Podcast serimizin ikinci bölümünde "Ben sana güveniyorum ama çevreye güvenmiyorum" sözüyle ilişki hayatımıza giren "kıskançlıktan" bahsettik. "Kıskançlık nedir? Kadınlar mı daha kıskanç, erkekler mi? Giydiğimiz kıfayetlere, post attığımız fotoğrarlara karışmaya hakları var mı? Kıskançlığın kısıtlayıcı boyuta ulaşmasını nasıl engelleriz?" sorularına cevap ararken, yeri geldi bakış açılarımızın farklı olduğunu keşfettik. Flörtten sevgililiğe ilk geçişin sancılı konusunda size de ilk sorumuz "kıskanç mısınız?"
Heyecanla başladığımız ilişkiler serisinin ilk bölümünde üstüne şiirlerin, şarkıların yazıldığı "aşk"ı konu aldık. İlişkinin başında midemizde uçuşan kelebeklerden ve sonunda lanet olsun bu aşka dediğimiz bölüme nasıl geçtiğimizi, aşkın gözünün kör mü olduğunu ve aşk'ın ne olduğundan konuşmaya çalıştık.
Özgür müyüz ya da özgür olduğumuzu hissediyor muyuz? Özgürlüğün mümkün olduğu bir dünyada mıyız yoksa özgürlüğün bir sınırı var mıdır? Bu gibi sorularla kendimizi zorladığımız, yer yer özgürleşip yer yer kafese tıkıldığımız yine de bol bol güldüğümüz 8. bölümümüzle devam ediyoruz.
Umarız kendinizi daha özgür hissettiğiniz ve özgürleşebildiğiniz nice hayatlarınız olur!
Konuklu ilk bölümümüzde 3 farklı kuşakla aynı evde yaşayan arkadaşımız Sena'nın bürokrasi dolu aile yapısını, alışılmışın dışındaki hikayelerini ve akrabalarıyla aynı evde yaşamanın zorluklarını konuştuk.
İlk konuğumuz olduğu için buradan da teşekkür etmek isteriz, alışılmadık hayatında kolaylıklar Sena!
En önemli anlarımıza, çocukluğumuza ve büyümemize eşlik eden ikinci ailemizi yani arkadaşlarımızı iki çocukluk arkadaşı olarak konuştuk bu bölümde.
Zor zamanlarda aklımıza gelen o soru "neden her şey benim başıma geliyor"un altında yatan kurban rolü ve bu rolü ne kadar benimsediğimizi, kurtarıcı rolüne aşık mı olduğumuzu, zorbalara ne kadar maruz kaldığımızı konuştuğumuz 5.bölümle buradayız.
Bu bölümde gerçek mutluluğun peşinde koşarken, peşinde koştuğumuzun ne olduğunu, haz delisi mi olduğumuzu ve mutluluğunun formülünün gerçekten açık mı olduğunu konuştuk.
Hayatlarımızın hem karanlık hem en renkli olan dönemi ergenliği bu hafta anılarımızla konuştuk. Ergenliğimizde neyi anladık, nelerden pişman olduk ve gerçekten zaten kimse bizi anlamıyor muydu?
Kutsal kardeşlik bağının iki ayrı ucu abla olmak ve kardeş olmanın dayanılmaz hafifliklerini bu iki ucun muhattabları olarak masaya yatırdık.
Yansıyanlar'ın ilk bölümünde şans konusunda herkesi ikiye bölen aile evi VS tek yaşamak tartışmasını bir de kendi açılarımızdan masaya yatırdık.