu bölümde Bengisu, yetersizlik hissine biraz daha derinden bakıyor.
Kendimizi yetersiz hissettiğimiz anlarda aslında çoğu zaman potansiyelimize hizmet etmeyen şeylerin peşinde olduğumuzu hatırlatıyor. Gerçekleştirmemiz gereken bir potansiyel var; ama biz ondan uzaklaştıkça içimizdeki ışık sönüyor ve bu sönüşü “yetersizlik” zannediyoruz.
Bengisu bu bölümde, potansiyelimizi yeniden hatırlamaya ve enerjimizi gerçekten ait olduğumuz yöne çevirmeye davet ediyor.
Her birimiz, gerçekleştirilmeyi bekleyen bir potansiyelin taşıyıcısıyız. Taşıdığın şeyin ne kadar farkındasın?
Bu bölümde Bengisu, menstrual döngünün dört fazını ve her bir faza uygun yoga pratiği önerilerini paylaşıyor. Döngüyle uyumlu bir yoga rutini oluşturmanın yollarını anlatıyor.
Bedenin ritmini dinlemeyi, döngünü bir rehber gibi kullanarak yoga pratiğini daha bilinçli hale getirmekten bahsediyor. Bu bölüm, beden farkındalığını artırmak, bedenin ihtiyaçlarını okumak ve içsel bilgelikle uyum içinde yaşamak isteyen herkese bir kapı aralıyor.
Bedenle bağınızı nazikçe inşa etme sürecinizde elinizden tutuyor.
Bu bölümde Bengisu, yalnızca kelimeleriyle değil, doğanın kendi sesiyle de bize eşlik ediyor. Ege kıyısında kaydettiği dalga sesleri, şehirde bile doğayla bağımızı hatırlatıyor. Bengisu, ham ve saf doğa seslerinin günlük yaşamımıza eşlik etmesine, bizi an’a davet etmesine ve betonun ortasında bile içimizde bir sahil yaratmasına alan açıyor.
Bengisu bu bölümde, tepkisel davranışlarımızın hayatımıza nasıl yön verdiğini, bu tepkilerin biz fark etmeden hangi zararlara yol açabileceğinden bahsediyor. Her ortamda farklı bir ‘ben’ olarak var olduğumuzu ele alıyor ve anda kalmanın, tek bir nefes alıp vermek kadar basit olabileceğini hatırlatıyor. Eğer sen de bazen kendini anlarda tepkisel olarak yakalıyor ve durup bir nefes alma ihtiyacı hissediyorsan, bu bölümü dinlemeye davetlisin. Soruların peşinden cevapları aramanız dileğiyle...
Bengisu bu bölümde sessizliğin aslında ne kadar “sesli” olabileceğini keşfe çıkıyor. Zihnin gürültüsünden sıyrıldığımızda neler olur? Sessizlik bize ne anlatır? Kendi yolculuğundan hikâyeler ve ufuk açıcı sorularla dinleyiciyi sessizliğin kalbine davet ediyor.
https://www.instagram.com/bengibisular/
https://www.instagram.com/sunfloveryoga/
Bu ilk bölümde Bengisu, kendi deneyiminden öğrendiklerini, yüreğinden süzülen bir niyetle bu podcast alanını neden açtığını, neler paylaşmak istediğini ve bu yolculukta ne tür izler sürüleceğini anlatıyor.
Yoga’nın sessiz çağrısından, doğanın kadim bilgisinden, bedenin hafızasından ve ruhun inceliklerinden süzülen bir sesle başlıyoruz.
Meditasyon, yoga, şamanik öğretiler, içsel dönüşüm, doğayla yeniden bağ kurmak ve yavaşlamaya dair her şey bu sesli alanda yerini bulacak.
Hoş geldin.
Belki de tam zamanında geldin...