Akışta Biz 3. sezon açılışında yanılgılar, kahkahalar ve biraz da travmalarla geri döndü! 🚀
Ortaokuldan arkadaşımız Süheyla’nın da katıldığı bu bölümde ortaya çıkanlar:
Üstelik sanat terapisi seanslarında yaşadığımız linçlenmelerden, komik ama bol gerilimli anılara kadar hepsi bu bölümde.
Hazır olun: hem gülecek, hem de “benim arkadaşlıklarımda da böyle şeyler oldu” diyeceksiniz.
🎧 Keyifli dinlemeler!
Bu bölümde Rabia, Beyza, Beyzanur ve Selman olarak, yapay zekanın hayatımızdaki artan rolünü ve gelecekte olası etkilerini masaya yatırıyoruz. ChatGPT’nin tariflerimizden giysilerimize, date fikirlerimizden politik tercihlerimize kadar hayatımızda nasıl bir yer edindiğini sorguluyoruz. Yapay zekaya bu kadar teslim olmak bizi nereye götürecek? Kontrol gerçekten bizde mi, yoksa farkında olmadan tüm ipleri yapay zekaya mı teslim ediyoruz? Bu soruların cevaplarını ararken, dinleyicilerimizi de bu düşünce yolculuğuna davet ediyoruz.
Zaman bazen ileri gitmez, sadece döner.
Bu bölümde, her sabah aynı güne uyanan bir karakterin gözünden, akışın aslında nasıl da sıkışabileceğini konuştuk. Öfke, yalnızlık ve anlaşılmamanın eşiğinde bir yolculuk… Peki ya biri daha varsa? Ya o gün aslında bir sır saklıyorsa?
Akışta Biz’in bu bölümünde, zaman döngüsünün ortasında kalanların hikayesine dokunduk. Gerilimle başlayan sohbetimiz, gözlerimizi yaşartan bir sona evrildi. Bu sadece tekrar eden bir gün değil; aynı zamanda çözülmeyen duyguların yankısı.
Dinlemeye hazır mısın?
Zorbalık deyince çoğumuzun aklına yalnızca zorbalığa maruz kalanlar gelir ama ya diğer taraf? Ya zorba olduğumuzu fark etmeden birine zarar verdiysek? Ya da sessiz kalarak farkında olmadan bu döngünün bir parçası olduysak?
Bu bölümde Beyza ve Rabia, geçmişe dönerek ortaokul yıllarını hatırlıyor. Beyza, yeni bir öğrenci olarak zorbalığa maruz kaldığı zamanları anlatırken Rabia da o dönemde kendisinin nerede durduğunu sorguluyor. Sessiz kalmak bazen bir seçim midir, yoksa farkında olmadan bir destek mi?
Hepimizin hayatında iz bırakan bu konu üzerine düşündüğümüz, paylaşımlarımızla birbirimize yaklaştığımız ve zorbalığın etkilerini anlamaya çalıştığımız bir bölüm oldu.
Kulaklığınızı takın, birlikte geçmişe bir yolculuk yapalım.
Yürümek sadece bir hareket mi? Yoksa düşüncelerimizi, hislerimizi ve hatta hayatı akışa bırakmanın bir yolu mu?
Sahil kenarında yürüyüş yaparken bir anda dedik ki: “Şimdi bir podcast kaydedelim!” Sohbetimiz, Rabia’nın daha önce okuduğu Yürümenin Felsefesi kitabından yola çıkarak başladı ve yürümek üzerine düşündükçe derinleşti.
Hazırsanız, kulaklığınızı takın ve bizimle birlikte yürüyün!
Bu bölümde yeni bir konuğumuz var: Selman👏🏻
Üç kişi bir araya geldik ve bilinç akışımızı anlamlandırabilmek için cümle tamamlama testi yaptık ve… ne çıktıysa artık!
İçimizden çıkan bazı cevaplara biz bile şaşırdık, bazılarına çok güldük, bazıları vesilesiyle de çok ilginç bazı kelimeleri lugatımıza ekledik🧐
En güzeli de, hem kendimizi hem de birbirimizi biraz daha tanıdık.
İçinizden geçen ilk şeye bakmanın bile aslında cesaret isteyebileceğini, iç dünyamıza nasıl bir ayna tutabileceğini, ama içtenlikle yapıldığında bir o kadar da özgürleştirici olduğunu fark ettik.
Dinlerken belki siz de içinizden fark edeceksiniz ve “Ben ne derdim?” diyeceksiniz.
Hazırsanız, bol kahkahalı, sorgulamalı ve çok bizden bir bölümle karşınızdayız😌
İyi dinlemeler🙋🏼♀️🧕🏻🙋🏻♂️
Bir önceki bölümde Carl Jung’un “Kelimeler Çağrışım Testi”ni deneyip hem eğlenmiş hem de bilinçdışımıza dair ipuçları yakalamaya çalışmıştık. Şimdi kaldığımız yerden devam ediyoruz! Bu bölümde sevgili konuğumuz Ahsen ile birlikte kelimelerin zihnimizde nasıl yankılandığını keşfederken, çağrışımlarımızın ardındaki anlamları sorguluyoruz.
Siz de kelimeleri duyduğunuzda içinizden gelen ilk yanıtı verin ve ardından kendinize şu soruyu sorun: “Neden bunu söyledim?” Belki de hiç farkında olmadığınız bir düşünce zincirini keşfedeceksiniz!
Bölümü dinlerken bizimle birlikte düşünmeye, şaşırmaya ve sorgulamaya hazır olun! 🎙✨
Bu bölümde Carl Jung’un “Kelimeler Çağrışım Testi”ni denedik ve çok güldük, çok düşündük, biraz da kendimizi sorguladık! 🌀 Söylenen kelimelere verdiğimiz ilk tepkiler bizi bile şaşırttı! Kendi bilinçdışımıza dair ipuçları yakalamaya çalışırken bol bol eğlendik.
Şimdi sıra sizde! 👇 Aşağıdaki kelimeleri tek tek okuyun ve aklınıza gelen ilk şeyi düşünmeden söyleyin. Sonra durup kendinize şu soruyu sorun: “Neden bunu söyledim?” 🤯
🔎 İşte kelimeler:
1️⃣ Baş
2️⃣ Yeşil
3️⃣ Su
4️⃣ Şarkı söylemek
5️⃣ Uzun
6️⃣ Gemi
7️⃣ (Numara atlanmış 🙃)
8️⃣ Ödemek
9️⃣ Pencere
🔟 Dostça
1️⃣1️⃣ Yemek yapmak
1️⃣2️⃣ Sormak
1️⃣3️⃣ Soğuk
1️⃣4️⃣ Sap (bitki)
1️⃣5️⃣ Dans etmek
1️⃣6️⃣ Köy
1️⃣7️⃣ Göl
1️⃣8️⃣ Hasta
1️⃣9️⃣ Gurur
2️⃣1️⃣ Mürekkep
2️⃣2️⃣ Öfkeli
Siz ne cevaplar verdiniz? Bizim gibi eğlenerek derin bir yolculuğa çıktıysanız bizimle paylaşmayı unutmayın! 🎙️💛
📢 Ve sürpriz! 🚀 Kelime listesinin geri kalanını bir sonraki bölümde konuşacağız ama bir twist var… Beklemede kalın! 😏
Akışta Biz’in bu bölümünde Türkiye’nin bütün şehirlerini plaka kodları üzerinden ele aldık! 🚗📋 Bazı şehirlerin plaka kodlarının tam cuk oturduğunu düşünüyoruz, bazıları ise “Bu kodu kesinlikle hak etmiyor!” dedirtti. Ama iş sadece plaka kodlarında bitmiyor… Hangi şehir gerçekten “şehir” olmayı hak ediyor, hangisi “burası kasaba kalsaydı daha iyi olurdu” tartışmalarına kadar girdik.
Cuk oturan kodlardan haksızlığa uğramış şehirlere, bu keyifli ve bol kahkahalı turumuza siz de katılın. Bakalım sizin şehriniz bizim radarımıza takılmış mı? 🎙️✨
Keyifli dinlemeler!
Akışta Biz’in bu bölümünde mevsimleri birer insana benzetiyor ve karakterlerini konuşuyoruz! 🌸☀️🍂❄️ Ancak işler Sonbahar’a gelince biraz karışıyor… Rabia’ya göre Sonbahar, kasvetli bir kedili kız ve tam bir buhran mevsimi, hatta “kapatılsın” diyecek kadar iddialı! 😅 Beyza ise tam tersini düşünüyor; onun için Sonbahar enerji veren, motivasyon dolu bir dönem.
Kış bir aile babası gibi çocuklarıyla oynayan sevimli bir dede, İlkbahar bir romantik hayalperest, Yaz ise Beyza’ya göre her şeye söylenen yaşlı bir teyze. Rabia için ise İlkbahar manyak! 🌟
Bu bölümde mevsimlerin farklı algılarını tartışırken hem çok eğlendik hem de kendi mevsimimizi bulmaya çalıştık. Peki, siz hangi mevsimsiniz? Dinleyin ve karar verin! 🎙️✨
Bu bölümde, birbirine isim ve görünüş açısından son derece benzeyen iki kişinin ilginç karşılaşmasından yola çıkarak, kader ve özgür irade kavramlarını derinlemesine sorguluyoruz. İki farklı beyzbol oyuncusu olan bu kişiler, fiziksel benzerliklerinin yanı sıra aynı isim ve benzer deneyimlerle hayatlarını sürdürdüler. Tesadüfler gerçekten rastlantı mı, yoksa kader planının bir parçası mı? Bize çizilen bir yol varsa, bu yolda yapacağımız seçimlerin sorumluluğu kime ait? Hitlerin tarihi rolü gibi karmaşık konuları da tartışarak, kader planı içindeki bireysel iradeyi ve seçimlerin ahlaki boyutunu irdeliyoruz. Her yol belirlenmiş olabilir mi, yoksa hayatlarımızda bir söz hakkımız var mı?
Hellooo, biz yine birbirimizi aynaladık, derinleştik, kendimizi daha iyi tanıdık😌
Bazen kendimizi tanımanın en iyi yolu, derin ilişki kurabildiğimizin gözünden kendimize bakmaktır. Biz de birbirimize bu bölümde 3 soru sorarak kendimizi daha iyi tanımaya çalıştık ve sizi de bu yolculuğa ortak etmek istedik. İyi dinlemeler!
Bu bölümde Rabia, 4 gün boyunca gözleri kapalı olarak deneyimlediği karanlık inziva sürecinde yaşadığı birçok dönüştürücü pratiği ve bu süreç boyunca kendine çıkardığı dersleri anlatıyor. Siz de süreçle ilgili merak ettiklerinizi sormak isterseniz @akistabiz Instagram adresinden bize ulaşabilirsiniz.
Akışta Biz’in bu bölümünde ölümden sonra cennete vardığımızda izlemek isteyeceğimiz görüntüler ve görmek istediğimiz ilginç istatistikler üzerine kafa yorduk. 🎥📊 Hayatımız boyunca kaç kişiyle tanıştık? En büyük başarısızlıklarımız nelerdi ve aslında kaç kere ölümden döndük? 💭
Kutu oyunlarındaki sıralamalarımızdan hayatımızın en komik anlarına, neredeyse öleceğimiz anlardan alınmayan derslere kadar her şeyi kapsayan yaratıcı fikirler ürettik. Evrenin bize göstermeye çalıştığı ama sürekli kaçırdığımız dersler nelerdi? En romantik anlarımızı yeniden izlemek ya da en verimli günümüzün ne zaman olduğunu bilmek ister miydik? 🎞️
Bu keyifli ve düşündürücü sohbette, ölümden sonra hangi anlarımızı tekrar izlemek ve hangi istatistikleri görmek isteyeceğimizi hayal ettik. Eğer sizin de cennetten izlemek isteyeceğimiz ilginç durumlar varsa @akistabiz Instagram adresinden bizimle paylaşmayı unutmayın! 🎧✨
Bu bölümde, günlük hayatımızın vazgeçilmez parçalarından bazılarının ne kadar değerli olduğunu yeniden keşfediyoruz. Yazıcıdan silikon spatulaya ve metrobüse, bu mükemmel aletlerin hayatımızı nasıl kolaylaştırdığını ve aslında ne kadar değerli olduklarını tartışıyoruz. İnovasyonun sadece karmaşık teknolojilerde değil, basit günlük eşyalarda da nasıl mucizeler yaratabileceğini gözler önüne seriyoruz. Ayrıca, arabaların stop lambaları gibi sıradan gibi görünen ama aslında trafik güvenliğinde devrim yaratan icatları da ele alıyoruz. Bunun yanı sıra, taytların cepleri gibi küçük ama hayatı kolaylaştıran yeniliklerin de üzerinde duruyoruz. Ve tabii ki, trafikteki küçük jestlerden, özür dileme ve teşekkür etme biçimlerimize kadar, trafikteki raconları da konuşmadan geçmiyoruz. En eğlenceli kısmı ise, ilk araba kullanma anılarımızı paylaşmak! Her birimizin yaşadığı komik ve bazen çılgınca deneyimleri, gülmekten gözlerimizin dolduğu anları sizinle paylaşıyoruz. Özellikle co-hostumuz Beyza'nın, arka sileceği yanlışlıkla açıp kapatmak için verdiği mücadelenin hikayesi var ki, sizi de kahkahalara boğacak. Bu bölümde, teknolojinin ve basit icatların günlük hayatımızdaki yerini kutlarken, aynı zamanda araba kullanmanın getirdiği komik anlarla kahkahalarımızı paylaşıyoruz. Değerli buluşlardan komik anılara, bu bölüm her dinleyiciye hitap ediyor.
Bu bölümü yapay zeka ile birlikte hazırladık! ChatGPT kullanarak oluşturduğumuz görsel üzerinden hem kendi hikayemizi yazdık, hem de yapay zekanın bunu nasıl anlamlandırdığını tartıştık. Tabii ki her zamanki gibi anlam arayışında bulduk yine kendimizi. Çay bardağının sınırlı dünyasında yaşayan bir balık olan Kıvılcım'ın etkileyici hikayesine daldık. Kıvılcım, bir amerikano bardağında yaşayan psikolog Dr. Dalga'nın yardımıyla yaşamın zorluklarıyla başa çıkmanın yanı sıra kendini bulma ve anlamlandırma yolculuğuna çıkıyor. Bunun sonu intikam mı olur yoksa hayatın gerçeklerini kabul edip elindekilerle anlamlı bir hayat kurmak mı olur biz anlaşamadık. Yine de, dileriz ki Kıvılcım'ın hikayesi hayatın zorlu dalgaları arasında yolunu bulmaya çalışan herkese ilham olsun.
Bir düşünce deneyi üzerinden hayatın anlamına nasıl mı ulaştık? İşte şöyle:
Bu hafta, bir düşünce deneyi üzerine yoğunlaştık. Hayal edin; öldükten sonra bir şans daha verilse ve o anı hiçbir şekilde değiştiremeyecek olmanız şartıyla dünyaya geri dönebilseydiniz, hangi anı seçerdiniz? Neden? Bu sorular etrafında dönüp dolaştık, geçmişteki anılarımızı gözden geçirdik ve neden belirli bir zaman dilimine dönmek isteyebileceğimizi araştırdık. Bu düşünce deneyi bir terapi seansına dönüştü ve varoluşsal sancılarımızı tetikledi desek yalan olmaz😏 Peki siz olsanız hangi anı seçerdiniz? Düşüncelerinizi @akistabiz Instagram adresimizden bizimle paylaşmayı unutmayın!
Bu arada düşünce deneyiyle bu sorgulamalarımıza öncülük eden Kardelen Ergin’e teşekkür ederiz🫶🏻
Dünyada sadece cesetler var ve bir de hiçbir şey hatırlamayan son insan. Bu insanı bir sıfatla tanımlasaydınız adı ne olurdu? Yeteneğini kaybetmiş bir melek: Azrail . Son insan ve yeteneğini kaybetmiş Azrail'in yolları terapi odasında kesişince ne olur peki? Amaç ne? Aramak mı bulmak mı yoksa bulamamak mı?