Home
Categories
EXPLORE
True Crime
Comedy
Business
Society & Culture
Sports
Health & Fitness
Technology
About Us
Contact Us
Copyright
© 2024 PodJoint
Loading...
0:00 / 0:00
Podjoint Logo
US
Sign in

or

Don't have an account?
Sign up
Forgot password
https://is1-ssl.mzstatic.com/image/thumb/Podcasts221/v4/f0/ea/55/f0ea55c6-9e14-cf3e-c33f-e235c8702b9d/mza_13522536331035012189.jpg/600x600bb.jpg
Türkiye'de Dijital Pazarlama
Faruk Toprak
58 episodes
3 days ago
Merhaba ben Faruk Toprak. Bu podcast kanalımda dijital pazarlamaya dair tüm yenilikleri sizlerle paylaşıyorum. İşletmeler için marka bilinirliğini geliştirme, satışları artırma, müşteri ilişkilerini başarılı yönetme, reklamlarda ki dönüşüm oranlarını artırma, web sitesi ve mobil uygulama optimizasyonları, sosyal medya pazarlama stratejileri ve yeni yapay zeka pazarlama trendleri vb. konulara değinip bir işletmenin pazarlama konusunda dikkat etmesi gereken tüm konuları paylaşıyorum. Podcastimle ilgili öneri ve reklam için faruk@joykek.com veya @frktprk Instagram'dan bana ulaşabilirsin.
Show more...
Marketing
Business
RSS
All content for Türkiye'de Dijital Pazarlama is the property of Faruk Toprak and is served directly from their servers with no modification, redirects, or rehosting. The podcast is not affiliated with or endorsed by Podjoint in any way.
Merhaba ben Faruk Toprak. Bu podcast kanalımda dijital pazarlamaya dair tüm yenilikleri sizlerle paylaşıyorum. İşletmeler için marka bilinirliğini geliştirme, satışları artırma, müşteri ilişkilerini başarılı yönetme, reklamlarda ki dönüşüm oranlarını artırma, web sitesi ve mobil uygulama optimizasyonları, sosyal medya pazarlama stratejileri ve yeni yapay zeka pazarlama trendleri vb. konulara değinip bir işletmenin pazarlama konusunda dikkat etmesi gereken tüm konuları paylaşıyorum. Podcastimle ilgili öneri ve reklam için faruk@joykek.com veya @frktprk Instagram'dan bana ulaşabilirsin.
Show more...
Marketing
Business
Episodes (20/58)
Türkiye'de Dijital Pazarlama
Eylül’de Reklam Stratejileri Nasıl Olmalı? Okullar Açılıyor Markalar Ne Yapmalı?

Eylül ayı, her yıl olduğu gibi markalar için önemli bir dönüm noktasıdır. Yaz mevsiminin rehavetinden çıkan tüketiciler, yeni bir döneme hazırlanırken alışveriş davranışları da hızla değişir. Özellikle okul sezonunun açılması, yalnızca kırtasiye ve eğitim sektörü değil; giyimden teknolojiye, gıdadan hizmet sektörüne kadar birçok alanı doğrudan etkiler.


Peki bu dönemde dijital reklam stratejileri nasıl şekillenmeli? Markalar, tüketicilerin zihnindeki “yeniden başlama” algısını nasıl kullanmalı? Hangi platformlarda nasıl kampanyalar düzenlenmeli? Bu yazıda Eylül ayında markaların uygulaması gereken etkili reklam stratejilerini detaylı bir şekilde ele alıyoruz.


Tüketici Psikolojisi: Eylül Yeni Bir Başlangıçtır

Tatil biter, düzen başlar. İnsanlar işlerine döner, çocuklar okula gider, evlerde ve hayatlarda yeniden bir rutin oturtulmaya çalışılır. Bu değişim hali, tüketici davranışlarını da doğrudan etkiler.

Bu nedenle Eylül ayı, sadece ürün odaklı değil; duygu odaklı kampanyaların da yapılması gereken bir dönemdir.


“Okula dönüş” teması üzerinden ilerleyen kampanyalarda annelere güven veren mesajlar, gençleri motive eden içerikler ve hayatı kolaylaştıran çözümler öne çıkarılmalıdır. Artık sadece fiyat odaklı değil, aynı zamanda “değer odaklı” kampanyalarla dikkat çekmek mümkün.


Hangi Sektör Ne Yapmalı?

Eylül ayında her sektörün odaklanması gereken farklı stratejiler bulunur. İşte başlıca sektörler için öne çıkan reklam önerileri:


Eğitim ve Kırtasiye Sektörü

Bu sektör Eylül döneminin en sıcak sektörlerinden biridir.

• Google Ads’te ürün gruplarına özel anahtar kelime çalışmaları yapılmalı. Örneğin “ilkokul çantası”, “ilk okul kalem seti”, “kız çocuk defteri” gibi detaylı terimler hedeflenmeli.

• Meta Ads’te carousel reklamlarla ürün setleri tanıtılmalı.

• Retargeting kampanyaları, sepeti terk eden kullanıcıları yeniden yakalamak için kritik rol oynar.


Moda ve Ayakkabı Sektörü

Okula dönen gençler ve ebeveynler, yeni kıyafet ve ayakkabılarla sezona başlamak ister.

• Instagram Reels içerikleri ile “okula dönüş kombini” gibi yaratıcı kurgular sunulmalı.

• WhatsApp sipariş özelliği ve hızlı kargo vurgusu, anneler gibi pratik alışverişi tercih eden grupları yakalamada etkili olur.

• Influencer kampanyalarıyla “Yeni Sezon Trendi” algısı oluşturulabilir.


Teknoloji Ürünleri (Tablet, Laptop, Kulaklık)

Üniversite öğrencileri başta olmak üzere birçok kişi bu dönemde teknolojik ürünlere yönelir.

• Funnel stratejisi uygulanmalı:

• İlk dokunuş için YouTube reklamı,

• Ardından Meta’da ürünle bağ kuran yaratıcı içerikler,

• Son olarak Google Ads ve remarketing e-postaları.

• Ürün karşılaştırmaları ve ödeme kolaylıkları öne çıkarılmalıdır.


Gıda ve Market Sektörü

Beslenme çantası, kahvaltılık ürünler ve okul öncesi atıştırmalıklar büyük talep görür.

• “1 dakikada sağlıklı beslenme kutusu” gibi kısa TikTok videoları çok yüksek etkileşim getirir.

• Google Display ağı üzerinden ebeveyn odaklı bloglara reklam çıkılması faydalı olur.

• “Haftalık market listesi” gibi içerikler hem bloglarda hem de e-posta pazarlamasında kullanılabilir.


Medya Planlaması: Bütçe Nasıl Dağıtılmalı?

Eylül döneminde sadece reklam yayınlamak değil, reklam bütçesini doğru şekilde medya kanalları arasında dağıtmak da kritik önemdedir.

1. Awareness (Farkındalık) – %40 Bütçe

• YouTube, Instagram Reels, TikTok içerikleri

• Marka bilinirliği ve hatırlanma oranını artırmak için

2. Consideration (Değerlendirme) – %30 Bütçe

• E-posta kampanyaları, yeniden hedefleme

• Ürün karşılaştırmaları, fırsat hatırlatmaları

3. Conversion (Satış) – %30 Bütçe

• Google Arama Ağı, WhatsApp CTA’lı kampanyalar

• “Sınırlı stok”, “Son gün” gibi tetikleyici metinler


İçerik Üretimi: Kampanya Değil, Hikâye Anlatımı

Eylül ayında içerik üretimi de kampanya kadar önemlidir. Tüketiciler, klasik kampanya görselleri yerine hikâye anlatımı içeren, fayda odaklı içerikler görmek ister.

Instagram'da takip et daha fazla içerik fırsatını yakala @frktprk

Show more...
5 days ago
13 minutes 43 seconds

Türkiye'de Dijital Pazarlama
Pazarlama Metinlerinde Psikolojik Tetikleyiciler (Neden Bazı Kelimeler Daha Çok Satar?)

Pazarlama Psikolojisinin Derinlerine Hoş Geldin

Pazarlama dünyasında başarı artık yalnızca ürünü anlatmakla değil, tüketicinin zihnine dokunmakla mümkün. Bu bölümde seninle birlikte, pazarlama metinlerinde kullanılan kelimelerin insan psikolojisi üzerindeki etkisini konuşacağız. Neden bazı kelimeler satışları patlatırken, diğerleri sıradan kalıyor? İşte bu bölümde bunun şifrelerini çözüyoruz.


Kelimenin Gücü: Beynimiz Nasıl Tepki Veriyor?

İnsan beyni bir kelimeyi gördüğünde sadece anlamını değil, o kelimenin oluşturduğu duyguyu da işler. Pazarlama metinlerinde kullanılan bazı kelimeler, doğrudan beynin karar alma merkezlerine sinyal gönderir. Bu sinyaller ya “satın al” dedirtir ya da “boşver” dedirtir.

Kelimeler, özellikle duygulara hitap eden tetikleyicilerle birleştiğinde zihinsel kısa yollar oluşturur. Bu kısa yollar müşteriyi ikna etmenin temelidir. Örneğin “şimdi”, “garantili”, “ücretsiz”, “senin için” gibi ifadeler zihinde “hemen harekete geç” komutunu uyandırır.


En Güçlü Psikolojik Tetikleyiciler ve Örnek Kullanımlar

  1. Şimdi – Aciliyet oluşturur.

    Örnek: “Şimdi sipariş ver, yarın kapında!”

  2. Ücretsiz – Risk algısını düşürür.

    Örnek: “Ücretsiz kargo ile fırsatı kaçırma.”

  3. Senin için – Kişiselleştirme gücü taşır.

    Örnek: “Bu kampanya sadece senin için hazırlandı.”

  4. Tükeniyor – Kıtlık psikolojisini tetikler.

    Örnek: “Son 3 ürün kaldı.”

  5. Garanti – Güven inşa eder.

    Örnek: “30 gün içinde koşulsuz iade garantisi.”

  6. Bilimsel olarak kanıtlanmış – İkna gücü yüksek.

    Örnek: “Etkinliği bilimsel olarak kanıtlandı.”


Kelimeler Nerelerde Kullanılmalı?

  • Başlıklar: Dikkat çekmek için ilk temas noktası.

  • Butonlar: Dönüşüm oranını doğrudan etkiler.

  • Ürün açıklamaları: Güven oluşturmak için ideal alan.

  • E-posta konu satırları: Açılma oranını artırır.

  • Kampanya içerikleri: Harekete geçirme noktasında etkili.


Duygusal Tetikleyicilerle Satışları Artırmak

Pazarlama metinlerinde duygusal tetikleyiciler ile mantıksal açıklamaları birleştirmek en etkili formüldür. Örneğin bir ürünün ekonomik olduğunu söylemek yerine “sana özel indirim” demek çok daha duygusal bir bağ kurar.

Unutma, insanlar duygusal olarak karar verir, mantıkla bunu haklı çıkarır. Metinlerini buna göre tasarla.


FOMO Etkisi ve Kıtlık Psikolojisi

Fear of Missing Out yani FOMO etkisi, özellikle genç kitlelerde çok güçlüdür. “Kaçırma”, “Sadece bugün” gibi ifadeler, bu psikolojik açığı hedef alır.

Aynı zamanda kıtlık psikolojisiyle birleştiğinde bu ifadeler insanların kararlarını hızlandırır. Çünkü beyin, sınırlı olanın daha değerli olduğunu düşünür.


A/B Testlerle En Etkili Kelimeleri Bulmak

Aynı ürünü farklı kelimelerle sunarak test etmek, hangi kelimenin daha fazla satış getirdiğini bulmanın en pratik yoludur.

Örnek:

  • A versiyonu: “Ücretsiz kargo ile şimdi al”

  • B versiyonu: “Senin için kargo bizden”

    Hangisi daha çok dönüşüm getiriyor? Test et, veriye göre ilerle.


Yapay Zeka ile Tetikleyici Kelimeleri Bulmak

Günümüzde GPT gibi yapay zeka modelleri, hangi kelimelerin hangi demografide daha etkili olduğunu tespit etmekte kullanılıyor. Özellikle reklam kampanyalarında kullanılan tetikleyici kelimeleri optimize etmek için güçlü bir yöntem.


Bu Kelimeler Her Sektörde Geçerli mi?

Cevap: Hayır.

Bazı sektörlerde farklı tetikleyiciler çalışır. Örneğin sağlık sektöründe “güven” ve “bilim” kelimeleri daha etkiliyken, moda sektöründe “şimdi”, “trend” ve “senin tarzın” gibi ifadeler ön plana çıkar.

Bu nedenle hedef kitleni iyi analiz et ve o kitlenin karar mekanizmasına uygun kelimeler kullan.


Psikolojik Tetikleyicileri Kullanırken Dikkat Etmen Gerekenler

  • Aşırıya kaçma, metni yapaylaştırma.

  • Gerçek dışı vaatlerde bulunma.

  • Kelimelerin anlamıyla uyumlu içerik sun.

  • Tekrar eden ifadelerden kaçın.

  • Organik hissettiren, insana dokunan cümleler kur.


Pazarlama, sadece strateji değil aynı zamanda dil sanatıdır.

Bu bölümde öğrendiğin tetikleyicileri hemen kendi işinde denemeye başla.

Ve unutma:

Doğru kelime, doğru duygu, doğru anda satışa dönüşür.

Show more...
2 weeks ago
12 minutes 27 seconds

Türkiye'de Dijital Pazarlama
"Renklerin Gücü Adına🤘" Duygulara Dokunan Marka Stratejileri

Renkler Neden Sadece Bir Görsel Tercih Değil, Bir Strateji?

Renkler hayatımızın her alanında bize bir şeyler fısıldar. Duygularımızı tetikler, kararlarımızı etkiler, güven verir ya da heyecanlandırır. Bu yüzden bir markanın rengi asla tesadüf olamaz. Bu bölümde, renklerin insan psikolojisi üzerindeki etkisinden başlayarak markaların neden ve nasıl bu kadar dikkatli şekilde renk stratejisi oluşturduğunu detaylıca konuşacağız.


Renklerin İnsan Psikolojisi Üzerindeki Etkisi

Kırmızı neden iştah açar? Mavi neden güven verir? Yeşil neden huzurla eşleştirilir? Sarı neden dikkat çeker ama aynı zamanda neden rahatsız edici olabilir? Bu soruların yanıtı beynimizin derinliklerinde yatıyor. Renkler, bilinçaltımızla iletişim kuran en güçlü araçlardan biridir. Bu yüzden pazarlamada kullanıldığında, müşterinin karar verme sürecini doğrudan etkiler.


Markaların Renk Seçimindeki Stratejik Kararlar

Coca-Cola’nın kırmızısı, Facebook’un mavisi, Starbucks’ın yeşili… Bunlar sadece estetik tercihler değil, marka kimliğiyle bütünleşmiş bilinçli seçimler. Bu bölümde, dünyaca ünlü markaların neden bu renklere yatırım yaptığını, bu renklerin markaya kattığı değerleri ve tüketiciyle kurduğu bağı detaylı örneklerle ele alıyoruz.


Hedef Kitleye Göre Renklerin Anlamı Nasıl Değişir?

Bir genç için canlı renkler heyecan vericiyken, bir profesyonel için koyu renkler daha güven verici olabilir. Kadın-erkek, yaş grubu, kültürel arka plan gibi demografik değişkenler renk algısını tamamen değiştirebilir. Bu yüzden renk seçerken sadece “güzel duruyor” demek büyük bir hata olur. Doğru renk, doğru kitleyle duygusal bağ kurar.


Duygulara Dokunan Renk Stratejileri Nasıl Oluşturulur?

Markanızın ruhunu, değerlerini ve vizyonunu yansıtan renkler seçmek, doğru bir iletişim kurmanın ilk adımıdır. Bu bölümde, sıfırdan bir marka yaratırken renk paletinin nasıl seçilmesi gerektiğini, mevcut bir markada nasıl dönüşüm yapılabileceğini ve sektörel farklılıklara göre hangi renklerin öne çıktığını anlatıyorum.


Dönüşüm Odaklı Renk Kullanımı: Sadece Güzel Olması Yetmez

Dijital pazarlamada renk, dönüşüm oranlarını doğrudan etkiler. Özellikle CTA butonlarında kırmızı, turuncu gibi dikkat çekici renkler dönüşümü artırırken; arka plan uyumu, kontrast kullanımı gibi detaylar da önemlidir. Bu bölümde A/B test örnekleriyle hangi sektör için hangi renk daha fazla dönüşüm getirmiş inceliyoruz.


Kültürel Farklılıklar: Aynı Renk Her Yerde Aynı Etkiyi Yaratmaz

Batı’da beyaz saflığı, doğu kültürlerinde yas’ı temsil edebilir. Bu yüzden global markalar, renk stratejilerini her ülke için yeniden düzenlemek zorundadır. Özellikle e-ihracat yapan markalar için kültürel renk kodlarını bilmek kritik önemdedir.


Sonuç: Marka Kimliğinin Görsel Temsilcisi Renklerdir

Bu podcast bölümüyle birlikte, marka yaratımında ve dijital pazarlama stratejilerinde renklerin neden bu kadar önemli olduğunu ve nasıl daha bilinçli kullanılabileceğini kapsamlı bir şekilde öğrenmiş olacaksın.


Bölümü Beğendiysen…

Daha fazla içerik için joykek.com’u ziyaret edebilir, Instagram’da @frktprk hesabımdan beni takip edebilirsin.

Sormak istediklerin varsa faruk@joykek.com üzerinden bana ulaşabilirsin.

Ve unutma, renkleri doğru kullanan markalar sadece dikkat çekmekle kalmaz, zihinde de kalıcı olur.

Show more...
1 month ago
10 minutes 1 second

Türkiye'de Dijital Pazarlama
Yeni Müşteri Kazanımı Yerine Var Olanı Tutmak ve Retention Odaklı Pazarlama Stratejileri

Yeni müşteri kazanmak mı, yoksa mevcut müşteriyi elde tutmak mı daha değerli?

Bugünkü bölümümüzde dijital pazarlama dünyasında sıkça gözden kaçan ama aslında en yüksek yatırım geri dönüşünü (ROI) sağlayan bir stratejiyi masaya yatırıyoruz: Retention Marketing, yani müşteri tutundurma stratejileri. Reklam bütçenizin büyük bir kısmını yeni müşteri çekmeye harcıyorsanız, belki de en büyük kazanç fırsatınızı göz ardı ediyor olabilirsiniz.


Retention neden bu kadar kritik?

Yeni bir müşteri kazanmanın maliyeti, mevcut müşteriyi elde tutmaktan ortalama 5 ila 25 kat daha fazladır. Buna rağmen pek çok marka, sadık müşterilerine ikinci, üçüncü hatta dördüncü alışverişi yaptıracak sistemleri kurmakta geç kalıyor. Oysa küçük bir e-posta otomasyonu, bir kişisel kampanya önerisi ya da satış sonrası destek, müşteri memnuniyetini zirveye çıkarabilir.


Sadık müşteri, en büyük reklamcınız olabilir

Bugün konuşacağımız stratejiler sadece tekrar satış oranlarını artırmakla kalmaz, aynı zamanda markanızın çevresinde bir topluluk oluşturur. Sadık müşteriler size sadece tekrar satış getirmez, aynı zamanda sizi arkadaş çevrelerine tavsiye eder, sosyal medyada markanızı savunur ve kriz anlarında bile sizi terk etmezler.


Pazarlama stratejinizi tersine çevirin

Bu bölümde yeni müşteri kazanımına değil, elinizdekini elde tutmaya odaklanacağız. Özellikle dijital platformlar, CRM sistemleri, e-posta ve WhatsApp otomasyonları, sadakat kampanyaları gibi taktiklerle müşteriyi nasıl markaya bağlı kılabileceğinizi örneklerle açıklıyorum.

İşletmeniz için örnek senaryolar

  • Bir doğal taş mağazası için hazırladığımız müşteri segmentasyon sisteminin 3 ayda nasıl %37 daha fazla sipariş getirdiğini

  • Shopify’da kurulan bir sadakat programının geri dönüşüm oranlarını nasıl 2 katına çıkardığını

  • Kommo CRM’de otomatikleştirilen satış sonrası destek süreçlerinin müşteri puanlamalarını nasıl yükselttiğini

  • Ve en önemlisi, bu adımları nasıl siz de kurabilirsiniz… hepsini detaylıca anlattım.


Kullanacağımız stratejiler arasında neler var?

  • Kişiselleştirme ve segmentasyonun gücü

  • Otomatik e-posta serileri ve hatırlatma sistemleri

  • Satış sonrası müşteri desteği

  • Sadakat ve ödül programları

  • Müşteri yaşam boyu değeri (CLV) analizleri

  • Churn rate’i düşürmenin yolları


Kendi retention sistemini kurmak isteyenler için rehber

Bu bölümde teoriden çok pratiğe odaklanıyorum. Anlattığım yöntemleri Kommo CRM, HubSpot, Shopify veya diğer platformlarda birebir uygulayabilir, hemen sonuç almaya başlayabilirsiniz. Ayrıca kendi stratejisini kurmak isteyenlere özel ipuçları da bölümün sonunda yer alıyor.


Sonuç: Sürdürülebilirlik yeni müşteride değil, mevcutta saklı

Kısa vadeli kazançlar için müşteri çekmek elbette önemli. Ancak gerçek büyüme, sadık müşteri ile gelir yaratmakta. Bu podcast bölümü, uzun vadeli marka inşası ve kârlılık için size sağlam bir yol haritası sunacak.


En güncel bölüm ve paylaşımlar için podcastimi Spotify ve YouTube'da takip etmeyi unutmayın.

Show more...
1 month ago
12 minutes 4 seconds

Türkiye'de Dijital Pazarlama
Yaz Geldi Dönüşümler Durdu! Tatil Döneminde Pazarlama Planı Nasıl Olmalı?

Yaz Geldi, Dönüşümler Durdu mu? Tatil Sezonunda İşler Durmaz, Strateji Değişir!

Yaz ayları birçok marka için kabus gibi geçebilir. Reklamlara harcanan bütçeler aynı kalır ama tıklamalar düşer, dönüşümler yavaşlar. Tatil sezonu insanların modunu değiştirirken, iş dünyasının ritmini de etkiler. Bu bölümde seninle birlikte bu süreci fırsata dönüştürmenin yollarını keşfedeceğiz.


Tatil Modu ve Tüketici Psikolojisi

Tüketicilerin yaz aylarında davranışları değişir. Alışveriş kararları ertelenir, ilgi dağılır, dikkat süresi kısalır. Ancak bu, alışveriş yapılmadığı anlamına gelmez. Sadece karar süreci uzar ve temas sayısı artar. Bu yüzden yaz döneminde pazarlama stratejilerinde “sabır” ve “esneklik” çok önemlidir.


Yaz Aylarının En Büyük Tehlikesi: Görünmez Olmak

Markalar bu dönemde ya bütçesini kısmaya ya da tamamen sessizliğe gömülmeye meyilli olur. Oysa bu dönemde reklam vermeyi bırakmak, görünürlüğünüzü kaybetmek anlamına gelir. Kullanıcılar yaz sonrasında markanızı hatırlamayabilir. Bu yüzden az ama sürekli bir görünürlük şart.


Veri ile Sezonu Okumak: Dönüşümün Kodları

Yaz dönemini doğru okumak için geçmiş yıl verilerine bakın:

  • En çok hangi ürünler ilgi görmüş?

  • Mobil mi desktop mı daha baskın?

  • Hangi yaş grubu daha aktif?

    Bu verilerle yeni kampanyalarınızı daha verimli bir şekilde planlayabilirsiniz.


Yazın En Etkili Kampanyaları Nasıl Olmalı?

Tatildeki kullanıcıları yakalamak istiyorsan, içeriklerin ve kampanyaların da “tatil modunda” olmalı:

  • Görsel ağırlıklı içerikler

  • Esprili, hafif mesajlar

  • Yaz temalı kreatifler

  • Mobil uyumlu kampanyalar

  • Mini hediye çekilişleri ya da sezonluk indirimler


Kanal Bazlı Stratejiler: Meta, Google Ads ve E-Posta

Meta Reklamları:

Story ve Reels içeriklerle kullanıcıları eğlendirirken markanı da göster. Yüksek kaliteli kısa videolar, anketler, hızlı aksiyon çağrısı içeren reklamlar yazın en çok iş gören formatlar arasında.


Google Ads:

Search hacimleri düşebilir ama Display Network ve YouTube reklamları bu dönemde çok daha etkili. Marka bilinirliğini artırmak için mükemmel bir zaman.


E-posta & SMS:

Tatil temalı e-postalar, mobilde kolay okunabilir sade içerikler kullan. “Yaz indirimi seni bekliyor” gibi çağrılarla dönüşüm oranlarını artırabilirsin.


Retargeting & CRM Odaklı Otomasyonlar

Ziyaret eden ama satın almayanlara yönelik özel kampanyalar oluştur. Tatil sonrası alışverişe yönlendirecek otomasyonlar kur. CRM verilerinizi segmentleyerek yaz tatilinde farklı kitlelere farklı mesajlar gönderebilirsiniz.


Yazı Geçiş Değil, Hazırlık Süreci Olarak Görmek

Yazın sessizliğini fırsat bilip Eylül ve dördüncü çeyrek için hazırlıklarını yap. Kitle topla, veri biriktir, test kampanyalarıyla A/B denemeleri yap. Tatil dönüşünde güçlü başlangıç yapmanın yolu yazın temelleri atmaktan geçer.


Sonuç: Yazın Sessizliğini Avantaja Çevir

Bu dönemi sadece “dönüşüm düştü” diye değerlendirmek yerine, stratejik bir hazırlık ve marka bilinirliği dönemi olarak konumlandır. Yazın kampanya yapan markalar, Eylül’de çok daha güçlü performans sergiliyor.

Beni Instagram'dan takip etmek için tıklayın @frktprk

Show more...
2 months ago
9 minutes 51 seconds

Türkiye'de Dijital Pazarlama
Kurumsal Şirketlerde Pazarlama Süreçleri Ajanslarla Etkileşim ve Stratejik Yaklaşımlar

Kurumsal Pazarlama Dünyasının Perde Arkası

Bu bölümde kurumsal pazarlama departmanlarında çalışanların yaşadığı zorlukları, baskıları ve hedef odaklı süreçleri konuşmak için sevgili Gamze konuğum oldu. Her gün onlarca işi aynı anda yürüten, ajanslarla koordinasyon içinde olan, iç ve dış paydaşları memnun etmeye çalışan, krizleri yöneten ve bir yandan yaratıcı kalmaya çalışan kurumsal pazarlama çalışanlarının gerçek dünyasına yakından bakıyoruz.


Pazarlama ile Tanışma Hikâyesi

Gamze’nin pazarlama ile yolu, aslında sosyoloji ve psikoloji bölümleri mezunu olduğu dönemden geçiyor. Üniversitede pazarlama alanına geçilemeyeceği yönünde aldığı yönlendirmelere rağmen, içindeki merak ve kararlılık onu bu yolda ilerlemeye itti. Stajlarla başlayan bu serüven, bugün onu büyük firmalarda kurumsal pazarlama uzmanlığına kadar taşıdı. Eğitimin bir yol haritası olduğu ancak asıl şekillendirici gücün tutku ve kararlılık olduğu net bir şekilde anlaşılıyor.


Kurumsal Pazarlama Departmanlarında Günlük Hayat

Kurumsalda pazarlama sadece içerik üretmek ya da kampanya oluşturmak değil. Aynı zamanda strateji belirleme, ajans yönetimi, raporlama, SEO’dan sosyal medyaya, web sitesinden fiziksel etkinliklere kadar çok geniş bir spektrumda faaliyet göstermek demek. Gamze’nin deneyimleri, kurumsal pazarlamada “her şeyden biraz” bilmenin ne kadar değerli olduğunu gösteriyor. Ancak bu durum bazen uzmanlaşmayı da zorlaştırabiliyor.


Ajanslarla İlişkiler ve Brief Vermenin Gerçekleri

Pazarlama departmanlarının olmazsa olmazı ajanslarla olan iletişim. Ama bu ilişki her zaman pürüzsüz ilerlemeyebiliyor. Gamze’nin bir basın lansmanında ajansın yanlış baskı ile gelmesi üzerine yaşadığı kriz anı, bu bölümün en dikkat çekici hikâyelerinden biri. Kriz anında sakin kalmak, iletişimi güçlü tutmak ve çözüm üretmek, bir pazarlamacının en büyük sınavlarından biri.


Kriz Yönetimi: Pazarlamacının En Kritik Yeteneği

Bir etkinlikte, sponsor logolarının olmadığı bir fotoğraf panosunun son anda fark edilmesi gibi örneklerle kriz yönetiminin ne kadar önemli olduğunu konuşuyoruz. Gamze, bu gibi anlarda paniğe kapılmadan basın mensuplarını oyalamayı ve ajansla hızlıca çözüm bulmayı başarmış. Kriz çözülür ama o anki baskı unutulmaz. Bu da işin ruhunu ortaya koyuyor.


Kurumsalda Kariyer Yolculuğu ve Uzmanlaşma Süreci

Kurumsal yapıda birden fazla alana hâkim olmak avantaj gibi görünse de, uzun vadede uzmanlaşmayı geciktirebilir. Gamze bu süreci, yeni firmasında daha büyük bir pazarlama ekibine geçiş yaparak dengelemeyi hedefliyor. Artık influencer marketing, sosyal medya ve reklamlar gibi alanlara odaklanacağı bir kariyer yolu çizmiş durumda.


Yapay Zeka Pazarlamayı Nasıl Değiştiriyor?

Yapay zeka konusuna da değinmeden geçmedik. Gamze, AI teknolojilerinin pazarlamayı kolaylaştırdığı kadar bazı iş kollarını tehdit ettiğini de vurguluyor. Ancak burada önemli olan şey: AI’ı nasıl kullandığın. Yapay zekayı doğru yöneten, geleceğin dijital dünyasında öne çıkacak. Özellikle pazarlama departmanlarının AI ile olan ilişkisini yönetmesi, rakiplerinin önüne geçmelerini sağlayabilir.


Yeni Mezunlara Tavsiyeler: Kariyere Nereden Başlamalı?

Gamze, pazarlama alanına adım atmak isteyen yeni mezunlar için somut ve uygulanabilir önerilerde bulunuyor. Üniversite kulüplerine katılmak, staj yapmak, ajans tecrübesi edinmek ve tabii ki İngilizce ile birlikte yapay zeka araçlarını öğrenmek bu listenin başında geliyor. Ayrıca ajans deneyiminin kurumsala geçişte ne kadar değerli olduğuna dikkat çekiyor.


Ajans Mutfak, Kurumsal Yönetimdir

Ajans tarafında çalışanlar işin mutfağında yetişirken, kurumsalda işi yaptıran kişi konumuna geliyorsunuz. Ancak iki tarafın da birbirine avantaj sağladığı noktalar var. Ajans deneyimi size farklı sektörlerdeki dinamikleri gösterirken, kurumsal taraf stratejik düşünmeyi öğretiyor.

Show more...
2 months ago
23 minutes 54 seconds

Türkiye'de Dijital Pazarlama
30 Haftalık Dijital Reklamcılık Eğitiminden Mezun Olan Öğrencimle Reklamları Yorumladık!

Bu Bölüm Neden Farklı?

Bugün Türkiye’de Dijital Pazarlama podcastinde farklı bir formatla karşınızdayım. Eğitimini verdiğim Acunmedya Akademi’deki dijital pazarlama öğrencilerimden biriyle, sevgili Oğulcan ile birlikte mikrofon başına geçtik. 30 hafta süren bir dijital reklamcılık eğitimini başarıyla tamamladıktan sonra Oğulcan’ı bu bölüme konuk ettim. Sohbetimizde hem öğrendiklerini hem de uygulamalar sırasında karşılaştığı deneyimleri konuştuk.


Bölümden Alacaklarınız

Bu bölümü dinledikten sonra;

• Google Ads performansını nasıl artıracağınızı,

• Hangi reklam türünün sizin için daha etkili olduğunu,

• Hedef kitle analizinin neden kritik olduğunu,

• Eğitim ve uygulama sürecinde nelerle karşılaşabileceğinizi öğreneceksiniz.


Google Ads ve Meta Reklamları Öğrencinin Gözünden

Podcast boyunca dijital pazarlamanın temel yapı taşlarından biri olan Google Ads reklamları üzerine konuştuk. Oğulcan’ın en heyecanlandığı konu, Google Ads kampanya kurulumu oldu. Doğru anahtar kelime seçimi, stratejik hedefleme, açılış sayfası deneyimi ve düzenli optimizasyon gibi konulara değindik. Ayrıca Meta ile Google arasındaki temel farkları da kendi bakış açısıyla anlattı. Bir yandan bilgi tazelerken, diğer yandan öğrencimin gözünden bu reklam dünyasına tekrar bakma fırsatı yakaladım.


Anahtar Kelimeler, Kalite Puanı ve TBM Gerçekleri

Bu bölümde özellikle vurguladığımız bir konu da Google’ın “kasa her zaman kazanır” prensibi oldu. Doğru anahtar kelime seçiminin reklam performansına nasıl büyük etkiler sağladığını detaylı şekilde konuştuk. Geniş eşlemeli anahtar kelimelerin doğru kullanımı, negatif anahtar kelimelerin listeye eklenmesinin önemi ve TBM’yi düşürmek için kalite puanının artırılması gerektiği gibi hayati bilgilere değindik.


Açılış Sayfası Deneyimi ve Dönüşüm Oranları

Reklamlarınız ne kadar iyi olursa olsun, kullanıcı geldiği sayfada aradığını bulamıyorsa, dönüşüm beklememelisiniz. Oğulcan bu noktada açılış sayfasının hız, içerik ve kullanıcı deneyimi açısından ne kadar önemli olduğunu çok güzel ifade etti. Ayrıca iyi bir açılış sayfasının reklam ROI’sine doğrudan etkisini gerçek örneklerle anlattık.


Düzenli Raporlama ve Anomalilerin Önemi

Reklam performansının sürdürülebilir olması için düzenli olarak analiz yapılması gerektiğini konuştuk. Düşük performanslı reklam gruplarının tespit edilmesi, olumlu anomalilerin fark edilmesi ve genel reklam stratejisinin bu doğrultuda güncellenmesi, reklam bütçesinin daha etkili kullanılmasını sağlıyor.


Teoriden Pratiğe Geçiş: Öğrencilikten Profesyonelliğe

Oğulcan eğitim sürecinde en çok zorlandığı noktanın teorik bilgileri pratiğe dökmek olduğunu, fakat bu zorluğu sürekli proje yaparak aştığını samimi bir dille anlattı. Eğitimlerde öğrendiklerini aktif olarak kullanarak deneyim kazandığını, en çok da bu süreçte geliştiğini söyledi.


Yeni Başlayanlara Tavsiyeler

Bu bölümü dinleyen ve dijital pazarlama kariyerine başlamak isteyen gençler için Oğulcan’dan güzel tavsiyeler de geldi. Her şeyin sadece teoride kalmaması gerektiğini, öğrendiklerinizi mutlaka pratiğe dökmeniz gerektiğini vurguladı. Eğitmenle yakın iletişimde olmanın öğrenim sürecine katkısını da unutmadı.


Google ve Meta Arasındaki Fark: Talep mi Yaratıyorsun, Talebe mi Yanıt Veriyorsun?

Bölümün en can alıcı bölümlerinden biri de Google Ads ve Meta reklamları arasındaki farktı. Google’da müşteri sizi ararken, Meta’da siz müşteriyi ararsınız. Bu fark, reklamın doğasını ve stratejisini tamamen değiştiriyor. Oğulcan’ın bu konudaki kıyaslaması birçok pazarlamacıya yeni bakış açıları kazandıracak nitelikteydi.


Sürpriz: Azerbaycan’dan Rugayye’nin Mesajı

Bölüm sonunda Azerbaycan’dan Rugayye’nin sesli mesajı dinleyicilerle paylaşıldı. Hedef kitle analizinin önemi üzerine Azerice yaptığı kısa konuşma, podcast’in uluslararası bir havaya bürünmesini sağladı. Hem kültürlerarası bir köprü oluşturduk hem de dijital pazarlamada hedef kitle analizinin nasıl evrensel bir konu olduğunu gösterdik.

Show more...
2 months ago
13 minutes 5 seconds

Türkiye'de Dijital Pazarlama
Google I/O’da Duyurulan Arama Motoru Güncellemeleri SEO’yu Nasıl Değiştiriyor?

Google I/O 2025’te duyurulan yapay zeka odaklı yeni arama motoru özellikleri SEO dünyasında büyük yankı uyandırdı. Bu bölümde Google’ın aramayı nasıl yeniden tanımladığını, AI Overviews gibi devrimsel yeniliklerin SEO stratejilerine nasıl yön verdiğini ve dijital içerik üreticilerinin bundan sonra nelere dikkat etmesi gerektiğini detaylıca ele alıyoruz.


Google I/O 2025’te Neler Duyuruldu?

Etkinlikte Google Arama’nın geleceğine dair birçok önemli yenilik tanıtıldı. Artık yapay zekâ destekli özet kutuları (AI Overviews), görsel-sesli-metin aramayı birleştiren multimodal search yapısı ve kişiselleştirilmiş arama sonuçları hayatımıza giriyor. Bu gelişmeler kullanıcı deneyimini kökten değiştirirken, klasik SEO kurallarını da zorluyor.


AI Overviews SEO’yu Nasıl Etkiliyor?

Google artık birçok sorguda direkt yanıtı arama sonucunda gösteriyor. Bu durum bilgi içeriklerinin tıklama oranlarını düşürebilir. Ancak burada fırsatlar da var: Özet kutulara girebilecek kadar kaliteli içerikler üretmek, görünürlüğü artırmanın yeni yolu haline geliyor.


Yeni Dönemin SEO Stratejileri

Bu güncellemelerle birlikte artık içeriklerde şu unsurlar daha kritik hale geliyor:

• Net ve doğrudan cevap veren bölümler

• Kullanıcının niyetini anlayan yapılar

• Liste, tablo, kısa özet gibi snippet uyumlu formatlar

• Görsel ve videoya dayalı içeriklerin SEO’ya entegre edilmesi


Yapay Zekâ ile İçerik Üretimi

AI ile içerik üretimi kolaylaştı ama kalite hâlâ birincil öncelik. Google, insan dokunuşu olan, güvenilir ve özgün içeriklere değer veriyor. AI araçları destek olarak kullanılırken içeriklerin hala uzmanlık ve deneyim barındırması bekleniyor.


Kullanıcı Deneyimi Artık SEO’nun Kalbinde

Sıralamalar artık sadece teknik faktörlere değil, kullanıcı deneyimine de bağlı. Sayfa hızı, mobil uyumluluk, içeriğin okunabilirliği ve sayfa içi gezinme gibi unsurlar daha da değerli hale geldi. SEO’nun yeni tanımı aslında “Search Experience Optimization” oluyor.


Sonuç ve Öneriler

Google I/O 2025 ile SEO’nun yönü değişiyor. Bu değişimi tehdit olarak görmek yerine fırsata çevirmek mümkün. İçerik kalitesini artırmak, yapay zekâya uyum sağlamak ve kullanıcı odaklı düşünmek önümüzdeki sürecin kazananlarını belirleyecek.

Bu bölümü dinledikten sonra SEO stratejilerinizi gözden geçirecek ve geleceğe daha hazırlıklı olacaksınız. Sorularınız veya danışmanlık talepleriniz için bana @frktprk Instagram hesabımdan ya da faruk@joykek.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Spotify’da Türkiye’de Dijital Pazarlama’yı takip etmeyi ve bu bölümü paylaşmayı unutmayın!

Show more...
2 months ago
12 minutes

Türkiye'de Dijital Pazarlama
Üreticiler ve Toptancılar İçin Yeni Nesil Dijitalleşme Formülü (Deneyen Kazanıyor)

Bu Bölüm Kimler İçin?

  • Üreticiler ve toptancılar

  • E-ticaret yapan işletmeler

  • Stok takibi ve ERP sistemlerinden yorulmuş firmalar

  • Yurtdışına satış yapmayı hedefleyenler

  • Yeni nesil pazarlama ve yapay zeka teknolojileriyle tanışmak isteyen herkes


Üreticilerin ve Toptancıların Dijitalleşme Yolculuğu

Bu bölümde dijitalleşmenin kıyısında bekleyen ama bir türlü adım atamayan üreticilere, toptancılara ve özellikle B2B çalışan işletmelere ilham olacak bir dönüşüm hikayesini ele alıyoruz. Uzun yıllardır e-ticaret sektöründe tecrübeye sahip değerli konuğum Fatih Altunbaş ile birlikte, fiziksel stokların dijital dünyaya nasıl entegre edilebileceğini, sesli komutlarla sipariş yönetiminin nasıl mümkün hale geldiğini ve yapay zekanın mağaza deneyimini nasıl baştan tanımladığını masaya yatırıyoruz.


Stok Takibinden Global Pazarlamaya

Geleneksel sistemlerde barkod ve manuel stok takibiyle uğraşan işletmelerin yaşadığı zorluklara karşı geliştirilen çözümler artık sadece yazılımla sınırlı değil. Mobil uygulamalar üzerinden yürütülen süreçlerle hem fiziksel ürünlerin dijitalleştirilmesi hem de global satış kanallarına entegrasyon mümkün. Üstelik tüm bu işlemler birkaç dokunuşla, hatta sadece sesle gerçekleşebiliyor.


Görsel İçerik ve Ürün Sunumunda Yapay Zeka Desteği

Özellikle tekstil sektöründe karşılaşılan “stok yönetimi kaosu”, “görsel içerik yetersizliği” ve “dijital vitrinsizlik” gibi sorunlara nasıl çözüm bulunduğunu detaylarıyla öğreniyoruz. Manken kullanılmadan yapay zeka ile oluşturulan giydirilmiş ürün görselleri, sesli komutla otomatik oluşturulan irsaliyeler ve ERP sistemlerine olan ihtiyacın nasıl ortadan kalktığına dair net örnekler paylaşılıyor.


Yeni Nesil Asistan Teknolojisi: İşletme İçin Dijital Partner

En dikkat çekici konu ise geliştirilen yapay zeka destekli asistan. Müşteriyi tanıyor, sipariş geçmişini hatırlıyor, sesli iletişim kuruyor ve müşterinin sipariş verme ihtimaline göre satış yönlendirmeleri yapıyor. Adeta mağaza içine yerleştirilmiş bir satış danışmanı gibi çalışan bu sistem, işletmelerin operasyonel yükünü azaltırken satış potansiyelini artırıyor.


Sadece Yazılım Değil, Pazarlama Desteği de Sunuluyor

Buradaki vizyon sadece bir yazılım vermek değil; aynı zamanda dijitalleşme sürecinde işletmeleri yalnız bırakmamak. Bu yüzden uygulama ile birlikte bir pazarlama desteği de geliyor. Çünkü dijitalleşme demek sadece görünür olmak değil; aynı zamanda doğru müşteriye ulaşmak, farklılaşmak ve sürdürülebilir satışlar elde edebilmek demek.


Türkiye Neden Bu Dönüşümde Kilit Rol Oynayacak

Podcast’in son bölümünde, Türkiye’nin üretim kapasitesi ve stratejik konumu üzerinden gelecekteki ihracat potansiyelini değerlendiriyoruz. Avrupa, Rusya, Balkanlar ve MENA bölgesi ile olan bağlantılar, yerli üreticilere büyük fırsatlar sunuyor. Dijitalleşmeye yatırım yapan işletmelerin bu pazarlarda büyük paylar elde edebileceği bir döneme giriyoruz.

Unutma, dijitalleşme sadece büyük markalar için değil, her ölçekten işletme için bir zorunluluk haline geldi.

Bu bölümü dinleyerek sen de işletmeni geleceğe taşıyacak adımları öğrenebilir, ilham alabilirsin.

Show more...
3 months ago
25 minutes 50 seconds

Türkiye'de Dijital Pazarlama
Sosyal Medyada Mikro Influencer’ların Yükselişi ve Etkisi

Geleneksel influencer marketing stratejileri artık etkisini yitiriyor. Makro influencer’lara yapılan büyük bütçeli yatırımlar, düşük etkileşim oranları ve zayıf dönüşümlerle markaları hayal kırıklığına uğratıyor. Ancak bu alanda yeni bir yıldız yükseliyor: mikro-influencer’lar.

Mikro-Influencer Nedir?

Mikro-influencer’lar, genellikle 10.000 ila 100.000 takipçiye sahip, belirli bir konuda içerik üreten ve hedef kitlesiyle yüksek etkileşim kurabilen kişilerden oluşur. Takipçileriyle birebir, samimi bağ kurabildikleri için verdikleri mesajlar daha güvenilir ve etkili olur. Niş topluluklara hitap etmeleri sayesinde marka mesajını daha isabetli iletebilirler.


Neden Mikro-Influencer’lar Yükselişte?

  1. Yüksek Etkileşim Oranı: Mikro-influencer’ların etkileşim oranları genellikle %4 ila %8 arasındadır. Bu oran, makro influencer’larda çoğu zaman %1’in altına düşer. Daha az takipçiyle daha fazla dönüşüm sağlamak mümkündür.
  2. Samimiyet ve Güven: Mikro-influencer’lar, takipçileri tarafından “bir arkadaş” gibi görülür. Bu da markalar adına yapılan paylaşımların daha içten algılanmasını sağlar.
  3. Düşük Maliyet, Yüksek Getiri: Mikro-influencer’larla yapılan işbirlikleri, büyük bütçeler gerektirmez. Aynı bütçeyle 10 mikro influencer’la çalışarak çok daha geniş ve hedefli bir kampanya yürütmek mümkündür.
  4. Niş Hedefleme: Vegan beslenme, minimalist yaşam, anne-bebek gibi özel alanlara hitap eden içerik üreticileri sayesinde markanız tam da ulaşmak istediğiniz kitleye seslenebilir.


Gerçek Bir Kampanya Örneği

Bir doğal kozmetik markası, 15 farklı mikro-influencer ile yürüttüğü bir kampanyada satışlarını %30, site trafiğini ise %48 artırdı. Etkili içerikler, organik paylaşım ve özgün anlatım sayesinde mikro influencer’lar kampanyayı başarıya ulaştırdı.

Mikro-Influencer Seçerken Nelere Dikkat Etmeli?

  • Takipçi Kalitesi: Bot oranı düşük, organik ve ilgi uyandıran kitleye sahip olmalı.
  • Etkileşim Oranı: Paylaşımlara gelen beğeni, yorum ve mesajlar analiz edilmeli.
  • İçerik Uyumu: Influencer’ın paylaşım tarzı ve dilinin markayla örtüşmesi önemli.
  • Samimiyet: Influencer gerçekten markaya inanmalı, aksi halde etkileşim düşük kalır.


Strateji ve İşbirliği Süreci

Başarılı bir kampanya için önce hedef kitle netleştirilmeli, ardından platform seçimi (Instagram, TikTok, YouTube) yapılmalı. Influencer’a bire bir ulaşarak kişiselleştirilmiş teklifler sunulmalı. Kampanya sonunda KPI’lar (etkileşim, satış, tıklama vb.) ölçülmeli ve işe yarayan işbirlikleri tekrar planlanmalıdır.

Doğru Kişiye, Doğru Zamanda Ulaşmak

Artık mesele daha fazla kişiye görünmek değil, doğru kişiye doğru zamanda ulaşmak. Mikro-influencer’lar düşük bütçeyle yüksek verim sağlayan stratejik iş ortakları haline geldi. Markanız için etkili bir mikro-influencer planı oluşturmak istiyorsanız, size memnuniyetle destek olurum.


Daha fazla bilgi için bana instagram'dan @frktprk ulaşabilirsin.

Show more...
3 months ago
11 minutes 4 seconds

Türkiye'de Dijital Pazarlama
E-Posta Pazarlamasında Kişiselleştirme ve Otomasyonun Rolü

E-posta pazarlaması, dijital pazarlamanın en yüksek yatırım getirisi sağlayan kanallarından biri olmaya devam ediyor. Ancak klasik “herkese gönder” dönemi artık geride kaldı. Günümüzde başarılı kampanyaların temelinde kişiselleştirme ve otomasyon yer alıyor.

Kişiselleştirmenin Gücü

Kullanıcılar, kendilerine özel hissettiren markalara daha fazla sadakat gösteriyor. Adının geçtiği bir e-posta, daha önce incelediği ürünlere özel öneriler ya da doğum gününde gelen özel teklifler, küçük ama etkili dokunuşlardır. Araştırmalara göre kişiselleştirilmiş e-postalar, genel kampanyalara göre %26 daha fazla açılma oranı ve %760 daha fazla gelir artışı sağlıyor.


Otomasyon ile Zaman Kazanın

E-posta pazarlamasında her şeyi manuel yapmak mümkün değil. Bu noktada otomasyon sistemleri devreye giriyor. Kullanıcı davranışlarına göre tetiklenen e-postalarla, hem doğru zamanda iletişim kurabilir hem de iş yükünüzü ciddi şekilde azaltabilirsiniz. Örneğin:

  • Sepetini terk eden kullanıcıya 30 dakika sonra hatırlatma

  • 1 haftadır giriş yapmayanlara teşvik e-postası

  • Abonelik süresi yaklaşanlara yenileme teklifi


Doğru Araçlarla Profesyonel Çözümler

Otomasyon sistemleri için farklı araçlar mevcut:

  • Klaviyo: Shopify veya WooCommerce ile entegre çalışır ve yüksek başarı oranı sunar.
  • Mailchimp: Küçük işletmeler için kullanıcı dostu arayüz sağlar.
  • Kommo CRM: WhatsApp entegrasyonuyla güçlü bir pazarlama ve CRM altyapısı sunar.

Özellikle Türkiye’deki kullanıcılar için verilerin yurt içinde saklanması gerektiği unutulmamalı. Bu nedenle, yerli servis sağlayıcıları ve yasal uyumluluk kriterlerine dikkat edilmelidir.

Segmentasyon ile Kişiselleştirmeyi Derinleştirin

Kullanıcıları ilgi alanı, yaş, cinsiyet, davranış ve satın alma geçmişine göre gruplandırarak daha nokta atışı kampanyalar kurgulamak mümkün. Örneğin, cep telefonu kategorisini inceleyen kullanıcıya anne-bebek ürünü göstermek yerine, ilgi duyduğu kategoriye özel öneriler sunmak çok daha etkili olacaktır.

Başarılı Örneklerden İlham Alın

Amazon’un “şunu da beğenebilirsin” önerileri, Netflix’in “yarım bıraktığın dizi seni bekliyor” hatırlatmaları ya da Trendyol’un “Favori’ne özel indirim” bildirimleri, kişiselleştirme ve otomasyonun en iyi örneklerindendir.

Küçük ölçekli işletmeler için de bu stratejiler çalışır. Takı satan bir sitenin, kullanıcının ilgilendiği taş tipine göre öneri göndermesi gibi. Bu e-postalar, kullanıcıda “bu marka beni tanıyor” hissi uyandırır.

Yatırım Getirisi (ROI) Çok Yüksek

Doğru strateji, segmentasyon ve otomasyon uygulamalarıyla e-posta pazarlamasında 40 katına kadar yatırım getirisi sağlamak mümkün. Örneğin, Klaviyo ile ayda 150 dolar yatırım yapan bir marka, 6000 dolarlık gelir elde edebiliyor. ROI’nin bu kadar yüksek olduğu başka bir kanal bulmak oldukça zor.

Spam gibi görünen toplu e-postalar yerine, kişiselleştirilmiş ve zamanında ulaşan otomatik mesajlar artık çok daha etkili. Markanızı bu doğrultuda yapılandırırsanız, hem satış hem müşteri sadakati tarafında ciddi sonuçlar alabilirsiniz.

Yeni nesil pazarlama için kişiselleştirme ve otomasyonu stratejinizin merkezine koyun!


Daha fazla bilgi için beni instagram'da @frktprk takip edebilirsin.

Show more...
3 months ago
10 minutes 32 seconds

Türkiye'de Dijital Pazarlama
QR Kodlarıyla Etkileşimli Pazarlama Kampanyaları Oluşturmak

QR Kodlarıyla Etkileşimli Pazarlama Kampanyaları Nasıl Oluşturulur?

QR kodlar, günümüzde yalnızca restoran menülerinde değil; reklam panolarından ürün ambalajlarına, mağaza vitrinlerinden YouTube videolarına kadar pek çok alanda karşımıza çıkıyor. Ancak artık sadece bir bağlantıya yönlendiren araç olmaktan çıktılar. Stratejik olarak kullanıldıklarında markalar için güçlü bir etkileşimli pazarlama aracı haline geliyorlar.

QR Kod Nedir ve Nasıl Çalışır?

QR kod (Quick Response), bilgiyi iki boyutlu kare kodlar aracılığıyla hızlıca aktarabilen bir teknolojidir. Genellikle bir web sitesi bağlantısı, sosyal medya profili, PDF dosyası ya da iletişim formuna yönlendirme yapmak için kullanılır. Ancak burada kritik olan nokta, QR kodun yönlendirdiği içeriği stratejik ve dönüşüm odaklı tasarlamaktır.

Türkiye’de QR Kodun Gelişimi

İlk Yıllar: Deneysellik Dönemi

Türkiye’de QR kodlar 2010’lu yılların başında kullanılmaya başladı. Ancak o dönemde akıllı telefonlar yeterince yaygın değildi ve internet erişimi sınırlıydı. Bu yüzden QR kodlar daha çok kataloglarda, kartvizitlerde ve afişlerde “yenilikçi ama pasif” bir araç olarak kullanıldı.

Kırılma Noktası: Pandemi

Gerçek anlamda kitlesel kullanıma geçiş 2020’deki pandemi süreciyle oldu. Restoran menülerinin kaldırılması, AVM giriş sistemleri ve kamu uygulamalarında QR kodlar yoğun şekilde kullanılmaya başlandı. Bu süreç kullanıcıyı eğitirken, markaları da daha yaratıcı çözümler üretmeye teşvik etti.


Günümüzde QR Kodların Kullanım Alanları

Fiziksel ve Dijital Dünyalar Arasında Köprü

QR kodlar artık hem fiziksel hem dijital mecralarda bir bağlantı köprüsü görevi görüyor. Bankacılık uygulamalarında ödeme yaparken, Trendyol ve Getir gibi platformlarda kampanya entegrasyonlarında, mağaza içi ürün bilgilerinde aktif olarak kullanılıyor.

Etkileşimli Kampanya Fikirleri

  • QR kodla indirim çarkı döndürme ve anlık kupon kazanımı
  • Ürün ambalajından tarif videosuna ulaşma
  • Açık hava reklamından WhatsApp botuna geçiş
  • TV reklamı üzerinden mobil uygulama indirme
  • Etkinliklerde check-in ve çekiliş katılımı
  • Restoranlarda QR ile yorum ve anket yönlendirmesi


Türkiye’den Başarılı QR Kod Kampanyaları

Burger King

Dans eden karakterin üstüne yerleştirilen QR kod, kullanıcıyı uygulama indirmeye yönlendirdi ve bedava burger kazandırdı. Kullanıcı tek adımda kampanyaya katılabildi.

Coca-Cola

Etkinliklerde dağıtılan kutuların üzerinde bulunan QR kodlarla kişisel mesaj gönderme deneyimi sunuldu. Hem duygusal bir bağ oluşturuldu hem de veri toplama sağlandı.


Teknik Olarak Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Dinamik QR Kodu Kullanın

Statik bağlantılar yerine, URL’si sonradan değiştirilebilen dinamik QR kodlar tercih edilmelidir. Bu sayede kampanyalar güncellenebilir, A/B testleri yapılabilir ve detaylı analizler alınabilir.

Mobil Uyumluluk ve Hız

QR kodla erişilen sayfa mutlaka mobil uyumlu olmalı ve 3 saniyeden kısa sürede yüklenmelidir. Formlar sade, anlaşılır ve kullanıcı dostu tasarlanmalıdır.

Marka Tasarımıyla Uyumlu QR Kodlar

Siyah-beyaz standart görseller yerine, markanın renklerine ve logosuna uygun şekilde özelleştirilmiş QR kodlar daha fazla dikkat çeker ve tarama oranını artırır.

Analiz İçin UTM Parametreleri Ekleyin

Her QR bağlantısının sonunda UTM etiketleri kullanarak, Google Analytics üzerinden trafik kaynağını, etkileşim oranını ve dönüşüm verilerini izleyebilirsiniz.

QR Kodlar Artık Sadece Kod Değil, Deneyimdir

Bugünün pazarlama dünyasında QR kodlar yalnızca bilgi paylaşım aracı değil; dönüşüm sağlayan, kullanıcı verisi toplayan ve markaya değer katan birer deneyim platformuna dönüştü. Kampanyalarında QR kodları kullanırken mutlaka stratejik bir yaklaşım belirlemeni öneriyorum.

Doğru tasarlanmış bir QR kod, kullanıcıyı yalnızca bir bağlantıya değil, markanın hikâyesine ve deneyimine götürür.


Beni @frktprk Instagram'dan takip etmeyi untumayın.

Show more...
3 months ago
12 minutes 2 seconds

Türkiye'de Dijital Pazarlama
ChatGPT’ye Yeni Gelen “Alışveriş” Özelliği. E-ticaret ve Performans Reklamları Nasıl Etkilenecek?

OpenAI’ın geliştirdiği ChatGPT, uzun süredir üretken yapay zekanın en popüler yüzlerinden biri. Ancak artık sadece içerik üretmiyor, kod yazmıyor ya da sohbet etmiyor. Yepyeni bir dönem başlıyor: Yapay zeka destekli alışveriş asistanlığı.

Bu bölümde ChatGPT’nin alışveriş özelliğini detaylı şekilde inceliyoruz. Bu sistem nasıl çalışıyor, kullanıcıya ne kolaylıklar sağlıyor, dijital pazarlamacılar bu gelişmeye nasıl adapte olmalı, markalar için ne anlama geliyor?

Hepsini adım adım açıklıyorum.


ChatGPT Alışveriş Özelliği Nedir?

ChatGPT’nin yeni alışveriş özelliği, kullanıcıların yapay zekaya ürün buldurabildiği, karşılaştırma yaptırabildiği, öneri alıp satın alma sürecini başlatabildiği bir entegrasyon sistemidir.

Bu sistem, sohbet ekranını bir alışveriş asistanına dönüştürüyor.

Örneğin kullanıcı şunu yazabiliyor:

“Annem için doğum günü hediyesi arıyorum, 1000 TL civarında, ev dekorasyon ürünleri olabilir.”


ChatGPT bu sorguyu analiz ederek, alışveriş platformlarında (şu an için ABD’de aktif olan Shopify, Instacart, Klarna, Temu, BestBuy) ilgili ürünleri tarıyor, karşılaştırıyor ve kullanıcıya direkt öneriler sunuyor. Üstelik bu öneriler sadece metin değil — görseller, fiyatlar ve satın al butonlarıyla birlikte geliyor.

- Yani kullanıcı artık Google’da arama yapmıyor.

- Doğrudan sohbet ederek alışveriş yapıyor.

- İlk defa arama yerine sohbetle satın alma süreci başlıyor.


Bu Sistem Nasıl Çalışıyor?

ChatGPT’nin alışveriş sistemi, GPT-4o altyapısının üzerine kurulu. Bu model, kullanıcının niyetini analiz ederek şunları yapabiliyor:

  • Ürünleri kategori bazlı filtreliyor
  • Fiyat/performans değerlendirmesi yapıyor
  • Ürün açıklamaları ve kullanıcı yorumlarını analiz ederek karar sürecini destekliyor
  • Önceki konuşmalardan veya sorulardan kullanıcı profilini çıkarabiliyor
  • Doğrudan alışveriş bağlantılarıyla süreci tamamlıyor

Örneğin kullanıcı önce kulaklık sordu, sonra spor salonu için çanta istedi. ChatGPT bu iki ürünü bağlamsal olarak eşleştirip “Spor için bu powerbank’i de düşünebilirsiniz” gibi ek önerilerde bulunabiliyor.

Bu, artık sadece öneri değil, stratejik satış yapabilen bir yapay zeka demek.


Kullanıcı Deneyimi Nasıl Değişiyor?

Eskiden kullanıcı şunları yapardı:

  1. Google’a girer
  2. Anahtar kelimeyle arama yapar
  3. Site site gezer
  4. Ürünleri inceler
  5. Yorumları okur
  6. Sepete ekler ve satın alır

Şimdi bu süreç tek bir ChatGPT ekranında gerçekleşiyor. Kullanıcı sormakla, alışverişi tamamlamak arasında sadece birkaç adım uzakta.

Bu da:

  • Daha hızlı karar
  • Daha az dikkat dağınıklığı
  • Daha kişiselleştirilmiş öneriler
  • Daha yüksek dönüşüm oranı anlamına geliyor

Pazarlamacılar İçin Ne Anlama Geliyor?

Dijital pazarlamacılar ve markalar için bu gelişme bir devrim niteliğinde. Çünkü artık rekabet sadece arama motorlarında değil, yapay zeka algoritmalarında da görünür olmak üzerine kurulacak.


1. SEO Değişiyor

Geleneksel SEO stratejileri sadece Google için değil, artık ChatGPT gibi AI platformları için de kurgulanmalı. Ürün başlıkları, açıklamaları, görseller ve yorumlar yapay zeka tarafından analiz edilebilir formatta olmalı.


2. Ürün Verisi ve Entegrasyon

Ürün bilgileri doğru, eksiksiz ve standart API’lerle uyumlu olmalı. Yani ürünlerinizin “AI-friendly” hale getirilmesi gerekiyor. Eğer sistem sizi tanımıyorsa, sizi önermesi de mümkün değil.


3. İçerik Pazarlaması Yeniden Şekilleniyor

Artık sadece kullanıcıya değil, AI modeline de hitap eden içerikler üretmeniz gerekiyor. Ürün sayfalarınızda yer alan bilgiler, yapay zekanın anlayabileceği şekilde yapılandırılmalı.


4. Küçük İşletmeler İçin Fırsat mı Tehdit mi?

Büyük markalar bu entegrasyonlara hızla adapte olurken, küçük işletmelerin doğru veri yönetimiyle algoritmalarda öne çıkma şansı da bulunuyor. Ancak verisi eksik olan, entegrasyon sağlamayan markalar bu dönüşümde geride kalabilir.


Bu bölümü beğendiysen podcastimi hem YouTube'da hem Shopify'da takip etmeyi unutma. Beni Instagram'dan @frktprk takip edebilirsin.

Show more...
4 months ago
15 minutes 7 seconds

Türkiye'de Dijital Pazarlama
İşletme Mezunu Musun Yazılımcı Mı? Hangi Bölüm Mezunları Dijital Pazarlamada Fırtına Gibi Esiyor?

Türkiye’de dijital pazarlama alanı hızla büyürken, bu sektöre yönelen gençlerin sayısı da her geçen gün artıyor. Peki bu alanda çalışanlar hangi üniversite bölümlerinden mezun? Dijital pazarlama için özel bir eğitim mi gerekli? Yoksa herkes bu dünyada kendine yer bulabilir mi?

Bu yazıda, Türkiye’de dijital pazarlama kariyeri yapmak isteyen gençler için kapsamlı bir yol haritası sunuyoruz. Hangi bölümlerden mezun olanlar daha çok tercih ediliyor, neden bu alan seçiliyor ve kimler dijital pazarlama kariyeri için uygun? Hepsi detaylı olarak burada.

Hangi Bölüm Mezunları Dijital Pazarlamayı Seçiyor?

1. İşletme (%22)

Dijital pazarlama sektöründe çalışanların büyük kısmı işletme bölümü mezunlarından oluşuyor. Bu bölümün sunduğu geniş perspektif (pazarlama, yönetim, finans, girişimcilik) mezunları stratejik kampanya yönetiminde, medya satın alma ve performans analizi gibi alanlarda öne çıkarıyor.

2. İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler ve Reklamcılık (%18)

İletişim fakültesi mezunları içerik üretimi, sosyal medya yönetimi, metin yazarlığı ve marka iletişimi gibi yaratıcı alanlarda yoğun olarak yer alıyor. Dijital platformlarda markanın dili ve hikâyesini oluşturmak için oldukça uygun bir altyapıya sahipler.

3. Yazılım ve Bilgisayar Mühendisliği (%12)

SEO, SEM, web analitiği, teknik otomasyonlar ve CRM sistemleri gibi dijital pazarlamanın teknik alanlarında yazılım kökenli kişiler önemli roller üstleniyor. Growth hacking gibi veri odaklı alanlarda da oldukça etkililer.

4. Grafik Tasarım, Görsel İletişim, Yeni Medya (%10)

Dijital pazarlamanın görsel tarafını yöneten bu mezunlar; sosyal medya tasarımları, video içerikler, UI/UX tasarımları gibi kullanıcı ile görsel teması yöneten görevlerde ön plana çıkıyor.

5. Psikoloji ve Sosyoloji (%8)

Kullanıcı davranışlarını anlama, nöropazarlama teknikleri, kullanıcı deneyimi (UX) yazımı ve persona analizlerinde bu mezunlar ciddi katkı sağlıyor. Tüketicinin zihinsel süreçlerine odaklanan işlerde tercih ediliyorlar.

Geri kalan %30 ise çok çeşitli alanlardan: Hukuk, edebiyat, mühendislik, sağlık bölümleri gibi…


Neden Bu Mezunlar Dijital Pazarlamayı Seçiyor?

Dijital pazarlamanın cezbedici tarafları, farklı disiplinlerden mezunların ilgisini çekiyor:

• Hızla Büyüyen Sektör: Türkiye’de e-ticaret hacmi 2023 itibariyle 1.85 trilyon TL’yi aştı. Bu büyüme, dijital pazarlamayı iş dünyasının vazgeçilmez bir parçası haline getirdi.

• Esnek Çalışma İmkanları: Remote iş modelleri, freelance projeler ve dijital ajans kültürü bu alanda özgür çalışma alanı sunuyor.

• Kariyer Geçişine Açık: Kısa sürede öğrenilebilen beceriler sayesinde insanlar farklı sektörlerden dijital pazarlamaya kolayca geçiş yapabiliyor.

• Yaratıcılık + Teknoloji: Hem yaratıcı düşünebileceğiniz hem de teknik araçlarla çalışma fırsatı sunan nadir sektörlerden biri.

• Sürekli Güncellenen Alan: Her ay yeni algoritmalar, reklam modelleri, araçlar ve yapay zeka entegrasyonları ile sektör dinamik kalıyor.

Kimler Dijital Pazarlama Kariyeri Yapmalı?

Bu sektörde başarılı olmak için şu özelliklere sahip olman büyük avantaj sağlar:

Analitik Düşünenler

Google Analytics, reklam paneli analizi, dönüşüm oranı takibi gibi konulara meraklı olanlar performans tarafında etkili olabilir.

Yaratıcı Zihinler

Metin yazarlığı, kampanya kurgusu, içerik üretimi gibi işlerde yaratıcı bireyler ön plana çıkar.

İletişim Yeteneği Güçlü Olanlar

Müşteri ilişkileri yönetimi, brief alma-verme süreçleri, takım içi koordinasyon gibi süreçlerde iletişim becerisi önemli.

Sürekli Öğrenmeye Açık Olanlar

Sürekli değişen trendleri takip edebilen, yeni araçlara adapte olabilen kişiler bu sektörde ayakta kalır.


İşletme, yazılım, iletişim, grafik tasarım ya da psikoloji… Mezuniyet bölümün ne olursa olsun, dijital pazarlama alanında bir yol çizmek mümkün. Bu sektör hem teknik hem yaratıcı yönleriyle gençlere çok geniş fırsatlar sunuyor. Üstelik günümüzde eğitim kaynaklarına ulaşmak hiç olmadığı kadar kolay. Tek yapman gereken öğrenmeye başlamak.


Show more...
4 months ago
15 minutes 34 seconds

Türkiye'de Dijital Pazarlama
Bot Hesaplarla Gündem Nasıl Satın Alınıyor X (Twitter) Manipülasyonunun Dijital Pazarlamaya Etkisi

Sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) artık yalnızca bireylerin değil, büyük stratejilerin ve görünmeyen güçlerin de oyun alanı. Bu bölümde, X üzerinde sistematik şekilde kullanılan bot hesapların hem Türkiye’de hem de dünyada nasıl etkili bir manipülasyon aracı haline geldiğini derinlemesine inceliyoruz. Sahte hesaplar, yapay gündemler, siyasi kampanyalar, ticari algı yönetimi ve pazarlama dünyasının bu manipülasyondan nasıl etkilendiği gibi kritik konulara sağlam kaynaklarla ışık tutuyoruz.

Bu bölümde şunları net biçimde öğreneceksiniz:

• Bot hesaplar nasıl çalışır?

• Türkiye ve dünyada hangi olaylarda gündem manipüle edildi?

• Algı operasyonları nasıl planlanır?

• X gerçekten güvenilir bir platform mu?

• Bu manipülasyonlardan nasıl korunabiliriz?

Bot hesaplar yalnızca siyasetle sınırlı değil. Kripto paralardan e-ticaret ürünlerine, influencer kampanyalarından marka algısına kadar birçok dijital pazarlama sürecine doğrudan etki edebiliyor. Özellikle trend listeye giren içeriklerin organik değil, yazılımla yönetilen binlerce sahte hesap tarafından pompalanması, kullanıcıların neye inanması gerektiğini sorgulatır hale getiriyor. Bu bölümde X’in algoritmalarının nasıl çalıştığını, Elon Musk sonrası yapılan değişikliklerin ne gibi sonuçlar doğurduğunu ve bağımsız araştırmacıların tespit ettiği kritik bulguları da paylaşıyorum.

Türkiye’de son yıllarda seçim dönemlerinde, toplumsal olaylarda ve ekonomik tartışmalarda ortaya çıkan hashtag’lerin önemli bir kısmının bot destekli olduğu çeşitli analiz raporlarında açıkça ortaya konmuş durumda. Ancak sorun yalnızca bu botların varlığı değil; bu hesaplar üzerinden yapılan yorumlar, mention’lar ve retweet’ler sayesinde markaların, siyasetçilerin ya da fikir önderlerinin algısal gücünün olduğundan çok daha yüksek gösterilmesi. Yani X, yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda bir algı oluşturma makinesine dönüşmüş durumda.

Peki bu manipülasyonun dijital pazarlamaya etkisi ne? Şirketlerin kampanya stratejileri nasıl etkileniyor? Organik görünmeyen gündemlerde yer almak, tüketici güvenini nasıl zedeliyor? Dijitalde şeffaflık ve güven ilkeleri bu manipülasyon çağında nasıl savunulmalı? İşte bu bölümde tüm bu sorulara örneklerle, istatistiklerle ve sektörel analizlerle yanıt veriyoruz.


🤖 Bot Hesaplar Nedir, Nasıl Tanınır?

• Botlar, yazılımlar tarafından kontrol edilen, insan gibi davranan sahte hesaplar.

• Amaçları:

• Belirli konuları gündeme taşımak

• Hashtag’leri trend yapmak

• Gerçek kullanıcıların görüşlerini bastırmak

• Dezenformasyon yaymak

• Genelde profil fotoğrafsız, çok sayıda tweet atan, çok az takipçisi olan ya da tam tersi sahte takipçilerle şişirilmiş hesaplar.

• MIT & Harvard çalışmaları gösteriyor: Botlar, sahte haberlerin yayılmasında insanlardan 7 kat daha etkili.


💣 Botlar Sadece Siyaset İçin mi Var?

• Hayır! Ticari kullanım da çok yaygın:

• Kripto para projeleri: Hızlı hype yaratmak için botlar devreye giriyor.

• E-ticaret ürünleri: Sahte yorumlar, mentionlar, ilgi çekmek için kullanılan etiketler.

• Rakip şirketleri kötülemek için botlar tarafından olumsuz yorum kampanyaları başlatılıyor.

• Trend listeye girmek için bot kullanan influencerlar bile var.


🛡 Bu Manipülasyonlardan Nasıl Korunuruz?

• Etiketlere hemen inanmadan önce Google’da arama yapın.

• Aynı anda atılan yüzlerce benzer tweet’e dikkat edin.

• Profil geçmişlerine bakın: Sahte hesaplar genelde birkaç ay önce açılmıştır.

• “Teyit.org”, “Doğruluk Payı” gibi kaynakları sık takip edin.

• Gündeme gelen her şey gerçeği yansıtmak zorunda değildir.


Eğer sen de dijital dünyada görünene değil, perde arkasındaki büyük tabloya bakmak istiyorsan, bu bölümü kaçırma. Botların nasıl çalıştığını, neyi neden etkilediğini ve pazarlama kararlarını verirken nelere dikkat etmen gerektiğini öğreneceğin dolu dolu bir bölüm seni bekliyor.


Bu bölümü paylaşmayı unutma! Birçok insanı botlar konusunda ve manipülasyon konusunda hep birlikte uyaralım...

Instagram : @frktprk

Show more...
4 months ago
13 minutes 47 seconds

Türkiye'de Dijital Pazarlama
Ekonomik Kriz Dijital Tüketimi Nasıl Dönüştürdü Pazarlamacılar Ne Yapmalı

Türkiye’nin sosyolojik haritası yeniden çiziliyor… Sessiz ama çok güçlü bir dönüşümün içindeyiz. Ekonomik kriz, iç göç, bireyselleşme, dijitalleşme, kültürel alışkanlıklarda büyük değişimler… KONDA’nın 2008’den bu yana adım adım izlediği Hayat Tarzları Araştırması, 2025 verileriyle bize bugünün Türkiye’sine dair çarpıcı bir tablo sunuyor. Ve bu tablo, sadece sosyolojik değil, aynı zamanda dijital pazarlama açısından da çok şey anlatıyor.

Bu bölümde, “insanların değişen yaşam tarzları dijitale ve pazarlamaya nasıl yansıyor?” sorusunu odağımıza alıyoruz.

İç göç devam ediyor, şehirler büyürken kırsal değerler henüz kaybolmuyor. Üniversite mezunu işsiz sayısı milyonları bulmuş durumda. Tüketici artık sadece satın alma davranışıyla değil, aynı zamanda duygusal, kültürel ve ekonomik motivasyonlarıyla da analiz edilmek zorunda. Çünkü toplumun yarısı istihdam dışı, bir kısmı iş arıyor, bir kısmı evde dijital içeriklerle vakit geçiriyor.

Yurt dışında yaşayan Türkler, Türkiye’deki sevdiklerine uzaktan destek olmaya çalışırken, ülke içindeki milyonlar, yaşadıkları ekonomik zorlukları gizleyerek “iyiyim” demeye devam ediyor. Bu duygusal yük, dijital mecralarda davranışlara da yansıyor. Artık sosyal medya sadece bir eğlence alanı değil, aynı zamanda bir kaçış, bir anlatım, bir statü göstergesi.

Sinemaya gitme oranı düşerken, konserlere ve müzelere katılım hızla artıyor. Sosyal medyada paylaşım yapan kişi sayısı düşük ama izleyenler çok. TikTok hızla yayılıyor, mobil bankacılık günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geliyor. Hatta her 10 kişiden biri artık yapay zekâ uygulamalarıyla haşır neşir.

Tüm bu değişimler dijital pazarlamayı doğrudan etkiliyor. Artık kampanyalar sadece ürün satma odaklı değil, duygulara, değer setlerine ve yaşama biçimlerine dokunmalı. Çünkü bugün pazarlama, sadece tüketiciyi değil, onun hikâyesini de anlamayı gerektiriyor.


Bu bölümde;

– Ekonomik kriz ortamında dijital tüketici davranışları nasıl değişiyor?

– Sosyal medya gerçekten merkeze mi yerleşti yoksa bir göz aldanması mı?

– Yeni nesil tüketici kitlesi hangi platformlarda, neye tepki veriyor?

– Marka yöneticileri ve dijital pazarlamacılar bu değişimi nasıl avantaja çevirebilir?


Hepsi ve daha fazlasını bu bölümde konuştuk.


Beni instagram'dan @frktprk takip edebilirsin.

Lütfen podcastimi takip etmeyi ve paylaşmayı unutma.

Show more...
4 months ago
15 minutes 3 seconds

Türkiye'de Dijital Pazarlama
Yeni Başlayanlar ve Uzmanlar İçin En Güçlü Reklam Platformları Listesi

Günümüzde dijital dünyada varlık göstermek isteyen her işletme, doğru reklam platformlarını etkili şekilde kullanmak zorunda. Peki hangi platform sana en uygun? Google Ads mi yoksa Instagram mı daha iyi dönüşüm getirir? LinkedIn reklamları gerçekten gerekli mi?

Bu bölümde dijital pazarlamacıların mutlaka stratejisine dahil etmesi gereken en etkili 7 reklam platformunu tüm detaylarıyla ele alıyorum. Hangi platform hangi sektör için daha verimli, hangi içerik nerede öne çıkıyor, hangi hedefleme modeli daha iyi çalışıyor? Hepsini senin için anlatıyorum.


1. Google Ads

Satın alma niyeti taşıyan kullanıcılarla buluşmanın en etkili yolu. Arama reklamları, YouTube, Alışveriş ve Performans Maksimum kampanyaları ile geniş bir yelpazede güçlü dönüşümler sağlar.


2. Meta Ads (Instagram & Facebook)

İlgiye dayalı hedefleme, yeniden pazarlama (retargeting) ve benzer kitlelerle (lookalike) çalışabilme avantajı ile Meta hâlâ etkisini sürdürüyor. Hikaye reklamları özellikle mobilde yüksek performans gösteriyor.


3. TikTok Ads

Z kuşağına ve genç kitlelere ulaşmanın en doğal yolu. Eğlenceli, yaratıcı ve organik hissi veren videolarla satış yapmanın kapılarını aralıyor. “TikTok’tan aldım” akımı hâlâ etkili.


4. LinkedIn Ads

B2B reklamcılığın vazgeçilmezi. Pozisyon, sektör, şirket büyüklüğü gibi kriterlerle tam karar vericilere ulaşma imkânı sunuyor. Yazılım, danışmanlık, eğitim ve SaaS sektörleri için birebir.


5. X (Twitter) Ads

Gündeme hızlı adapte olan markalar için etkili. Promoted Tweet’ler ve video reklamlar ile farkındalık yaratmak mümkün. Özellikle kriz anlarında ve özel günlerde güçlü bir mecra.


6. Pinterest Ads

İlhamla başlayan satın alma yolculuğu. Moda, dekorasyon, düğün, güzellik gibi alanlarda güçlü bir kadın kitlesine sahip. Düşük maliyetle test edilmesi gereken görsel odaklı bir platform.


7. Pazaryeri Reklamları (Trendyol, Amazon, Hepsiburada)

Sıcak trafikle buluşmanın doğrudan yolu. Ürün arayan kullanıcıların karşısına çıkmak için birebir. Satın almaya hazır müşterilere doğrudan ulaşma imkânı sunar.

İster e-ticaret, ister B2B hizmet sun, doğru platform seçimi seni başarıya götürecek en önemli adım. Bu bölümde anlattığım stratejilerle reklam bütçeni daha akıllıca yönetebilir, dönüşüm oranlarını katlayabilirsin.


Ben Faruk Toprak.

Bölümü beğendiysen takip etmeyi, paylaşmayı ve Spotify’da puanlamayı unutma.

Bana ulaşmak istersen Instagram’da @frktprk ya da faruk@joykek.com adresinden yazabilirsin.

Yeni bölümlerde daha fazla dijital pazarlama tüyosu için görüşmek üzere!

Show more...
5 months ago
9 minutes 26 seconds

Türkiye'de Dijital Pazarlama
Espressolab Neden Hedef Oldu? Kriz Anında Markanı Nasıl Korursun?

Türkiye’de Dijital Pazarlama podcast’inin bu bölümünde, son dönemde ülkemizde gündemi meşgul eden önemli bir konuyu ele alıyoruz: Espressolab’e yönelik boykot ve bu tür krizlerin markalar üzerindeki etkileri. Bu bölümde, boykotun arka planını, markanın tepkisini, yaşanan gelişmeleri ve genel olarak markaların kriz anlarında nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini detaylı bir şekilde inceliyoruz.


Espressolab Boykotunun Arka Planı


Mart 2025’te, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından, siyasi arenada tansiyon yükseldi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, bazı firmalara yönelik boykot çağrısında bulundu ve bu çağrıda Espressolab de hedef alınan markalar arasında yer aldı. Özel, konuşmasında, “Kahvenin her türlüsünü severim… Türk kahvesi, filtre kahve hepsini severim. Hangisini içerseniz için ama bunu sakın Espressolab’den içmeyin!” ifadelerini kullandı.


Espressolab’in Tepkisi ve Açıklaması


Boykot çağrısının ardından Espressolab, bir açıklama yaparak neden boykot edildiklerini anlamadıklarını belirtti. Şirket, 2014 yılında bir üniversitenin içinde doğduklarını, herhangi bir siyasi bağlantıya sahip olmadıklarını ve devlet desteği ya da teşviki almadan 15 ülkede faaliyet gösteren bir marka haline geldiklerini ifade etti. Ayrıca, markalarının ardında görünmeyen ortaklar veya gizli destekçilerin olmadığını vurguladılar. 


Boykotun Markaya Etkisi


Boykotların markalar üzerindeki etkisi, tüketicilerin tepkisinin büyüklüğüne ve medyanın ilgisine bağlı olarak değişebilir. Espressolab özelinde, boykotun finansal etkilerine dair net veriler mevcut değildir. Ancak, sosyal medyada ve basında geniş yankı bulduğu göz önüne alındığında, markanın itibarına yönelik olumsuz etkiler yaşanmış olabilir. Örneğin, Ekşi Sözlük’te kullanıcılar, bazı şubelerin boş olduğunu ve müşteri sayısında düşüş yaşandığını belirtmiştir. 


Markalar Boykot Durumunda Nasıl Hareket Etmeli?


Bir markanın boykotla karşılaşması durumunda izleyebileceği stratejiler şunlardır:

1. Şeffaf ve Hızlı İletişim: Marka, boykotun nedenlerini anlamaya çalışmalı ve kamuoyuna şeffaf bir şekilde açıklamalıdır. Hızlı ve doğru bilgi akışı, spekülasyonların önüne geçer.

2. Tüketici Geri Bildirimlerini Dikkate Alma: Tüketicilerin endişelerini dinlemek ve onların değerlerine saygı göstermek, markanın güvenilirliğini artırır.

3. Sosyal Sorumluluk Projeleri: Toplumsal konulara duyarlılık gösteren projeler geliştirmek, markanın olumlu algısını güçlendirebilir.

4. Kriz İletişimi Planı: Olası kriz durumlarına karşı önceden hazırlıklı olmak, markanın hızlı ve etkili bir şekilde tepki vermesini sağlar.

5. Bağımsız Denetimler ve Sertifikalar: Ürün ve hizmetlerin belirli standartlara uygun olduğunu gösteren bağımsız sertifikalar, tüketicilerin güvenini kazanabilir.


Espressolab’in Kuruluş Hikayesi ve Genel Bilgiler


Espressolab, 2014 yılında Esat Kocadağ tarafından İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde ilk mağazasını açarak faaliyetlerine başlamıştır. Kocadağ ailesinin bir girişimi olan marka, Türkiye ve yurt dışında hızla büyüyerek 15 ülkede 360 mağazaya ulaşmıştır. Mağazalarının %93’ü franchise modeliyle işletilmektedir. Çalışan sayısına dair kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, geniş mağaza ağı göz önüne alındığında binlerce kişiye istihdam sağladığı tahmin edilmektedir.


Sonuç


Espressolab’e yönelik boykot, markaların toplumsal ve siyasi olaylar karşısında nasıl konumlandıklarının ve iletişim stratejilerinin önemini bir kez daha göstermektedir. Markaların, tüketicilerle olan ilişkilerinde şeffaf, duyarlı ve proaktif bir yaklaşım sergilemeleri, olası krizlerin etkilerini minimize etmek açısından kritik öneme sahiptir.


Bu bölümümüzde, Espressolab boykotu üzerinden markaların kriz yönetimi stratejilerini detaylı bir şekilde ele aldık. Umarız bu bilgiler, markaların benzer durumlarla karşılaştığında nasıl hareket etmeleri gerektiği konusunda faydalı olmuştur.

Show more...
5 months ago
13 minutes 18 seconds

Türkiye'de Dijital Pazarlama
Make.com ile Akıllı Otomasyon: 10 Kat Daha Verimli Çalışmanın Sırrı!

Dijital dünyada her şey giderek daha fazla otomatikleşiyor. Günde onlarca, belki de yüzlerce tekrar eden iş yapıyoruz. Peki ya bunları yapay zeka destekli bir sistemle otomatize etsek? İşte tam bu noktada Make.com ve AI Agent uygulamaları devreye giriyor! Bu bölümde, Make.com'un ne olduğunu, AI Agent sistemleri ile neler yapabileceğimizi ve bu teknolojileri kendi işimizde nasıl kullanabileceğimizi konuşacaktız.


Make.com Nedir ve Ne Sunar? 

Make.com, kod yazmadan otomasyon senaryoları oluşturmanıza olanak tanıyan, Zapier'e alternatif ama daha esnek ve güclü bir otomasyon aracıdır. API entegrasyonları, çok adımlı iş akışları ve yapay zeka destekli otomasyonlarla, hem bireysel hem de kurumsal seviyede verimliliği inanılmaz ölçülerde artırabilir.


AI Agent Nedir? 

AI Agent, yapay zeka destekli sistemlerin belirli görevleri kendi başına yüretmesini sağlayan bir yaklaşımdır. Yani, AI destekli bir otomasyon sisteminiz olduğunda, belirli çıktılar doğrultusunda kendi kararlarını alabilen, eyleme geçebilen bir "ajans" oluşturmuş oluyorsunuz.


Make.com ve AI Agent Kullanarak Hangi Otomasyonlar Kurulabilir?

  • E-Ticaret Otomasyonları: Shopify, WooCommerce ya da Trendyol gibi platformların sipariş sistemlerini AI ile otomatize etmek. Stok bildirimleri, iade süreçleri ve kargo takibi gibi işleri AI destekli botlara bırakabilirsiniz.

  • Müşteri Hizmetleri Otomasyonu: Kommo CRM veya HubSpot gibi platformlarla entegre çalışan AI destekli sohbet botlarınız, destek taleplerini otomatik olarak işlemler.

  • Sosyal Medya Pazarlama: Instagram, Facebook, LinkedIn veya Twitter'da paylaşımları belirli zamanlarda yapacak ve kullanıcı etkileşimlerini analiz edecek AI sistemleri oluşturabilirsiniz.

  • E-Posta ve Bülten Otomasyonu: AI destekli segmentasyon ile doğru kitleye, doğru zamanda e-posta gönderimini sağlayabilirsiniz. "Açılma oranı yüksek olan kullanıcıları tespit et, onlara özel bir teklif gönder" gibi bir sistem düşünebilirsiniz.

  • Muhasebe ve Fatura Takibi: Satış yaptığınızda, AI sistemleri otomatik olarak fatura oluşturup müşteriye gönderebilir.

  • Veri Analizi ve Raporlama: İşletmenizin her alanından veri toplayarak görsel ve anlamlı raporlar oluşturan sistemler kurabilirsiniz.

  • Shopify'da AI Destekli Otomasyonlar: Shopify'da stok takibi, fiyat optimizasyonu, terk edilen sepetlerin otomatik takibi, AI destekli kişisel öneri sistemleri gibi gelişmiş otomasyonlar kurabilirsiniz. AI, hangi ürünlerin daha fazla satılacağını tahmin ederek dinamik fiyatlama yapabilir ve en iyi satış stratejilerini belirleyebilir.


Bu Otomasyonlar Nasıl Kurulur?

  • İlk olarak, Make.com’a kaydolup hangi platformları entegre etmek istediğinize karar verin.

  • Ardından, yapay zeka entegrasyonlarının nasıl çalıştığını anlayın. OpenAI gibi modellerle doğru entegrasyonu kurun.

  • Otomasyon akışlarını test edin ve gerekirse optimize edin.

  • Uzun vadede AI'nin öğrenmesini sağlamak için belirli dönemlerde performans analizleri yapın.


AI ve Otomasyonun Geleceği 

Otomasyon, şu an geldiği noktada sadece "süreci hızlandıran" bir çözüm değil, aynı zamanda stratejik kararları otomatize eden bir sisteme dönüşüyor. Yapay zeka ajanslarının giderek daha fazla sektöre yayılmasıyla, insan müdahalesini minimuma indiren çözümler hayatımızın bir parçası olacak.


Bugün sizlere AI destekli otomasyonların neler yapabileceğini anlattım. Artık bu teknolojiyi kullanarak işlerinizi daha verimli hale getirebilirsiniz! Siz de Make.com’u deneyerek kendi AI Agent'larınızı oluşturmaya başlayabilirsiniz. Podcastimi beğendiyseniz, Spotify’da takip etmeyi unutmayın! Bir sonraki bölüme kadar görüşmek üzere!

Show more...
5 months ago
14 minutes 51 seconds

Türkiye'de Dijital Pazarlama
Facebook Reklamlarında CPA’yı %50 Düşürmenin Şok Edici Yolu!

Facebook veya Instagram reklamları veriyorsanız, CPA'nızın (Edinme Başına Maliyet) ne kadar olduğunu hiç kontrol ettiniz mi? Eğer etmediyseniz, bu yazı tam size göre! Bugün sizlere Facebook reklamlarında CPA'yı nasıl %50 oranında düşürebileceğinizi anlatacağım.

CPA (Cost Per Acquisition), yani edinme başına maliyet, bir işletmenin her yeni müşteri veya dönüşüm için ödediği tutardır. Bazı işletmeler bunu CAC (Customer Acquisition Cost) olarak da adlandırır ve sadece yeni müşteri edinme maliyetine odaklanır. CPA'yı düşürmek, daha az maliyetle daha fazla müşteri kazanmak anlamına gelir ve dijital reklamcılıkta büyük bir avantaj sağlar.

Bu yazıda CPA'yı düşürmenin en etkili 5 yolunu anlatacağım. Uygulamalı olarak denediğimiz bu stratejilerle ortalama %50’ye varan düşüşler elde ettik. İşte detaylar:

1. Doğru Hedef Kitleyi Seçerek Gereksiz Harcamaları Azaltın

Reklamınızın yanlış kişilere gösterilmesi, gereksiz harcamalara ve düşük dönüşüm oranlarına neden olur. Bunu önlemek için hedef kitlenizi doğru şekilde belirlemeniz gerekir:

  • Geniş kitleler yerine Lookalike (Benzer) Audiences kullanın. Sitenizi ziyaret eden, ürün görüntüleyen veya satın alma gerçekleştiren kişilere dayalı benzer kitleler oluşturun.

  • Remarketing (Yeniden Pazarlama) stratejileri kullanın. Özellikle sepete ekleyip satın almayan kullanıcılara yönelik reklamlarla dönüşüm oranlarını artırabilirsiniz.

    • Advantage+ Audiences özelliğinden yararlanın. Facebook’un akıllı hedefleme sistemini kullanarak daha düşük maliyetle daha iyi dönüşümler elde edebilirsiniz.


    2. Reklam Yaratıcılığını (Creative) Test Etmeden Harcama Yapmayın

    Reklamlarınızın görselleri ve videoları, CPA’nızı doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden biridir. İşte yaratıcılarınızı test ederken dikkat etmeniz gerekenler:

    • En az 3-5 farklı reklam kreatifi (görsel veya video) test edin. Tek bir görsele veya videoya bağımlı kalmayın.

    • En iyi performans gösteren kreatifleri belirleyin ve bütçeyi onlara yönlendirin.

    • Carousel Ads, Video Ads ve Story Ads gibi formatları kullanın. Farklı formatlarla kullanıcı deneyimini geliştirin.

    • Reklam yerleşimlerini geniş tutun. Facebook’un otomatik yerleşim ayarlarını (Advantage+ Placements) kullanarak reklamlarınızın daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayabilirsiniz.

    3. Düşük Bütçeyle Maksimum Sonuç Almak İçin Kampanya Optimizasyonu

    Daha az bütçeyle daha fazla dönüşüm almak için doğru kampanya yapılandırması yapmalısınız:

    • CBO (Campaign Budget Optimization) kullanın. Kampanya bütçenizi, reklam gruplarınızın performansına göre Facebook'un otomatik olarak yönetmesine izin verin.

    • Günlük bütçe mi yoksa ömür boyu bütçe mi kullanacağınıza karar verin. Kısa vadeli testlerde günlük bütçe, uzun vadeli kampanyalarda ise ömür boyu bütçe daha iyi çalışabilir.

    • Yüksek CPA'li kampanyaları optimize edin veya yeni bir kampanya oluşturun. Bazen kötü performans gösteren kampanyaları optimize etmek yerine sıfırdan yeni bir kampanya açmak daha iyi sonuç verir.

    4. Reklam Metinleri ve Görsellerde Satın Almaya Teşvik Eden Taktikler Kullanın

    Daha etkili reklam metinleri ve görsellerle CPA’nızı düşürebilirsiniz:

    • Aciliyet ve sınırlı stok stratejileri kullanın. “Sadece bugün için geçerli!”, “Son 10 ürün kaldı!” gibi ifadelerle kullanıcıları harekete geçirin.

    • Güçlü bir CTA (Call To Action) belirleyin. “Hemen Satın Al”, “Fırsatı Kaçırma” gibi dönüşüm oranını artıran ifadeler kullanın.

    • Metin ve görsellerde kullanıcıyı yönlendirin. CTA’ları sadece butonlarda değil, doğrudan görsellerin ve videoların üzerinde de kullanın.

    5. Facebook Pixel ve Event Tracking’i Optimize Edin

    Facebook Pixel, reklamlarınızın başarısını ölçmek için kritik bir araçtır. Ancak yanlış yapılandırıldığında CPA’nızın gereksiz yere yükselmesine neden olabilir. İşte dikkat etmeniz gerekenler:

    • Facebook Pixel’in doğru çalıştığını kontrol edin. 

    • Event Prioritization ayarlarını doğru yapın. 

    • Pixel verilerini kullanarak yapay zeka destekli optimizasyon yapın. 

    Daha fazla içerik için beni Instagram'da takip etmeyi unutmayın @frktprk .

  • Show more...
    5 months ago
    16 minutes 27 seconds

    Türkiye'de Dijital Pazarlama
    Merhaba ben Faruk Toprak. Bu podcast kanalımda dijital pazarlamaya dair tüm yenilikleri sizlerle paylaşıyorum. İşletmeler için marka bilinirliğini geliştirme, satışları artırma, müşteri ilişkilerini başarılı yönetme, reklamlarda ki dönüşüm oranlarını artırma, web sitesi ve mobil uygulama optimizasyonları, sosyal medya pazarlama stratejileri ve yeni yapay zeka pazarlama trendleri vb. konulara değinip bir işletmenin pazarlama konusunda dikkat etmesi gereken tüm konuları paylaşıyorum. Podcastimle ilgili öneri ve reklam için faruk@joykek.com veya @frktprk Instagram'dan bana ulaşabilirsin.