Bugün, benliğimizi savunma reflekslerimizin ilişkilerimizi nasıl şekillendirdiğini ve farkındalıkla bunu nasıl yönetebileceğimizi konuşuyoruz.
Mitoloji, sihir ve arkadaşlık bir araya geliyor. Bu bölümde Winx’in sihirli dünyasında kadim efsanelerin günümüz yansımalarını inceliyoruz.
Bu bölümde, evrenin kendi başına mucizeler yaratmadığını tartışıyoruz. Anlam ve dönüşümün, inanç, eylem ve bilinçli çabanın kesişiminde ortaya çıktığını anlatıyorum ve kendi yolculuğumuzdaki evreni harekete geçiriyoruz.
Hayatın karmaşasında insanı ayakta tutan şey nedir? Victor Frankl’ın İnsanın Anlam Arayışı eseriyle, anlamın peşinde insanın iç ve toplumsal yolculuğuna ışık tutuyoruz.
Bu bölümde, stresin yalnızca bireysel bir biyolojik tepki değil, toplumsal ilişkilerin, yapısal baskıların ve kolektif deneyimlerin şekillendirdiği çok katmanlı bir olguya dönüştüğünü ele alacağız.
Motivasyon eksikliği mi yaşıyoruz, yoksa sadece tükenmiş bir yorgunluğu motivasyonsuzluk sanıyoruz? Bu bölümde, daha fazlasını yapmalısın çağrısının ötesine bakmaya davet ediyor, motivasyonun borç kültürüyle nasıl iç içe geçtiğini sorguluyor ve kendi iç ritmimizi bulmanın yollarını arıyoruz.
Peki, anne ya da baba olmadan önce bir test olsaydı, sorular neler olurdu? Bu bölümde hayali bir ebeveynlik testinden yola çıkarak, aslında çocuk sahibi olmadan önce kendimize sormamız gereken derin sorulara değiniyorum. Ebeveynlik öncesi farkındalık üzerine düşündürücü bir sohbet…
Bazı insanlar, çocuk yaşta ‘Ben doktor olacağım!’ ya da ‘Ben öğretmen olacağım!’ der ve gerçekten de o mesleğe yönelirler. Diğer yandan, istemedikleri bir alana yönelenler, zamanla ‘Tam da benim mesleğimmiş’ hissine kapılabilirler. İlginç olan, bu mesleki yönelimlerin çoğu zaman bilinçli planlarla değil, bireysel eğilimler, yetenekler ve sosyal etkileşimlerle şekillenmesidir. Peki, bir kişi mesleğinde kendini nasıl bulur ve bu süreçte hangi etkenler rol oynar?