
Cenâb-ı Hak, her şeyi kuşatan ilmiyle, ileride bizim iradelerimizle yapacağımız her şeyi biliyor ve bildiklerini de tayin ve takdir ediyor.. sonra da bunları birer plan hâlinde Levh-i Mahfuz’a kaydediyor, daha sonra da melekler bizim hakkımızda bir defter tutup bütün amellerimizi yazıyor, böylece her iki defter de birbirinin aynı oluyor. Tabiî bunların hepsinde Cenâb-ı Hakk’ın dilemesi esas oluyor. Zira biz Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat olarak, “Allah dilerse bir şey olur, Allah bir şeyin olmamasını murad buyurursa o şey de olmaz.” kanaat ve inancını taşıyoruz.