Bu bölümdeki konu hassastır. Eğer siz veya yakınınız intih*r düşünceleri taşıyorsa, lütfen yardım almayı unutmayın. Türkiye’de 112 Acil Yardım Hattı'nı arayabilirsiniz. Bu bölüm, yardım arayışını desteklerken, konuya etik bir sorgulama getirir.
--
Herkes birini kurtarmanın tartışılmaz bir kahramanlık olduğuna inanır. Peki ya o kurtarma eylemi, kişinin dayanılmaz acısını uzatmaktan başka bir işe yaramıyorsa?
Acı bir kişisel itirafla başlıyor, hayatını sorgulayan bir arkadaşımın kaybını anıyor ve hayatın en büyük tabusunun peşine düşüyoruz: Kendi canına kıyma meselesi.
Bu bölümde, Sadaf G. Zaki'nin sarsıcı makalesi "Ö*mesine İzin Vermenin Etiği" üzerinden, "Birini intih*r girişiminden kurtarmak her zaman ‘kahramanca’ bir eylem midir?" sorusunu tartışıyoruz.
Öznel Anlam ve Kayıp: Hayatın anlamı dışarıdan dayatılabilir mi? Kişi için hayat, ö*ümden daha büyük bir zarar haline geldiyse ne yapmalı?
Kurtarmanın İstenmeyen Sonuçları: Müdahale, kişinin özerklik ihlali midir? Zaki, neden kurtarmanın yeni bir yük olabileceğini savunuyor?
Paternalizm Tehlikesi: "Ben senin için neyin iyi olduğunu senden daha iyi biliyorum" yaklaşımının etik boyutu.
Bu bölüm, bizi yargılamadan önce anlamaya davet ediyor. İçimizdeki o konuşma yasağını kırmak ve acının öznel gerçeğine saygı duymayı denemek için cesur bir adım atıyoruz.
Tüm podcast kanallarından hemen dinleyebilirsin! Link bio'da.
Geriye dönüp baktığımda, Kanada'ya göç etmeseydim, hayatımın tek pişmanlığı bu olurdu... Çünkü sevdiğim işi, sevdiğim ülkede yapmanın ne kadar zor olduğunu görüyorum. Espri yaptığı için tutuklananlar, linç edilenler, dava açılanlar... Artık komedyen olmak bile riskli bir meslek.
Bu bölümde, samimi bir itirafla başlıyor ve üniversite arkadaşım, başarılı komedyen Yaver Coruk ile Türkiye'de sanat yapmanın zorluklarını konuşuyoruz. Bir babanın, sadece şaka yaptığı için başının belaya girmesi ihtimalini konuşmak zorunda kalmak bile ne kadar acı...
Bu Derin Sohbetten Bazı Başlıklar:
Otosansür Hüküm Sürüyor mu? Komedyenler, meslek odalarından lobilere kadar herkesten çekinerek mi yazıyor?
Hukuki Riskli Şakalar: Avukata sorarak mı şaka yapmalı? Özgür Turhan örneği bize ne anlatıyor?
En Tehlikeli Şakalar: Eşin Betül ile ilgili şakalar, hükümetle ilgili şaka yapmaktan daha mı zor? 😂
Geçmişten Günümüze: Yetenek Sizsiniz Türkiye’de yaptığımız bir skeç, bugün neden "toplumsal değerlere aykırılık" sayılabilirdi?
motivasyon nedir?
Bu bölüm, sadece komedinin sınırlarını değil, ifadenin ve özgürlüğün sınırlarını da tartışıyor. Sanatını korkmadan yapmaya devam eden tüm cesur dostlarımıza selam olsun.
Tüm podcast kanallarından hemen dinleyebilirsin! Link bio'da.
Sana sorsam, 48 saatlik bir Minecraft oyunu bize siyaset, eşitsizlik ve iç savaşın kaçınılmazlığı hakkında bir şeyler anlatabilir mi? EVET!
YouTuber Ish'in "1000 Players Simulate Civilization: Rich & Poor" videosu, 1000 oyuncunun en baştan haksız bir kural sistemiyle (Zenginler Adası vs. Fakirler Adası) başladığı bir sosyal deneydi. İzlediğimiz şey, sadece bir oyun değil; Hobbes'un teorileriyle, popülizmle ve toplumsal şiddetin kaçınılmazlığıyla örülmüş bir laboratuvardı.
Bu bölümde, dijital dünyanın en büyük sosyal deneylerinden birini analiz ediyoruz:
Başlangıç Avantajının Laneti: Yapısal eşitsizlik, iç savaşı nasıl kaçınılmaz hale getirdi?
Hobbes'un Mikro-Kozmosu: Çatışmanın üç temel nedeni: Rekabet, Güvensizlik (Diffidence) ve Zafer (Glory), simülasyonda nasıl hayat buldu?
Radikal Realizmin Yükselişi: Flux gibi karakterler, 'daha büyük fayda' adına nasıl ihanet ve trajedi yarattı?
Karmaşık Düşüncenin Çöküşü: Kitleler, neden karmaşık çözümler yerine, duygusal ve popülist hedeflere (günah keçisine) sarılıyor?
Acil Çıkış Dersi: Nepal örneği üzerinden, eşitsizliğin sadece ahlaki değil, hayati bir güvenlik sorunu olduğunu nasıl anlarız?
Unutma: Eşitsizlik çözülmediği sürece, Zafer arayışı sistemi şiddet yoluyla parçalar.
Tüm podcast kanallarından hemen dinleyebilirsin! Link bio'da.
Orwell kitapların yakılmasından korkuyordu. Huxley ise kimsenin okumak istemeyeceğinden... Peki, senin asıl korkun ne olmalı?
Modern medeniyetin temellerini sarsan, sessizce gerçekleşen büyük bir karşı devrimi konuşuyoruz: Okuryazarlığın çöküşünü. Matbaa Çağı'nın getirdiği analitik düşünce, mantık ve rasyonellik yerini; ekranların getirdiği duygusal, kaotik ve dikkat dağınık bir dünyaya mı bırakıyor?
Bu bölümde, James Marriott'un "Okuryazarlık Sonrası Toplumun Şafağı ve Medeniyetin Sonu" makalesini derinlemesine inceliyoruz.
Okuma Devrimi bizi nasıl modern bir dünya haline getirdi?
Akıllı telefonlar, tarihin en büyük "bilgi hırsızlığını" nasıl gerçekleştiriyor?
Dikkat dağınıklığı, bilişsel gerileme ve demokrasi üzerindeki yıkıcı etkileri neler?
Popülizm, duygularla mı yoksa düşüncelerle mi beslenir?
Bu kaostan bir Acil Çıkış var mı? Kontrolü nasıl geri alabilirsin?
Bu bölüm, sadece kitaplardan değil, düşünce biçimimizin geleceğinden de bahsediyor. Dinle ve düşünme alışkanlığını yeniden kazanma yolculuğuna başla.
Tüm podcast kanallarından hemen dinleyebilirsin! Link bio'da.
Evren'i takip et: @evrenbaser
Bu bölümde Apple’ın çılgın dizisi Severance’ı konuşuyoruz: Hafızayı bölmek, unutmak, hatırlamak ve insan olmanın anlamı üzerine derin bir yolculuk. İş ve özel hayatı birbirinden tamamen ayıran bir çip, duygulardan arınmış bir hayat… Şirketler için ütopya, çalışanlar için distopya. Peki ya bizim hayatlarımız?
Severance’ın ikinci sezonuyla geri dönüşünü kutlarken, bu dizi üzerinden insan doğasına dair sorgulamalara dalıyoruz. Sen ne dersin? Duygularından arınmak ister miydin, yoksa her şeye rağmen hatırlamak mı bir lütuf? Yorumlarını bekliyorum!
Tüm podcast platformlarında dinleyebilirsin.
#AcilÇıkış #Severance #Hafıza #İnsanOlmak #Podcast #Teknoloji #Duygular
İstemek Dini: Arzuların İlahiyatı mı, İradenin Tuzağı mı?
Sabahın erken saatlerinde, bir defterin başında oturup evrene mektuplar yazan birini hayal edin. Kalemiyle hayallerini tek tek sıralıyor: "Daha çok para, mükemmel bir aşk, o ideal beden..." Sonra aynanın karşısına geçip, gözleri uyku mahmurluğuyla, "Ben değerliyim!" diye haykırıyor. Bu sahne, artık milyonlarca insanın ritüeli. Peki bu, yükselen yeni bir din mi: İstemek Dini?
Bu bölümde, arzularımızla kurduğumuz bu ilişkiyi, filozof Schopenhauer’ın irade kavramıyla nasıl çarpıştığını ve ‘mutluluk’ denen labirentte kayboluşumuzu konuşuyoruz. Çünkü sevgili dinleyen, ben de istemek ve iradenin zorbalığı arasında kaldım!
Neler mi konuşuyoruz?
İstemek Dini’nin doğuşu: Vision board’lar, niyet defterleri ve sabah afirmasyonları neden bu kadar popüler?
Schopenhauer’ın irade tuzağı: Neden hep daha fazlasını istiyoruz ve bu döngüden nasıl çıkabiliriz?
Dengeyi bulmak: New Age öğretileri mi, Stoacılık mı? Yoksa ikisinin arasında bir yol mu?
Mutluluk arayışı: Arzularımızın kölesi miyiz, yoksa gözlemcisi mi olmalıyız?
Bilim, felsefe ve kişisel deneyimlerle dolu bu bölümde, kendinize şu soruyu soracaksınız: "Arzularım beni yönetiyor mu, yoksa ben mi onları yönetiyorum?"
🎧 Dinlemek için: Spotify, YouTube ve diğer podcast platformlarında Acil Çıkış 1.2!
Acil Çıkış 1.2 olarak geri döndü. Neden versiyon atladı, eski bölümlere ne oldu, yeni gelenler burada ne bulacaksınız? Hepsi bu tanıtım bölümünde.