
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin son raporuna göre AKP’nin iktidarda olduğu son 20 yılda en az 30 bin 224 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
Bu ne demek biliyor musunuz?
Bu ülkede her yıl en az bin 500 işçi ölüyor demek. (Programda Aslı Odman, bunun dört hatta beş katı ölümün söz konusu olduğuna dikkat çekti).
Nitekim henüz bitmemiş olan 2022 yılının ilk 10 ayında ölen işçi sayısı bin 521.
Her yıl en az bin 500 can!..
İSİG Meclisi haklı olarak soruyor: “Hangi savaşta bu kadar insan kaybettik?”
Üstelik bunların arasında çocuklar da var. Hem de bazıları 4-5 yaşlarındaki çocuklar. Yine İSİG verileri aydınlatıyor bizi. Buna göre:
Son 10 yılda en az 616 çocuk, çalışırken yaşamını yitirmiş. Bu çocukların 96’sı kız, 520’si erkek.Bunların 4’ü 4 yaşında, 5’i 5 yaşında, 4’ü 6 yaşında, 5’i 7 yaşında, 12’si 8 yaşında, 12’si 9 yaşında, 24’ü 10 yaşında, 13’ü 11 yaşında, 32’si 12 yaşında, 39’u 13 yaşında, 61’i 14 yaşında, 87’si 15 yaşında, 123’ü 16 yaşında ve 195’i 17 yaşında.
Hiçbir güvenceleri olmayan sahipsiz geçici tarım işçileri arasında bilinmedik kimbilir daha kaç çocuk ve yetişkin ölümü var?
Tayyip Erdoğan başta olmak üzere patronlara, bürokratlara, kapitalizm yandaşlarına soracak olursanız bu cinayetler birer “kaza”. Resmi söylemde de “iş kazası” olarak tanımlanıyor bu cinayetler.
Bu anlayışta olanlara bakacak olursak bu “kazalar” maden ve inşaat gibi bazı sektörlerin “fıtratında var”. Bunun dışında işçilerin cahilliği, güvenlik önlemlerini önemsemeyişleri, tedbirsizlik, dikkatsizlik, vb. vb. yüzünden yaşanıyor bunlar.
Gerçekte ise bu cinayetlerin nedeni neoliberal düzenin ucuz ve güvencesiz istihdam politikaları ve sermaye birikim stratejisidir.
İş güvenliği konusunda en basit güvenlik önlemini bile “masraf” olarak gören sermayenin açgözlülüğüdür. İşçiyi fiziken de ruhen de tüketip posaya çeviren ağır çalışma koşullarıdır. Temelde yatan bu tayin edici etkenin sonuçlarını katmerli hale getiren faktörler ise sınıfın örgütsüzlüğüdür, denetimsizliktir, cezasızlıktır… Siz hiç onca işçinin kanına giren patronlardan doğru dürüst ceza alan tek bir örnek gördünüz mü bugüne kadar?..
Programdaki sohbet sırasında Aslı Odman, meslek hastalıkları ve tüketici çalışma koşulları nedeniyle ölenler de hesaba katılacak olursa günlük ve yıllık işçi ölümlerinin en az 4’le çarpılması gerektiğinin altını çizdi. Çevre yıkımıyla işçi bedeninin tüketilmesi arasındaki ilişkiye dikkat çekti. Emeğin posasını çıkaran insanlık dışı çalışma temposunun, hız ve performansa dayalı artı değer sömürüsünün madende de reklamcılık sektörü ya da akademide de karşımıza çıktığına işaret etti.
Aslı Odman’la sohbeti Alınteri’nin YouTube ve Spotify adreslerinden dinleyebilirsiniz.