
Bu bölümde, duyguların bedenimizde bıraktığı izleri, görünmeyen ama derin dokunuşları konuştum. Dantel masa örtüsü gibi ince ince işlenmiş, karmaşık ve bir o kadar da kırılgan… Peki, biz duygularımızı ne kadar fark ediyoruz? Onları konuşmayı, ifade etmeyi ne kadar öğreniyoruz?
Ben de kendi kendime sordum: Neden bu kadar çok duyguların peşindeyim? Neden bu kadar çok ifade etmek istiyorum? Çünkü bazen eylemler görülebiliyor ama gerçek hisler anlaşılmıyor. O zaman, anlaşılmayan şeyi nasıl çözebiliriz ki? Duygular sadece görünür olanlarla mı var? Yoksa sessiz kalan, söylenmeyen taraflarıyla da mı?
Duyguların bedendeki karşılığı peki? O sinirli anlarda kalbimizin nasıl hızlı attığını, ya da üzüldüğümüzde neden bazen midemizin bulandığını? Peki ya, biz bu bedensel tepkilere ne kadar kulak veriyoruz? Duyguları kelimelerle ifade etmek neden zor?
Bazen kendime diyorum ‘Ya ben çok mu karmaşık düşünüyorum?, Her şeyi de abartma:) ‘ Neyse, sen de böyle hissediyor musun?
Eğer dinlerken “Eyvah, bu kadın yine ne anlatıyor!” dediysen, sorun yok; bazen böyle oluyor işte n’apayım . Ama eğer hislerine dokunursa ve kendinden bir şeyler bulduysan işte o zaman ne mutlu bana. İşte bu güzel hissettirir.
Sevgilerle… Habibe Nil