Dostlar, arkadaşlar, tanıdıklar, bunların kesişim kümeleri ve uzaklaştıkları yerler. Hepimiz arkadaşlar kazandık ve arkadaşlar kaybettik bu otuz dört yaşımız esnasında. Şimdi de bunların muhabbetini çeviriyoruz. Siz de dinleyin. Yalnız biz bu konuya bir podcast kaydetmemiş miydik?
Aileler, ailelerimiz. Seçtiğimiz aileler, seçemediğimiz aileler, sevdiğimiz insanlar ve sevdiğimiz insanları aile yapan şeyler. Doktor Kaan Bolat ve Master İlkin Taşdelen, ortalarında bir adet Moderatör Yiğitcan Erdoğan ile birlikte tüm ailesel konulara giriyor.
İnsan yaşadıkça yaşıyor sevgili dinleyiciler. Bir şair de demiştir ki insanlar büyüdükçe, kusura bakmayın ama, giderek kendine benziyor. Bunları bir araya koyunca ortaya çıkan şey nedir? Aklımız ince bir ipin ucundaki ürkek bir serçedir. Tutarsan ezilir. Salsan zaten kendi düşer kendiliğinden. Çok düşünmemek lazım yani, değil midir?
Sevdik sevdalandık, gördük ve bağlandık, sonra da işler yolunda gitmedi ve ayrıldık ve geldik otuz dört yaşına. Bekarız. Bekar olmaktan da rahat gibiyiz ama bir şeyleri de yanlış mı yaptık?
Bedenimize soktuğumuz şeylerin haddi var da, hesabı tutulmaya yeni mi başlandı? Gençken daha kolay mı harcıyorduk etimizi, yoksa şimdi içimiz geçti diye mi dışımız çürür oldu? Her şeyin başı sağlık, orası kesin; peki sağlığın başı ne?
Hayallerimizdeki işlere girmek için geç mi kaldık? Yoksa zaten hiç işle ilgili hayal kurmamalı mıydık? Kariyer dediğimiz şeyi kim verdi elimize, kim aldı?