James clear atomik alışkanlıklar kitabında diyor ki, insanlar büyük başarılar elde edebilmek için çok büyük şeyler yapması gerektiğine inanır. Ama aslında sistem şu şekilde ilerler, eğer 1 sene içerisinde iyi olmak istediğiniz şeyde %1lik bile bir iyileşme kaydederseniz yıl sonunda o şeyde 37 kat daha iyi olursunuz. Psikolog Ayça Eğilmez ve Aile Danışmanı Feyza Akarsu sizlerle...
Ve şunu unutmayın delirmek hiçte sanıldığı kadar kolay değildir ? Psikolog Ayça Eğilmez sizlerle...
Dostoyevski: " İnsanı acı değil, kendine acımak bitirir." der. Bu bölümde Psikolog Ayça Eğilmez sizlerle...
Kıskançlık…Bazen hayatımızı zehir eden ayrılmalara yol açan bu duyguyla başa çıkmak aslında hiç de kolay sayılmaz. Hep şunu diyoruz her duyguya izin vardır ancak her davranışa yoktur diye. Kıskançlık da tüm duygularımız gibi doğal kabul edilebilir ama her duygu gibi hayatımızda baharat dozunda olması gerekir. Bu bölümde Aile Danışmanı Feyza Akarsu sizlerle...
Kendilik, güçlü, her şeyle baş edebilir olmak ya da başkaları görsün, takdir etsin, beğensin diye üzerimize giyindigimiz bir giysi değildir. Kendilik, kişinin diğer kişilerden gelen geri bildirimler, pekiştirmelerle birlikte tecrübeleri ve çevreyi yorumlamalarıyla biçimlenen kendisi hakkındaki bakış açısıdır. Bu bölümde Sosyolog-Aile Danışmanı Feyza Akarsu "kendilik" kavramını anlatıyor. Keyifli Dinlemeler...
Narsist insanlar hayatta her yerdeler ve bizim hayatımızı gerçekten zorlaştırabiliyorlar. Celladına aşık olmak veya celladını en yakın dostun zannetmek, narsistlerin bize daha çok zarar vermelerine sebep oluyor. Bu bölümde, Psikolog Ayça Eğilmez Narsistik Kişilik Bozukluğunu anlatıyor. Keyifli Dinlemeler...
Cinsel mitler cinsellikle ilgili doğru olmayan, bilimsel temeli olmayan ancak kulaktan kulağa yayılmış ve artık herkes tarafından kabul edilir hale gelmiş doğru bildiğimiz yanlış inanışlardır. Bunlara cinsellikle ilgili uydurmalar, hurafeler veya kurmacalar da diyebiliriz. Bu bölümde toplumda en yaygın gördüğümüz cinsel mitleri el aldık. Keyifli Dinlemeler...
Ünlü filozof Spinoza ‘’mutluluğumuz ya da mutsuzluğumuz sevgiyle bağlandığımız nesnenin niteliğine bağlıdır.’’ der. Kendimizle ilgili her yeni bilgide olduğu gibi, bu bilgiyi de “benim bağlanma biçimim buymuş ne yapayım?” diye üzerimizden sorumluluk atmak için değil, “demek ki bağlanma stilim buymuş, o zaman bazı önlemler alabilir ve durumumu daha iyi ifade edebilirim” diyerek sorumluluk üstlenmek için kullanmak hem bireysel hem de toplumsal yaşantımız için daha faydalı ve doğru olacaktır.
Günlük hayatımızda bireylerin bağlanma stilleriyle uyumlu partnerler seçtiğini görebiliyoruz. Peki siz romantik ilişkilerinizde nasıl bağlanıyorsunuz ? Güvenli mi? Kaçıngan mı? Yoksa Kaygılı mı?
Çok sayıda kişisel kuralınız, ritüeliniz, rutininiz var mı? Sorumluluk duygunuz çok mu yüksek? Genellikle ortamdaki görevleri, işleri ilk alan siz mi oluyorsunuz? Üzerinizdeki yükleri ya da görevleri, sorumlulukları devretmeniz gerektiği söylendiğinde bundan genellikle kaçınır mısınız? Ve içten içe şöyle mi düşünürsünüz? ‘’Ya benim kadar iyi yapamazlar ki’’ eğer cevaplar çoğunlukla EVETSE o zaman belki de siz de her şeyi ve herkesi KONTROL etmeye çalışan, bazen onların yerine düşünen, onların yerine hareket eden onları tırnak içinde yardım etmekten ya da hayatlarına yine tırnak içinde çekidüzen vermekten kendini alıkoyamayan bir kontrolcü olabilirsiniz.
Uzun zamandır sizleri için yapmayı istediğimiz ve bizi çok heyecanlandıran bir yeniliğe daha merhaba diyoruz. Sizlerle konuşmayı istediğimiz o kadar çok şey var kiiii ....Evet biliyoruz İnsanı anlamak o kadar kolay değil. İnsanların ruh hallerini, kültürel birikimlerini devriyle birlikte anlamak gerekiyor elbette. Gelin hep birlikte Yargısız, sakin, acı içindeki zayıflıklarımıza sahip çıkıp onları kucaklamak için Bırak Konuşsunlar 'da buluşalım.