
Bu bölümde, hepimizin zaman zaman içinden çıkamadığı bir duyguyu masaya yatırıyoruz: Kin tutmak.
Neden affedemiyoruz? Neden hâlâ o kişiye içten içe öfkeliyiz? Ve bu duygu, gerçekten bize iyi geliyor mu?
Geçmişte yaşanan bir haksızlık bizi tanımlar hâle geldiğinde, şefkate olan ihtiyacımızı nasıl dile getirebiliriz?
Kin, sadece bir öfke değil — bazen görülme isteğinin, bazen sevilme ihtiyacının yankısı.
Bu bölümde, duyguların içinden geçerek bırakmayı, affetmenin gücünü ve kendi iç huzurumuza nasıl ulaşabileceğimizi konuşuyoruz.
Çünkü geçmiş seni tanımlamak zorunda değil.
Ve sen, affedemediğinden çok daha fazlasısın.