
İnsan tek bir kitabı sindire sindire mi okumalı? Aynı anda birçok kitabı beraber mi? Bu bölümde okumanın halleri üzerine yolculuğa başlıyoruz.
Bir kitap okurken hayatımda en yoğun tatmini yaşadığım anlardan birini hatırlıyorum. Amin Maaoluf’un Semerkant’ıydı. Üniversite öğrencisiydim. Geceyarısına doğru birkaç sayfa okurum, sonra da uyurum diye kitabı elime aldım ve sabahın ilk saatlerinde son sayfaya ulaştım. Hiç durmadan okumuştum.
Güzel bir kitaptır Semerkant. En sevdiğim kitap değildir, ondan önce de sonra da çok güzel kitaplar okumuşumdur ama onu okuma deneyimim bana eşsiz gelir. Böylesine odaklanmış olmam çok hoşuma gider. Dünyada sadece ben ve o varız… O dediğim, bir metin. Semerkant…
Neredeyse âşkın tarifi gibi. Gözüm başka hiçbir şeyi görmüyor. Hakikaten de o gece Semerkant’ın gecesiydi benim için. Dünyada bir gece… Dönüp bakıp hatırlıyorum işte: Benim sadece Semerkant’ı okuyarak geçirdiğim bir gece oldu bu hayatta…