En kötü anılar mı kalır sadece geride?
Bazen en mutlu olduğumuz anlar da geri gelir, tam da en ihtiyacımız olduğunda… Bugün ait olunan bir zamanın özlemiyle, insanın en çok iyi hissettiği yere içten bir dönüş denemesini dinleyeceksiniz.
Geçmişe dönmedim; sadece geçmişin hâlâ içimdebir yerlerde olduğunu inkâr etmedim.
Cevap çok karmaşık değil, sadece yutkunması biraz zor hala. Affeder miydim? Sarılır mıydım? Yoksa hiç yaşanmamış gibi mi davranırdım?
Yokluğuna rağmen içimde büyümeye devam eden şeyleri dillendiriyorum bugün. Kaybolan zamanı, kırgınlıklarımı, sessizliğimi konuşuyorum.
Sesim duyulmasa da, belki de bazı soruların cevabı yine bende saklı.
“Sesimi duyuramadığım değil, duyurduğum halde anlaşılamadığım bir yerde kırıldım.”
Aldatılmak, yorgun düşmek, ama yine de sevdiğini inkâr edememek üzerine. Kimse aldatılmayı hak etmiyor; ama bazen, sevilmeyi bile kendimize çok gördüğümüz için istemediğimiz durumların içinde kendimizi buluyoruz. Belki sana tanıdık gelecek bir şeyler, nefes aldığını hissedecek ve yalnız olmadığını düşüneceksin. İyi ki buradasın.
“Seni seviyorum” demek bazen kolay, bazen de içi doldurulmamış bir boşluk gibi. Bu bölümde, sevmenin neye benzediğini, sevilmenin neden bu kadar zor olduğunu ve ilişkilerde kadın olmanın görünmez yüklerini konuşuyorum. Yanıtını alamadığımız sorularla nasıl baş ettiğimizi, hâlâ sevme cesaretini nereden bulduğumuzu birlikte düşünelim.
Bu bölümde belki de en çok içimde tuttuğum cümleyi ele alıyorum: seni seviyorum. Kime, ne zaman, nasıl söyledim... Söylediğimde de neler hissettim.
Sadece birine değil, belki de geçmişime, kırgınlıklarıma, sevilme çabalarıma dair ufak bir iç döküş bu.
Seni seviyorum demek kolay değildi benim için. Fakat bir kez söylediysem de her haliyle hissettiğimdendi.
Bazı vedalar geride güzel anılar bırakır, bazılarıysa sadece sessiz bir enkaz. Bu bölümde "iyi ayrılık" kavramının hayatıma nasıl girdiğini anlatıyorum. Gidebilecekken kalanlar, kalabilecekken gidenler ve geride kalan her şey hakkında sessizliğimi bozduğum kısa bir nefes molası.
Kendi iç sesimle, biraz kendime, biraz sana...
Kulaklarımda çınlayan ve susturamadığım bu soruyu sesli dile getiriyorum. Sevmenin, anlaşılmak istemenin, karşılık bulamamanın ve sessizliğin içimde nasıl yankılandığını anlatıyorum. Sesimi duyurma ihtiyacımı, bir şeyleri içimde tutamadığımı fark ettiğim anları dinleyeceksiniz. Kişiler hayali değil ama bu bilgi sadece bende saklı. Dilerim ki, dinleyen herkes kendinden bir parça bulur, içinde tuttuğu o hissi dile getirmeye karar verir. Yalnız değilsin demek için buradayım. Çünkü ben bu soruyu kendime sorarken yanımda olan tek şey yalnızlığımdı.
Ve sen, sen ve sana duyduğum bu sevgi olmasaydı bu seri de olmazdı.
Her doğum günü kendine sorular sormak için bir fırsattır. Neleri yaşadım? Kimleri geride bıraktım? Hangi sözler içimde kaldı? Genelde hep içimde kalanların 365 günlük versiyonuyla buradayım.