
Futbol… Sadece bir oyun değil; tutkunun, bağlılığın ve bazen de en ağır duygulardan biri olan ihaneti hissettiren bir drama. Taraftar için bir transfer, çoğu zaman yalnızca forma değişimi değil, kalbin orta yerinde açılan derin bir yara olur.
Taç Çizgisi’nin 10. bölümünde şu sorunun peşine düşüyoruz: Her ihanet sevgiyle mi başlar?
Gökhan Gönül’ün Beşiktaş’a gidişinden Kerem Aktürkoğlu’nun Fenerbahçe tercihlerine, Uğurcan Çakır’ın Galatasaray’a imzasından Avrupa’da Lewandowski, Pirlo, Van Persie ve Luis Figo’nun unutulmaz hikâyelerine kadar birçok örnekte, bu sorunun cevabını arıyoruz.
Totti’nin dediği gibi: “Bugünlerde futbolcular göçebeler gibi. Kalplerinin değil, paranın peşinden gidiyorlar.”
Peki, bu gerçekten ihanet mi, yoksa profesyonelliğin kaçınılmaz sonucu mu?