
Krizler, Innovatif düşünme, esneklik, uyum ve çeviklik biraraya gelince ortaya neler çıkabiliyor.
Hayatımızın büyük bölümü iş yerinde geçerken artık uzaktan çalışıyoruz ve bu da bizim realitemizi tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.
İş-yaşam dengesi diye bir şey yok aslında toplam yaşam kalitesi var. Tatmin edici bir yaşam için kendimiz üzerine çalışmayı hep ertelemedik mi? En iyi iş planları, en detaylı şirket stratejileri, P&L ve senaryolar, nakit akışı, fırsatlar, deneyimler, … en profesyonel bakış açısıyla işimiz için herşeyi yapmayı biliyoruz. Peki bu bilgi ve birikimle kendi hayatımız üzerine de düşünüp, bütün bu yöntemlerden esinlenip, ortak noktası İnsan olan bu çalışmayı “en büyük projemiz Kendi hayatımız”ı tasarlamak için kullanmaya kalkıştık mı hiç? Tatil zamanı gelince programdan programa koşturup, yapılacaklar listesini görev gibi tiklemek üzere tatiller yaptık. En iyi tasarlanmış, en şahane deneyimi yaratmanın peşinden koştuk. İyiki de yaptık. Şimdi zamanı geldi, artık daha kapalı ve güvenli guruplar içinde bir araya gelmeyi seçiyoruz. Nelerin sohbetini edeceğimizi seçmek istiyoruz. İlgi alanlarımızı da seçerek deneyimliyoruz. Çünkü dijitalleşen hayatımız aynı anda çok büyük bir bombardıman altında, herkes bireysel olarak kendi otantik halini yaşama fırsatı bulabilir bu ortamda, da nasıl?
Kişiselleştirilmiş Yaşantını stratejik düşünceyi de en etkin kullanarak tasarla. Seçimlerini bilerek yap, yoksa rastgele yaşamak, bu kısa metrajlı filmin içinde kaybolmak çok mümkün.
Hayallerine Yelken Aç’ın içeriğinde neler var konuşuyoruz.
Başlarken neler oluyor, bittiğinde neler dönüşüyor anlatıyoruz.
Ve bunu Sen deneyimlemek istersen hangi seçeneklerin var, nasıl yapabilirsin? Nerede yapabilirsin? Ne kadar zaman ayıracaksın? Nasıl odaklanacaksın? Kimlerle yapacaksın?
Ve ne değişecek hayatının birkaç gününde?
Kendine hayatta yeni bir yol alma şekli, bir bakış açısı kazandırmak eğlenceli de olabiliyor.