
İyilik ve Kötülüğün Bilimi Michael Shermer Ahlakın evrimsel kökenlerini, bilim ve din arasındaki ilişkiyi, mutlak ve göreceli etik kavramlarını, özgür irade tartışmasını ve insan davranışındaki iyilik ve kötülük unsurlarını ele almaktadır. Kitap, ahlakın Tanrı'ya olan bağımlılığını sorgulamakta ve bilimin ahlaki karar verme süreçlerine nasıl ışık tutabileceğini araştırmaktadır. İnsan doğasının hem işbirlikçi hem de rekabetçi yönlerini inceleyerek, tarihsel ve kültürel faktörlerin ahlaki gelişim üzerindeki etkisini göstermektedir. Son olarak, özgür irade ile belirlenimcilik arasındaki paradoksu ve hukuki sorumluluk kavramını tartışmaktadır. Kitapta ahlakın evrimsel kökenleri, insanların toplumsal primatlardan ahlaki primatlara nasıl evrildikleri ve ahlaki ilkelerin temelinin ampirik kanıtlar ve mantıklı muhakeme üzerine nasıl kurulabileceği şeklinde açıklanmaktadır1. Ahlakın evrimsel kökenleri şu şekilde özetlenebilir:
●Ahlak öncesi duyarlıklar: Atalarımızda, ahlaki duyarlılıklar öncelikle biyogenetik kontrol altında gelişmiştir.
●Biyo-kültürel evrim modeli: Ahlaki duyarlıkların ve ahlaklı davranışın gelişimi, bu modele dayanarak açıklanmaktadır. Bu modelde, ahlak-öncesi duyarlıkların atalarımızda öncelikle biyogenetik kontrol altında geliştiği bir milyon yıllık süreç, ahlaki duyarlıkların yalnızca bizim türümüzde geliştiği yüz bin yıllık süreç, ahlaki davranışımızın şekillenmesinde sosyokültürel etmenlerin giderek baskınlaştığı yaklaşık 35.000 yıl önceki geçiş dönemi ve ahlaki duyarlıkların resmi etik sistemleri içerisinde dizgeleştirildiği son 10.000 yılda yaşanan değişimler incelenir.
●Sosyal grupların etkisi: Ahlakın bir diğer unsuru, sosyal gruplardır. Kediler bireycilikleriyle bilinirken, köpekler hiyerarşik sosyal hayvanlardır ve bu durum ahlak anlayışlarında farklılıklara yol açar.
●İşbirliği ve karşılıklılık: Ahlak, işbirliği ve karşılıklı özgeciliği teşvik etmek, bencilliği ve hırsı kösteklemek için gelişmiştir. Din, bu süreçte insan etkileşimleriyle ilgili kuralları dayatan bir toplumsal yapı olarak ortaya çıkmıştır.
●Ahlaki duyguların evrimi: Doğruluk, gurur, suçluluk ve utanç gibi duygular, evrimsel bir kökene sahip evrensel insani özelliklerdir. Bu duygular, ahlaki davranışların temelini oluşturur5.●Ahlaki duyarlıkların gelişimi: Küçük topluluklarda yaşayan Paleolitik atalarımızda ahlaki duyarlıklar, aldatmanın zor ve güvenilir olmanın önemli olduğu bir ortamda gelişmiştir6. Bu durum, ahlaklı olmanın ve ahlaklı görünmenin önemini artırmıştır.●Genetik ve çevresel faktörler: Ahlaki duyarlılıklar, hem genetik faktörlerden hem de çevresel etkenlerden etkilenir.
●Yiyecek paylaşımı ve değiş tokuş: Yiyecek paylaşımı ve değiş tokuş, toplum içinde doğru ve yanlış eylemleri belirleyen bir sistem yaratır.
●Bencil ve özverili davranışlar: İnsan doğası hem bencil hem de özverili güdüler içerir. Ahlak sistemi, bu güdülerin dengelenmesine yardımcı olur.
●Dedikodu ve ahlak ilişkisi: Dedikodu, ahlaki duyarlılıkların ve davranışların etik sistemleri içinde düzenlenmesinde rol oynar.
Özetle, ahlakın evrimsel kökenleri, biyolojik ve kültürel faktörlerin karmaşık bir etkileşimine dayanır. Ahlaki duyarlıklar, sosyal gruplarda işbirliği ve karşılıklılığı teşvik etmek, bireylerin ve grupların hayatta kalmasını sağlamak amacıyla evrimleşmiştir. Bu süreçte din, ahlak kurallarını sistemleştiren ilk toplumsal kurum olmuştur.