Günlerin bozuk para gibi harcandığı, çağın ışık hızında olduğu şu dönemde oturup biraz akan zaman hakkında konuştuğumuz bu bölümde hüzünlenmek serbesttir.
Herkese iyi dinlemeler.
Instagram / @hepbiolaylar
Alfa, x, y, z derken bir nesil bir diğer nesili beğenmez oldu? Kuşak çatışmaları, bebeler, nineler derken bizim aklımızda tek soru. Yaşlandığımızda bu alfa nesli ile aramızdaki muhabbet tam olarak nasıl olacak?
Instagram / @hepbiolaylar
Herkesin dilinde dolanan bu "yapay zeka" mevzusu hakkında ileri geri konuştuk. Hızlıca bir şekilde "varlığı bir dert, yokluğu yara" haline gelen bu teknoloji hakkında siz neler düşünüyorsunuz?
Instagram / @hepbiolaylar
Estetik denince akla ilk gelenleri konuştuğumuz bir bölüm.
Aslında Alman filozof Baumgarten ya da Immanuel Kant hakkında konuşmamız gerekirdi belki ama... Seda Sayan, Ajda Pekkan falan varken kim ne yapsın estetik felesefesi yapan Alman filozofları arkadaşlar. Haydi iyi dinlemeler.
Instagram / @hepbiolaylar
Bugün herhangi bir konumuz yok, taktik maktik yok bam bam bam. Sonu süprizli!
İngiltere Kraliyet ailesi gündeminin üzerinden yaklaşık iki hafta geçmiş olmasına rağmen yine de konuştuk. Varoluşsal sancılarımızın ardında kalan zamanlarda podcast çekiyoruz, idare edin.
Instagram // @hepbiolaylar
Özel günlere önem verenler ve diğerleri. Sürekli ayrışıyoruz ama sorun bakalım neden ayrışıyoruz? Biz de çok meraklısı değiliz. Buyrunuz dinleyiniz.
120 Milyon Euro'nuz olsa ne yapardınız? Hayallerinizde en fazla ne kadar zengin olabiliyorsunuz? Zenginlerin karması ne kadar temiz? Zenginler karmasını temizlikçi tutarak temizletebilir mi? İşte tüm bu soruların cevapları belki de bu podcast'tedir. İyi dinlemeler.
İkinci bölümü çekmek biraz süpriz oldu, biz de beklemiyorduk. Çünkü hayatımızda zorunlu olmadan istikrarla sürdürdüğümüz çok da bir şey yok gibi. Bu yüzden bu konuyu masaya yatırdık, kestik, biçtik. Bizim gibi insanlar var mı, yoksa bu evrende yapayalnız mıyız bilmiyoruz. Bizden olanlar, bize yazsın.
Uzun bir aranın ardından herkese merhaba,
Bu bölüm yarım kalan 2. sezona mı, yoksa hiç var olmayacak bir 3. sezona mı ait? Yaşayıp göreceğiz.
Yine de diyebiliriz ki yeniden podcast çekmeye başlar gibi olduk benim (Cansu) yoğun ısrarlarımla. Çünkü Aylin uzun zamandır sosyal medyada yok ve bunun üzerine konuşup, yargı dağıtmak iyi fikir gibi geldi. Şanslıyım ki yargı dağıtmak diyince asla dayanamaz, hemen ikna olur Aylin.
Geldik, burdayız.
Özleyenler dinlesin.
@hepbiolaylarr
Herkesin idealarında kurguladığı ev muhakkak farklıdır ve herkes için ev'in anlamı bir başkadır. Biz herkesle değil, kendimizle ilgilendiğimiz için, kendi ev hallerimizden bahsettik. Olsun. Sizin evin hallerini de siz bize yazarsınız.
Beş kuşaktır hala daha ilginç olan ve bitmek bilmeyen bir konu ele aldık bu kez. Almanya ve Türkiye'ye karşılaştırdık.
Ben 573 gerçek hikaye daha anlatabilirdim. Ufak çaplı bir kıyas yaptık.
Yabancı düşmanlığı, titizlik, iyi işçilik, entegre, azıcık ama çok azıcık politika. Bir ara "Merkel'in bıyıklarından bize ne?" diye bir söz de duymuş olabilirim. O konuya nasıl geldik hiç bilmiyorum.
Umarım kimseye incitmeden bu hassas konular değinebilmişsizdir.
Bir şeyleri boşladığız an, tüm düzeni kaçırıyoruz.
Hepbiolaylar podcastine biraz ara verdik.
Ama tuhaf olan 10. bölümü, sekiz ve dokuzuncu bölümü çekmeden çekmemiz oldu. İşte düzensizlik böyle bir şey.
Peki düzensiz bir insan nasıl düşünür? Düşündüğünü nasıl yansıtır? Düşünce tarzı ve çalışma tarzı aynı mıdır...
Ayrıca bazen konular dağılır.
Bu bölüm Müge Anli performansi icerir.
Bazi sorular bizi mutlu ederken, bazilari bize sinir krizi gecirir.
Ama dünya güzel bir yer.
Gecen bölümden kalma ve kurtulamadigimiz bir pantone meselesi var. Onun disinda anladik ki, taklit hayatimizin bir parcasi.
Ve biz buna karsi bir savas halinde olarak, kendi farkimizla imzalarimizi atmamiz gerek.
Belki daha fazlasi.
Az biraz saygili olun yiaaa!
Pantone'nin hayatımızı bu kadar etkilediğini ve hatta bizim bu renklere resmen hizmet ettiğimizi Cansu'nun açıklamaları sonrası fark ettim.
Sindiremiyorum.
Bu gerçekten aşırı derinleşen bir konu. Ben de oluşan trendlerden dolayı, herkesin birden aynı şeylere merak salmasının isyanı içindeyim biraz da.
Alternatifli şeylerden yanayım. Zevk tek tip olmamalı sonuçta.
Kafamın dağınık olduğunu anladığımız bir podcast bölümü.
Calismaktan zevk alan insanlarin ortak özelligi sevdigi isi yaptiklari icindir diye bir iddiada bulunuyorum.
Fakat severken bile belirli bir konfor alanindan cikmak gerekiyor. Rahatinizin bozulmasi, hobinizin ise dönüstügü an ve o derin deniz.
Sevdigin isi yaparken nasil evriliyorsun ve kendini baska bir is yaparken nasil kesfedip bambaska islere yöneliyorsun?
Biraz da bunlardan bahsettik.
Elvin Odabasi Pekiyi & Aylin Cifci
Cansu ve Ben (Aylin) sohbetin basinda her ne kadar ilimli bir tavir sergilesek de, sonlara dogru bir fitillenme, ateslenme ve sinirlenme söz konusu olabilir. Hatta bir ara karsi karsiye gelmis dahi olabiliriz. Ve üstelik bunun sorumlusu Banksy olabilir mi? Acikcasi olabilir.
Bir tasarimciyi sinirlendirmek istiyorsaniz ona "bana biraz revizelerden bahsetsene!" diyebilirsiniz.
Ayrica bu bölümde bir itirafta bulundum.
Konumuz calisma süreci, eskizler, logolar, revizeler ve benim tasinmam!
Bir şeye baktığımızda ve bu şey bir kurum veya kişi ise gözümüze ilk takılan şey imajı.
İyi imaj, kötü imaj, yenilenen imaj, değişik imaj...
İmaj kimdir? Nedir, nerede görülür ve nasıl imaj sahibi olunur.
Elvin Odabaşı Pekiyi ve ben (Aylin Çifçi) az biraz bu konuda hakkında konuştuk.