1993 yılında Sibirya’nın Altay Dağları’nda, buzla kaplı bir tümülüste keşfedilen “Sibiryalı Buz Bakire” ya da diğer adıyla “Ukok Prensesi”, arkeoloji dünyasında büyük yankı uyandırmıştı. M.Ö. 5. yüzyıla ait olduğu düşünülen bu gizemli kadın mumyası, yalnızca fiziksel kalıntılarıyla değil, taşıdığı dövmeler, giysiler, takılar ve beraberinde gömülen eşyalar ile de kadim bir kültürün kapılarını araladı.Peki kimdi bu kadın? Bir soylu mu, yoksa bir şaman mıydı?Ve neden yerel halk onun mezarının açılmasının ardından doğal felaketler ve uğursuzluklar yaşandığına inandı?
Tarih sahnesinde bir anda parlayıp bir anda yok olan bir kardeşlik: Tapınak Şövalyeleri yani Knights Templars. Kutsal topraklarda başlayan bir inanç yolculuğu, Avrupa tahtlarını sarsan bir güç oyununa dönüşüyor. Bu bölümde, inanç, para, güç ve ihanet arasındaki ince çizgide yürüyen Tapınak Şövalyelerinin hikâyesini anlatıyoruz. Kutsal Kâse efsanelerinden gizli ritüellere kadar, tarih ile efsanenin birbirine karıştığı bu karanlık mirası podcastimizde anlatıyoruz!
Komünizm sonrası Romanya Yetimhane Skandalı olayı, ülkenin devlete ait kurumlarında gerçekleşen sistematik bir insan hakları krizini ortaya çıkardı. 1989'da Çavuşesku rejiminin çöküşünün ardından, uluslararası medya, aşırı kalabalık, sağlıksız ve ciddi derecede yetersiz personelli yetimhanelerde barındırılan binlerce çocuğun şok edici görüntülerini ifşa etti. Komünist yönetim altında çoğu zaman izole edilmiş ve ihmal edilmiş olan bu kurumlar, çocukları aşırı yoksunluğa maruz bırakarak ciddi gelişimsel gecikmelere, yetersiz beslenmeye, hastalıklara ve trajik derecede yüksek bir ölüm oranına yol açtı. Bu kaçık skandal, tarihte hiç silinmeyecek kapkara bir sayfa kaplıyor.
Whataboutism, birini eleştirildiğinde, “Ama siz de şunu yaptınız!” diyerek suçun veya eleştirinin yönünü değiştirme taktiğidir. Soğuk savaş döneminde yaygın olan bu manipülasyon tekniği günümüzde de hem siyaset hem de soysal medya mecralarında bolca kullanılmakta.
Keyifli Dinlemeler!
Kraliyet saraylarında prensler hiç ceza almazdı… Peki onların yerine kimler cezaları çekerdi? Whipping Boy kavramının tarihteki yerini, literatürdeki rolünü ve çocuklar üzerindeki etkilerini anlattığımız bu bölümde niche mi niche bir podcast ile karşınızdayız!
Dünyanın en yoğun yerleşimlerinden biri olan Kowloon Walled City, Hong Kong’un kalbinde yıllarca adeta başka bir dünyaya açılan kapı gibiydi. Yasal boşlukların, mafyanın ve yeraltı ekonomisinin hüküm sürdüğü bu devasa yapı, daracık sokakları, güneş ışığını bile görmeyen koridorları ve 30 bini aşkın insanın üst üste yaşadığı labirent gibi yapısıyla tarihe geçti.Gelin, Kowloon’un karanlık ve kaçık dünyasına birlikte adım atalım!
Elon Musk ve Kardashian gibi ünlülerin de teşvikiyle Ozempic ve benzeri zayıflama ilaçları aniden kıtalararası bir popülerliğe kavuştu. Peki bu ilaçlar ne kadar güvenli? İşe yaradıkları doğru mu? Uzun dönem yan etkileri ne olabilir? Bu bölümde, ABD ve Avrupa'yı kasıp kavuran, yakında da Türkiye'de piyasaya girmesini ön gördüğümüz zayıflama ilaçlarının önlenemez yükselişini anlattık!
1901’de Yunanistan’ın Antikythera Adası açıklarında bir batıkta keşfedilen gizemli bir düzenek, arkeoloji ve bilim dünyasını altüst etti. Yaklaşık 2000 yıl önce yapılmış bu bronz mekanizma, gökyüzü hareketlerini hesaplayan dişlilerden oluşuyor, Güneş ve Ay tutulmalarını tahmin edebiliyor, hatta antik Olimpiyat oyunlarının tarihlerini bile gösterebiliyordu.Gerçekten bu kadar gelişmiş bir teknolojik alet olan Antikythera eski çağda nasıl icat edildi? Bu bölümümüzde, “antik dünyanın bilgisayarı” olarak anılan Antikythera Düzeneği’nin sırlarını, keşif hikâyesini ve bilim insanlarının hâlâ cevap aradığı soruları konuşuyoruz.
ABD'nin en gizemli teşkilatlarından biri olan DARPA, teknolojide her zaman 20 yıl ileride olmak ve bilim kurgu filmlerini gerçeğe dönüştürmek için çalışan bir departman. Akıl almaz bütçesi ve sürekli gündeme gelen komplo teorileri ile birlikte DARPA kurumuna dair derin bir dalış gerçekleştirdik! Keyifli dinlemeler!
Tüm kriptoculara ve hatta yapay zekaya rağmen çözülemeyen bir dilde yazılan esrarengiz bir kitabın, yani Voynich El Yazmasının hikayesini bilinmezler serimizde anlattık. Yaklaşık 600 yıllık bir sırrı hala sayfalarında taşıyan bu yazıların ve görsellerin eşliğinde yaptığımız podcasti keyifle dinlemeniz dileğiyle! Sizce Voynich El Yazması hangi amaçla yazılmış olabilir?
Bu hafta Polonya'dan 2 adet konu ile karşınızdayız. Bölümün ilk aşamasında şakayla karışık kurulan ''Bira Sevenler Partisi''nin nasıl meclise girdiğini anlattık ve akabinde Polonya'yı çalkalayan ve bir çok masumun ölümüne neden olan ''ambulans / cenaze'' skandalına derin dalış gerçekleştirdik. Keyifli dinlemeler dileriz!
Başımızdan geçen tuhaf olayları anlattığımız serimizin 11. bölümünde yine 3'er tane hikaye ile karşınızda olduk : )
Dogon kabilesi yüz yıllardır varlığını sürdüren ve uzay hakkında kadim bilgilere modern insandan çok daha önce ulaşan bir topluluk. Dogonlar Jüpiter'in uydularını, Sirius yıldız takımını ve insan vücudundaki kan dolaşımı sistemini yaşadıkları alanlarda tasvir ettiler, kültürlerinin bir parçası haline getirdiler ve günümüzdeki araştırmacılara cevapları hala eksik sorular bıraktılar. Bu bölümde Dogon kabilesinin engin uzay bilgisini ve bu bilginin kaynağının nereden gelmiş olabileceğini anlattık!
Ölülerin Tepesi adı verilen ve geride sadece 43 iskelet bırakarak kaybolan esrarengiz bir şehrin hikayesini anlatmak için 4000 yıl öncesine yolculuk ediyoruz. İndus Vadisi’nde kurulan bu şehir; ileri kanalizasyon sistemi, düzenli şehir planlaması ve kayıp sakinleriyle bugün hâlâ bilim insanlarının akıllarını kurcalıyor.
Bu bölümde internetin en gizemli ve tartışmalı figürlerinden biri olan John Titor'u konuşuyoruz. 2000’li yılların başında bir zaman yolcusu olduğunu iddia eden ve 2034 yılından geldiğini söyleyen Titor, fizik yasalarından olası bir iç savaş kehanetine kadar birçok konuda mesajlar bıraktı. Peki gerçekten zamanda yolculuk yapmış olabilir mi? Yoksa bu sadece çok iyi kurgulanmış bir internet hurafesi mi? Geride bıraktığı tüm sorularla Titor'un hikâyesine derinlemesine dalıyoruz
Bu bölümde, Donald Trump’ın ABD başkanlığı koltuğuna oturduğu ilk altı ayı mercek altına alıyoruz. Göreve başlar başlamaz imza kararları, tartışmalı tweetleri, kabine atamaları ve özellikle seyahat yasağı gibi politikalarıyla dünya gündeminden düşmeyen Trump’ın ilk yarım yılında neler yaşandı? İç politikadaki çalkantılardan medyayla olan savaşına, uluslararası ilişkilerden kamuoyunun tepkisine kadar bu dönemi Amerika Günleri Podcastten Mehmet ile tüm yönleriyle konuşuyoruz.
Bu bölümde, II. Dünya Savaşı’nın ardından izini kaybettiren bir diktatörün, bizim seçtiğimiz ismiyle “Sivrisinek”in peşine düşüyoruz. 1945’te Berlin’in yerle bir olduğu günlerde ortadan kaybolan bu karakterin, resmi kayıtlara göre son nefesini başkentte verdiği söylenir. Ancak yıllar içinde ortaya çıkan tanık ifadeleri, gizli servis raporları ve Arjantin’deki bazı sığınaklar, Sivrisineğin aslında Güney Amerika’ya kaçtığına dair alternatif bir senaryoyu besliyor.Özellikle Arjantin’in Patagonya bölgesinde rastlanan Alman yerleşimleri, Onun dava arkadaşları için hazırlanan kaçış hattı olan “Ratlines” ve Bariloche gibi şehirlerdeki izler, bu teoriyi destekleyen taşları ağırlaştırıyor. Sivrisinek gerçekten Berlin'de mi hayata veda etti? Yoksa bu sadece bizlere dayatılan bir yalandan mı ibaret?
Ölümle burun buruna gelen insanların yaşadığı olağanüstü deneyimlere, yani NDE (Near Death Experience – Ölüme Yakın Deneyimler) kavramına odaklanıyoruz. Aniden beliren parlak bir ışık, bedenden ayrılma hissi, zamanın durması… Tüm bu anlatılanlar neye işaret ediyor olabilir? Bilimin ve bilincin kesiştiği bu gizemli yolculuğa birlikte çıkıyoruz.
Bu bölümde, Mehran Karimi Nasseri'nin inanılmaz hayat hikâyesini konuşuyoruz. Spielberg’in 2004 yapımı “The Terminal” filmine de ilham veren Nasseri, tam 18 yıl boyunca Paris Charles de Gaulle Havalimanı'nda mahsur kaldı. Bürokratik çıkmazlardan duygusal yalnızlığa kadar uzanan bu olağanüstü yaşam bu haftaki podcast konumuz!
Pestisit seviyeleri kaçık bir seviyeye mi ulaştı? Bu hafta, tarımda yaygın olarak kullanılan pestisitlerin hem insan sağlığına hem de çevreye olan etkilerini mercek altına aldık. ABD ve Türkiye'deki denetim sistemlerini, mevcut açıkları ve regülasyonlardaki eksiklikleri karşılaştırdık. Geleceğe yönelik uzun vadeli sonuçların neler olacağını ve Türkiye'de pestisit denetimi gibi konuları da tartıştığımız bölüm sizlerle.Doğaya, sağlığa ve soframıza dair düşündürücü bir bölüm sizleri bekliyor.