Beşikler vermişim Nuh'a
Salıncaklar, hamaklar,
Havva Ana'n dünkü çocuk sayılır,
Anadoluyum ben,
Tanıyor musun ?
Utanırım,
Utanırım fukaralıktan,
Ele, güne karşı çıplak...
Üşür fidelerim,
Harmanım kesat.
Kardeşliğin, çalışmanın,
Beraberliğin,
Atom güllerinin katmer açtığı,
Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,
Kalmışım bir başıma,
Bir başıma ve uzak.
Biliyor musun ?
Binlerce yıl sağılmışım,
Korkunç atlılarıyla parçalamışlar
Nazlı, seher-sabah uykularımı
Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar,
Haraç salmışlar üstüme.
Ne İskender takmışım,
Ne şah ne sultan
Göçüp gitmişler, gölgesiz!
Selam etmişim dostuma
Ve dayatmışım...
Görüyor musun ?
Nasıl severim bir bilsen.
Köroğlu'yu,
Karayılanı,
Meçhul Askeri...
Sonra Pir Sultanı ve Bedrettini.
Sonra kalem yazmaz,
Bir nice sevda...
Bir bilsen,
Onlar beni nasıl severdi.
Bir bilsen, Urfa'da kurşun atanı
Minareden, barikattan,
Selvi dalından,
Ölüme nasıl gülerdi.
Bilmeni mutlak isterim,
Duyuyor musun ?
Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.
Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım,
Oğullarım var gelecekte,
Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
Gözlerinden,
Gözlerinden öperim,
Bir umudum sende,
Anlıyor musun ?
AHMED ARİF
🧠 Derin Düşüncenin Kaybı ve Yeniden Kazanımı 1 source
Verilen kaynaklar, günümüz dünyasında odaklanma eksikliğinin temel nedenlerini ve bu sorunla başa çıkmak için bireysel ve sistemik çözümleri araştıran bir zihin haritası özetidir. Teknoloji dikkatinin dağılması, bilgi aşırı yüklenmesi ve ekonomik baskılargibi faktörler, bireylerin odaklanma yeteneklerini nasıl olumsuz etkilediğini vurgulamaktadır. Çözümler arasında kişisel odaklanmayı geri kazanmak için pratik stratejiler, bilişsel sağlığı iyileştirmek ve kolektif ve sistemik çözümler geliştirmek yer almaktadır. Bu, etik teknoloji tasarımını desteklemeyi ve eğitim reformunu içerir. Sonuç olarak, zihin haritası daha derin düşünmeyi ve anlamlı yaşamayı teşvik etmek için eyleme geçirilebilir bir özet sunmaktadır.
u kaynak, Don Miguel Ruiz'in "Dört Anlaşma" adlı kitabındaki Toltek Felsefesini ana hatlarıyla sunmaktadır. Kitap, dört anlaşmaya odaklanır: kelimelerinizle kusursuz olun, hiçbir şeyi kişisel almayın, varsayımlarda bulunmayın ve her zaman elinizden gelenin en iyisini yapın. Bu prensiplerin, Smokey Mirror (Sisli Ayna) olarak adlandırılan yanlış algılarımızı ortadan kaldırarak ve evcilleştirme sürecinin üstesinden gelerek kişisel özgürlüğe nasıl ulaşılabileceğini gösterdiği açıklanmaktadır. Kaynak, ayrıca eski anlaşmaları bozmak, yeni bir rüya yaratmak ve bu ilkeleri günlük yaşamda uygulamak için pratik yöntemleri de içermektedir. Nihayetinde, bu rehber, ızdırabı sevince dönüştürerek nihai bir kişisel özgürlük ve mutluluk seviyesine ulaşmayı hedefler.
Altı Şapkalı Düşünme Yaklaşımı özetleyen kaynak, çerçevesini, şapkaların rollerinive pratik uygulamalarını kapsamlı bir şekilde açıklamaktadır. Ayrıca, yaklaşımın faydalarını da vurgulamaktadır. Bu yöntem, karar vermeyi, problem çözmeyi ve yaratıcılığı geliştirmek için yapılandırılmış bir yol sunmaktadır. Her bir şapka, bir konuya yaklaşırken farklı bir düşünme biçimini temsil eder; örneğin, Beyaz Şapka gerçeklere ve bilgilere odaklanırken, Kırmızı Şapka duygulara ve sezgilere yer verir. Bu yaklaşım, çatışma çözümünde, iş kararlarında ve kişisel verimliliktekullanılabilir ve kapsamlı düşünmeyi, işbirliğini ve verimliliği artırır.
Nazikçe "Hayır" Demenin Yolları" başlıklı bu metin, insanların çeşitli durumlarda reddetme ihtiyacı duyduğunda kullanabileceği kibar ifadelerden oluşan bir derleme sunmaktadır. Kaynak, bir daveti, bir talebi veya bir teklifi geri çevirirken karşısındaki kişiyi kırmadan nasıl olumsuz yanıt verilebileceğine dair pratik örnekler sunar.Metin, meşguliyet, kapasite eksikliği veya başka öncelikler gibi nedenlerle "hayır" demenin çeşitli yollarını gösterir. Bu ifadeler, kişinin kendi sınırlarını belirlemesine yardımcı olurken aynı zamanda kişilerarası ilişkileri zedelememeyi amaçlar. Genel olarak, kaynak, nazik ve saygılı bir şekilde reddetme sanatına odaklanmaktadır.
Bu diyagram, büyük başarının genellikle kesin bir planla elde edilemeyeceği fikrini açıklıyor ve bunun yerine açık uçlu keşfin ve belirsizliğe uyum sağlamanın öneminivurguluyor. Sabit hedeflere ve doğrudan optimizasyona aşırı odaklanmanıninovasyonu nasıl engelleyebileceğini incelerken, merak odaklı arayışların ve kademeli ilerlemelerin daha anlamlı sonuçlara yol açabileceğini öne sürüyor. Ayrıca, aşırı planlamanın faydasız olabileceği paradoksuna değinerek, yaratıcı keşif için özgürlük tanınmasının gerekliliğini vurguluyor. Nihayetinde, bu yaklaşım toplum ve teknoloji üzerindeki etkileri düşünülerek, keşif sürecine güvenmeyi ve adım adım ilerlemenin başarı getireceğini belirtiyor.
Bu şema, Pema Chödrön'ün "İşler Ayrıldığında" adlı kitabının temel öğretilerine bir genel bakış sunmaktadır. Ana Mesaj, yaşamın geçiciliğini ve değişimin doğasını kucaklamanın önemini vurgular. Korkuyla Yüzleşmek ve Topraklanmak bölümü, topraklanmanın ve cesaretin korkuyla başa çıkmada nasıl yardımcı olduğunu açıklarken, altı tür yalnızlık üzerine de değinir. Meditasyonun Rolü, hem zihinsellik hem de şimata ve vipasyanauygulamaları aracılığıyla sorunlarla çalışmayı ele alır. Ego ve Kimliğin Kontrolü, sabit bir kimliğe tutunmaktan vazgeçmeyi ve hikayeyi yorumlamayı ele alır. Merhamet ve Bağlantı, kendinden başlamayı, Bodhicitta ve Tonglenuygulamalarını içerir. Son olarak, Zor Zamanlarda Açık Kalmak, ilişkileri, üç bilgelik yolunu, acı çekmeyi öğretmen olarak kullanmayı ve bir ışık olmayı tartışır.
Aşırı düşünmenin potansiyel nedenlerini keşfeden bir görselde, bireylerin çocukluk deneyimleri veya yaşam koşulları nedeniyle neden fazla düşündüğüne dair çeşitli açıklamalar sunulmaktadır. Güvenli bir ortamda büyümemiş olmak veya erken yaşta yetişkin sorumlulukları üstlenmek gibi faktörler vurgulanır. Ayrıca, çabalarına rağmen incinme, hatalar için sert bir şekilde yargılanma ve her şeyi kendi başına çözmek zorunda kalma da olası nedenler olarak belirtilmiştir. Son olarak, yeterince iyi olmadığı hissinin yaratılması da bu düşünce kalıbına katkıda bulunan bir etken olarak tanımlanmaktadır.
Verilen metin, başarılı sosyal etkileşimler için kapsamlı bir rehber sunmaktadır. Temel kavramlar olan özgüven ve merakla bağlantı kurmaktan başlayarak, metin iyi sohbetin temellerine ilişkin pratik stratejiler sunmaktadır. Ayrıca, daha derin ilişkiler kurmak için dinleme ve gözlemlemenin önemi gibi incelikli teknikleri ayrıntılı olarak açıklamaktadır. Metin, zor durumları yönetmeye ve etkili sohbeti teşvik etmeyeyönelik yöntemleri de önemle vurgulamaktadır. Son olarak, ilişkileri sürdürme ve sosyal güveni geliştirme için sürdürülebilir yaklaşımları ele almaktadır.
♐ Burçlara İnancın Nedenleri ve Etkileri 4 sources
Bu makale, insanların burçlara neden inandıklarını Barnum etkisi ve kontrol odağı gibi psikolojik kavramlarla açıklıyor. Çalışma, genç, daha az eğitimli kadınların erkeklere kıyasla burçlara daha fazla inanma eğiliminde olduğunu buluyor, bu durumu kadın dergilerinin etkisiyle de ilişkilendiriyor. Makale, burçların bilimsel bir temelden yoksun olduğunu belirtse de, kişilerin kararları ve davranışları üzerinde bir miktar etkisi olabileceğini ve eğitimli insanlar arasında dahi istisnalar bulunduğunu vurguluyor. Genel olarak, bu çalışma burç inancının sosyolojik ve psikolojik yönlerini inceleyerek bu fenomenin altında yatan nedenleri anlamaya çalışıyor.
Kaynak metin, bir Merkür retrosunun yol açtığı bir ayrılık ve sonrasındaki özlem üzerine yazılmış bir şarkının sözleridir. Şarkının anlatıcısı, partnerinin aniden gidişinden duyduğu acıyı ifade ederken, onu bir "caniden" farksız görüyor ve içine atıp sustuğunu belirtiyor. Şarkı boyunca, anlatıcının yoğun özlemi ve partnerinin geri dönme ihtimaline dair umutlu bekleyişi hissedilir. Ayrılığın sebebi olarak öfke ve gurur gibi temalara değinilirken, partnerin hatalarını anlayıp geri gelmesi durumunda bir konuşma çağrısı yapılır. Genel olarak şarkı, kayıp, özlem, pişmanlık ve barışma potansiyeli etrafında dönen duygusal bir yolculuğu anlatmaktadır.
Metinler, "Melek Sayıları" kavramını ele alarak, tekrar eden sayı dizilerinin evrensel veya ilahi mesajlar olduğuna inanılan bir fenomeni açıklamaktadır. Bu sayılar genellikle rehberlik, onaylama veya uyarı sağlamak için günlük yaşamda, örneğin saatlerde veya faturalarda belirir. Kaynaklar, bu sayıların kişisel gelişim ve ruhsal uyanış için önemli olduğunu vurgulayarak, her bir dizinin kendine özgü bir numerolojik anlamı olduğunu belirtir. Okuyucuları, bu sayıları fark etmeye, üzerinde düşünmeye ve içgüdülerine güvenerek eyleme geçmeye teşvik eder.
u çalışma, 2014 yılında yapılan bir ABD anketinden ve iki popüler pornografi web sitesindeki 2562 videonun içerik analizinden elde edilen verileri karşılaştırmıştır.Amaç, gerçek hayattaki cinsel davranışların, prezervatif kullanımının ve orgazmların pornografideki tasvirleriyle ne kadar örtüştüğünü incelemekti.Araştırmacılar, öpmek, erkek ve kadın orgazmı ile prezervatif kullanımının pornografide gerçek hayattan daha az görüldüğünü keşfetti. Buna karşılık, penis-anal ilişki ve oral seksin pornografide daha sık tasvir edildiği görüldü. Çalışma ayrıca, partnerli pornografi kullanan bireylerin oral seks, penis-anal ilişki, seks oyuncağı kullanımı ve kadın orgazmı gibi belirli cinsel davranışlara daha yatkın olduğunu ortaya koydu.
Kaynak, Ole Höffken'in "Mutluluğun Evrimsel Koşulları" adlı makalesine odaklanmaktadır. Makale, mutluluğu oluşturan duygusal faktörlerin evrimsel temellerini incelemektedir. Doğal ve kültürel seçilim süreçlerinin hem olumlu hem de olumsuz duygusal durumların ortaya çıkışını nasıl etkilediğini tartışmaktadır. Özellikle, modern toplum koşullarının atalarımızın yaşam tarzlarıyla olan evrimsel uyumsuzluklarının mutluluğun önündeki engelleri nasıl yarattığını vurgular. Yazar, bu evrimsel etkilerin anlaşılmasının, bireylerin ve toplumların statü ve haz arayışlarından bilinçli olarak uzaklaşarak daha sürdürülebilir ve tatmin edici yaşamlar kurmalarına yardımcı olabileceğini öne sürmektedir.
Bu kaynak, ergenlerdeki akut izolasyonun ödül arama ve ödül öğrenme üzerindeki etkilerini deneysel olarak incelemektedir. Araştırma, kısa süreli sosyal yoksunluğun yalnızlık hissini artırdığını ve bu durumun, ödüllere karşı duyarlılığı ve ödül öğrenme kapasitesini geliştirdiğini bulmuştur. Çalışma ayrıca, izolasyon sırasında sanal sosyal etkileşimlere erişimin yalnızlık hissini azaltabileceğini, ancak yine de tamamen izole olmaya kıyasla ödül arama davranışlarını ve negatif sosyal geri bildirimlerden öğrenmeyi etkilediğini göstermektedir. Bu bulgular, insan ergenlerinde sosyal yoksunluğun motivasyon ve karar verme süreçlerini nasıl değiştirdiğine dair önemli çıkarımlar sunmaktadır.
Bu kaynak, veda etme davranışının evrimsel perspektiften neden göz ardı edildiğini inceleyen disiplinlerarası bir makaledir. Yazar, veda etmenin selamlaşmaya göre çok daha az çalışıldığını ve insan dışı türlerde neredeyse hiç araştırılmadığını vurgulamaktadır. Makale, veda etme davranışının kapsamlı bir tanımına duyulan ihtiyacı ortaya koymakta ve bunun sosyal etkileşimin sonundaki kasıtlı davranışları içermesi gerektiğini önermektedir. Son olarak, veda etme davranışının daha iyi anlaşılması için yeni bir çerçeve ve metodolojiler sunarak, gelecekteki araştırmaların bu kritik ancak göz ardı edilen sosyal davranışı hem insanlar hem de diğer türler arasında nasıl inceleyebileceğine dair yollar önermektedir.
Bu akademik makale, kişinin kendi benlik algısını nasıl sürdürdüğünü veya benlik doğrulama süreçleriniinceliyor. Üç ana araştırma, bireylerin kendi algılarıyla uyumlu geri bildirim aradığını ve bu geri bildirimi nasıl edindiğini gösteriyor. İlk araştırma, insanların kendi benlik algılarını doğrulayan sosyal geri bildirimi dikkatle incelediğini ortaya koyuyor. İkinci araştırma, bireylerin, kendi benlik algılarıyla tutarlı reaksiyonları davranışsal olarak nasıl ortaya çıkardıklarını inceliyor. Son olarak, üçüncü araştırma, kişilerin sosyal etkileşimlerden sonra kendi benlik algılarını destekleyen bilgileri nasıl hatırladıklarına odaklanıyor. Genel olarak, makale benlik doğrulamanın sosyal etkileşimlerde önemli bir strateji olduğunu ve bireylerin kendileri hakkındaki inançlarını korumak için aktif olarak çalıştıklarını vurguluyor.
Bu akademik makale, dövme ve piercing gibi beden modifikasyonlarının ardındaki motivasyonlarıaraştırmaktadır. Çalışma, özellikle benzersiz olma ihtiyacının bu uygulamalardaki rolüne odaklanmaktadır. Bulgular, dövmeli bireylerin benzersiz olma ihtiyacı açısından daha yüksek puanlar aldığını gösterirken, sıradan kulak piercinglerinin bu ihtiyacı karşılamadığını ortaya koymaktadır. Makale ayrıca, müzikle güçlü bir şekilde özdeşleşmenin dövme sayısı ve görünürlüğü ile ilişkili olduğunu belirtmektedir. Genel olarak, bu çalışma dövmeleri bireysel kimliğin ve benzersizliğin bir ifadesi olarak konumlandırmakta, ancak beden piercingleri için aynı durumun geçerli olmadığını savunmaktadır.
"Human Capital Mediates Natural Selection in Contemporary Humans," başlıklı makale, günümüz insanlarında doğal seçilimin mekanizmalarını araştırıyor ve bu sürecin insan sermayesiyle olan ilişkisini inceliyor. Çalışma, Birleşik Krallık Biobank verilerini kullanarak, yüksek kazanç, eğitim ve sağlık gibi özelliklerle ilişkili poligenik skorların (birden fazla genin bir araya gelerek bir özelliği etkilemesi) genellikle daha düşük doğurganlıkla ilişkili olduğunu ortaya koyuyor. Bu eğilimin, düşük sosyoekonomik statüye sahip gruplar, genç ebeveynler ve partneri olmayan bireyler arasında daha belirgin olduğu belirtiliyor. Makale, bu bulguları ekonomik doğurganlık teorisi ile açıklayarak, yüksek insan sermayesinin doğurganlık üzerinde hem gelir artırıcı hem de zaman maliyeti artırıcı zıt etkilere sahip olabileceğini öne sürüyor. Son olarak, doğal seçilimin sağlık eşitsizliklerine ve genetik farklılıklara katkıda bulunabileceği tartışılıyor.
Bu metin, baskın kişilik özelliklerine sahip bireylerin grup içinde neden daha fazla etki kazandığını araştıran iki çalışmanın bulgularını özetlemektedir. Geleneksel grup teorilerinin aksine, makale baskın bireylerin yetenekten ziyade yeterli görünme yollarıyla etki kazandığını öne sürmektedir. Çalışmalar, hem grup üyeleri hem de dış gözlemciler tarafından baskın kişilerin daha yetenekli algılandığını ve bu algıların gerçek yeterlilikten bağımsız olarak oluştuğunu ortaya koymuştur. Ayrıca, baskın bireylerin yeterlilik sinyali veren davranışları daha sık sergilediği ve bu durumun onların grup içindeki etkilerini kısmen açıkladığı gösterilmiştir. Bu bulgular, grup hiyerarşilerinin oluşumunda algılanan yeterliliğin kritik rolünü vurgulamaktadır.