Eczacılıkta Vasatlığın Pandemisi: Nasıl Olunacağı Değil, Nasıl Olunmaması Gerektiği Üzerine Son Sözler
Bu bölüm, nasıl olunacağını değil, nasıl olunmaması gerektiğini anlatıyor.
Eczacılığın içindeki vasatlık pandemisini, çürümeyi, sessizliği ve kaybolan itibarı konuşuyorum.
Belki de eczacılık tarihimizin en bulaşıcı salgınını yaşıyoruz:
Vasatlığın pandemisi.
Artık kimse kötü değil ama kimse gerçekten iyi de değil.
Yanlışlar normalleşti, doğrular sustu.
Bu bölümde, nasıl iyi olunacağını değil;
nasıl olunmaması gerektiğini konuşuyorum.
Çünkü vasatlık sadece ahlaksızlık değil — vicdansızlıktır.
İlaç yokluklarının, sistem oyunlarının, koltuk bağımlılığının ve umutsuzluğun ortasında hâlâ direnmek zorundayız.
Ve unutmayın:
“Bu mesleğin geleceğini kurtaracak ilaç,
vasatlığa ‘artık yeter’ diyebilen birkaç yürekli eczacının elinde.” 🌿
💭 “Yavaşlayarak güçlenmeyi,
susarak konuşmayı,
düşerek yürümeyi öğrendim.
Ve şimdi biliyorum —
hiçbir şey için geç değil.”
Bazen en büyük güç, durabilmekte saklıdır.
Ve bazen en büyük direniş, bir sistemin gölgesinde bile ahlaklı kalabilmektir.
“Bazı sessizlikler, adaletsizlikten bile ağırdır.
Ben artık susmayacağım.
Bu bölüm, sadece benim hikâyem değil…
Aynı kuyulara düşmüş, aynı bedelleri ödemiş,
ama sesi hiç duyulmamış yüzlerce meslektaşın da hikâyesi.
Belki sistemi değiştiremem…
ama en azından bir şeyleri sarsacak kadar dürüst olabilirim.”
Tükenişin Kıyısında, Uyanışın Eşiğinde — Kendini Yeniden Doğurmak Üzerine
Bazen hayat seni öyle bir yere getirir ki, artık “devam edemem” dediğin anda, aslında yeniden doğum başlar.
Bu bölüm, yıkılmanın, tükenmenin, kaybetmenin değil… o karanlığın içinden bir ışık bulmanın hikayesi.
Bir kadının; borçların, yorgunluğun, sessiz çöküşlerin ardından kendi küllerinden doğuşu…
Teslimiyetin ve direnişin arasında duran o ince çizgide, yeniden kendini doğurmanın öyküsü bu.
Çünkü bazen en derin düşüş, en gerçek dönüşümün kapısıdır.
Ve bazen tükenmek… sadece ruhun “artık başka bir ben olma zamanı” demesidir.
“Büyümenin Karanlık Yüzü: Yükseliş, Çöküş ve Teslimiyet”
“Bu bölümde, küçük bir eczane rafından başlayıp yüzlerce metrekarelik depolara uzanan hızlı bir yükselişi, ardından gelen çöküşü ve sonunda teslimiyetin getirdiği kabullenişi paylaşıyorum.
Kontrolsüz büyümenin ardındaki karanlık yüzü, borçların ve baskıların ağırlığını, hayatın önümüze çıkardığı şaşırtıcı faturaları anlatıyorum.
Bu, sadece ticaretin değil; karakterin, dostluğun ve insanın kendisiyle yüzleşmesinin hikâyesi.”
✨ 35 m²’ye Sığmayanlar – Bölüm 3 -2.Kisim
“Dört Duvarın Ötesindeki Umut – Kendi İç Sesini Duymak”
Bu bölüm yalnızca bir girişim hikâyesi değil;
dijital dünyada üretkenliğe, meraka
ve düzeni değiştirmeyi seçenlere bir ithaf.
Bir yüz maskesiyle başlayan küçük bir adım,
zamanla kendi iç sesini bulmaya çalışan bir yolculuğa dönüştü.
Ama bu hikâyede asıl mesele umut dağıtmak değil;
kendi gelişimini önemseyen, derinleşmeyi seçen herkesin
mesleğine ve hayatına yeni bir yön verebilmesi.
Çünkü biliyorum ki gerçek umut,
kendini geliştirmekten, sorgulamaktan ve tutkularını derinleştirmekten geçiyor.
Ve bu çağda, mesleğini ,yetileri ve dünyanın hızına ayak uyduracak şekilde dijitalleştirenler bir adım öne geçiyor …
Sevgilerimle ,
Mine
✨ 35 m²’ye Sığmayanlar – Bölüm 3 -1.Kisim
“Dört Duvarın Ötesindeki Umut – Kendi İç Sesini Duymak”
Bu bölüm yalnızca bir girişim hikâyesi değil;
dijital dünyada üretkenliğe, meraka
ve düzeni değiştirmeyi seçenlere bir ithaf.
Bir yüz maskesiyle başlayan küçük bir adım,
zamanla kendi iç sesini bulmaya çalışan bir yolculuğa dönüştü.
Ama bu hikâyede asıl mesele umut dağıtmak değil;
kendi gelişimini önemseyen, derinleşmeyi seçen herkesin
mesleğine ve hayatına yeni bir yön verebilmesi.
Çünkü biliyorum ki gerçek umut,
kendini geliştirmekten, sorgulamaktan ve tutkularını derinleştirmekten geçiyor.
Ve bu çağda, mesleğini ,yetileri ve dünyanın hızına ayak uyduracak şekilde dijitalleştirenler bir adım öne geçiyor …
Sevgilerimle ,
Mine
Bölüm 2- Eczaneden Dijitale: Cesaretin Sessiz Hikâyesi
Bu bölüm, bir teşekkürle başlıyor.
Babama…
Ama sonra hikâye biraz değişiyor.
Eczanede kendini sıkışmış hisseden bir kadının,
dijital bir pencereden içeriye bakmasıyla başlıyor asıl dönüşüm.
Sadece Eczacı platformuyla yollarımızın kesişmesi
O platformda filizlenen dayanışmalar, fikir paylaşımları…Oluşan alt gruplar ve bunlardan birisi olan kadın gruplarından birinde sadece bir yüz maskesiyle başlayan
o ilk girişimcilik adımı…
Bu, dışarıdan kimsenin görmediği…
ama içeride çok derin yaşanan
cesaretin sessiz hikâyesi.
Bugün bu hikâyenin içinden çıkan birçok meslektaşımın
başarılarını, girişimlerini, deneme cesaretini görmek…
Beni hâlâ aynı heyecanla gururlandırıyor.
Belki bu bölümü dinlemek de
senin sessiz cesaretini harekete geçirir.
Sevgilerimle,
Mine
Fakülteden mezun olmadan eczane yeri bakan aileler, daha okul bitmeden çizilmiş meslek rotaları, “garanti bir hayat” beklentisi…
Peki bu hayat gerçekten senin mi?
Bu bölümde, eczacılık gibi toplumda prestijli görülen ama aynı zamanda birçok beklentiyle örülü bir mesleğe adım atmanın yarattığı içsel çatışmaları ve kendi yolunu çizme mücadelesini konuşuyorum.
Eğer sen de başkalarının planladığı bir hayatın içinde bulduysan kendini, belki de bu bölüm sana iyi gelecek.
Çünkü evet…
Kendi rotanı çizmek mümkün. Ama önce haritaya dışarıdan bakmayı öğrenmen gerek.
Bölüm 1 -Başlamak için mükemmel olman gerekmiyor ..
🎙️ İlk Bölüm Yayında!
35m²’ye Sığmayanlar podcastinin ilk test bölümünü sizlerle paylaşıyorum.
Hiçbir editleme yapmadım, hiçbir detayı mükemmelleştirmedim. Çünkü kendime hatırlatmak istedim:
✨ “Başlamak için mükemmel olman gerekmiyor,
ama mükemmel olmak için başlaman gerekiyor.” ✨
Bu ilk kayıt benim için bir cesaret, bir yolculuk başlangıcı.
Samimiyetle ve heyecanla sizlerle… 💫