
Bu bölümde, sınırlı kaynaklarla esnemeyi, bedenin diliyle ruhun fısıltılarını dinlemeyi anlattım. Sabah yogasında kaslarımı açarken, içimdeki düğümler de çözülmeye başladı. Elektriklerin kesik olduğu bir günde, elimde kalan son şarjla neler yapabileceğimi düşünürken, yaratıcılığın en çok dar vakitlerde filizlendiğini fark ettim. Kayıp sulu boyanın yerine kuru kalemlere sarılırken, kırılmadan esnemenin sihrine kapıldım. Kısıtlılıkların içinden doğan bu akışa birlikte tanık olalım; belki siz de kendi esnekliğinizi yeniden keşfedersiniz.
Not: İçime sinen bir şarkı bulamadığım için bölüm sonuna şarkı eklemedim. Şarkı bulamadım diye bölümü paylaşmayı ertelemek ya da paylaşmaktan vazgeçmek istemedim. Bu bölüm baştan sona tam da amacına hizmet etti. Esnemekse esnemek!🤍