
BİZİM MASANIN 10. BÖLÜMÜNE HOŞGELDİNİZ! 10 bölüm olduğuna hala inanamıyorum ve bugün 10. bölüme yakışır, benim için çok özel bir konuğum var. Bugün masamda Özge Özacar var. Özge benim için Özge olsa da bazısı için Görkem, bazısı için Melike, bazısı için Arzu, bazısı için Meltem. Büyük ihtimal çoğumuz için şu an Görkem. Biz Özge’yle aslında çok kimliksiz bir yerde, sosyal ben sahasında tanıştık. Aramızda tanıştığımız ortamın kimliksiz olmasının getirdiği çok büyük bir samimiyet oluştu. Özge aslında şu anda çok iyi bir oyuncu olsa da kariyerine bir haberci, iletişimci olarak başladı. CNN’de habercilik yaparken asıl tutkusunun oyunculuk olduğunu fark edip buraya geçiş yaptı.
Sorularım ve konuşma içeriğimiz aşağıdaki gibidir:
1- Aslında çoğu kişi seni şuanki projen kızılcık şerbeti sonrası daha iyi tanıdı ama baktığın zaman Kızılcık Şerbeti’ne kadar ilmik ilmik işlediğin bir kariyerin var. Bursa Bülbülü’nden tut Kefaret’e, Kefaretten tut Baba’ya kadar gerçekten hep önemli işlerde ve duayenlerle oynadın. “Practice makes it perfect” yani çalışmak mükemmeli getiririn aslında çok güzel bir örneğisin. Öncelikle nasıl bu sektöre girdiğinden, iletişimden oyunculuğa nasıl geçiş yaptığından ve kariyer akışından biraz bahseder misin?
2- Benim için seni iyi bir oyuncu yapan yegane yeteneğin iyi bir gözlemci olmak. Odaya girdiğinde her zaman odayı daha kimse taramadan tarar ve donelerini alırsın. Aslında bu da biraz senin “meraklı” ruhunun bir göstergesi. Her röportajında merak etme’nin öneminin altını çiziyorsun, hayattaki belki büyük motivasyonlarından biri merak diyebiliriz. Bir de senden duyalım istiyorum, merak etmek senin için ne demek ve neden önemli?
3- Başarılar akşamdan sabaha olmuyor. Pes etmemek de aslında damarında var. Her zaman olaylara bu bana ne öğretti, ben buradan nasıl ve ne yöne doğru “ileri” yürürüm diye bakıyorsun. başarısızlıkları aslında başarısızlık olarak görmüyorsun. Motivasyonun kırıldığında nasıl kalkıp yola devam ediyorsun? bize bu pes etmek yok yola devam halini anlatır mısın?
4- Biraz karar mekanizmalarına girelim. Ben senin karar verme mekanizmanı çok seviyorum. Farklı bir eleğin var. Hem kalbine hem mantığına danışıyorsun. Bir projeye başlarken veya hayatta bir yolu yürümeye karar verirken nasıl karar veriyorsun?
5- Biraz Görkem karakterine gelelim. Bize biraz özellikle delirme sahnelerinde, role girme ve çıkma, role çalışmak, bu detayları anlatabilir misin? Mesela sette tüm gün rol gereği sinir krizi geçirip akşam hiç bir şey olmamış gibi keyifli yemeğe gidebiliyor musun? Mental sağlığını nasıl koruyorsun?
6- Asıl tanıştığımız yere, Sosyal ben’e gelelim. Senin topluma farklı anlamda dokunduğun başka bir alan ise toplumsal sorumluluk projelerin. Senin için orada olmak neden önemli? Biraz bu yolculuğu anlatır mısın.
7- Biraz hayal kurmak demek istiyorum. Hepimiz bazen yolumuzu sorguluyoruz. Ne istediğimizi, nasıl isteyeceğimizi bilemiyoruz. Bize biraz sen nasıl hayal kuruyorsun, istemek ve bunun yolunu açmak ne demek?
Herkese sorduğum son sorular:
1- Bu masaya senden bir şey bırakacak olsan ne olurdu?
2- Özge kiminle aynı masada oturup sohbet etmek ister?
3- Dünyada herkesin uygulamak zorunda olduğu bir yasa çıkaracak olsan ne olurdu?
4- Hayali oyuncu olmak olan insanlara tavsiyen ne olurdu?
Bizim masaya geldiğin için teşekkür ederim,
Dinledikten sonra sevdiklerinizle ya da bu podcast’i duymaya ihtiyacı olduğunu düşündüğünüz insanlarla paylaşmayı unutmayın, çünkü sevgi ve ilham paylaştıkça çoğalır,
AYRICA BİZİ SPOTIFY VE INSTAGRAMDAN TAKİP ETMEYI UNUTMAYIN:
https://www.instagram.com/bizim.masa/
https://www.instagram.com/theasliacar/