Merhaba, 16. Bölüme hoş geldiniz…
Nasılsınız…nasıl geçti haftanız…
Bugün konumuz zor zamanlar… zor zamanlardan geçerken nasıl pozisyon almalıyız? Neler yapmalıyız? Ya da neler yapabiliriz…? Kimlerden nasıl yardım alabiliriz?
Yaşarken zor geliyor biliyorum ama bizi geliştiren bizi büyüten bize bir şeyler öğreten zamanlardır zor zamanlar…
O zamanlar olmasa insan ne kendini tanır, ne arkadaşını tanır ne de hayatı tanır…
Bağışıklığımızı güçlendiren bizi biz yapandır.
Keyifli dinlemeler...
Merhaba podcastimizin 15. Bölümüne hoş geldiniz…
bu hafta “hayatı çok mu fazla ciddiye alıyoruz” ona gereğinden fazla anlam mı yüklüyoruz? Soruları etrafında bir konuşalım istedim. Daha doğrusu bu konuyu konuşmamı siz istediniz, şimdi kendi fikrimmiş gibi davranmayayım. Ama benim de özellikle son yıllarda aydınlanma yaşadığım bir konu bu…
Saç ve kan örnekleri alındı aynı günün akşamına da serbest bırakıldılar…
şu kesin kullanıyordur bu kullanmamıştır diye herkes kendince bir tahmin yapıyordu ki dün adli rapor sonuçları çıktı ve kim ne kullanıyormuş tüm haber sitelerinde çarşaf çarşaf yayınlandı.
Bu hafta tanınmış isimlerin adli tıp sonuçlarını ve ülkenin her yerini sarmış kullanım yaşı oldukça düşmüş ocaklara ateş düşüren bu uyuşturucu illetini biraz konuşalım istedim. Konu illet olunca onu konuşması da kolay değil, olaya bağlanan çok fazla güç var, illegal yapılar da olsa belli bir gücü elinde tutuyorlar o yüzden ben bir söylerim siz bin anlayın olur mu?
Merhaba 14. bölüme hoşgeldiniz…
Nasılsınız… dinlerken sesimden de anlayacağınız üzere ben biraz gribim.
umuyorum sizde her şey yolundadır, yolunda değilse de yoluna gireceğine dair umudunuz vardır.
bugün konumuz antidepresan kullanımı…
Antidepresan kullanıyor musunuz?
Eğer kullanıyorsanız antidepresandan tam olarak beklentiniz nedir? Bu beklentinize cevap verebiliyor mu?
Son yıllarda antidepresan kullanımı aynen uyuşturucuda olduğu gibi o kadar çok artış gösterdi ki… zaten resmi araştırmalar da antidepresan kullanımının son 10 yılda % 67 arttığını gösteriyor.
Keyifli Dinlemeler....
Bu hafta öfkeyi konuşalım mı?
çok öfkelenen biri misinizdir? Genellikle sizi ne öfkelendirir?
En çok kime öfkelenirsiniz? Öfkenizi en çok kime yönlendirirsiniz? Öfkelendiğinizde kendinizi kontrol edebiliyor musunuz? Kendinizi kontrol edemediğinizde ne yaparsınız? Küfür mü edersiniz? Ağza alınmayacak sözler mi dökülür ağzınızdan… veya vurup kırar mısınız?
Sizin bu sorulara vereceğiniz cevaplar kendi öfkenizle ilgili çok açık bir analiz, bir harita ortaya dökecektir.
Keyifli Dinlemeler...
Literatürde Tolstoy’un bisikleti diye bir kavram vardır; bilmeyenler için; Tolstoy 67 yaşında bisiklet sürmeyi öğrenmiş… Eeee bunun başlıkla ve Sn Devlet Bahçeli’yle ne ilgisi var demeyin introdan sonra hepsini anlatacağım.
Haber yorumcularının birçoğu bazen direkt bazen de dolaylı yollardan Sn Devlet Bahçeli’nin çok yaşlandığını ve artık siyaseti bırakması gerektiğini deklare ediyorlar.
Üstelik bu insanların çoğu son derece demoktrat ve açık fikirli görünen kişiler… Sorsanız hayatta despotluk yapmazlar. Çok hümanisttirler… Ama bana sorarsanız ageism de bir zorbalık ve despotluktur.
Merhaba 11. Bölüme hoşgeldiniz…
Bugün konumuz telefon…
Sorumuz da direkt başlıktaki cümle, eşimiz sevgilimiz telefonumuzu karıştırabilir mi? telefon kişiye özel midir? Yoksa eşler ve sevgililer arasında özel olmaz mı?
Bu sorulara benim cevabımı tahmin edersiniz........ :)
Merhaba 10 . bölüme hoşgeldiniz…
Bugün kötülüğü konuşacağız, iş yerinde maruz kalınan despotlukları zorbalıkları konuşacağız. Hiçbir kötülüğümüzün dokunmadığı insanlar neden bize kötü davranır buna cevap arayacağız....
9. Bölüme Hoşgeldiniz Efendim :)
Bu bölüm içiçe birkaç konuyu barındırıyor; ama esas ana temamız borç… borç istemek borç almak….
şimdi ben size bir hikaye anlatacağım, hikaye diyorum ama aslında geçtiğimiz haftalarda yaşanmış gerçek bir olay…
Olayı anlatmaya başlamadan önce sorularımızı sorayım siz bir taraftan kendi cevaplarınızı düşünün…
Herhangi bir iş arkadaşınıza borç para verir misiniz?
Büyü ve muskaya hiç para verdiniz mi?
Çevrenizde borcu hiç bitmeyen biri var mı? veya o kişi siz misiniz?
Siz cevaplarınızı düşünedurun ben olayı anlatayım siz de dinleyin..........
Keyifli Dinlemeler.....
Başarı nasıl yakalanır?
Zamanı planla, to do list yap, yaparken işinden keyif al, egzersiz yap, sabah erken kalk vs
Bütün bunları ben de yapıyorum evet biliyorum evren hareketi alkışlar kendimizi programlamak önemli ama bunlar çok sınırlı ve sadece olduğunuz halinizi iyileştirmek... ya da kendi sürümünüzü yükseltmek….
cihaz kapasitesi elverdiğince sonradan yazılım yüklemek…
Şimdi benim bu videoda size bahsedeceğim başarı bir yaşam tarzının mutlak sonucu… çalışmanız çabalamanız gerekli evet, ama kendinizi parçalamanıza gerek kalmadan bi şeyleri feda etmeden akıntı yardımıyla hayatta ilerlemek… bazılarının gerçekten hayattaki şansı…
Keyifli Dinlemeler...
8. bölümden Merhaba…
bu haftaki konumuz hepimizin peşinden koştuğu bir şey…
Keyifli Dinlemeler...
GÜRSEL TEKİN
Tam 1 haftadır ülkece gürsel tekinle yatıp gürsel tekinle kalkıyoruz; hangi haber kanalını açsanız gürsel tekin…. X’deki tüm capslerin ilham kaynağı gürsel tekin…
evet kapaktan da görüp geldiğiniz üzere bu hafta gürsel tekini konuşacağız.
Ancak siyasi bir yorum beklentisi içerisindeyseniz değerli vaktinizi boşuna almış olmak istemem.
Biz gürsel tekini iletişim dili üzerinden belki birazcık da sosyal yaşamındaki özel hayattaki duruşu üzerinden konuşacağız.
Gürsel tekin bu kadar olumsuzluklar ortasında yüz ifadesini nasıl koruyor? Sinir sistemini nasıl devre dışı bırakıyor? Bu kadar eleştirilere rağmen mücadele edecek gücü nasıl topluyor? Gürse tekin Poker surat mıdır? Nasıl poker surat olunabilir? Bunları konuşacağız.
Aslında şunu da girişte belirtmekte fayda var ki gürsel tekin veya bir başkası farketmeksizin kişiyi kimliği değil, kendisinin şahsını değil koşullarını ve seçtiği davranışlarını konuşuyoruz.
İçinde bulunduğu koşullardaki manevralarını, koşullar doğrultusunda pozisyonlanmasını konuşuyoruz. Ve bu tanınmış bilinen kişiler üzerinden de kendimize bazı dersler çıkarıyoruz;
Çünkü malumunuz deneye yanıla öğrenmek çok maliyetlidir. Başkalarının yaşamlarından dersler çıkarmak onların tecrübelerine kulak vermek düştükleri yanlışlardan kaçınmak hayatımızı daha verimli yaşamamızı sağlar. Sadece kendi yaşamımızdan dersler çıkarmak için insan ömrü çok kısa…
Keyifli Dinlemeler...
HAKAN SABANCI- HANDE ERÇEL VE ARZU SABANCI
TÜRKİYEDEKİ BİREYSELLEŞEMEME PROBLEMİ…
Hande Erçel ve hakan Sabancı ayrılmışlar; Geçtiğimiz haftanın sanırım en çok konuşulan magazin haberi buydu…
Bugün bu ayrılığı bir masaya yatıralım istiyorum ama elbette kişiler üzerinden değil kavramlar üzerinden değerlendirmeler yapacağız; sadece magazin dedikodusu dinlemek istiyorsanız bu video size göre olmayabilir değerli vaktinizi boşuna almış olmak istemem.
Hande erçel hakan sabancı ayrılığını isterseniz 4 farklı kategoride değerlendirelim ve şu sorulara cevap arayalım;
1. Zengin aileler neden yoksulluktan yokluktan gelen kişilerin ailelerine gelin veya damat olarak girmesini istemiyorlar?
2. Türk aile yapısı yetişkin erkek birey üretemiyor mu? Hakan sabancı annesine mi bağımlı?
3. Hande erçel ve hakan sabancı Tekrar barışırlarsa bu ilişki evliliğer gider mi? daha doğrusu ayrılıktan sonraki barışmalarda bu ve benzeri bir ilişki evliliğe gider mi?
4. Ve son olarak da Arzu Sabancı’nın ve hakan Sabancı’nın karakter analizini yapalım...
Keyifli Dinlemeler...
Geçtiğimiz hafta gündemi meşgul eden bazı isimler vardı malum kapak fotoğraflarında görmüşsünüzdür bu kapakta gördüğünüz isimleri ortak paydada buluşturan bir nokta özellik var. Bu isimleri ve onların ortak paydasını konuşacağız...
Ayrıca görüntü yönetimi konusuna da kısaca değineceğiz...
Keyifli Dinlemeler...
Merhaba podcast yayınlarımızın 7. Bölümüne hoşgeldiniz.
bu haftanın sorusu;
yas tutmanın bir süresi var mıdır?
Yasın miadı dolar mı?
ideal yas süresi var mıdır?
Varsa ne kadar olmalıdır?
Bu konuyla ilgili söylemek istedikleriniz varsa bana yazabilirisiniz...
ŞEYTANIN AVUKATI
Geçtiğimiz günlerde tanınmış davaların tanınmış avukatı Rezzan Epözdemir tutuklanarak cezaevine gönderildi. Kendisini ilk olarak münevver karabulut cinayetinde tanımıştık. Sonrasında da pınar Gültekin cinayeti gibi kamuoyunun çokça konuştuğu davaların avukatlığını yaptı.
Kendisinin gözaltına alındığını görünce aklıma bir film geldi.
Efendim gençler bilmez belki Şeytanın avukatı diye 1997 yapımı muhteşem bir film vardı. Al Pacino’nun o muhteşem oyuncuğu… karizması… bu filmde al pacino insan bedeninde şeytanı somutlaştırmış resmen..charlize Theron… izlemediyseniz izleyin derim hatta bence izlediyseniz üzerinden çeyrek asır geçti bir de bu gözlerle izleyin derim. Filmin ilk dakikalarında adama büyü yapıp adamın dilini bir zenciye bağlattıkları bir sahne var ya… orayı dikkatli izleyin. Amaç hedefe ulaşmaksa her yol mübah diyenlerden misiniz?
Filmde Kullanılan sembolizm ve imgelem, insanı sabaha kadar konuşturup felsefe yaptıracak kadar fazla… çok isterdim şu anda içinde bulunduğumuz hukuk sistemini bu filmle birlikte uzun uzun konuşmayı….
Bu arada bu videoda siyasi bir yorum bekliyorsanız değerli vaktinizi boşuna almış olmak istemem ben her zaman olduğu gibi iletişim, mesleki duruş ve sosyal yaşam üzerinden konuşacağım. Bu konularda okeysek beklerim.
Fiziksel değişim beraberinde kadersel değişimi de getirir. bu haftaki sohbetimiz bu konu etrafında şekillendi.
Keyifli dinlemeler....
SAHTE DİPLOMA KRİZİ
Geçtiğimiz günlerde ülkece yeni bir skandalla sallandık… malumunuz sahte diploma, sahte akademisyenlik mezuuu…
bilmiyorum bu durumdan haberi olmayan kalmış mıdır? belki siz de benim gibi akıl sağlığınızı korumak için haberlerden uzak mı tutuyorsunuz kendinizi?... gerçekten büyük skandal… herkes şoklara girdi herkes çok şaşırdı, ben hiç şaşırmadım biliyor musunuz? neden şaşırmadığımı ve tanık olduğum olayı anlatacağım…
Bu kızı tanıyalı topu topu 3-5 sene oldu karşımıza 15 farklı vukuatla çıktı. Tam da geçen yıl bu zamanlar uçakta bir hostesle olan çirkin ve destursuz despot kavgasını izlemiştik. Daha üzerinden bir yıl geçmeden polisin üzerine araba sürmeler falan… işin kötüsü yaptığının hata olduğunu düşünmüyor ve kendini de son derece haklı sanıyor ama hapishaneler kendini haklı zannedenlerle dolu biliyorsunuz.
Hadi gelin İbrahim Tatlıses'in kızı Dilan Çıtak'ı bi masaya yatıralım kendimize çıkarmamız gereken dersleri çıkaralım.
