
Yazın son ışığından düşen ince bir gölgeye oturduk.
Omzumuza hırkayı, kalbimize kırıkları aldık.
Ferit Edgü’nün izinde, ahırda ısınan bit atın nefesiyle yalnızlığın fotoğrafını değil, sesini dinledik.
Çakır’ın suskunluğunda bir soru kaldı havada:
“Benimki gibi bir yaşamın üzerinde senin ne hakkın var, ölüm?”
Cevabı kelime kelime işittik; piksel piksel değil.
Eylülün gölgesinde birisi yazdı.
Eylülün gölgesinde bir yazdı.
Biz okuduk. Siz duyarsınız.
Yalnızlık, sessizlikten bir adım ötede.