
Kafam karışık, çok üzgünüm. Çok yıkılmış. Biliyorsunuz, Türkiye’nin her yerinde hayvan katliamları devam ediyor. Gözlerimin eriştiği ve uzanabildiği her an onları korumaya ant içmiş bir insanım. Ve sahadayım, barınaktayım, sokaktayım. Hangisini acıdan kurtarabilirsem, ona koşacağım.
Bu üzgünlük sonsuz, ucu bucağı olmayan bir şekilde sardı etrafımız. Ben yine onları korumaya, kurtarmaya, ve elimden geldiğince anlamaya devam edeceğim.
Hayvanlardan öğrenmek mümkün mü? Bu soruyu soruyorum kendime. Hayvanlardan öğrenebilir miyim? Onlar gibi olabilir miyim? Güven Adıgüzel isimli yazarın bir kitabını almışım bir zamanlar. Onu da nasıl aldığımı kitabın arka kapağındaki paragrafın ilk cümlesini tekrar okuyunca anımsadım. Kendime her gün onlarca kez sorduğum bu soru, hayvanlardan öğrenebilir miyim düşüncesi, beni her zaman olduğu gibi onların evrene daha da çok bağlıyor.
Gün sonunda şöyle olmak; “Ölüm kadar sessiz ve hevessiz alkışlanmaya.” bu cümle için, bu muhteşem bir cümle için yazara teşekkür ederim.
Not: Görsel, Lorena Assisi’ye aittir.