Home
Categories
EXPLORE
True Crime
Comedy
Society & Culture
Business
Sports
TV & Film
Health & Fitness
About Us
Contact Us
Copyright
© 2024 PodJoint
00:00 / 00:00
Sign in

or

Don't have an account?
Sign up
Forgot password
https://is1-ssl.mzstatic.com/image/thumb/Podcasts221/v4/53/69/44/53694403-8132-82c2-e9da-e3b7080551ca/mza_14886609150734635446.jpg/600x600bb.jpg
HAKAN AKARCALI PodcastBox / Özgün Eser İncelemeleri / Reviews of Original Works
Hakan AKARCALI
286 episodes
3 days ago
⚠️ İçerikler yapay zekâ tarafından üretilip seslendirilmiştir; hatalar olabilir.
Orijinal kaynaklara başvurmanız her zaman önerilir. ⚠️ Content is generated by artificial intelligence; errors may occur.
It is always recommended to refer to original sources.
Show more...
Society & Culture
RSS
All content for HAKAN AKARCALI PodcastBox / Özgün Eser İncelemeleri / Reviews of Original Works is the property of Hakan AKARCALI and is served directly from their servers with no modification, redirects, or rehosting. The podcast is not affiliated with or endorsed by Podjoint in any way.
⚠️ İçerikler yapay zekâ tarafından üretilip seslendirilmiştir; hatalar olabilir.
Orijinal kaynaklara başvurmanız her zaman önerilir. ⚠️ Content is generated by artificial intelligence; errors may occur.
It is always recommended to refer to original sources.
Show more...
Society & Culture
https://d3t3ozftmdmh3i.cloudfront.net/staging/podcast_uploaded_episode/43620929/43620929-1759648879892-97548fd7b7096.jpg
🌳 Türk Dillerinin Kökeni ve Sibirya'daki Gelişimi
HAKAN AKARCALI PodcastBox / Özgün Eser İncelemeleri / Reviews of Original Works
19 minutes 10 seconds
1 month ago
🌳 Türk Dillerinin Kökeni ve Sibirya'daki Gelişimi

Rus araştırmacı V. Egorov, “Dünyada Neden Bu Kadar Çok Dil Var” adlı makalesinde, dillerin kökenini toplulukların coğrafi ayrışmasına bağlar: Bir kabilenin bir kısmı göç ettiğinde, dilsel izolasyon sonucu önce lehçeler, ardından yeni diller oluşur. Her yeni yerleşim, yeni bir dili doğurur. Yakın yaşayan toplulukların dilleri birbirine benzer, uzaklarınki farklılaşır.

Alman bilim insanı K. G. Menges, “İgor’un Seferinin Hikayesi’nde Doğu Unsurları” adlı eserinde, eski Türk proto-dilinin ortak kelime dağarcığını belirler: akrabalık terimleri, evcil hayvan adları, temel sayılar, güneş, ay, yıldız, yeme-içme, tarım gibi yaşamın öz terimleri. Zamanla bu gruplar dağılıp yeniden birleşerek farklı Türk dillerini oluşturmuştur. Yeni terimler ya yerleşilen topraklarda yaratılmış ya da komşu halklardan ödünç alınmıştır.

Lev Uspensky, eski kabilelerin sürekli göç ettiğini, iletişim kesilince dillerin ayrıldığını anlatır. Her kabile parçası kendi koşullarına uygun yeni kelimeler icat eder. Böylece lehçeler farklılaşır, zamanla anlaşılmaz hale gelir. Ancak her dil, derinlerinde atalarının izlerini taşır. Dillerin birleşiminden “üçüncü bir dil” doğmaz; biri diğerini asimile eder.

Türk halklarının geçmişine baktığımızda, çağ ne kadar eskiyse Türk dilleri arasındaki benzerlik o kadar fazladır. Bir zamanlar tüm Türklerin konuştuğu ortak bir proto-Türk dili vardı. Zamanla boylar ayrılıp yeni coğrafyalara göçtü; yerli halklarla karışarak yeni Türk dillerini doğurdu. Bu süreçte bölgesel kelime dağarcıkları –örneğin Sibirya Türkçesi– gelişti.

Sibirya Türklerinin (Saha, Altay, Tuvan, Tofa, Hakas, Şor) dillerinde eski Türkçede bulunmayan, bölgeye özgü kelimeler yer aldı. Bu kelimeler, tayga yaşamına ait yeni deneyimleri anlatmak için yaratıldı veya yerli halklardan ödünç alındı. Örneğin L. V. Melnikova, “Tofs: Tarihsel ve Etnografik Deneme” adlı eserinde “Aza” (alt dünyanın ruhu), “Argish” (geyik kervanı), “Ayak” (hamur kabı) gibi özgün Tofa kelimelerini listeler. Şor ve Hakas dillerinde de doğaya, avcılığa ve gündelik yaşama özgü benzer yerel terimler gelişmiştir.

Rus araştırmacılar T. A. Shishkina ve M. I. Streltsova, “Sibirya’nın Etnolinguistik Alanı” makalesinde, Sibirya’daki Rus yerleşimcilerle yerli halkların karşılıklı kelime alışverişini inceler. Rusça, avcılık ve balıkçılıkla ilgili bazı Türkçe kelimeler almıştır; ancak temas sınırlı kalmıştır.

L. P. Potapov, eski Türk göçebelerinin bir kısmının dağ taygasına yerleşip yerli halklarla karıştığını, avcılık kültürünü benimseyip dil ve yaşam biçimlerinde değişim yaşadığını belirtir.

Türkolog V. I. Rassadin, Türk halklarının Sibirya’ya sonradan geldiğini, yerli Keto ve Samoyed dilleriyle karışarak kendine özgü fonetik ve söz varlıkları geliştirdiğini açıklar. Tofalar dili bunun tipik örneğidir: Türkçe kökenli kelimelere Moğolca, Buryatça, Samoyedce, Rusça etkiler karışmıştır. Bu, Tofalarların başlangıçta Türkçe konuşmadığını, sonradan Türkleştiğini gösterir.

A. M. Khazanov ise ren geyiği yetiştiriciliğinin Samoyed kökenli olduğunu, ancak Türk halklarının baskısıyla kuzeye taşındığını savunur. Bu da, Avrasya’daki kültürel etkileşimin çok yönlü doğasına işaret eder.

Sonuç olarak, Altay’ın tüm Türk halklarının tek atayurdu olduğu görüşü bilimsel olarak geçerli değildir. Ne Orhon-Yenisey yazıtlarında ne de Kaşgarlı Mahmud’un sözlüğünde Sibirya’ya özgü bitki, hayvan veya kültürel kelimeler bulunur. Bu terimler yalnızca Sibirya Türk halklarının (Saha, Tuvan, Hakas, Tofa, Şor) söz varlığında vardır. Buna karşın “Batı Türk dilleri” (Türkçe, Azerice, Kazakça, Özbekçe vb.) bu alansal kelimeleri içermez.

Dil, bir halkın tarihsel yolculuğunun canlı arşividir. Türk dilleri de, göçlerin, karışımların ve yeni coğrafyalara uyumun binlerce yıllık yankısıdır — tıpkı dillerin kendisi gibi, hiç durmadan evrilir, ama köklerinden asla tam kopmaz.

HAKAN AKARCALI PodcastBox / Özgün Eser İncelemeleri / Reviews of Original Works
⚠️ İçerikler yapay zekâ tarafından üretilip seslendirilmiştir; hatalar olabilir.
Orijinal kaynaklara başvurmanız her zaman önerilir. ⚠️ Content is generated by artificial intelligence; errors may occur.
It is always recommended to refer to original sources.