
Ece bu bölümde, her düşüşümüzde bize kalkmayı ve hatta bazen yeniden yürümeyi öğreten; nereden geldiğimizi bir hatırlatan, karanlığın sonsuza dek sürmeyeceğini gösteren, kim olduğumuzu, ne olduğumuzu yan yana yürürken öğrendiğimiz arkadaşlarımızdan bahsediyor.
Bazılarının elini okul sırasında tutuyoruz ve hayatımız boyunca bırakmıyoruz; bazılarıyla yara bere içindeyken, bazılarıyla dünyanın aydınlık olduğunu fark etmişken karşılaşıyoruz. Bazıları bize yol gösteriyor, bazılarına biz rehberlik ediyoruz.
Bazen birbirine yaklaşıp uzaklaşan çizgiler gibiyiz ve bazen de birbirimizin hayatına kıyılarından dahil oluyoruz. Ama galiba yapabileceğimiz tek şey, her ilişkinin kendine has bir ritmi ve dallanıp budaklanma şekli olduğunu kabul etmek. Ve bazen, sadece yan yana kalabilmeye devam ederek kaybederken bile kazanabileceğimizi fark etmek.