
Evvel zaman içinde kalbur zaman içinde, Buca’daki bir tepede yaşayan, nemrut mu nemrut ama zeki mi zeki,kimsesiz bir adam yaşarmış. Ermenice, Yunanca, Latince, Arapça, Farsça, İtalyanca, İngilizce, Fransızca ve Sanskritçe bilen gerçek bir entelektüelmiş bu adam. Bu dilbilimcinin ve sanatçının adı, Bedros (Petros) Tıngır (Tenger)mış.
Dedesi Grigor Hoca Tıngır, babası Grigor Hoca Tıngır‘ın ortanca oğlu Karapet Tıngır (1754-1808)mış. Karapet tıngır, Mariam ile evlenmiş ve 3 Eylül 1799’da Bedros İstanbul‘da doğmuş. Bedros Tıngır, 12 yaşındayken Andrēas Şüküryan tarafından akrabalarının da bulunduğu Viyana‘da bilime adanmış Ermeni Katolik Mikhitarist (Ermeni Katolik) tarikatına ait manastıra götürülmüş. Yaşadıklarının etkisinden dolayı olsa gerek dinden tamamen uzaklamış.
1844’de İzmir‘deki zengin Levantenlerle Rumların yaşadığı Buca (Boudja)’ya yerleşen Bedros, kırk yıl burada yaşamış.
Bedros (Petros) Tıngır (Tenger), ergenlik dönemindeki bazı talihsiz koşullar nedeniyle insanlardan uzak durmuşve sarsılmaz bir inançla, iyilik yolundan ayrılıp kötülüğe yöneldiğini düşündüğü için kendisini affedebileceğine bir türlü inanmazmış. Bu duygular onun kalbinde öylesine yer etmişti ki, yaşamı boyunca her türlü kötülükten uzakdurmaya çalışmış. Kötü şeylere duyduğu nefret, onu insanlardan nefret etmeye yöneltmiş. Bedros insanlarla çok fazla konuşmaz ve kadınları hiç sevmezmiş; ancak, köylülerle iyi geçindiği söylenirmiş. Hayvanlara yapılan eziyetleri hoş karşılamadığı için balık dahil et yemez; yani, gerçek bir vejetaryan olarak sadece sebze, süt ve yumurta ile beslenir, deri ayakkabı yerine lastik ayakkabılar giyermiş. Kendi işlerini, kişisel temizliğini ve alışverişinikendisi yapar, hizmetçilere ihtiyaç duymazmış.
Dinlerin ve dillerin çeşitliliğinin, tek bir kökenden gelen insanlığı bölünmeye maruz bıraktığına ve bileşik bir din ile birlikte evrensel tek bir dilin ulusları birbirleriylebirleştireceğine ve hatta tüm bireysel çekişmelere, tüm kavgalara ve tartışmalara son vereceğine ve böylece evrensel barış ve uyum sağlanacağına inanıyormuş. İşteo nedenle, tasarladığı bu dile ‘dünya dili‘ anlamına gelen Sahleray adını vermiş.
Bedros (Petros) Tıngır (Tenger), dilbilim kitaplarıyla dolu evinin kapısının üzerine, Sahleray dilinin özel harfleriyle bir levha yerleştirmiş ve üzerine “Bilgelik Tapınağı” anlamına gelen Ayzeratand (Ayzeradant) ismini kazdırmış.
Yaşamının son günlerinde aşırı derecede zayıflayan Bedros, bilinçli bir ölümle dinlenmek amacıylaevinin ortasına kazdırdığı mezara uzanmış ve 1881 yılında ölmüş. Ertesi gün her zamanki ziyaretçileri geldiğinde onu bu mezarda ölü bulmuşlar. İzmir’de yayınlanan Aršaloys (Şafak) gazetesi ise bu Bucalıfilozofun ölüm haberini okuyucularına duyurmuş.
James Russell yazdığı makalesinde, Beatles’ın 1967 tarihli “Fool On The Hill” isimli şarkılarında “aptal” diye niteledikleri o tepedeki “dünyanın döndüğünü gören” yalnız insan ile Bedros‘u anlattıklarını düşünmüş.
Kaynaklar;
Russell, James R. “Armenian Secret and Invented Languages and Argots“, Proceedings of the Institute ofLinguistics of the Russian Academy of Sciences. 2012-11-26.
Russell, James R., “The Seh-Lerai Language“, National Association for Armenian Studies and Research, 2012-12-06.
Russell, James R., “The Script of the Dove: An Armenian Hetaerogram,“ Journal of Armenian Studies, Belmont, MA, Cilt IX, Sayı 1-2, 2010, s. 61-108.
Oshagan, Vahe (1984). Review of National Literatures. St. John's University Press.
Avcan, A.R. (31 Ağustos 2023) İzmir’in unutulan sanatçıları 7 – Bedros Tıngır. https://kentstratejileri.com/2023/08/31/izmirin-unutulan-sanatcilari-7-bedros-tingir/ (E.T. 12.10.2023)