
İyi olmak kulağa basit geliyor ama hepimizin kafasında farklı anlamlar taşıyor. Birine yardım etmek mi? Kurallara uymak mı? Yoksa kendi vicdanına sadık kalmak mı?
Bu bölümde “iyi insan olma” fikrinin peşine düşüyoruz.
Aristoteles bizi “erdemli yaşam”ın ortasında buluşturuyor; Kant, iyiliği niyetle ölçüyor. Bauman, modern dünyanın kaygan zemininde ahlakın eriyip gidişini hatırlatıyor. Nietzsche, iyiliği sorgulamanın kendisinin bile cesaret istediğini söylüyor. Ve Levinas bize iyiliğin asıl yüzünün karşımızdaki insanda, “öteki”nde saklı olduğunu fısıldıyor.
Belki de iyi insan olmak, hiçbir formüle sığmayan bir çaba:
Ne tamamen kurallarda, ne tamamen duygularda ama her defasında biraz daha insanda.