Sanat, hayatlarımızı daha değerli mi kılar, yoksa dikkatimizi mi dağıtır?
Anlık kaçışlardan kurtulmanın bir yolu değilse nedir sanat, ve niçin hayatlarımızı daha değerli kılar? Kendimiz ve değerlerimiz için mi icra ediyoruz, yoksa bir metayı mı koruyoruz? Eğer hepimizin hayatına bir değer atfediyorsa, onu özel kılan nedir? Dürtüsel olarak anlamlandırma merakı mı, yoksa bizler doğuştan sanatçı mı doğuyoruz?
Neden sıklıkla müzelere, tablolara ve eserlerin üzerine teneke çorba fırlatılıyor? Belli kaygılarla mı, yoksa tamamen kaygısız şekilde mi üretmemiz gerekiyor yaratımlarımızı? Daha değerli olan sanat mı, yoksa hayat mı? Anarşist sanatçı sanatı daha değerli kılabilir mi? Kedilerin piyano çalması da sanata dahil mi jhkgjh
Sorduk, sorduk, sorduk ve sıkıcılıkta sınır tanımadık...
Delirmeden Yaşamak Mümkün mü, Yoksa Hepimiz Birer Deli miyiz?
Niçin günümüzde deliliğin kimi zaman bir konsept olarak ortaya çıktığını iddia ediyoruz? Delirmek belirmek midir yoksa mutluluk mudur? Kitleler halinde etkileşim deliliğin kaynağı mıdır, sıkı-fıkı sosyal etkileşimler mutluluğun formülü müdür? 1851 yılında 7 yaşında olan Nietzsche "bugün yaşasaydı kaç yaşında olurdu" değil de; yine delirir miydi diye sorduk ve her şeye incik-cincik kafa yormak yerine umarsızlaşırsak mutlu olur muyuz diye konuştuk durduk...
Günümüzde adını tam manasıyla bulabilmiş olarak hem soyut bir kavram, hem de ilişkiler arası cinsel bir diyalektik olarak çıkıyor karşımıza.
Antik Çağ'lardan 18. Yüzyıl'a, günümüzden “gelecekte nereye varır”a kadar "Sexting" meselesini konuştuk, hem de a’dan z’ye…
Kimler cinsel içerikli mesajlar gönderme eğilimindedir? Çıplak fotoğraf gönderme arzumuzun altında yatan nedenler... Çok Tanrılı dinlerde Sex’e atfedilen kutsal anlam neydi? James Joyce’un “Edebi Sexting”lerini sıradan bir insan yazsaydı ne düşünürdük? “Edebi Sexting”lerin ortak noktaları neydi? Hangi durumlarda cinsel içerikli mesajlar yazmaya maruz kalıyoruz? Partnerimize cinsel içerikli mektuplar yazarken nelere dikkat etmeliyiz? Çıplak fotoğraf gönderme ve kendini paketleyip sunmanın narsisizmle olan bağlantısı... Cinsel içerikli mesajların partnerimize olan tutkumuza / özlemimize katkıları neler? Erkeklerin “Slut-Shaming” ve “İntikam Pornosu” ile alıp veremediği nedir? Cinsel içerikli görsellerle duygularımızı tarif etmek ya da Emojiler üzerinden anlatmak istediklerimizi ifade etmek; yazılı olarak bir şeyleri ifade etmemizin önüne geçebilir mi, bir iletişim bozukluğuna ya da evrimsel bir soruna dönüşebilir mi?
Boşluk hissinden umutsuzluğa, umutsuzluğun cesaret isteyen parametrelerine ve insan temelli umutsuzluğun, "yok oluşla" ilgili kesişimlerini anlamaya çalıştık.
İnsan umutsuzluğun olduğu anı umudunu bırakarak seçer mi? "Umudu kaybetmek özgürlük" müdür? "Umutsuzluk Teorisi" nedir? Umutsuzluk ve boşluk hissini birbirine bağlayan nedenler... Boşluğa düşmek mi, inancımızı yitirmek mi? Umudu ve umutsuzluğu nerelerde arıyoruz? Kişisel umutlarımızla sadece kendimizi kurtarsak yeterli mi? Toplum olarak umutsuzluğa ne zaman düşüyoruz? Hazerfen Ahmet Çelebi 3,5 km uçamaz mı? Tartıştık, bakalım nereye vardık...
Hem insanın bitmek bilmeyen daha fazla sosyalleşme arzusu, hem de bu sosyal dünyanın içinde kimdir insan? Neye tekabül ediyormuş yalnızlık diye düşündük. Sosyal medya kime sosyal, kime değil? Yoksa o kadar da sosyal mi değil? Kirobo, yalnızlığımıza çare olacağını iddia ediyor. Dil sosyalleşmesi nedir? Naciye Teyze'yle dedikodu da sosyalleşme sayılır mı? Gerçekten kalabalıklar içinde yalnız mıyız? Kadınlar erkeklere göre yalnızlığı neden daha kolay atlatıyor? Birçok konu hakkında konuştuk durduk, iyi dinlemeler.
Dinler üzerindeki etkisinden Robin Hood'a, Japonya'daki emeklilerin yaptıkları hırsızlıktan Heinz İkilemi'ne kadar Hırsızlık Her Zaman Ahlak ya da Etik Dışı mıdır? diye konuştuk. Gözümüzün önünde milyonlar çalan hırsızlar halk kahramanı ilan edilirken, ekmek çalan bir insanın neden yargılandığını sorduk. Mülkiyet kavramının olmadığı bir toplumda hırsızlıktan söz edilebilir mi? Ayı Yogi de bal çaldığında hırsız olmuyor mu? "Hırsızlığa İzin Verilebilirlik Duygusu kimlere karşı ortaya çıkıyor?" gibi bazı kavramlar üzerine kafa yorduk.
Yalan söylemeye nasıl ve ne zaman başladık? Bize ilk kim yalan söyledi? Çocukların yalanları algılama biçimleri... Bir örümcek nasıl (detaylı) yalan söyler? Bir iletişim yöntemi olarak mı, yoksa toplumsal bir sorun olarak mı algılamalıyız? Kimler yalan söylemeye daha meyillidir? Bazı yalanlarla bir "doğru"nun, bazı doğrularla olumsuz bir şeyin parçası haline gelebilir miyiz? Diye konuştuk etraflıca.