Komedi ve Felsefe'nin bu bölümünde Heraklitos'u konuşuyoruz. Babadan kalan mirası reddermekle kalmamış, Pers kralının davetini de reddetmiş, dedikleri biraz yanlış anlaşılıp abartılsa da delikanlı bir arkadaşımız olur kendisi.
Komedi ve Felsefe'nin bu haftaki filozofu Arthur Schopenhaurer. Kendisini realist kişiliği ile sevsek de söylediklerine hak versek de ne meden bir terciyesiz olduğunu kadınlar hakkında söylediklerinden anladık. Resmen tufaya düştük ama Allah yanlıştan korudu da Schopenhauercı olmadık.
Komedi ve Felsefe'nin bu bölümünde filozofumuz Voltaire. Hoş filozof mu yazar mı o da tam belli değil. Fransa'da baskıcı düzenden kurtarmaya çalışırken hapse girip çıkmış sonunda da İngiltere aşığı bir insan olmuş.
Komedi ve Felsefe'nin bu bölümünde stoacılardan Marcus Aurelius'u konuşuyoruz. Kendisi Roma imparatoru olan Marcus, yine bugüne kadar duyduğumuz bütün felsefeciler gibi anayı babayı kaybedince kendini sal gitsin felsefesine vakfetmiş. Olanı biteni takmamaya yemin etmiş. Adam zaten imparator, bir eli yağda öbür eli balda diyenler için de Epiktetos adında bir köleden örnek veriliyor. Keza kendisi köle olmasına rağmen o da kafaya takmama sanatında kariyer yapmış.
Komedi ve Felsefe'nin bu bölümünde Nietzsche'nin askerlik anılarını dinliyoruz. Sosyal yardımdan para kopartmak için kolu bacağı veren Nietzsche, en sonunda nasıl oldu da kardeşine mecbur kaldı? Zaten Nietzsche ile sevgilisinin arasına giren bu kötü görümce bir de yatalak kardeşinin yazdıklarını değiştirmeye utanmamış. Neyseki Nietzsche'yi bilen bilir. İyi seyirler.
Komedi ve felsenin bu bölümünde Gandhi'yi konuşuyoruz. İngiltere'de avukatlığı beceremeyince ülkesine dönüp İngilizlere kafa tutan Gandhi, her şey bitti, huzura erdik derken yobazlık illetine kurban gitmiş. Üzüldük. Sen o kadar hapse gir çık, ölüm oruçları tut, tam başa geçecekken kurşunu ye. Vallaha canlar sıkıldı.
Komedi ve felsefenin bu bölümünde Jean Jacques Rousseau'yu konuşuyoruz. Annesi doğumun ardından ölen Rousseu, babasının da teyzesiyle kaçması sonucu yaşadığı ağır travmaları atlatamamış, dinden bilime her şeye isyan etmiştir. Öz çocuklarını sokağa atan, arkadaşını ölüme terk eden sonra da paranoyak olan Rousseu'yu, devletler hakkındaki birkaç iyi fikri için tebrik ederiz. Sağolasın Rousseu.
Bu bölümde dayağı yese de hocasının peşini bırakmayan, fıçıda yaşayıp ona buna atar yapan, Sinoplu Diyojen'in hayatını dinliyoruz. Felsefesini sevdik, güzel ama fıçıya nasıl sığdığını aklımız almadı.
Bu bölümde başına gelmedik kalmayan Spinoza kardeşimizin hayatını ve felsefesini konuştuk.
Bu bölümde Descartes'in ıslak rüyaları, Nihat Doğan felsefesi ve İlyas Salman'ın geciktirici özelliği üzerine konuşuldu.
Bu bölümde Sokrates'i öğrenmeye çalışacağız.
