Araf Suresi Tasavvuf Sohbeti - Kur'an'da İnsan
Enam suresi tasavvuf yorumu, kuranı kerim
Maide Suresi - Kur'an'da İnsan
Nisa Suresi - Kur'an'da İnsan
Âl-i İmrân suresi, ali imran suresi
Fatiha ve Bakara Suresi - Kur'an'da İnsan
Yeni ders dönemi "Kur'an'da İnsan" temasıyla başlıyor.
Kur'an'da İnsan - Giriş Dersi Özeti
Yeni ders dönemi "Kur'an'da İnsan" temasıyla başlıyor. Konuşmacı, başlangıçta Filistin'deki durum üzerinden bir açılış yaparak, zalimin önünde susan dilsiz şeytan gibidir hadisini hatırlatıyor ve adaletin nasıl işlediğini anlatıyor. Allah'ın bir ahlakı vardır: bir şeyi başlatacaksa o şeyin üzerinden başlar, kapatacaksa yine o şeyin üzerinden kapatır. İsrail'in 80 yıllık yarattığı ilüzyonun, kendi elleriyle yıkıldığını ve dünyanın bu büyüden uyanmaya başladığını vurguluyor.
Konuşmanın merkezinde Kur'an'ı anlama meselesi duruyor. Kur'an sadece mushaf olarak duvarda asılı bir kitap değil, kendisinden "fazla veren" bir olgudur. Yorum kavramı üzerinden açıklanan bu durum şöyle ifade ediliyor: yorum her zaman "bir tam, bir fazla eksiktir" - yani tüketilemez. Bardak örneğiyle anlatılırsa, bardağı bilirsiniz ama bardağın kullanım biçimleri, şekli, şemaili hep yorumdur ve bu yorumu tüketemezsiniz. Aynı şekilde A harfini öğrendiğinizde, A'nın kullanımı sınırsızdır.
Kur'an'ı anlamak için tefsir ve tevil arasındaki farka değiniliyor. Tefsir daha çok yansıtmacıdır - nüzul sebepleri, alemdeki karşılıklar gibi. Tevil ise kavramsal olarak derinleşmedir. Ancak asıl önemli olan, Kur'an'ı üst bir ilke formasyonunda, olgusal anlamda okumaktır. Yani Kur'an'da hukuk, Kur'an'da adalet, Kur'an'da insan gibi üst olgulara bakarak okumak gerekir. Bu şekilde okununca Kur'an'ın kendisinden fazla olan bir kitap olduğu, mushaf olmaktan öte bir gerçeklik taşıdığı görülür.
Varlık anlayışı açısından Kur'an'da katmanlı bir gerçeklik vardır. Allah hem içkin hem dışsaldır - "sen atmadın Allah attı", "şah damarından daha yakınız", "iki kişi konuşurken üçüncüsü Allah'tır" gibi ayetler bunu gösterir. Burada kritik kavram "ayrı değil, aynı da değil" oluşudur. Vahdet-i vücud eleştirilirken, aynılık düzeyinde bir anlayış reddedilir. Bunun yerine "paye" kavramı kullanılır - pay sahibi olmak. Allah'a ait olanlar (görme, duyma, bilme) insana "dair" kılınmıştır. Yani görme Allah'a aittir ama bize dair olarak gerçekleşir.
Kur'an'da üç tane sonsuzluk anlatılır: Birincisi varlık olarak sonsuzluk - İhlas suresinde anlatılan Allah'ın zatına dair sonsuzluk. İkincisi yaratımda ve yüklem almada sonsuzluk - Rabbü'l-alemin kavramı, Allah'ın her an yeni bir tavırda olması. Üçüncüsü ise kullarına dönüşte sonsuzluk - nimet ve adalet sıfatıyla geri dönüş, bu kendi üzerine katlanan bir sonsuzluktur.
Nübüvvetin ortak mesajı üç temel ilkeye dayanır: Allah'a iman, ahiret ve akibete göre yaşamak, ve salih amel işlemek. Bütün peygamberler "sizi kendisinden başka ilah olmayan Rabbü'l-alemine davet ediyorum" der ve ardından "sizi öyle bir günden sakındırıyorum" diye devam eder. Bu üç ilke İslam'ın özünü oluşturur ve namaz, oruç, zekat gibi ibadetler salih amelin alt başlıklarıdır.
Anlamak meselesi konuşmanın can alıcı noktasıdır. Bilmek ile anlamak arasındaki fark şöyle açıklanır: Bildiğiniz şey hep dışınızda olandır, anladığınız ise hemhal olduğunuz, katıldığınız şeydir. İstanbul'u bilmek ile İstanbul'u anlamak, namazı bilmek ile namazda olmak aynı şey değildir. Peygamber bize mucizelerini değil, anlamayı miras bırakmıştır. Ayı yarmayı, parmağından su akıtmayı değil, Kur'an'ı ve onun anlamını bırakmıştır. Anlamıyorsanız, görseniz bile göremezsiniz. Musa'ya "bana görün" denildiğinde zaten görünüyordu ama Musa anlayamadığı için göremiyordu.
Allah deneyimin konusudur - bu Kant ve Hume'un aksine Kur'an'ın temel mesajlarından biridir. Allah'tan sonuç alınabilir, kendisiyle hemhal olunabilir. Müminlere has olan keramet, basiret, feraset, tasarruf hakkıdır. Bunlar sadece özel insanlara değil, iman edenlere aittir. Eğer bu hakları ötelere atıyorsak, kendi müminliğimizi sorgulamamız gerekir.
Gelecek haftalarda Fatiha ve Bakara'dan başlayarak 114 sureyi "insan" ilkesi temelinde incelenecek. Her surenin insana dair ne anlattığı, nasıl bir insan portresi çizdiği üzerinde durulacak.
Halil İbrahim Genç'in FATİHA kitabınını aşağıdaki link üzerinden okuyabilirsiniz: https://play.google.com/store/books/details?id=ZARREQAAQBAJ
Halil İbrahim Genç'in FATİHA kitabınını aşağıdaki link üzerinden okuyabilirsiniz:
https://play.google.com/store/books/details?id=ZARREQAAQBAJ
Halil İbrahim Genç, Fatiha suresini "mümkün" kavramı üzerinden derinlemesine inceler. Klasik kelamdaki mümkün anlayışının yetersiz olduğunu, mümkünlüğün Allah'ın yaratma kabiliyeti, kendini nesne kılabilmesi, yaratımın başlangıcı, ussallıkla yaratması ve potansiyellerini açığa çıkararak kendini de yaratması anlamına geldiğini belirtir.Yorumun önemi vurgulanır; bilgi tüketilebilirken yorum tüketilemez. Her yorum kişiseldir ve yeni anlamlar yaratır. Allah mutlak olsa da mümkün âlemine açıktır. Dil, varlığı indirger ancak yorum sonsuzdur. Fatiha da yorumun nasıl yapılabileceğine dair bilgiler içerir.Tövbe, Fatiha üzerinden geri dönüş anlamında ele alınır. Hamd etmek tövbedir. "Maliki yevmiddin" tövbe yeridir. "Yalnızca sana ibadet" inkardan tövbedir. Gerçek tövbe sırat-ı müstakim üzerinedir. Nimet erenlerin durumu da bir tövbe biçimidir.Hiyerarşik varoluş bağlamında Fatiha incelenir. Üst gerçeklik (Allah) alt gerçekliği (kul) belirler. Kader bu hiyerarşi içinde anlaşılır. Allah'ın müdahalesi hak edişler üzerindendir ve kulun hayrınadır. Nimet erenler ve sapkınlar hak edişe göre sınıflanır.Özgürlük, keyfi değil kendini gerçekleştirme olanağıdır ve diğerine göre, hiyerarşik varoluş içinde mümkündür. Esası kaybetmeden hayatı yorumlamak önemlidir. Hak edişlerin olduğu bir yerde "bana göre" özgürlük olmaz. Gerçek özgürlük, diğeriyle var olmakla genişler.
Fatiha ve Hak Edişler Üzerine Derinlemesine Bir İnceleme
Bu konuşma, Fatiha suresi ve hak edişler üzerine derin bir anlayış geliştirmeyi amaçlamaktadır. Fatiha'nın, insanın manevi ve toplumsal aidiyetini nasıl şekillendirdiği, hak edişlerin emekle olan ilişkisi ve bu bağlamda Tanrı'nın varlığına dair anlayışlar üzerinde durulmaktadır.
Fatiha ve Hak Edişler
Fatiha, sadece bir dua değil, aynı zamanda insanın manevi yolculuğunda önemli bir rehberdir. Hak edişler, insanın emeğiyle elde ettiği değerlerdir. Bu bağlamda, Fatiha'nın anlamı ve hak edişler arasındaki ilişki şu şekilde özetlenebilir:
Emek ve Aidiyet:
Emek, bir şeyin aidiyetini getirir.
Kötü bir eser de olsa, o eserin sahibi olan kişi için bir aidiyet oluşturur.
Toplumsal Katkı:
Emek, topluma katkı sağladığında miras haline gelir.
Peygamberlerin ve ashabın emeği, toplumsal aidiyetin köklerini oluşturur.
Tevhid ve Tanrı Anlayışı
Tevhid, Allah'ın birliğini ifade ederken, öte bir tanrı anlayışının bu inançla çeliştiği vurgulanmaktadır. Kur'an'da Tanrı'nın insanla olan yakınlığına dikkat çekilmektedir:
Tanrı'nın Yakınlığı:
"Biz size şat damarınızdan daha yakınız."
İki kişi konuşurken üçüncüsü Allah'tır.
Bu bağlamda, Fatiha'nın anlamı ve Tanrı'nın varlığı üzerine düşünmek önemlidir. Fatiha, insanın kendi içsel yolculuğunda bir rehberdir.
Fatiha'nın Anlamı ve İlişkiler
Fatiha, sadece bir dua değil, aynı zamanda insanın kendisiyle olan ilişkisini de şekillendirir. Bu bağlamda, Fatiha'nın içindeki ifadeler ve anlamlar şu şekilde özetlenebilir:
Rahman ve Rahim:
Allah'ın merhameti, insanın varoluşunu anlamlandırır.
Rahman, evrensel bir merhameti ifade ederken, Rahim, bireysel bir koruma ve ilgi anlamına gelir.
Maliki Yevmiddin:
Din günü sahibi olan Allah, insanın kendi üzerindeki hak edişlerini de belirler.
Kişi, kendi eylemleriyle din günü üzerinde hüküm sahibi olur.
Sonuç
Fatiha, insanın manevi yolculuğunda önemli bir yer tutar. Hak edişler, emek ve aidiyetle şekillenirken, Fatiha'nın anlamı da bu bağlamda derinleşir. İnsan, kendi içsel yolculuğunda Fatiha'yı okuyarak, hem kendisiyle hem de Tanrı ile olan ilişkisini yeniden tanımlar. Bu bağlamda, Fatiha'nın sadece bir dua değil, aynı zamanda bir yaşam rehberi olduğu anlaşılmaktadır.
Fatiha'nın derin anlamları, insanın manevi gelişiminde ve toplumsal aidiyetinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, Fatiha'nın her bir kelimesi, insanın varoluşunu anlamlandırma çabasında bir anahtar niteliğindedir.
Fatiha suresinin sırlarını ve inceliklerini tasavvuf gözüyle tefsir ve tevil eden bir sohbet.
Fatiha suresinin sırlarını ve inceliklerini tasavvuf gözüyle tefsir ve tevil eden bir sohbet.
Fatiha suresinin sırlarını ve inceliklerini tasavvuf gözüyle tefsir ve tevil eden bir sohbet.
Fatiha suresinin sırlarını ve inceliklerini tasavvuf gözüyle tefsir ve tevil eden bir sohbet.
Kur'an'ı Nasıl Okumalıyız? ( 1. Ders )
Kur'an'ı Nasıl Okumalıyız? ( 2. Ders )
Kur'an'ı Nasıl Okumalıyız? ( 3. Ders )
Yöntemsel Süreç İçinde İnsan Olmak
Allah'a Doğru Yürürken
Masumiyetimizi Kazanmak