HAK BİR GÖNÜL VERDİ BANA
Hak bir gönül verdi bana, ha demeden hayran olur,
Bir dem gelir şadi olur, bir dem gelir giryan olur.
Bir dem sanasın kış gibi, şu zemheri olmuş gibi,
Bir dem beşaretten doğar, hoş bağ ile bostan olur.
Bir dem gelir söyleyemez, bir sözü şerh eyleyemez,
Bir dem dilinden dür döker, dertlilere derman olur.
Bir dem çıkar arş üzere, bir dem iner tahtessera,
Bir dem sanasın katredir, bir dem taşar umman olur.
Bir dem cehalette kalır, hiç nesneyi bilmez olur,
Bir dem dalar hikmetlere, Calinus ve Lokman olur.
Bir dem dev olur ya peri, viraneler olur yeri,
Bir dem uçar Belkıs ile ine cine sultan olur.
Bir dem görür olmuş geda, yalın tene geymiş aba,
Bir dem gani himmet ile hem fağfur hem hakan olur.
Bir dem gelir asi olur Hak zihnini yavı kılar,
Bir dem gelir ki yoldaşı hem zühtü hem iman olur.
Bir dem günahın fikreder dosdoğru Tamu'ya gider,
Bir dem görür Hak rahmetin uçmaklara Rıdvan olur.
Bir dem varır mescitlere, yüz sürer orda yerlere,
Bir dem varır deyre girer, İncil okur ruhban olur.
Bir dem gelir Musa olur yüz bin münacatlar kılar,
Bir dem girer kibr evine Firavun ve Haman olur.
Bir dem gelir İsa gibi, ölmüşleri diri kılar,
Bir dem gelir gümrahleyin yolunda sergerdan olur.
Bir dem döner Cebrail'e, rahmet saçar her mahfile,
Bir dem gelir gümrah olur, miskin Yunus hayran olur.
Yunus Emre
(Şiirin aslı)
Hak bir gönül virdi bana hâ dimedin hayrân olur
Bir dem gelür şâdî olur bir dem gelür giryân olur
Bir dem sanasın kış gibi şol zemheri olmış gibi
Bir dem beşâretden togar hoş bâgıla bostân olur
Bir dem gelür söyleyemez bir sözi şerh eyleyemez
Bir dem dilinden dür döker dertlülere dermân olur
Bir dem çıkar ‘Arş üzere bir dem iner tahte's-serâ
Bir dem sanasın katredür bir dem taşar ‘ummân olur
Bir dem cehâletde kalur hîç nesneyi bilmez olur
Bir dem talar hikmetlere Câlinûs u Lokmân olur
Bir dem dîv olur ya perî vîrâneler olur yiri
Bir dem uçar Belkîs'ıla sultân-ı ins ü cân olur
Bir dem görür olmış gedâ yalın tene geymiş ‘abâ
Bir dem ganî himmet ile Fagfûr u hem Hakân olur
Bir dem gelür ‘âsî olur Hak zihnini yavı kılur
Bir dem gelür kim yoldaşı hem zühd ü hem îmân olur
Bir dem günâhın fikr ider tos-togru Tamu'ya gider
Bir dem görür Hak rahmetin Uçmaklar'a Rıdvân olur
Bir dem varur mescidlere yüzin sürer anda yire
Bir dem varur deyre girer İncîl okur ruhbân olur
Bir dem gelür Mûsâ olur yüz bin münâcâtlar kılur
Bir dem girer kibr evine Firavn'ıla Hâmân olur
Bir dem gelür ‘Îsâ gibi ölmişleri diri kılur
Bir dem gelür güm-râhleyin yolında ser-gerdân olur
Bir dem döner Cebrâîl'e rahmet saçar her mahfile
Bir dem gelür güm-râh olur miskîn Yûnus Hayrân olur
Yunus Emre
OSMANLI HUKUK FAKÜLTESİNDEN BİRİNCİLİKLE MEZUN OLAN. EVLİYAULLAH'IN BÜYÜKLERİNDEN MAHMUD SAMİ RAMAZANOĞLU HAZRETLERİNİN MUSAHABE KİTABINDAN HAZIRLANMIŞTIR.
Ehl-i hikmete göre gönlün ağarması beş şeyle olur:
– Salâh ehliyle oturmak,
– Namaz kılmak,
– Oruç tutmak, aç kalmak,
– Kur’ân okumak ve zikretmek,
– Seher vaktinde tazarrû ve niyazda bulunmakla.
İbâdete ihlâs ile devam kalbin uyanmasına vesîle olduğu gibi mâsıyete devam da kalbin hasta olup ölmesine sebep olur.
Çok yemek, çok uyumak ve çok söylemek de kalbi kasvete dûçâr eder. Çok gülmek de kalbe mânen zarar verir, kalbin ölmesine de sebep olur.
Musahabe Sohbetle halleşmek demek. Hayırlı niyetlerin mü'minler arasında yankı bulması demek. Yazandan okuyana, okuyandan dinleyene duygu ve düşüncelerin aktarılması demek. Musahabeler her biri özenle seçilen ve titizlikle işlenen yüzlerce mevzuun özü, özetidir. Ayet-i kerîme mealleriyle, hadis-i şeriflerle ve her biri itina ile seçilmiş konular, Allah dostlarının menkıbeleriyle tel tel işlenmiş. Kuran-ı Kerîm'in geçmişe ve geleceğe ışık tutmadaki maksadının; yaşayan insanı aydınlatmak, ibret almaya sevk etmek olduğu vurgulanmıştır.
OSMANLI HUKUK FAKÜLTESİNDEN BİRİNCİLİKLE MEZUN OLAN. EVLİYAULLAH'IN BÜYÜKLERİNDEN MAHMUD SAMİ RAMAZANOĞLU HAZRETLERİNİN MUSAHABE KİTABINDAN HAZIRLANMIŞTIR.
ÖLÜMDEN KORKUN OLMAYACAK İZLE! Yine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir rivâyette:
“Ehl-i tevhîde ölüm anında da, kabir hayatında da korku yoktur.” buyurdular.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ashâb-ı kirâma:
– Îmânınızı tecdîd ediniz; yenileyiniz, dedikde:
– Nasıl tecdîd edelim, ya Rasûlallah, dediler. Rasûlullah: “Lâ ilâhe illâllah”
zikrine devam ediniz. Çünkü buna devam etmek kalbi nûrla doldurur ve mü’minin yakînini artırır.
OSMANLI HUKUK FAKÜLTESİNDEN BİRİNCİLİKLE MEZUN OLAN. EVLİYAULLAH'IN BÜYÜKLERİNDEN MAHMUD SAMİ RAMAZANOĞLU HAZRETLERİNİN MUSAHABE KİTABINDAN HAZIRLANMIŞTIR.
“Kur’ân’ı muhakkak biz inzal ettik ve onu elbette biz hıfz ederiz.”
Zamân-ı saâdet-i peygamberîden bu ana kadar 1400 küsur sene olduğu halde bir âyet-i kerîme şöyle dursun, bir kelimesi ve hattâ bir harfi bile tebdîl olunamamıştır. Ve el dokundurulamaz. Ve kıyamete kadar da ilâ nihâye böyle devam edecektir.
“Yâ Ekreme’r-Rusül! Sana kavmin Kureyş tarafından söylenmez, ancak senden evvel geçen rusül-i kirama denilen söz denilir. Binâenaleyh, sen onların sözlerine mahzun olma. Zira Rabbin Teâlâ Kur’ân’a îmân edenleri mağfiret edici ve küfr edenlere azâb-ı elîm sahibidir.”
Yani senden evvel geçen rasüller milletleri tarafından vâkî olan ezaya nasıl sabr ettiler ve zafer-yâb oldular ve düşmanlarından intikamlarını aldılarsa sen de sabret ki, kavmin üzerine zafer-yâb olasın. Zira küfürden tevbe edip îmân edenleri Rabbin Teâlâ mağfiret edici ve küfre devam edenlere acıtıcı azâb vericidir.
Musahabe Sohbetle halleşmek demek. Hayırlı niyetlerin mü'minler arasında yankı bulması demek. Yazandan okuyana, okuyandan dinleyene duygu ve düşüncelerin aktarılması demek. Musahabeler her biri özenle seçilen ve titizlikle işlenen yüzlerce mevzuun özü, özetidir. Ayet-i kerîme mealleriyle, hadis-i şeriflerle ve her biri itina ile seçilmiş konular, Allah dostlarının menkıbeleriyle tel tel işlenmiş. Kuran-ı Kerîm'in geçmişe ve geleceğe ışık tutmadaki maksadının; yaşayan insanı aydınlatmak, ibret almaya sevk etmek olduğu vurgulanmıştır.
OSMANLI HUKUK FAKÜLTESİNDEN BİRİNCİLİKLE MEZUN OLAN. EVLİYAULLAH'IN BÜYÜKLERİNDEN MAHMUD SAMİ RAMAZANOĞLU HAZRETLERİNİN MUSAHABE KİTABINDAN HAZIRLANMIŞTIR.
Buhârî’nin rivâyet ettiği hadîs-i şerîfe göre:
“Her kim günde yüz kere:
derse o kimse için on köleyi âzâd etmesine muâdil olur ve ona yüz adet hasene yazılır ve o kimseden yüz adet seyyie mahvedilir ve o gün akşama kadar şeytandan hazer ve îmân için hısn-ı hasıyn olur.”
Musahabe Sohbetle halleşmek demek. Hayırlı niyetlerin mü'minler arasında yankı bulması demek. Yazandan okuyana, okuyandan dinleyene duygu ve düşüncelerin aktarılması demek. Musahabeler her biri özenle seçilen ve titizlikle işlenen yüzlerce mevzuun özü, özetidir. Ayet-i kerîme mealleriyle, hadis-i şeriflerle ve her biri itina ile seçilmiş konular, Allah dostlarının menkıbeleriyle tel tel işlenmiş. Kuran-ı Kerîm'in geçmişe ve geleceğe ışık tutmadaki maksadının; yaşayan insanı aydınlatmak, ibret almaya sevk etmek olduğu vurgulanmıştır.
OSMANLI HUKUK FAKÜLTESİNDEN BİRİNCİLİKLE MEZUN OLAN. EVLİYAULLAH'IN BÜYÜKLERİNDEN MAHMUD SAMİ RAMAZANOĞLU HAZRETLERİNİN MUSAHABE KİTABINDAN HAZIRLANMIŞTIR.
Bedevî bir arab:
– “Yâ Rasûlallah! Kıyamet ne zaman kopacak?” diye sormuştu.
Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- bedeviye:
– “Âhiret için ne hazırladın?” diye sormuştu. Enes -radıyallahu anh- rivayetinde bedevî:
– “Ya Rasûlallah! Benim Allah’a ve onun Peygamberine muhabbetten başka âhiret için bir hazırlığım yoktur.” diye cevâp vermesi üzerine; Resûl-i Ekrem -sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem- bedevîye:
– “Sen sevdiğin kimse ile berabersin!” buyurmuştur.
Enes -radıyallahu anh- der ki:
Biz de, “Yâ Rasûlallah! Âhirette sevdiğimiz ile beraber miyiz?” diye sorduk.
Resûl-i Ekrem -sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem-:
– “Evet berabersiniz!” diye tasdîk buyurdu. Biz de böyle bir cevâptan pek ziyâde bir ferah ve sevinç duyduk.
Ey mü’min! Kalbindeki muhabbetini yokla da, hâlini tefekkür et, muhabbetin neye galiptir.
Musahabe Sohbetle halleşmek demek. Hayırlı niyetlerin mü'minler arasında yankı bulması demek. Yazandan okuyana, okuyandan dinleyene duygu ve düşüncelerin aktarılması demek. Musahabeler her biri özenle seçilen ve titizlikle işlenen yüzlerce mevzuun özü, özetidir. Ayet-i kerîme mealleriyle, hadis-i şeriflerle ve her biri itina ile seçilmiş konular, Allah dostlarının menkıbeleriyle tel tel işlenmiş. Kuran-ı Kerîm'in geçmişe ve geleceğe ışık tutmadaki maksadının; yaşayan insanı aydınlatmak, ibret almaya sevk etmek olduğu vurgulanmıştır.
#allah #dua #esmaülhüsna #ramazan #muhammed #islam ALLAH`ın doksan dokuz ismi vardır. Kim bunları ezberlerse Cennete girer. Esmaül Hüsna ne demek? Esmaül Hüsna ile ilgili ayet ve hadisler nelerdir? Allah’ın kaç ismi vardır? Esmaül Hüsna’nın anlamları ve faziletleri nelerdir? İşte Esmaül Hüsna (Allah’ın 99 ismi) ve anlamları… İsmin çoğulu olan esma ile “güzel, en güzel” anlamındaki hüsna kelimelerinden oluşan esma-i hüsna (El-esmaül-hüsna) terkibi naslarda Allah’a nisbet edilen isimleri ifade eder. Allah’ın 99 ismi ve anlamları... Hadis-i şerifte buyrulur: “Allah’ın 99 ismi vardır. Kim bunları sayarsa (ihsâ) Cennet’e girer.” (Tirmizî, De’avât, 83)
Mektupla yapilan tebliğ ve irşâd faaliyetinin tarihi,
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem-'e kadar
Peygamberimiz, komşu ülkelerin devlet başkanlarına gönderdiği elçi
ve mektuplarla onları islâma davet etmiştir.Mutasavvıf ve mürşid-
ler de bu usülden çokça istifâde etmişlerdir. Sûfiler içinde ilk def'a
mektupla irşadlarda bulunan Hasan Basri Hazretleridir. O'nun Ömer
ibn Abdülaziz'e mektuplar yazdıği bilinmektedir. Daha sonraki devirlerde de mutasavvıfların bu usûlle tebliğ ve irşadda bulundukları
Imam Rabbâni gibi Mektübat'iyla meşhûr olan büyük mürşidlerin
mevcûdiyetinden anlaşılmaktadır.
uzanıir.
Elinizde bulunan Mektûbât da M. Es'ad Erbili tarafından muhib
ve müntesiblerine yazılan mektupların tek tek sâhiplerinden topla-
narak bir araya getirilmesinden meydana gelmiş bir eserdir.
Müellif M, Es'ad Efendi, son devir mutasavviflarından olup 1246/
1847 de memleketi Erbil'de doğmus ve ilk tahsilini orada ikmâl et-
miştir. Mürşidi Seyh Tâha'l-Hariri'nin vefatı üzerine 1293/1878 yil-
larında istanbul'a gelen Es'ad Efendi, Ístanbul'da bulunduğu sırada
Kelâmi Dergâhi seyhliğiyle Meclis-i meşâyıh azâ ve reisliği de yap-
miş 1931 yılında vefat etmiştir.
Tasavvuf terbiye usûlünde isti'dâd, tabíat ve fitratların farklılı-
ginin büyük önemi vardır. Bu yüzden «Allah'a giden yollar, mah-
1ükatn nefesleri sayistncadır. buyurulmuştur. Fitrat ve tabiat farklı
olunca onların irşâd usûllerinin de farklı olması tabiidir. Bu itibar
la herbiri ayri bir şahsa yazilmış bulunan bu mektupların bazan sadece muhâtabına düstûr olarak şeref-sâdır olan kısımlarını okuyucularımızın kendilerine teşmil etmemeleri gerekir. Mektupların asıl
herkese faydalı tarafı nasihat ve telkin tarzındaki öğütleri, ruh-nü-
vâz mânâ ve mefhumlaridır. Eserin neşrinden gaye de okuyucularimızı bu yüksek mânâlara ve medlûl-i pür-i'tinâlara ulaştırmaktır.
Ve minallahi't-tevfik.
ERKAM YAYINLARI
Mektupla yapilan tebliğ ve irşâd faaliyetinin tarihi,
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem-'e kadar
Peygamberimiz, komşu ülkelerin devlet başkanlarına gönderdiği elçi
ve mektuplarla onları islâma davet etmiştir.Mutasavvıf ve mürşid-
ler de bu usülden çokça istifâde etmişlerdir. Sûfiler içinde ilk def'a
mektupla irşadlarda bulunan Hasan Basri Hazretleridir. O'nun Ömer
ibn Abdülaziz'e mektuplar yazdıği bilinmektedir. Daha sonraki devirlerde de mutasavvıfların bu usûlle tebliğ ve irşadda bulundukları
Imam Rabbâni gibi Mektübat'iyla meşhûr olan büyük mürşidlerin
mevcûdiyetinden anlaşılmaktadır.
uzanıir.
Elinizde bulunan Mektûbât da M. Es'ad Erbili tarafından muhib
ve müntesiblerine yazılan mektupların tek tek sâhiplerinden topla-
narak bir araya getirilmesinden meydana gelmiş bir eserdir.
Müellif M, Es'ad Efendi, son devir mutasavviflarından olup 1246/
1847 de memleketi Erbil'de doğmus ve ilk tahsilini orada ikmâl et-
miştir. Mürşidi Seyh Tâha'l-Hariri'nin vefatı üzerine 1293/1878 yil-
larında istanbul'a gelen Es'ad Efendi, Ístanbul'da bulunduğu sırada
Kelâmi Dergâhi seyhliğiyle Meclis-i meşâyıh azâ ve reisliği de yap-
miş 1931 yılında vefat etmiştir.
Tasavvuf terbiye usûlünde isti'dâd, tabíat ve fitratların farklılı-
ginin büyük önemi vardır. Bu yüzden «Allah'a giden yollar, mah-
1ükatn nefesleri sayistncadır. buyurulmuştur. Fitrat ve tabiat farklı
olunca onların irşâd usûllerinin de farklı olması tabiidir. Bu itibar
la herbiri ayri bir şahsa yazilmış bulunan bu mektupların bazan sadece muhâtabına düstûr olarak şeref-sâdır olan kısımlarını okuyucularımızın kendilerine teşmil etmemeleri gerekir. Mektupların asıl
herkese faydalı tarafı nasihat ve telkin tarzındaki öğütleri, ruh-nü-
vâz mânâ ve mefhumlaridır. Eserin neşrinden gaye de okuyucularimızı bu yüksek mânâlara ve medlûl-i pür-i'tinâlara ulaştırmaktır.
Ve minallahi't-tevfik.
ERKAM YAYINLARI
Mektupla yapilan tebliğ ve irşâd faaliyetinin tarihi,
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem-'e kadar
Peygamberimiz, komşu ülkelerin devlet başkanlarına gönderdiği elçi
ve mektuplarla onları islâma davet etmiştir.Mutasavvıf ve mürşid-
ler de bu usülden çokça istifâde etmişlerdir. Sûfiler içinde ilk def'a
mektupla irşadlarda bulunan Hasan Basri Hazretleridir. O'nun Ömer
ibn Abdülaziz'e mektuplar yazdıği bilinmektedir. Daha sonraki devirlerde de mutasavvıfların bu usûlle tebliğ ve irşadda bulundukları
Imam Rabbâni gibi Mektübat'iyla meşhûr olan büyük mürşidlerin
mevcûdiyetinden anlaşılmaktadır.
uzanıir.
Elinizde bulunan Mektûbât da M. Es'ad Erbili tarafından muhib
ve müntesiblerine yazılan mektupların tek tek sâhiplerinden topla-
narak bir araya getirilmesinden meydana gelmiş bir eserdir.
Müellif M, Es'ad Efendi, son devir mutasavviflarından olup 1246/
1847 de memleketi Erbil'de doğmus ve ilk tahsilini orada ikmâl et-
miştir. Mürşidi Seyh Tâha'l-Hariri'nin vefatı üzerine 1293/1878 yil-
larında istanbul'a gelen Es'ad Efendi, Ístanbul'da bulunduğu sırada
Kelâmi Dergâhi seyhliğiyle Meclis-i meşâyıh azâ ve reisliği de yap-
miş 1931 yılında vefat etmiştir.
Tasavvuf terbiye usûlünde isti'dâd, tabíat ve fitratların farklılı-
ginin büyük önemi vardır. Bu yüzden «Allah'a giden yollar, mah-
1ükatn nefesleri sayistncadır. buyurulmuştur. Fitrat ve tabiat farklı
olunca onların irşâd usûllerinin de farklı olması tabiidir. Bu itibar
la herbiri ayri bir şahsa yazilmış bulunan bu mektupların bazan sadece muhâtabına düstûr olarak şeref-sâdır olan kısımlarını okuyucularımızın kendilerine teşmil etmemeleri gerekir. Mektupların asıl
herkese faydalı tarafı nasihat ve telkin tarzındaki öğütleri, ruh-nü-
vâz mânâ ve mefhumlaridır. Eserin neşrinden gaye de okuyucularimızı bu yüksek mânâlara ve medlûl-i pür-i'tinâlara ulaştırmaktır.
Ve minallahi't-tevfik.
ERKAM YAYINLARI
Mektupla yapilan tebliğ ve irşâd faaliyetinin tarihi,
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem-'e kadar
Peygamberimiz, komşu ülkelerin devlet başkanlarına gönderdiği elçi
ve mektuplarla onları islâma davet etmiştir.Mutasavvıf ve mürşid-
ler de bu usülden çokça istifâde etmişlerdir. Sûfiler içinde ilk def'a
mektupla irşadlarda bulunan Hasan Basri Hazretleridir. O'nun Ömer
ibn Abdülaziz'e mektuplar yazdıği bilinmektedir. Daha sonraki devirlerde de mutasavvıfların bu usûlle tebliğ ve irşadda bulundukları
Imam Rabbâni gibi Mektübat'iyla meşhûr olan büyük mürşidlerin
mevcûdiyetinden anlaşılmaktadır.
uzanıir.
Elinizde bulunan Mektûbât da M. Es'ad Erbili tarafından muhib
ve müntesiblerine yazılan mektupların tek tek sâhiplerinden topla-
narak bir araya getirilmesinden meydana gelmiş bir eserdir.
Müellif M, Es'ad Efendi, son devir mutasavviflarından olup 1246/
1847 de memleketi Erbil'de doğmus ve ilk tahsilini orada ikmâl et-
miştir. Mürşidi Seyh Tâha'l-Hariri'nin vefatı üzerine 1293/1878 yil-
larında istanbul'a gelen Es'ad Efendi, Ístanbul'da bulunduğu sırada
Kelâmi Dergâhi seyhliğiyle Meclis-i meşâyıh azâ ve reisliği de yap-
miş 1931 yılında vefat etmiştir.
Tasavvuf terbiye usûlünde isti'dâd, tabíat ve fitratların farklılı-
ginin büyük önemi vardır. Bu yüzden «Allah'a giden yollar, mah-
1ükatn nefesleri sayistncadır. buyurulmuştur. Fitrat ve tabiat farklı
olunca onların irşâd usûllerinin de farklı olması tabiidir. Bu itibar
la herbiri ayri bir şahsa yazilmış bulunan bu mektupların bazan sadece muhâtabına düstûr olarak şeref-sâdır olan kısımlarını okuyucularımızın kendilerine teşmil etmemeleri gerekir. Mektupların asıl
herkese faydalı tarafı nasihat ve telkin tarzındaki öğütleri, ruh-nü-
vâz mânâ ve mefhumlaridır. Eserin neşrinden gaye de okuyucularimızı bu yüksek mânâlara ve medlûl-i pür-i'tinâlara ulaştırmaktır.
Ve minallahi't-tevfik.
ERKAM YAYINLARI
Mektupla yapilan tebliğ ve irşâd faaliyetinin tarihi,
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem-'e kadar
Peygamberimiz, komşu ülkelerin devlet başkanlarına gönderdiği elçi
ve mektuplarla onları islâma davet etmiştir.Mutasavvıf ve mürşid-
ler de bu usülden çokça istifâde etmişlerdir. Sûfiler içinde ilk def'a
mektupla irşadlarda bulunan Hasan Basri Hazretleridir. O'nun Ömer
ibn Abdülaziz'e mektuplar yazdıği bilinmektedir. Daha sonraki devirlerde de mutasavvıfların bu usûlle tebliğ ve irşadda bulundukları
Imam Rabbâni gibi Mektübat'iyla meşhûr olan büyük mürşidlerin
mevcûdiyetinden anlaşılmaktadır.
uzanıir.
Elinizde bulunan Mektûbât da M. Es'ad Erbili tarafından muhib
ve müntesiblerine yazılan mektupların tek tek sâhiplerinden topla-
narak bir araya getirilmesinden meydana gelmiş bir eserdir.
Müellif M, Es'ad Efendi, son devir mutasavviflarından olup 1246/
1847 de memleketi Erbil'de doğmus ve ilk tahsilini orada ikmâl et-
miştir. Mürşidi Seyh Tâha'l-Hariri'nin vefatı üzerine 1293/1878 yil-
larında istanbul'a gelen Es'ad Efendi, Ístanbul'da bulunduğu sırada
Kelâmi Dergâhi seyhliğiyle Meclis-i meşâyıh azâ ve reisliği de yap-
miş 1931 yılında vefat etmiştir.
Tasavvuf terbiye usûlünde isti'dâd, tabíat ve fitratların farklılı-
ginin büyük önemi vardır. Bu yüzden «Allah'a giden yollar, mah-
1ükatn nefesleri sayistncadır. buyurulmuştur. Fitrat ve tabiat farklı
olunca onların irşâd usûllerinin de farklı olması tabiidir. Bu itibar
la herbiri ayri bir şahsa yazilmış bulunan bu mektupların bazan sadece muhâtabına düstûr olarak şeref-sâdır olan kısımlarını okuyucularımızın kendilerine teşmil etmemeleri gerekir. Mektupların asıl
herkese faydalı tarafı nasihat ve telkin tarzındaki öğütleri, ruh-nü-
vâz mânâ ve mefhumlaridır. Eserin neşrinden gaye de okuyucularimızı bu yüksek mânâlara ve medlûl-i pür-i'tinâlara ulaştırmaktır.
Ve minallahi't-tevfik.
ERKAM YAYINLARI
Mektupla yapilan tebliğ ve irşâd faaliyetinin tarihi,
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem-'e kadar
Peygamberimiz, komşu ülkelerin devlet başkanlarına gönderdiği elçi
ve mektuplarla onları islâma davet etmiştir.Mutasavvıf ve mürşid-
ler de bu usülden çokça istifâde etmişlerdir. Sûfiler içinde ilk def'a
mektupla irşadlarda bulunan Hasan Basri Hazretleridir. O'nun Ömer
ibn Abdülaziz'e mektuplar yazdıği bilinmektedir. Daha sonraki devirlerde de mutasavvıfların bu usûlle tebliğ ve irşadda bulundukları
Imam Rabbâni gibi Mektübat'iyla meşhûr olan büyük mürşidlerin
mevcûdiyetinden anlaşılmaktadır.
uzanıir.
Elinizde bulunan Mektûbât da M. Es'ad Erbili tarafından muhib
ve müntesiblerine yazılan mektupların tek tek sâhiplerinden topla-
narak bir araya getirilmesinden meydana gelmiş bir eserdir.
Müellif M, Es'ad Efendi, son devir mutasavviflarından olup 1246/
1847 de memleketi Erbil'de doğmus ve ilk tahsilini orada ikmâl et-
miştir. Mürşidi Seyh Tâha'l-Hariri'nin vefatı üzerine 1293/1878 yil-
larında istanbul'a gelen Es'ad Efendi, Ístanbul'da bulunduğu sırada
Kelâmi Dergâhi seyhliğiyle Meclis-i meşâyıh azâ ve reisliği de yap-
miş 1931 yılında vefat etmiştir.
Tasavvuf terbiye usûlünde isti'dâd, tabíat ve fitratların farklılı-
ginin büyük önemi vardır. Bu yüzden «Allah'a giden yollar, mah-
1ükatn nefesleri sayistncadır. buyurulmuştur. Fitrat ve tabiat farklı
olunca onların irşâd usûllerinin de farklı olması tabiidir. Bu itibar
la herbiri ayri bir şahsa yazilmış bulunan bu mektupların bazan sadece muhâtabına düstûr olarak şeref-sâdır olan kısımlarını okuyucularımızın kendilerine teşmil etmemeleri gerekir. Mektupların asıl
herkese faydalı tarafı nasihat ve telkin tarzındaki öğütleri, ruh-nü-
vâz mânâ ve mefhumlaridır. Eserin neşrinden gaye de okuyucularimızı bu yüksek mânâlara ve medlûl-i pür-i'tinâlara ulaştırmaktır.
Ve minallahi't-tevfik.
ERKAM YAYINLARI
Mektupla yapilan tebliğ ve irşâd faaliyetinin tarihi,
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem-'e kadar
Peygamberimiz, komşu ülkelerin devlet başkanlarına gönderdiği elçi
ve mektuplarla onları islâma davet etmiştir.Mutasavvıf ve mürşid-
ler de bu usülden çokça istifâde etmişlerdir. Sûfiler içinde ilk def'a
mektupla irşadlarda bulunan Hasan Basri Hazretleridir. O'nun Ömer
ibn Abdülaziz'e mektuplar yazdıği bilinmektedir. Daha sonraki devirlerde de mutasavvıfların bu usûlle tebliğ ve irşadda bulundukları
Imam Rabbâni gibi Mektübat'iyla meşhûr olan büyük mürşidlerin
mevcûdiyetinden anlaşılmaktadır.
uzanıir.
Elinizde bulunan Mektûbât da M. Es'ad Erbili tarafından muhib
ve müntesiblerine yazılan mektupların tek tek sâhiplerinden topla-
narak bir araya getirilmesinden meydana gelmiş bir eserdir.
Müellif M, Es'ad Efendi, son devir mutasavviflarından olup 1246/
1847 de memleketi Erbil'de doğmus ve ilk tahsilini orada ikmâl et-
miştir. Mürşidi Seyh Tâha'l-Hariri'nin vefatı üzerine 1293/1878 yil-
larında istanbul'a gelen Es'ad Efendi, Ístanbul'da bulunduğu sırada
Kelâmi Dergâhi seyhliğiyle Meclis-i meşâyıh azâ ve reisliği de yap-
miş 1931 yılında vefat etmiştir.
Tasavvuf terbiye usûlünde isti'dâd, tabíat ve fitratların farklılı-
ginin büyük önemi vardır. Bu yüzden «Allah'a giden yollar, mah-
1ükatn nefesleri sayistncadır. buyurulmuştur. Fitrat ve tabiat farklı
olunca onların irşâd usûllerinin de farklı olması tabiidir. Bu itibar
la herbiri ayri bir şahsa yazilmış bulunan bu mektupların bazan sadece muhâtabına düstûr olarak şeref-sâdır olan kısımlarını okuyucularımızın kendilerine teşmil etmemeleri gerekir. Mektupların asıl
herkese faydalı tarafı nasihat ve telkin tarzındaki öğütleri, ruh-nü-
vâz mânâ ve mefhumlaridır. Eserin neşrinden gaye de okuyucularimızı bu yüksek mânâlara ve medlûl-i pür-i'tinâlara ulaştırmaktır.
Ve minallahi't-tevfik.
ERKAM YAYINLARI
Mektupla yapilan tebliğ ve irşâd faaliyetinin tarihi,
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem-'e kadar
Peygamberimiz, komşu ülkelerin devlet başkanlarına gönderdiği elçi
ve mektuplarla onları islâma davet etmiştir.Mutasavvıf ve mürşid-
ler de bu usülden çokça istifâde etmişlerdir. Sûfiler içinde ilk def'a
mektupla irşadlarda bulunan Hasan Basri Hazretleridir. O'nun Ömer
ibn Abdülaziz'e mektuplar yazdıği bilinmektedir. Daha sonraki devirlerde de mutasavvıfların bu usûlle tebliğ ve irşadda bulundukları
Imam Rabbâni gibi Mektübat'iyla meşhûr olan büyük mürşidlerin
mevcûdiyetinden anlaşılmaktadır.
uzanıir.
Elinizde bulunan Mektûbât da M. Es'ad Erbili tarafından muhib
ve müntesiblerine yazılan mektupların tek tek sâhiplerinden topla-
narak bir araya getirilmesinden meydana gelmiş bir eserdir.
Müellif M, Es'ad Efendi, son devir mutasavviflarından olup 1246/
1847 de memleketi Erbil'de doğmus ve ilk tahsilini orada ikmâl et-
miştir. Mürşidi Seyh Tâha'l-Hariri'nin vefatı üzerine 1293/1878 yil-
larında istanbul'a gelen Es'ad Efendi, Ístanbul'da bulunduğu sırada
Kelâmi Dergâhi seyhliğiyle Meclis-i meşâyıh azâ ve reisliği de yap-
miş 1931 yılında vefat etmiştir.
Tasavvuf terbiye usûlünde isti'dâd, tabíat ve fitratların farklılı-
ginin büyük önemi vardır. Bu yüzden «Allah'a giden yollar, mah-
1ükatn nefesleri sayistncadır. buyurulmuştur. Fitrat ve tabiat farklı
olunca onların irşâd usûllerinin de farklı olması tabiidir. Bu itibar
la herbiri ayri bir şahsa yazilmış bulunan bu mektupların bazan sadece muhâtabına düstûr olarak şeref-sâdır olan kısımlarını okuyucularımızın kendilerine teşmil etmemeleri gerekir. Mektupların asıl
herkese faydalı tarafı nasihat ve telkin tarzındaki öğütleri, ruh-nü-
vâz mânâ ve mefhumlaridır. Eserin neşrinden gaye de okuyucularimızı bu yüksek mânâlara ve medlûl-i pür-i'tinâlara ulaştırmaktır.
Ve minallahi't-tevfik.
ERKAM YAYINLARI
Mektupla yapilan tebliğ ve irşâd faaliyetinin tarihi,
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem-'e kadar
Peygamberimiz, komşu ülkelerin devlet başkanlarına gönderdiği elçi
ve mektuplarla onları islâma davet etmiştir.Mutasavvıf ve mürşid-
ler de bu usülden çokça istifâde etmişlerdir. Sûfiler içinde ilk def'a
mektupla irşadlarda bulunan Hasan Basri Hazretleridir. O'nun Ömer
ibn Abdülaziz'e mektuplar yazdıği bilinmektedir. Daha sonraki devirlerde de mutasavvıfların bu usûlle tebliğ ve irşadda bulundukları
Imam Rabbâni gibi Mektübat'iyla meşhûr olan büyük mürşidlerin
mevcûdiyetinden anlaşılmaktadır.
uzanıir.
Elinizde bulunan Mektûbât da M. Es'ad Erbili tarafından muhib
ve müntesiblerine yazılan mektupların tek tek sâhiplerinden topla-
narak bir araya getirilmesinden meydana gelmiş bir eserdir.
Müellif M, Es'ad Efendi, son devir mutasavviflarından olup 1246/
1847 de memleketi Erbil'de doğmus ve ilk tahsilini orada ikmâl et-
miştir. Mürşidi Seyh Tâha'l-Hariri'nin vefatı üzerine 1293/1878 yil-
larında istanbul'a gelen Es'ad Efendi, Ístanbul'da bulunduğu sırada
Kelâmi Dergâhi seyhliğiyle Meclis-i meşâyıh azâ ve reisliği de yap-
miş 1931 yılında vefat etmiştir.
Tasavvuf terbiye usûlünde isti'dâd, tabíat ve fitratların farklılı-
ginin büyük önemi vardır. Bu yüzden «Allah'a giden yollar, mah-
1ükatn nefesleri sayistncadır. buyurulmuştur. Fitrat ve tabiat farklı
olunca onların irşâd usûllerinin de farklı olması tabiidir. Bu itibar
la herbiri ayri bir şahsa yazilmış bulunan bu mektupların bazan sadece muhâtabına düstûr olarak şeref-sâdır olan kısımlarını okuyucularımızın kendilerine teşmil etmemeleri gerekir. Mektupların asıl
herkese faydalı tarafı nasihat ve telkin tarzındaki öğütleri, ruh-nü-
vâz mânâ ve mefhumlaridır. Eserin neşrinden gaye de okuyucularimızı bu yüksek mânâlara ve medlûl-i pür-i'tinâlara ulaştırmaktır.
Ve minallahi't-tevfik.
ERKAM YAYINLARI
Mektupla yapilan tebliğ ve irşâd faaliyetinin tarihi,
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem-'e kadar
Peygamberimiz, komşu ülkelerin devlet başkanlarına gönderdiği elçi
ve mektuplarla onları islâma davet etmiştir.Mutasavvıf ve mürşid-
ler de bu usülden çokça istifâde etmişlerdir. Sûfiler içinde ilk def'a
mektupla irşadlarda bulunan Hasan Basri Hazretleridir. O'nun Ömer
ibn Abdülaziz'e mektuplar yazdıği bilinmektedir. Daha sonraki devirlerde de mutasavvıfların bu usûlle tebliğ ve irşadda bulundukları
Imam Rabbâni gibi Mektübat'iyla meşhûr olan büyük mürşidlerin
mevcûdiyetinden anlaşılmaktadır.
uzanıir.
Elinizde bulunan Mektûbât da M. Es'ad Erbili tarafından muhib
ve müntesiblerine yazılan mektupların tek tek sâhiplerinden topla-
narak bir araya getirilmesinden meydana gelmiş bir eserdir.
Müellif M, Es'ad Efendi, son devir mutasavviflarından olup 1246/
1847 de memleketi Erbil'de doğmus ve ilk tahsilini orada ikmâl et-
miştir. Mürşidi Seyh Tâha'l-Hariri'nin vefatı üzerine 1293/1878 yil-
larında istanbul'a gelen Es'ad Efendi, Ístanbul'da bulunduğu sırada
Kelâmi Dergâhi seyhliğiyle Meclis-i meşâyıh azâ ve reisliği de yap-
miş 1931 yılında vefat etmiştir.
Tasavvuf terbiye usûlünde isti'dâd, tabíat ve fitratların farklılı-
ginin büyük önemi vardır. Bu yüzden «Allah'a giden yollar, mah-
1ükatn nefesleri sayistncadır. buyurulmuştur. Fitrat ve tabiat farklı
olunca onların irşâd usûllerinin de farklı olması tabiidir. Bu itibar
la herbiri ayri bir şahsa yazilmış bulunan bu mektupların bazan sadece muhâtabına düstûr olarak şeref-sâdır olan kısımlarını okuyucularımızın kendilerine teşmil etmemeleri gerekir. Mektupların asıl
herkese faydalı tarafı nasihat ve telkin tarzındaki öğütleri, ruh-nü-
vâz mânâ ve mefhumlaridır. Eserin neşrinden gaye de okuyucularimızı bu yüksek mânâlara ve medlûl-i pür-i'tinâlara ulaştırmaktır.
Ve minallahi't-tevfik.
ERKAM YAYINLARI
Mektupla yapilan tebliğ ve irşâd faaliyetinin tarihi,
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem-'e kadar
Peygamberimiz, komşu ülkelerin devlet başkanlarına gönderdiği elçi
ve mektuplarla onları islâma davet etmiştir.Mutasavvıf ve mürşid-
ler de bu usülden çokça istifâde etmişlerdir. Sûfiler içinde ilk def'a
mektupla irşadlarda bulunan Hasan Basri Hazretleridir. O'nun Ömer
ibn Abdülaziz'e mektuplar yazdıği bilinmektedir. Daha sonraki devirlerde de mutasavvıfların bu usûlle tebliğ ve irşadda bulundukları
Imam Rabbâni gibi Mektübat'iyla meşhûr olan büyük mürşidlerin
mevcûdiyetinden anlaşılmaktadır.
uzanıir.
Elinizde bulunan Mektûbât da M. Es'ad Erbili tarafından muhib
ve müntesiblerine yazılan mektupların tek tek sâhiplerinden topla-
narak bir araya getirilmesinden meydana gelmiş bir eserdir.
Müellif M, Es'ad Efendi, son devir mutasavviflarından olup 1246/
1847 de memleketi Erbil'de doğmus ve ilk tahsilini orada ikmâl et-
miştir. Mürşidi Seyh Tâha'l-Hariri'nin vefatı üzerine 1293/1878 yil-
larında istanbul'a gelen Es'ad Efendi, Ístanbul'da bulunduğu sırada
Kelâmi Dergâhi seyhliğiyle Meclis-i meşâyıh azâ ve reisliği de yap-
miş 1931 yılında vefat etmiştir.
Tasavvuf terbiye usûlünde isti'dâd, tabíat ve fitratların farklılı-
ginin büyük önemi vardır. Bu yüzden «Allah'a giden yollar, mah-
1ükatn nefesleri sayistncadır. buyurulmuştur. Fitrat ve tabiat farklı
olunca onların irşâd usûllerinin de farklı olması tabiidir. Bu itibar
la herbiri ayri bir şahsa yazilmış bulunan bu mektupların bazan sadece muhâtabına düstûr olarak şeref-sâdır olan kısımlarını okuyucularımızın kendilerine teşmil etmemeleri gerekir. Mektupların asıl
herkese faydalı tarafı nasihat ve telkin tarzındaki öğütleri, ruh-nü-
vâz mânâ ve mefhumlaridır. Eserin neşrinden gaye de okuyucularimızı bu yüksek mânâlara ve medlûl-i pür-i'tinâlara ulaştırmaktır.
Ve minallahi't-tevfik.
ERKAM YAYINLARI
Mektupla yapilan tebliğ ve irşâd faaliyetinin tarihi,
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem-'e kadar
Peygamberimiz, komşu ülkelerin devlet başkanlarına gönderdiği elçi
ve mektuplarla onları islâma davet etmiştir.Mutasavvıf ve mürşid-
ler de bu usülden çokça istifâde etmişlerdir. Sûfiler içinde ilk def'a
mektupla irşadlarda bulunan Hasan Basri Hazretleridir. O'nun Ömer
ibn Abdülaziz'e mektuplar yazdıği bilinmektedir. Daha sonraki devirlerde de mutasavvıfların bu usûlle tebliğ ve irşadda bulundukları
Imam Rabbâni gibi Mektübat'iyla meşhûr olan büyük mürşidlerin
mevcûdiyetinden anlaşılmaktadır.
uzanıir.
Elinizde bulunan Mektûbât da M. Es'ad Erbili tarafından muhib
ve müntesiblerine yazılan mektupların tek tek sâhiplerinden topla-
narak bir araya getirilmesinden meydana gelmiş bir eserdir.
Müellif M, Es'ad Efendi, son devir mutasavviflarından olup 1246/
1847 de memleketi Erbil'de doğmus ve ilk tahsilini orada ikmâl et-
miştir. Mürşidi Seyh Tâha'l-Hariri'nin vefatı üzerine 1293/1878 yil-
larında istanbul'a gelen Es'ad Efendi, Ístanbul'da bulunduğu sırada
Kelâmi Dergâhi seyhliğiyle Meclis-i meşâyıh azâ ve reisliği de yap-
miş 1931 yılında vefat etmiştir.
Tasavvuf terbiye usûlünde isti'dâd, tabíat ve fitratların farklılı-
ginin büyük önemi vardır. Bu yüzden «Allah'a giden yollar, mah-
1ükatn nefesleri sayistncadır. buyurulmuştur. Fitrat ve tabiat farklı
olunca onların irşâd usûllerinin de farklı olması tabiidir. Bu itibar
la herbiri ayri bir şahsa yazilmış bulunan bu mektupların bazan sadece muhâtabına düstûr olarak şeref-sâdır olan kısımlarını okuyucularımızın kendilerine teşmil etmemeleri gerekir. Mektupların asıl
herkese faydalı tarafı nasihat ve telkin tarzındaki öğütleri, ruh-nü-
vâz mânâ ve mefhumlaridır. Eserin neşrinden gaye de okuyucularimızı bu yüksek mânâlara ve medlûl-i pür-i'tinâlara ulaştırmaktır.
Ve minallahi't-tevfik.
ERKAM YAYINLARI