Sessiz Gemi - Yahya Kemal Beyatlı
#yahyakemal #sessizgemi #yorum
Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli
Günlerce siyah ufuka bakar gözleri nemli
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden
Yahya Kemal Beyatlı
Eserlerin tüm hakları ilgili sahiplerine aittir. Hobi amaçlı yapılmıştır.
------
sessiz gemi,
sessiz gemi karaoke,
sessiz gemi şiiri,
sessiz gemi sertap erener,
sessiz gemi o ses türkiye,
sessiz gemi fon müziği,
sessiz gemi müslüm gürses,
sessiz gemi yaprak dökümü,
sessiz gemi sertab erener,
sessiz gemi rock,
sessiz gemi hümeyra,
sessiz gemi ayla,
sessiz gemi akustik,
sessiz gemi ahmet kaya,
sessiz gemi arka fon müziği,
sessiz gemi alya öztanyel,
sessiz gemi adlı şiir,
sessiz gemi ayten alpman,
sessiz gemi alt yazılı,
sessiz gemi akor,
sessiz gemi arka fon,
ayla sessiz gemi,
ahmet kaya sessiz gemi,
ayten alpman sessiz gemi,
athena sessiz gemi,
#yorum #turgutuyar #turnam #spotify
Dilerim ki, Tanrıdan yurdumun
Cümle çiçekleri açsın, kırmızı, mavi.
Yeşermedik yer kalmasın,
Kuru ağaç kalmasın.
Cennet misali…
Turnam, ben fakir bir insanım
Hani, yurdu kahveler, hanlar olanlardan.
Sürülüp çıkarılmış ömrü boyunca
Alaca hatıralardan..
Bir şey değil benim unutulmuşluğum
Ben gün gördüm vaktile yeterince.
Tut ki Vanlıyım, yahut Muşluyum
Kaderimi vurmuş sırtıma, düşmüşüm yola
Tenha kasabalardan..
Tekmil memleketim avuçlarımda
İşte Madenli, işte Yolüstü, işte Söğütlükızık
Emrahm, Karacaoğlanm âşık gezdiği yerler
Yazık Turnam, körolayım yazık.
Bu memleket bir dilim ekmek, boylu boyunca
Yemekle doyulmaz.
Bu söğüt, Hörünün bilekleri.
Bunlar topuk sesleri Şahsenemin
Bu Köroğlununki işte, mavili kız
Bu memleket kavli çakmak, sarma cigara
Bir rüzgâr, bir yaylâ gecesi, yıldız yıldız..
Yusufun Züleyhası vardı Turnam, bilirsin
Yanık Keremin Aslısı.
Benim de günlerimde, gecelerimde
Bekir Efendinin kızı.
İsterim eşle, dostla, yâranla,
Aydınlık günlerde, masallarla, yürekten.
Kerem Aslısile, Mahmut Elifile, zavallı
Ben ortanca kızıyle Bekir Efendi merhumun
Cümle âlem sevdiğiyle, kaygısız ve şen
Turnam, bir devir çalsak felekten…
---
Şiir: Turgut Uyar
Yorum: Enes Kolan
Müzik: Balmorhea - Remembrance
Telif hakları ilgili sahiplerine aittir.
#yunusemre #gonulcalabintahti #yorum #siir
GÖNÜL ÇALAB’IN TAHTI
Miskinlikte buldular, kimde erlik var ise
Merdivenden ittiler, yüksekten bakar ise
Gönül yüksekte gezer, dem-be-dem yoldan azar
Dış yüzüne o sızar içinde ne var ise
Ak sakallı pir hoca, bilemez hali nice
Emek vermesin hacca, bir gönül yıkar ise
Sağır işitmez sözü, gece sanar gündüzü
Kördür münkirin gözü, alem münevver ise
Gönül Calab’ın tahtı, Calap gönüle baktı
İki cihan bedbahtı, kim gönül yıkar ise
Sen sana ne sanırsan ayruga da onu san
Dört kitabın manası budur eğer var ise
Bildik gelenler geçmiş, konanlar geri göçmüş
Aşk şarabından içmiş, kim mana duyar ise
Yunus yoldan azuban, yüksek yerde durmasın
Sinle sırat görmeye, sevdiği didar ise
Yunus Emre
Yorum: Enes Kolan
Müzik: https://www.youtube.com/watch?v=WpmE0Q2DWSE
Şiir, müzik ve yorum ilgili şahıslara aittir. Hobi amaçlı yapılan bir çalışmadır.
---------
#haydarergulen #siir #yorum
bize çok acıyorlar burada
öyle açıktayız ki yaramız bile
başkasında sarılıyor, nafile saklanıyoruz
düşkünlerin bizde bulduğu teselliye,
nereye gitsek şehir, kime gitsek
bir uzaklık kalıyor kendimize
iplerini bir çözsen boşluğumuza
bak nasıl sınırlarımız karışır gibi
değişir gibi kokularımız kim elma
kim ağır hasta ve kim aklının
bir kıyısından bir kıyısına
ve sarsıla sarsıla kendi kayığında
sonra aklım, tam ortadan ikiye
bir elma: bahçeleri karşı karşıya
birinde sen diğerinde yumuşak
ey aklım, elma desem de çıkma!
ey üzerinde güneşleri barıştıran çıplaklık
benim böyle yarım ve kokusundan uzak
kaldığım, aklım senin bahçelerinde
sen olmalıymışım ben, daha çok
olmak için, ödemek için borcunu
geleceğe, iplerimi çöz, açılsın yelkeni
aklımın, rüzgâr var içimde, iplerimi çöz,
ne kadar çok açılsak birbirimizden
o kadar bağlanırız, iplerimi çöz!
senin kayığın daha gider gelir
yükü ne eski şarap ne kara zeytin
ne yalandaki lezzeti kıskanan incir
bahçemize hayalden düştüğü için
ağır elma kayığına yük olur
bizi karşıya geçir, söz dolu
kayığını çağırdın geldik, haz dolu
bahçeni dağıttın geldik, göç dolu
dilini aldattın geldik, iz dolu
rüyalarında beyazların gözü var
bizi karşıya geçir
bu bahçesi dağılmış
elmanın cinnetidir
bizi kayığına alma
senden karşıya geçir.
Haydar Ergülen
-------------
eserlerin hakları ilgili şahıslara ait olup, bu yorumdan herhangi bir gelir beklentisi bulunmaz. Hobi amaçlıdır.
#cahitzarifoğlu #şiir #yorum
Anılar defterinde gül yaprağı
Gibi unutuldum kurudum
Başıma düşmüş sevda ağı
Bir başıma tenhalarda kahroldum
Sen kimbilir, rüzgârlı eteklerinle
Kimbilir hangi iklimdesin, ben
Sensiz bu sessizlikle
Deli gibiyim sensiz
Bu sessizlikle
Ayrılıkla başım belada
Gözlerini çevir gözlerime
Yoksa sensiz bu sessizlikle
Deliler gibiyim
Sensiz bu sessizlikle
Şiir: Cahit Zarifoğlu
Yorum: Enes Kolan
Müzik: https://www.youtube.com/watch?v=sJNE5I88UcE&pp=ygUKc2lpciBrZW1hbg%3D%3D
Tüm eserlerin hakları ilgili sahiplerine aittir. Hobi amaçlı yapılmış olup, gelir iddiası bulunmaz.
---
anılar defterinde gül yaprağı,
anılar defterinde gül yaprağı fon müziği,
anılar defterinde gül yaprağı gibi yedi güzel adam,
anılar defterinde gül yaprağı cahit zarifoğlu,
anılar defterinde gül yaprağı gibi,
anılar defterinde gül yaprağı şiiri,
anılar defterinde gül yaprağı şarkı,
anilar defterinde gul yapragi yedi guzel adam,
yedi güzel adam anılar defterinde gül yaprağı,
cahit zarifoğlu anılar defterinde gül yaprağı fon müziği,
cahit zarifoğlu anılar defterinde gül yaprağı
#liliyar #şiir #sezaikarakoç
Bu kuklaların kukla olmadığı besbelli
Ne söyledilerse tıpıtıpına gerçek besbelli
Altın saçlarını yana atışı yok mu Lilinin
Lilinin yağdan kıl çekercesine inanışı
Lilinin yağdan kıl çekercesine yaşayışı yok mu
Kuklalar titremesin ne yapsın
Adam konuşmasını bilmezse ne yapsın
Kuklaların kukla olmadığı besbelli
Lilinin çekip gideceği besbelli
Lilinin dönüp geleceği besbelli
Ekmek ha bakkalın olmuş ha Cabaret de Paris'nin
Sen herhangi bir ekmek yiyeceksin işte Lili
Ekmek ne kadar Allahınsa Lili de o kadar Allahın Lili
Yüzün ruhun kadar aydınlık ya Lili
Gönlün soğuk sular güzel aynalar gibi ya Lili
Anladın ya kutunun içinden çıkan mendil
Olamaz Üsküdardan geçeriken bulduğun mendil
-Bizi bırakıp nereye gidiyorsun Lili
Demek bizi bırakıp gidiyorsun Lili
Sen daima güzeller güzelini bulursun Lili
Sen istesen de taş yürekli olamazsın
Sen daima güzeller güzeli olursun Lili
Demek gideceksin arkana dönüp bakmayacaksın
Hangi kuş hangi şafakta ölecek görmeyeceksin
Öyleyse al bu kürkü bu veda kürkünü Lili
Tüyleri şiirler olan bu mahcup kürkü
Sen daima Sultanlar Sultanı olursun Lili
Demek sen gidiyorsun Lili
Bizi öpmeden mi gideceksin Lili
Lilinin güneşin altında duruşu yok mu
Perdeleri sıyırıp çirkin adamı burnundan yakalayışı yok mu
Eline bavulunu alışı yollara koyuluşu yok mu
Çirkin adamın güzel adam oluşu yok mu
Yaklaşıp onu saçlarından yakalayışı
Uzaklaşıp yollarda yol oluşu yok mu
Lilinin bir tavşan gibi koşuşu
Keklik gibi dönüp bakışı ve yıldırım gibi koşuşu yok mu
Adam da tam o zaman kapıdan çıkmaz mı dışarı
Lilinin adamın boynuna çocukça ve çılgınca atılışı yok mu
Ben konuşmasını bilmem Lili
------
siir: sezai karakoc
muzik: autumn leaves piano
yorum: enes kolan
Hobi amacli uretilmis olup urunlerin haklari ilgili sahiplerine aittir, hak iddia edilmez.
-----
sezai karakoç liliyar,
sezai karakoç liliyar ismet özel,
lili kheradmand,
lili boniche,
lili yar,
lili şiiri
#bulentparlak #siir #yorum #eneskolan
Bülent Parlak - Bilinmeyen Aranırken
ben sadece seni sevmeyi çok iyi bildim uykumu sallandırırken darağacında ve başrolde bir tüfenk sekerek bir yenilgiden diğerine zafer zannedilen üstelik uzaklarda yaşlanırken Benim en güzel mesleğimdir seni sevmek. Balkonda Kendiliğinden sönmüş bir sigaranın yanında buldular beni Senin hatrına uçarken kuşlar Hem üşenmiş hem vakti geçmiş göç mevsiminin Dudaklarından aşağı süzülüyordu yâr üstüne yâr sevmek Alnında vedaya hazırlanmış bir perde Seni huzuru arayan yağmalanmış bir hayatı ararken sevdim Öptüğü her şeye az önce kırılmış bir çocuk gibi Eşyasız bir odada çıkan o ses gibi Çekingen ve cesur Budanmış ama gümrah Kimsenin adımlarına sığmazken yetişmeye çalışmak Kilim yıkayarak şenlenen bir ırmak gibi sevdim Senin saçlarını fotoğraflarda ellerimle taradım Kursağımda benimle kendim arasında geçen bir mesele kaldı Avluda baş gardiyanın gölgesi Bir evimiz vardı ama gidecek hiçbir yerimiz yoktu Bir de Bazen insanı sadece anlayan o yağmur Ben sadece seni sevmeyi çok iyi bildim Uykumu sallandırırken darağacında ve Başrolde bir tüfenk Sekerek bir yenilgiden diğerine zafer zannedilen Üstelik uzaklarda yaşlanırken -------------
siir: bulent parlak
muzik: piano d
yorum: enes kolan
Hobi amacli uretilmis olup urunlerin haklari ilgili sahiplerine aittir, hak iddia edilmez.
#şiir #yorum #sezaikarakoç #köşe
Şiir: Sezai Karakoç
Müzik: Hüzün Çiçekleri
Yorum: Enes Kolan
Köşe
1.
Saçlarını kimler için bölük bölük yapmışsın
Saçlarını ruhumun evliyalarınca örülen
Tarif edilmez güllerin yankısı gözlerin
Gözlerin kaç kişinin gözlerinde gezinir
Sen kaç köşeli yıldızsın
Fabrika dumanlarında resmin
Kirli ve temiz haritaları doldurmuşsun
Hâtırasız ve geleceksiz bir iç deniz gibi
Aşka veda etmiş topraklarda durmuşsun
Benim geçmiş zaman içinde yan gelip yattığıma bakma
Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim
Bir tek köşen bile ayrılmamışken bana
Var olan ve olacak olan bütün köşelerinin sahibi benim
Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim
Sen kaç köşeli yıldızsın
(1954, Nisan)
2.
Evlerinin içi ayna döşeli
Ayna hâtıra gözler ve sevmek
Benim aşkım bin bir köşeli ah bin bir köşeli
Bir köşe gidince bin köşe yeniden gelecek
Ayna hâtıra gözler ve sevmek
Evlerinin içi kabartma bahar
Köşelerinde keklik gibi bakıp duran saksılar
Halıları öpe öpe nakış yapar nakış gibi ayaklar
Siz söyleyin insan seve seve ölmez ne yapar
Köşelerde keklik gibi bakıp duran saksılar
Evlerinin içi yeni güllerden
Görülmemiş güneşleri görülmemiş gözlerine getiren
Sağ köşedeki entari sol köşedeki şapka
Beni katil suların ortasına bıraka
Katil sular güneşi gözlerinden götüren
Evlerinin içi gurur döşeli
Benim aşkım bin bir köşeli ah bin bir köşeli
(1954, Mayıs)
3.
Sen geldin ve benim deli köşemde durdun
Bulutlar geldi ve üstünde durdu
Merhametin ta kendisiydi gözlerin
Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu
Bulutlar geldi altında durduk
Konuştun güneşi hatırlıyordum
Gariptin yepyeni bir sesin vardı
Bu ses öyle benim öyle yabancı
Bu ses saçlarımı ıslatan sessiz bir kardı
Dişlerin öpülen çocuk yüzleri
Güneşe açılan küçük aynalar
Sert içkiler keskin kokular dişlerin
İçinden geçilen küçük aynalar
Ve güldün rengârenk yağmurlar yağdı
İnsanı ağlatan yağmurlar yağdı
Yaralı bir ceylan gözleri kadar sıcak
Yaralı bir ceylan kalbi gibi içli bir sesin vardı
Sen geldin benim deli köşemde durdun
Bulutlar geldi üstünde durdu
Merhametin ta kendisiydi gözlerin
(1954, Mayıs)
4.
Taşların ortasında Leylâ'nın gözleri
Leylâ köşe köşe göz göz şiirin ortasında
Ben Leylâ'yı bulduğumdan yahut kaybettiğimden beri
Leylâ ya o adamın bardağında ya o dağın ortasında
Ben Leylâ gibi güneş doğarken uyanamam
Şehir gece gündüz benim içime uyur
Leylâ'yı götürüp Londra’nın ortasında bıraksam
Bir bülbül gibi yaşamasını değiştirmez çocuktur
Leylâ diyorsam kesik yanaklarıyla Leylâ
Üç köşeli dünyasıyla
Okuyla yayıyla yaylasıyla acımasıyla
Leylâ diyorsam şu bizim gerçek Leylâ
Biz seni işte böyle seviyoruz Leylâ
O gitti bize ağlamak kaldı kala kala
(1954, Aralık)
5.
Beni yeraltı sularına karşı iyi savun
Tırnağını taşa sürten yitik keçilere karşı
Bu çeşmenin üç köşesinden hangisinden su içecek
Senin bahtsız ve mesut Eyyub'un
Atların en güzel biçimini sessizce kalbime indiriyor
İçimde İstanbul çalkanırken bozbulanık çeşme
Bir dans için can vermeğe hazır bekliyorum
Sen orda gelirayak kuklalara insan gibi konuşmasını öğretme
Su akıyor birikiyor kan lekeleri
Kurtulsam diyorum bir eser buna engel
Öyle büyüyor öyle çoğalıyorsun
İstanbul kalmıyor
Hangi köşesinde huzur o köşesinde sen
Hangi köşesinde yeni çağlara uygun odalar
Ben bölünmez bir şairsem
Sen bölünmez bir anne
Bir çeşme
(1956, Haziran)
Sezai Karakoç
Şiir, müzik ve yorum hak sahiplerine aittir.
Mona Rosa
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister.
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Ulur aya karşı kirli çakallar,
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
Mona Rosa bugün bende bir hal var.
Yağmur iri iri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar.
Açma pencereni perdeleri çek,
Mona Rosa seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek.
Anla Mona Rosa ben bir deliyim.
Açma pencereni perdeleri çek.
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi,
Bende çıkar güneş aydınlığına.
Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.
Seni hatırlatır her zaman bana.
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallar da durur.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.
Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi.
Ellerinden belli olur bir kadın,
Denizin dibinde geziyor gibi.
Ellerin, ellerin ve parmakların.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Akşamları gelir incir kuşları,
Konarlar bahçemin incirlerine.
Kiminin rengi ak kiminin sarı.
Ah beni vursalar bir kuş yerine.
Akşamları gelir incir kuşları.
Ki ben Mona Rosa bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni.
O masum bakışların su kenarında.
Ki ben Mona Rosa bulurum seni.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza.
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir mavi, bir garip sızı
Alev alev sardı her tarafımı.
Artık inan bana muhacir kızı.
Yağmurdan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.
Yağmurdan sonra büyürmüş başak.
Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kuş tüyüne.
Bir tüy ki can verir gülümsesen,
Bir tüy ki kapalı geceye güne.
Altın bilezikler o kokulu ten.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister,
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
----------------------------
#siir #muzik #yorum #monarosa #sezaikarakoc #sedatanar #eneskolan
Şiir: Sezai Karakoç
Müzik: Sedat Anar - Beklemek
Yorum: Enes Kolan
Hobi amaçlı yapılmış olup gelir kaygısı beklenmez. Şiir, müzik ve yorumun telif haklarını sahiplerine aittir; hak iddia edilemez.
asıl o zaman
gençlik bir gökkaldıran portakalı
dalıp gidip turuncusuna
yollar dürerdin aşkla sen bir zaman
akdenizden ığdır ovasına değin
karlı dağ titreyişi sıcakta
sarıp sarmalardı kar çiçeği sözcüklerini senin
...
ömer erdem
şiirin bir bölümü, güneş kalır bir başına isimli ekim 2021 everest yayınlarından çıkan kitabından alınmıştır.
şaire ve yayın evine duyulan saygıdan ötürü limitli yayınlanmış olup eserin hakları ilgililerine aittir.
müzik: Jay-Jay Johanson – The Girl With The Sun In Her Eyes, telif hakkı sahibine aittir.
Bu eserden maddi bir karşılık beklenmez, hobi amaçlıdır.
#şiir #yorum #behçetnecatigil #hüthüt
Hüthüt
Sanki düğün olmuştur
Sevmiş, sevilmiş, yenmiş, yenilmiş
Çekmiş, çektirmiş
Oyun hüzün olmuştur.
Düştür doğaldır içlenme
Bezginlik göllerinde bir gece
Karanlıkta senin de
Yüzdüğün olmuştur.
Ay peşinde
Bitkin akşamlar nikotin
Düşer bir gün giyotin
Aksâdeler giyindiğin olmuştur.
Süleyman ve Sabâ, hüthüt ve Belkis
Söylerdi sorsaydık, geç git, bunlar - -
Necatigil yok şimdi
Belki bir gün olmuştur.
Behçet Necatigil
------------------------------------
Yorum: Enes Kolan
Müzik: Ceyhun Çelik - An Umbrella Over Vosporos
Şiirin ve müziğin tüm haklarını hak sahiplerine ait olup, hobi maksatlı yapılan bu bölümden yorum sahibi hak iddia etmez.
#şiir #yağmur #yorum
Şiir: Nurullah Genç
Müzik: Yeşil Deniz - Enstrümental
Yorum & Edit: Enes Kolan
--------------------------------------------------------------------
Vâreden’in adıyla insanlığa inen Nûr
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır âb-ı hayat
En müstesna doğuşa hâmiledir kâinat
...
https://www.nurullahgenc.com/siirleri/38-yagmur
#şiir #melihcevdetanday #yorum
Uyuyamayacaksın
Memleketinin hali
Seni seslerle uyandıracak
Oturup yazacaksın
Çünkü sen artık o eski sen değilsin
Sen simdi issiz bir telgrafhane gibisin,
Durmadan sesler alacak
Sesler vereceksin
Uyuyamayacaksın
Düzelmeden memleketinin hali
Düzelmeden dünyanın hali
Gözüne uyku girmez ki
Uyumayacaksın
Bir sis cani gibi gecenin içinde
Ta gün ışıyıncaya kadar
Vakur metin sade
Çalacaksın.
Melih Cevdet Anday
Yorum: Enes Kolan
Music: Soner Akalin - Yasli
#fuateren #şiir #yorum
Şair Fuat Eren'in kaleme aldığı ve parşömenfanzin e-mecmuasında yayınlanmış şiirini sizler için yorumladım.
Şiir, müzik ve videoların telif hakları ilgili kişi ve kurumlara ait olup gerekli izinler alındıktan sonra bu çalışma hayata geçmiştir.
Yayın linki: https://parsomenfanzin.com/2022/06/09/ilk-sozun-kendime-zeyli-fuat-eren/
Müzik: https://www.youtube.com/watch?v=y1dsu0jHnNw
Video kaynaklar linki: https://www.pixabay.com
Yorum ve video edit: Enes Kolan
------
ilk sözün kendime zeyli
elimde vahdet dağını kurcaladığım iğne
usanmadan yonttum durdum
ha kırıldı ha kırılacak kir pas içinde
bu ne güzel giz ortasında olduğum
sırtıma yapışan zamansızlık
her yerde her şeyi bilen bilinmez
önüm arkam sağım solum boyutsuzum
eremeden sezdiğim eriyerek nereye
kaynağını taşıran ırmak
üstüme bulaşmış zerresi varlığın
sığ sularda bile boğulduğum
benim aklım ermez bu aydınlığa
her yanım balçık, tepe yerli yerinde parlak
öncesiz söz bitmeyene köprü
kuşatandan sıçramış ne varsa
harita bir, nokta maya, teklik tek
aşılmazı gösteren ayna
yürü yaaa!!! kendime isimsiz ama kulum
peşimi bırak başımı döndüren tatlı zehir
rüyalarımda felç, rotam uzun
sonu yok çeperinde arzulardan dev pıtrak
yerimde sayıyorum çaresizlik koşusunda
çıkınım söz, vebal kırıntılarıyla dolu yolum
rahat da neymiş, hoş geldin elem
çağırılmaz ama geldiğinde baş göz üstüne misafir
açılmaz kapıları açan anahtarın üç dişi
zikir şükür fikir
bu şiir söyledikten sonra kendini hiç edecektir
fuat eren
--------
Abone olmanız ve kıymetli yorumlarınız ortaya konulan ürünlerin gönüllerde yer ettiğinin habercisi olacak ve gelecek projelerde cesaret verecektir.
YouTube: https://www.youtube.com/channel/UCtXnn-nWOL82zMiFFzDUjbA/
Spotify: https://open.spotify.com/show/2yiBlyu5JgXc0fUkHoOLms
Instagram: https://www.instagram.com/ekolan35
#şiir #nurullahgenç
şehzade nûn aşkıyla ağlıyormuş intizâr
rebâbın renklerinde uşşâkın isyanı var
vuslat inkılabıyla uyandırdı ruhu râst
ismin âhımla açar, nigâhımla şarkılar
sabâda kâküllenen ocak esrârı yıkar
çiçeklenir lâcivert ismin, ummana çıkar
çoğalır umman ile letâfet çeşmeleri
yeşerince erguvan, onurum kabre sızar
tedâiler üzgünse, oyada lâledir kalp
üslûp aynada gezer; titrer neyde ıztırap
ıtrî nevâda tambur, gül atar üstümüze
karargâhında leylak olunca ümmî türâp
hüzzâmla kanatlanır ümîdimin elleri
lekesiz pervâneler yıkar ihtilâlleri
âhımla açar ismin; yanar puslu lâmbalar
ebedî ülfetimi kuşanır hayalleri
nurullah genç
-------------------------------------------------------------------------------
müzik: Sedat Anar - Nihavend Santur Taksimi
yorum: Enes Kolan
Podcast'te kullanılan şiir ve müzik hak sahiplerine aittir.
Hobi amaçlı yapılmıştır.
Açık Yara
-intro-
Kuşların göç yolundayım
Bilmem ki sıram ne zaman?
I.
Şiir incecik bir hatıradır,
Ve yüzün
Saklanır avuçlarımın arasında.
Hayat kadar kısadır ya her şiir,
Bu yüzden acemiliğim.
Ellerim bulaşmış tutamadığım
Ne kadar söz varsa.
II.
Sırtımda taşıdığım bunca mezar taşından,
Haberin var mı?
Ne söylesem acıtacak sonradan.
Unutmuşuz nasıl ağlanır
Kendi yaramıza?
Kanar,
Başkasının yarası içimizde durmadan...
III.
Çok değil
Şimdi hatıraların sığındığı rüzgâr,
Savurur fikrimin akını karasını.
Adaleti de çalabilir elbet hırsız,
Üzgünüm bir güvercin kadar.
Hangi resme baksam,
Kıyametin sessizliği var.
Enes Kolan
14/12/2021
--------------------------------------------------------------------------------
Video kaynakları: https://pixabay.com/users/life-of-vid...
Müzik kaynakları: https://www.youtube.com/watch?v=5V9zn...
Şiir, müzik ve videoların tüm hakları gerçek sahiplerine aittir. Bu eser hobi amaçlı yayınlanmış olup bir kazanç elde edilmemektedir.
ve gün geldi insan bir taştan kopan bir parçaya benzedi
meşeliklerde sis köprülerde ağır arabalar
ceplere ceplere doldu geçer akça diye taşlar
gün geldi insan kan iplikleri kan kağıtlan üretti
havlu diye peçete pamuk diye masalara serdi
şen ve zengin sofralarda çatal bıçağın boynunu eğdi
bana ne gülden bana ne gülden diyenler bir beklenen ölümü kutlar gibi
düğünlere gittiler altlarında at niyetine hırs ve hız binitleri
biz bilmezdik insan ile ekmek arasındaki çizginin kararacağını bir gün
buğdayın buzdan buzuldan boy atacağını bilmezdik ahşabın toprağın alaşağı olacağını
şiiri gül için bin yıl bülbüle emanet ettik
fakat uyumadık sevgili uyanır da kapımızdan geçer diye
biz bilmezdik gül gibi bülbülün de taklit edileceğini
sokakları vitrinleri kitap aralanını çatı katlarını
hastahaneleri ve işçilerin gözlerini geziyoruz
gülün yetimliğinden devşirmek için son damlalan
ve gün geldi kardeş kardeşin ipeğinden çekildi
yüne kurt düştü gömlek yerine zırh giyildi
bir gün baba omzunda taşinmamış çocuklar çağında
benim suyum temiz mi benim suyum temiz mi
bin ipliğin ipeğiyle süzüyorum sütü
ah güller kütüphanesinin aşka düşmüş son yetimi
bir demir çubuğa bir çelik halata bağlanıyor şehirler
kerpiç kaynamıyor poyraz yakmıyor yüzleri
banka bayraklarında pirinç yeminleri kurt dişleri
gülün kanına girmek bu gülün kanına girmek
bin yıl geriden parlıyor güneş sesleri
ırmakların ırmaklarda yıkandığı cennet günleri
bana reklamı bana oy mühürlerini getirmeyin
petrol ve çalıntı rüzgar çoktan kanı insanın
bağ boşlukları deniz dipleri beni bekleyin
bir kurumuş ağaca bağlayacağım dişlerimi
bir son düşen yaprağa inanacağım gerçek diye
gülün yüzü solmasın dikeni eğilmesin acıdan diye
bizi uzaklara götürecekler gözlerimiz olmadan göreceğiz
bizi şüpheye düşürecekler sesimiz olmadan konuşacağız
bizi bizle dikecekler bir sökük olduğumuzu unutacağız
Şiir: Ömer Erdem
Müzik: İncesaz - İstanbul'a Dair
Yorum: Enes Kolan
Şiir ve müziğin tüm hakları eser sahiplerine aittir. Hobi amaçlı üretilmiş olup bir gelir kaygısı taşınamaz.
Yeni yayın hayatına başlayan Helezon Dergisi'nin ilk sayısında şair ve akademisyen Jozef Kılçıksız beyefendinin kaleme aldığı 'Aymazlık' başlıklı şiirini seslendirdim. Kanalıma abone olup çevrenize yayarak bana destek olabilirsiniz. İyi dinlemeler.
YouTube link: https://youtu.be/0QRSoC_Kabk
Aymazlık
çok yol gidermiş insan
geriye dönemeyeceğini anladığı an
kör ağrılarla karşılarmış olanı biteni
akarak kendini azaltan yaşam yaşını yüzüne vurur
üzülme sevgilim
öleceğin yaşa gelince uyandırır seni
giderken herkes bir söz bağışlar, içinde köz saklı bir söz
ağlar yarana kan bıçakları ve uzak iskeleyi unutmuş deniz
zambak soğanı bildiğimiz kışlardan geçer
dürter hafızayı uzaklarda görünen kar
düğün yeri seçer gibi seçersin intihar yerini
kor kor onca uğurlama
aymadın mı, körlükle başlayan aldatıyı?
yalan su gibi akar
aymadın mı?
abartma ölümü, arada çık gel, bitmeyen şu güz zaten hepimizi asabi yapmakta
yok, gelmem dersen
kalbimin ceviz sandığına gizlediğim bütün güneyler ve haklı sabahları yağmurun
gözüne dizine dursun sevgilim
jozef kılçıksız
#anne #yavuzbülentbakiler #şiir
Şiir: Yavuz Bülent Bakiler
Yorum: Enes Kolan
Müzik: Sultani Yegah Sirto
YouTube: https://www.youtube.com/watch?v=n7iwU1VCSqU
Farkında Mısın?
Anneciğim bilmem farkında mısın?
Söylenmemiş en mübarek en aziz
Duygularla çepe çevre çaresiz
Sana yöneldiğimin farkında mısın?
Demeden yakın ırak
Bulutlarla savrulup, ırmaklarla akarak
Sana 'Anne' diyen dilleri kıskanarak
Kapına geldiğimin farkında mısın?
Bütün anneleri düşündüm tek tek
Sensin benim için en güzel örnek
Seni dinleyerek, seni severek
Nasıl yüceldiğimin farkında mısın?
Seni göremedim diye bu bahar
İçimde bin türlü duygunun isyanı var
Turnaların gökyüzünü sevdiği kadar
Seni sevdiğimin farkında mısın?
Yavuz Bülent Bakiler