
İnsan, iradesiyle talepte bulunur. Sonra da Cenâb-ı Hak talep edilen şeyi yaratır. Şu kadar var ki, insanın sevap cihetine iktidarı çok az olmasına rağmen, günah ve şer cihetine surî bir iktidarı vardır. Zira şer ve günahlar tahrip nevindendir. İnsan bir kibritle bir evi yakabildiği gibi, çok küçük bir iradeyle de şer ve günah işlemeye güç yetirebilir. Hâlbuki ona isabet eden bütün sevap ve hayırlar Cenâb-ı Hak’tan gelmektedir. Kula düşen ise bu sevap ve hayır kapısında sebat edebilmektir. Onun kasdı ve azmi hayır olduğu müddetçe de Allah (celle celâluhu), ona hayır ve sevabı nasip edecek ve onun için bütün hayır yollarını kolaylaştıracaktır. Hidayet, bu zaviyeden bakılacak olursa herkes için ve her zaman ve zeminde lâzımdır.