
Ece bu bölümde, yirmili yaşlarda hayatın neye dönüştüğünden bahsediyor.
Yirmilerimizde rutinler kuruyoruz, rutini bozuyoruz; insanları geride bırakıyoruz. Yalnız gittiğimiz ilk doktor randevusunda, kendi evimizde ağırladığımız ilk misafirde, geçmeyecek gibi hissettiren bir kalp kırıklığından sonra; limanını terk etmiş, ama henüz ufukta başka bir kara parçası da göremeyen bir yelkenli gibi denizin ortasında olduğumuzu fark ediyoruz. Yirmilerde, açık denizlerdeyiz.