Bu bölümde Friedrich Nietzsche’nin “Tanrı öldü” sözünü yalnızca bir inanç eleştirisi değil, insanlığın varoluşsal krizi olarak ele alıyoruz.
“Son İnsan” artık konforuna sığınmış, düşünmeyi ve mücadeleyi bırakmış modern bireyin sembolü.
Nietzsche’nin uyarısı açık: Eğer kendi değerlerimizi yaratmazsak, çöküş kaçınılmaz.
Son İnsan mı olduk, yoksa Üstinsan olma cesaretini hâlâ taşıyor muyuz?
Felsefe, din ve modern yaşamın kesiştiği bu bölümde, Tanrı’nın ölümüyle açılan boşluğa birlikte bakıyoruz.
Varoluşsal Fizik: Evrenin Büyük Soruları ve Bilimin Sınırları
Bilim, felsefe ve metafizik aynı masaya otursa, neler konuşurdu?
Bu bölümde Sabine Hossenfelder’in Existential Physics kitabı üzerinden evrenin başlangıcını, özgür iradenin doğasını, bilincin sınırlarını ve Tanrı fikrinin fiziksel açıklamalarla nerede buluştuğunu sorguluyoruz.
Evrene dair büyük sorular sormaya devam edin.
📢 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Özel Podcast Yayını! 🎙️
Kadınların sesi, hikâyeleri ve düşünceleriyle dolu özel bir yayınla sizlerleyiz! 💜 Bu bölümde, kadının felsefi, toplumsal ve manevi boyutlarını ele alarak derinlemesine bir yolculuğa çıkıyoruz.
🔍 “Kadınlar Kur’an’ı Nasıl Okuyor?” başlığıyla, kadınların kutsal metinlere bakışını ve farklı yorumlarını keşfedeceğiz.
Kadınların dünyasını anlamak ve anlamlandırmak için bize katılın! 🌍✨
🎧 8 Mart’ta yayında! Kaçırmayın!
Evrenin en küçük parçacıkları birbirine görünmez bağlarla bağlı olabilir mi? Kuantum fiziği, mistik öğretiler ve felsefe aynı noktada buluşuyor olabilir mi? Bu podcast bölümünde, kuantum dolanıklığı ile varlığın birliği arasındaki derin bağlantıları keşfe çıkıyoruz. Parmenides’ten Spinoza’ya, Advaita Vedanta’dan Vahdet-i Vücut’a uzanan bu yolculukta, bilimin en çarpıcı bulgularıyla mistik gelenekler arasında köprüler kuruyoruz. Eğer evren gerçekten bir bütünse, biz bu bütünlüğün ne kadar farkındayız?
Hazırsanız, bilim ve felsefenin kesişim noktasında zihninizi zorlayacak bir serüvene başlıyoruz!
MEŞŞÂİYYE AKIMI.
Meşşâîlik, İslam felsefesinde Aristoteles'in düşüncelerine dayanan rasyonalist bir ekoldür. Bu akım, antik Yunan felsefesi ile İslam düşüncesinin birleştiği noktada gelişmiştir. Kindî, Fârâbî, İbn Sînâ ve İbn Rüşd, bu ekolün en önemli temsilcileridir. Meşşâîlik, Aristoteles'in felsefesini İslam dünyasına aktarmakla kalmamış, Yeni-Platoncu unsurlarla ve İslam’ın teolojik sorunlarıyla da zenginleşmiştir. Bu sayede özgün bir felsefi yapı haline gelmiştir.