
Biyoteknoloji ve yapay zekâ, ömrümüzü yüzlerce yıla çıkarabilecek bir noktaya hızla yaklaşıyor.Ama Schopenhauer’un dediği gibi, “Hayat, sahip olamamanın verdiği acı ve ızdırap ile ona sahip olduktan sonra yaşanan can sıkıntısı arasında gidip gelen bir sarkaçsa”; bu salınım sonsuza uzarsa ne olur? Ölümsüzlük, özgürlük mü getirir, yoksa çerçevesi çizilmemiş bir hayatta bizi tercihler bile yapmamaya itecek, kaygısız ve sonsuz bir yalnızlığın ağırlığını mı?
Bu bölümde, bilimin vaadiyle Tolstoy'dan Kierkegaard'a, Sartre'dan Mevlana ve Yunus'a felsefenin karanlık uyarılarını masaya yatırıyor, yolumuzu bulmaya çalışıyoruz.