“21. Yüzyıl Gerçekten Bir Kaygı Çağı mı?”
Kaygı, insanlık tarihi boyunca hep vardı. Ama içinde bulunduğumuz çağda bu duygu, belki de hiç olmadığı kadar hayatımızı işgal ediyor. Peki neden?
Bu bölümde Psikiyatrist & Psikoterapist Dr. Ersin Baltacı ile şu sorulara yanıt arıyoruz:
🔹 21. yüzyıl neden bir Kaygı Çağı olarak adlandırılıyor?
🔹 Teknolojik ve bilimsel gelişmeler hayatımızı kolaylaştırırken kaygıyı neden artırıyor?
🔹 Savaşlar, felaketler ve şiddet görüntüleri medyayla her an evimize girdiğinde ruh sağlığımızı nasıl etkiliyor?
🔹 Pandemi, yalnızlık, anlamsızlık ve ölüm gerçeğiyle yüzleşmemizi nasıl hızlandırdı?
🔹 Sosyal medya, “mükemmel hayat” algısıyla bizde neden çaresizlik ve yetersizlik duyguları yaratıyor?
🔹 İlişkilerin hızla tüketilebilir hale gelmesi, emek ve çabanın değersizleşmesi kaygıyı nasıl besliyor?
📌 Bu podcast bölümünde güncel olaylar ve literatür bilgileri ışığında, çağımızın neden bu kadar kaygılı olduğunu konuşuyoruz.
💬 Siz de düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz: Sizce neden bu kadar kaygılı bir çağda yaşıyoruz?
👉 Yeni bölümlerden haberdar olmak için takip etmeyi unutmayın. 🌿✨
#Kaygı #Anksiyete #Podcast #Psikiyatri #DrErsinBaltacı
Kaygı mı yaşıyorsunuz, yoksa bu bir anksiyete bozukluğu mu? 🤔
Serimizin ilk bölümünde, Psikiyatrist & Psikoterapist Dr. Ersin Baltacı ile kaygı, anksiyete ve kaygı bozuklukları arasındaki farkları konuşuyoruz.
Bu bölümde şunları bulacaksınız:
🔹 Kaygı, korku ve bunaltı kavramlarının benzerlikleri ve farkları
🔹 Kaygı ne zaman doğal, ne zaman hastalık?
🔹 Panik atak ile anksiyete arasındaki farklar
🔹 Kaygı bozukluklarında görülen bedensel belirtiler ve anlamları
🔹 Genetik ve çevresel etkenler: Anksiyete bozuklukları nasıl ortaya çıkar?
🔹 Tedavi yöntemleri: İlaç, psikoterapi ve diğer yaklaşımlar
📌 Bu podcast, hem literatür bilgisi hem de klinik deneyimlerle hazırlanmıştır.
Daha fazla bilgi için:
🌐 www.modapsikiyatri.com
🌐 www.ersinbaltaci.com
💬 Siz de kaygı ve anksiyete bozukluklarıyla ilgili merak ettiklerinizi bize iletebilirsiniz. Bir sonraki bölümümüzde sorularınızı yanıtlamaya çalışacağız.
Kanser tanısı almak, bireyin yaşamını kökten sarsan en derin deneyimlerden biridir. Bu süreç yalnızca tıbbi tedaviyle sınırlı kalmaz; ruhsal dünyada da büyük kırılmalara yol açar. Hastalık, kaygı, belirsizlik, ölüm korkusu ve yaşamın anlamına dair soruları gündeme getirir. İşte tam da bu noktada, psikiyatri ve psikoloji disiplinleri hastanın yanında olur.
Bu bölümümüzde Prof. Dr. Kürşad Karadayı ve Psikiyatrist & Psikoterapist Dr. Ersin Baltacı, kanser hastalarının yaşadığı psikolojik zorlukları ve bu zorluklarla baş etmede kullanılabilecek psikiyatrik-psikoterapötik yaklaşımları ele alıyorlar.
🔹 Travma ve belirsizlik: Kanser tanısının yarattığı akut stres tepkileri ve ruhsal travmanın seyri.
🔹 Depresyon ve anksiyete: Kanser hastalarında en sık görülen ruhsal tabloların tanınması ve yönetimi.
🔹 Umudun ve anlam arayışının önemi: Viktor Frankl’ın varoluşçu psikoterapi perspektifinden, hastalıkla birlikte yaşamın yeni anlamlarının nasıl kurulabileceği.
🔹 Psikoterapi ve psikofarmakoloji: Tedavi sürecinde psikoterapinin rolü, gerektiğinde ilaç desteğinin önemi.
🔹 Yakınların ve bakım verenlerin psikolojisi: Hastalık sürecinin aile ve çevre üzerindeki etkileri.
Prof. Dr. Kürşad Karadayı, tıbbi onkoloji ve psikiyatri kesişiminde uzun yıllardır çalışan bir akademisyen olarak klinik deneyimlerini paylaşırken; Dr. Ersin Baltacı, psikoterapötik sürecin hastanın yaşam kalitesi üzerindeki dönüştürücü gücüne dikkat çekiyor.
Bu yayın, yalnızca kanser hastaları için değil; yakınları, sağlık çalışanları ve ruh sağlığı profesyonelleri için de önemli bir kaynak niteliğinde.
Toplumsal güven yıkıldığında, bireysel iyilik hali mümkün mü?11 Nisan 2025’te Cuma günü Psikethica Moda Psikoloji, Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezinde düzenlenen bu özel etkinlikte, Klinik Psikolog ve Psikoterapist Selin Ocak Kahvecioğlu toplumsal olayların bireysel psikolojiye etkisini ele alıyor. Etkinlik, Psikiyatri Uzmanı ve Psikoterapist Dr. Ersin Baltacı moderatörlüğünde gerçekleştirilen bir sosyadrama çalışmasıyla başladı. Sosyodrama süreci, tarihsel olaylarla bugünkü ruh halimiz arasındaki bağlantıları bedensel ve zihinsel düzlemde açığa çıkarmayı amaçladı. Sosyodrama etkinliğimizden kişisel paylaşımlar olduğu için kayıt almadık.Bu video, seminerin tümünden kayıt altına alınan bölümündenilk kesittir. Diğer parçalar da zaman içinde yayınlanacaktır. Ele alınan temel sorular: • İnsan neden adil bir dünyaya inanmak ister? • Bu inanç psikolojik iyilik halimiz için bir ihtiyaç mıdır? • Toplumsal güven duygusu zedelendiğinde bireysel düzeyde ne yaşanır? • Kötülüğü “sıradışı” ve “bize ait olmayan” bir şey olarak tanımlamak, ne tür savunmalarımızı yansıtır?Selin Ocak Kahvecioğlu, bu sorulara sosyal bilimler ve toplumsal psikoloji perspektifiyle yaklaşıyor. Adalet ve güven inancımızın sarsılmasının bireysel psikoloji üzerindeki etkilerinin kaynağını ele alıyor. Neden bu kadar etkileniyoruz? sorusunu tartışıyor.Psikethica, psikiyatri, kültür-sanat ve felsefe ekseninde düşünen, tartışan ve üreten bir yapı olarak bu etkinliği gerçekleştirdi. Merkez hakkında daha fazla bilgi için:www.psikethica.com
Psikiyatrik rahatsızlıklar kültürel bağlamlara göre farklılaşır mı? Göçmenlerin ruh sağlığı hangi dinamiklerden etkilenir? Depresyon, obsesif-kompulsif bozukluk, şizofreni ve bipolar bozukluk gibi rahatsızlıkların farklı toplumlarda nasıl deneyimlendiğini anlamak, doğru tanı ve tedavi için neden bu kadar önemlidir?
Bu bölümde Psikiyatrist ve Psikoterapist Dr. Ersin Baltacı ile Psikolog ve Psikoterapist Fatih Demir, kültürler arası psikiyatriyi, fenomenolojik yaklaşımları ve göçün ruh sağlığı üzerindeki etkilerini tartışıyor. Globalleşen dünyada göçün bireylerin psikolojik durumunu nasıl şekillendirdiğini, uyum sürecini, destek mekanizmalarının rolünü ve özellikle göçmen kadınların yaşadığı zorlukları ele alıyorlar.
Kültürler arası semptom farklılıklarının önemi
Göçün ruh sağlığı üzerindeki etkileri
Fenomenolojik yaklaşımın psikiyatrideki katkıları
Kültürel bağlamda depresyon, anksiyete, şizofreni ve bipolar bozukluk
Dr. Ersin Baltacı – Psikiyatrist, Psikoterapist
Kadıköy Moda’da bireysel ve grup terapileri yürütmekte, psikiyatrik rahatsızlıkların kültürel bağlamdaki görünümleri üzerine çalışmaktadır.
🌍 Daha fazla bilgi: www.ersinbaltaci.com
Fatih Demir – Psikolog, Psikoterapist
Kültürel psikoloji ve göçmenlerin ruh sağlığı üzerine çalışmalar yapmakta, psikolojik savunma mekanizmalarının kültüre göre nasıl farklılaştığını incelemektedir.
🌍 Daha fazla bilgi: www.psikethica.com
Bu bölümde bulacaklarınız:Konuklar:
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocuklukta başlayıp yetişkinlikte de devam edebilen bir nörogelişimsel bozukluktur. Tedavide hem ilaçlar hem de psikoterapi yöntemleri önemli rol oynar. Peki, hangi yaklaşım daha etkili? İlaç mı, terapi mi, yoksa her ikisi birden mi?
Bu bölümde, Psikiyatrist ve Psikoterapist Dr. Ersin Baltacı ile Klinik Psikolog ve Psikoterapist Selin Kahvecioğlu, DEHB tedavisinde kullanılan farmakolojik yöntemleri ve psikoterapi yaklaşımlarını tüm yönleriyle ele alıyor. Metilfenidat ve atomoksetin gibi ilaçların etkilerini, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) başta olmak üzere terapötik yöntemlerin faydalarını ve günlük yaşamda kullanılabilecek pratik stratejileri paylaşıyor.
Bu bölümde bulacaklarınız:
DEHB tedavisinde ilaçların etkisi ve kullanım alanları
Psikoterapi yöntemleri ve sağladığı avantajlar
İlaç ve terapinin birlikte kullanımının faydaları
Günlük yaşamda DEHB yönetimi için uygulanabilir öneriler
Konuklar:
Dr. Ersin Baltacı – Psikiyatrist, Psikoterapist, Psikodramatist
Selin Kahvecioğlu Ocak – Klinik Psikolog, Psikoterapist, Aile ve Çift Terapisti
Daha fazla bilgi için:
🌐 www.psikethica.com | www.ersinbaltaci.com
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), yalnızca dikkat sorunları ve hiperaktiviteden ibaret değil. Pek çok kişi, yaşadığı zorluklarla başa çıkabilmek için madde, alkol veya davranışsal bağımlılıklara yöneliyor. Buna “self-medikasyon” yani kendi kendine tedavi arayışı deniyor. Ancak bu girişim, çoğu zaman sorunları çözmek yerine daha karmaşık hale getiriyor.
Bu bölümde, DEHB ile bağımlılık arasındaki karmaşık ilişkiyi, risk faktörlerini ve tedavi sürecindeki zorlukları ele alıyoruz. Ayrıca doğru tanı ve terapi yaklaşımlarının, bağımlılık ve DEHB döngüsünü nasıl kırabileceğini konuşuyoruz.
Ele aldığımız başlıca sorular:
DEHB, bağımlılıklara neden yatkın hale getirir?
Self-medikasyon nedir ve neden tehlikelidir?
Bağımlılıklar tedavi sürecini nasıl etkiler?
Etkili terapi ve tedavi yolları nelerdir?
Konuklarımız:
Uzm. Dr. Ersin Baltacı – Psikiyatrist, Psikoterapist, Psikodramatist
Selin Kahvecioğlu Ocak – Klinik Psikolog, Psikoterapist, Aile ve Çift Terapisti
Daha fazla bilgi için:
🌐 www.psikethica.com
Dikkat eksikliği ve odaklanma sorunları, çoğu zaman Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ile ilişkilendirilir. Ancak her dikkat dağınıklığının sebebi DEHB değildir. Depresyon, anksiyete bozuklukları, madde ve alkol bağımlılığı, duygudurum bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi birçok psikiyatrik durum da dikkati olumsuz etkileyebilir. Üstelik yalnızca psikiyatrik rahatsızlıklar değil; ayrılıklar, göçler, ekonomik zorluklar ve günlük hayatın stresi de odaklanma becerimizi zayıflatabilir.
Bu bölümde, Psikiyatrist ve Psikoterapist Dr. Ersin Baltacı ile Klinik Psikolog ve Psikoterapist Selin Kahvecioğlu, DEHB ile diğer dikkat sorunları arasındaki farkları, yanlış tanının doğurabileceği riskleri ve doğru tanı sürecinin önemini ele alıyor.
Bu bölümde bulacaklarınız:
Dikkati bozan psikiyatrik rahatsızlıklar nelerdir?
DEHB diğer dikkat sorunlarından nasıl ayırt edilir?
Yaşam olayları dikkati nasıl etkiler?
Doğru tanı ve tedavi neden kritik önemdedir?
Konuklar:
Dr. Ersin Baltacı – Psikiyatrist, Psikoterapist, Psikodramatist
Selin Kahvecioğlu Ocak – Klinik Psikolog, Psikoterapist, Aile ve Çift Terapisti
Daha fazla bilgi için:
🌐 www.psikethica.com | www.ersinbaltaci.com
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), yalnızca günlük yaşamı değil, romantik ilişkilerin gidişatını da etkileyebilir. Bazı DEHB’li bireyler ilişkiye yoğun bir ilgiyle başlar, partnerlerine tüm dikkatlerini verirler. Ancak süreç içinde yeni uyaranlar ve dikkat çekici unsurlar devreye girdiğinde odaklarını kaybedebilirler. Bu durum, ilişkide dengesizlik hissine ve zaman zaman duygusal mesafeye yol açabilir.
Bu bölümde, Psikiyatrist ve Psikoterapist Dr. Ersin Baltacı ile Klinik Psikolog ve Psikoterapist Selin Kahvecioğlu, DEHB’li bireylerin romantik ilişkilerde karşılaştıkları bu dinamiği bilimsel ve klinik açıdan ele alıyor. Partnerlerin bu durumu kişisel algılamamaları, sağlıklı iletişim kurma yolları ve ilişkide dengeyi koruma stratejileri üzerinde duruyoruz.
Bu bölümde bulacaklarınız:
DEHB’li bireyler neden ilişkide yoğun ilgi sonrası uzaklaşabilir?
Partnerin bu durumu kişisel algılamaması neden önemli?
Sağlıklı iletişim için pratik öneriler
DEHB farkındalığıyla güvenli ve istikrarlı ilişki kurma yolları
Konuklar:
Dr. Ersin Baltacı – Psikiyatrist, Psikoterapist, Psikodramatist
Selin Kahvecioğlu Ocak – Klinik Psikolog, Psikoterapist, Aile ve Çift Terapisti
Daha fazla bilgi için:
🌐 www.psikethica.com | www.ersinbaltaci.com
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), yalnızca bireyin akademik ya da iş hayatını değil, aynı zamanda arkadaşlık ve romantik ilişkilerini de derinden etkiler. Dikkat dağınıklığı, odaklanma güçlüğü, dürtüsellik ve zaman yönetiminde yaşanan zorluklar, ilişkilerde yanlış anlaşılmalara ve duygusal mesafelere neden olabilir.
Bu bölümde, Psikiyatrist ve Psikoterapist Dr. Ersin Baltacı ile Klinik Psikolog ve Psikoterapist Selin Kahvecioğlu, DEHB’li bireylerin ilişkilerde yaşadığı dinamikleri, toplumsal yaftalanmanın etkilerini ve sağlıklı iletişim yollarını ele alıyor. İster bir arkadaş, ister bir partner olun; DEHB’li bir bireyle ilişkinizi daha sağlıklı ve destekleyici kılmak için neler yapabileceğinizi konuşuyoruz.
Bu bölümde bulacaklarınız:
DEHB ilişkilerde nasıl kendini gösterir?
Dürtüsellik, dikkat dağınıklığı ve zaman yönetimi sorunlarının etkileri
Toplumsal yaftalanma ve yanlış anlamaların önüne geçmek
Partnerinizi ya da arkadaşınızı daha iyi anlamak için pratik öneriler
Konuklar:
Dr. Ersin Baltacı – Psikiyatrist, Psikoterapist, Psikodramatist
Selin Kahvecioğlu Ocak – Klinik Psikolog, Psikoterapist, Aile ve Çift Terapisti
Daha fazla bilgi için:
🌐 www.psikethica.com | www.ersinbaltaci.com |
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), kadınlarda ve erkeklerde farklı şekilde ortaya çıkar. Erkeklerde hiperaktivite ve dürtüsellik daha görünürken, kadınlarda dikkat dağınıklığı, unutkanlık ve içe dönük belirtiler ön plandadır. Bu durum, kadınlarda tanının daha geç konulmasına ve belirtilerin toplumsal normlar içinde maskelenmesine yol açar.
Bu bölümde, Psikiyatrist ve Psikoterapist Uzm. Dr. Ersin Baltacı ile Klinik Psikolog ve Psikoterapist Uzm. Psk. Dr. Selin Kahvecioğlu, DEHB’nin cinsiyetler arasındaki farklı yansımalarını bilimsel veriler ve klinik deneyimleri ışığında anlatıyor. Tanı süreçlerindeki gecikmelerin nedenlerini, toplumsal rollerin etkisini ve tedavi yaklaşımlarındaki farklılıkları ele alıyoruz.
Bu bölümde bulacaklarınız:
Konuklar:
Daha fazla bilgi için:🌐 www.psikethica.com | www.ersinbaltaci.com | www.psikologselinkahvecioglu.com
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), tanısı konmadığında yalnızca bir psikiyatrik durum olarak değil, kişinin tüm yaşamına yayılan sessiz bir yük haline gelebilir. Geç ya da yanlış tanı, bireylerin başarısızlık, yetersizlik ve beceriksizlik duygularıyla yaşamalarına, hatta bu semptomları kendi kişiliklerinin ayrılmaz bir parçası sanmalarına yol açabilir.
Bu bölümde, Psikiyatrist ve Psikoterapist Uzm. Dr. Ersin Baltacı ile Klinik Psikolog ve Psikoterapist Selin Kahvecioğlu, DEHB tanısının nasıl konulduğunu, testlerin güvenilirliğini, yanlış tanının birey üzerindeki etkilerini ve modern dünyanın hızlı temposunun DEHB algısını nasıl şekillendirdiğini tartışıyor.
Bu bölümde bulacaklarınız:
DEHB tanısı neden bazen atlanıyor?
Sosyal medyadaki testler güvenilir mi?
Modern yaşam temposu DEHB’yi daha mı görünür kılıyor?
Yanlış veya geç tanının psikolojik ve sosyal etkileri
Doğru tanı için izlenmesi gereken adımlar
Konuklar:
Uzm. Dr. Ersin Baltacı – Psikiyatrist, Psikoterapist, Psikodramatist
Uzm. Psk. Dr. Selin Kahvecioğlu Ocak – Klinik Psikolog, Psikoterapist, Aile ve Çift Terapisti
Daha fazla bilgi için:
🌐 www.psikethica.com | www.ersinbaltaci.com
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) tanısı, son yıllarda sıkça gündeme gelen bir konu. Ancak gerçekten daha mı fazla tanı konuyor, yoksa farkındalık mı arttı?
Bu bölümde, Uzm. Dr. Ersin Baltacı ve Uzm. Psk. Dr. Selin Kahvecioğlu Ocak, DEHB teşhisinde kullanılan değerlendirme yöntemlerini, testlerin önemini ve doğru tanının yaşam kalitesi üzerindeki etkilerini ele alıyor. Çocuklarda ve yetişkinlerde tanı sürecinin nasıl işlediğini, DEHB’yi diğer dikkat sorunlarından ayıran kriterleri ve erken teşhisin tedaviye etkilerini konuşuyoruz.
Bu bölümde bulacaklarınız:
DEHB tanısı nasıl konur?
Hangi testler ve değerlendirme yöntemleri kullanılır?
Çocuk ve yetişkinlerde tanı sürecindeki farklılıklar
Bilimsel testlerin önemi ve sınırlılıkları
Erken tanının tedaviye katkısı
Konuklar:
Uzm. Dr. Ersin Baltacı – Psikiyatrist, Psikoterapist, Psikodramatist
Uzm. Psk. Dr. Selin Kahvecioğlu Ocak – Klinik Psikolog, Psikoterapist, Aile ve Çift Terapisti
Daha fazla bilgi için:
🌐 www.psikethica.com
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) yalnızca çocukluk çağında görülen bir durum değil. Pek çok kişi yetişkinlikte de odaklanma güçlüğü, dürtüsellik, unutkanlık ve organize olamama gibi belirtilerle yaşamaya devam ediyor. Ancak çocuklarda ve yetişkinlerde DEHB’nin görünümü, tanı süreci ve etkileri farklılık gösteriyor.
Bu bölümde, Uzm. Dr. Ersin Baltacı ve Uzm. Psk. Dr. Selin Kahvecioğlu Ocak, DEHB’nin ne olduğunu, çocukluk ve yetişkinlikte nasıl farklılaştığını, tanı sürecinde nelere dikkat edilmesi gerektiğini ve bu durumun sosyal yaşam ile akademik başarı üzerindeki etkilerini ele alıyor.
Bu bölümde bulacaklarınız:
DEHB nedir ve nasıl tanımlanır?
Çocukluk ve yetişkinlikte belirtiler nasıl farklılaşır?
Tanı sürecinde nelere dikkat edilmeli?
Sosyal yaşam ve akademik başarı üzerindeki etkiler neler?
Konuklar:
Uzm. Dr. Ersin Baltacı – Psikiyatrist, Psikoterapist, Psikodramatist
Uzm. Psk. Dr. Selin Kahvecioğlu Ocak – Klinik Psikolog, Psikoterapist, Aile ve Çift Terapisti
Daha fazla bilgi için:
🌐 www.psikethica.com
Sümer tabletlerinden bu yana her zaman söylenen şeydir. Gençlik çok değişti. Bu bazıları için bir dejenarasyon bazıları için yenilenmedir. Yeni zamanda yeni bir tarzda bakan insanlar eskiyi korumakla mükellef midir? Eski bir birikim olarak insan tutumlarına yol gösterebilir ama yeni de hep değişimi içinde aks ettirir. Değişen zamanlara kuramlarımız ne kadar ayak uydurabiliyor peki. Bu konuşmada Dr. Önder Küçük ile değişim ve kuramlar üzerine konuştuk.
Karşılaşmalar dergisinin ilk sayısını büyük bir sevinçle ve heyecanla hazırladık. Şubat ayı içinde 2. sayımız çıkacakken deprem temel gündemiz oluverdi. Sonrasında seçim süreci matbaalardaki gündemin seçim için basılacak materyallerle dolu olması süreci epey geciktirdi. Affınıza sığınarak 2. sayıyı tamamladık. www.karsilasmalardergi.com dan sipariş edebilirsiniz. 1 hafta içinde de yayınevlere ulaşmış olacak. Bu kayıtta derginin mutfağından biraz bahsettik ve dergiyi tanıttık.