
Bazen bir kelime boğazımıza düğümlenir.
Söylenmek ister ama dudakta susar.
“İyiyim” deriz… ama o kelimenin arkasında bir sessizlik durur.
İşte bu bölüm, sesi bastırılmış kelimelere,
yarım bırakılmış cümlelere,
henüz tamamlanmamış hayatlara adanmıştır.
Ve bir sese:
Henüz 23'ünde çoktan yorgun düşmüş bir sese.
Kevser Nur Tutar’a…
Onunla, dilimize basılmış kelimeleri,
anlamını yitirmiş cümleleri,
ve "hissessizlik" dediğimiz tarif edilemeyen suskunluklarını konuştuk.
Sesiyle değil sadece, suskunluklarıyla da anlattı.
Bazen en büyük şarkılar, sadece içten gelen bir fısıltıdır.
Bu bölüm, anlaşılmayanlara, anlatmaya cesaret edenlere ve kelimeler tükense bile hislerinden vazgeçmeyenlere ithaf edilmiştir.