Bugün son 5 aylık bir ömrün kaldığını öğrensen ne yapardın? Neyi öncelerdin? Kendini mi yoksa sana ait bile olmayan mutsuzlukları mı? Gel biraz konuşalım ☕️

Özellikle sosyal medyada karşılaştığımız ve herkesin bir şekilde nasiplendiği linç kültürünün bize ve çevremize olan etkisi üzerine konuştum biraz. Gelsene sen de ☕️

Herkes birbirinin yargıcı oldu bu aralar. Kimse kimsenin halinden, vaktinden anlamadığı gibi bir de yargılamaya başladı. Küçümsemeler hele… Bilemezsin o insanın ne yaşadığını içinde. Bu yüzden gel sende yargılama travmalarını kimsenin, benimle.

İstemeden uyaklı bir anlatımla bölümü de açıkladığıma göre, hadi gel konuşalım biraz ☕️

Bugün biraz, hepimizin ihtiyacı EMPATİ üzerine konuştum. Çünkü etrafımızda bunun eksikliğini yaşayan ve bu eksikliğin sonucunu bize sirayet ettiren pek çok insan var ve bu maalesef artık canımızı sıkmaya başladı gibi. Gel biraz dertleşelim bakalım empati neymiş, ne değilmiş? ☕️

Oturduğu yerden düşman edinen ( inan ki sebebini bilmiyorum) biri olarak söylüyorum ki, kadının düşmanı çoğu zaman kadın. Maalesef. Senin de başında vardır benzeri. Patronun, komşun, arkadaşın(!), meslektaşın ya da random biri… Neden en çok birbirimizi zorbalıyoruz böyle? Biraz dertleştim sizle. Gel istersen ☕️

Sosyal medya sağ olsun, herkes ne kadar ve ne şekilde yalnız olduğunu ya da bağıra bağıra mutlu olduğunu ( yersen) anlatıyor. Son dönemlerde özellikle duygusal bir yalnızlık içinde olduğunu söyleyen kadınların sayısındaki artışı görünce dedim ki Dilaracım neden bu konuda konuşmayasın? Konuştum tabi. Hadi kahveni al gel ☕️

Toplumumuzun kanayan yarası KEKOLAR… Ve sayıları her geçen gün hızla artmakta. ( maalesef) Bense bunları kendi içlerinde 3 sınıfa soktum. Gel de konuşalım.

Asansör! Yüksek gerilimli, köşe kapmacalı, bir nevi survivorın yaşandığı, modern çağın saykodelik ulaşım kutusu. Gel biraz asansörü ve içinde dönen o kaotik ortamı konuşalım.

Ya hani önceden herkes tek bir işle uğraşırdı ya… öğretmen öğretmendi… doktor doktor… şimdi herkes bir anda hem ‘bir şey’ hem ‘influencer’. Fark ettin mi? Kesin ettin. İşte ben de biraz buna değindim. Gelsene içeri. Birlikte konuşalım.

Hiç düşündün mü neden bu haldesin? Neden bunca çileyi çekmek zorunda kaldın ve hala kalıyorsun? Gel dilimin döndüğünce anlatayım. Bencesi tabi!

Neden hala ‘Hayır’ diyemiyoruz sence? Neden karşıt fikrimizi beyan ederken zorlanıyoruz? Boğazıma takılanlarda bugün biraz bunu deşeceğim. Eşlik etmek istersen bekliyorum.