Ayşe. 12 yaşında. Bu salgın günlerinde biraz sıkılsa da, online eğitimden çok da sıkılmadığını, ama o da hepimiz gibi arkadaşlarını özlediğini anlatıyor. Ayşe'nin bir de kardeşi var. Defne. Defne 10 yaşında. Ayşe ve ben, iki abla olarak, kardeşliği, o iki yıllık yaş aralığının bir gün nasıl sıfıra ineceğini ve kardeşlerimizle yakın arkadaş olacağımızı konuştuk. Bir de hayatımızdan eksilen milyonlarca 'Hadi'yi! 'Hadi, geç kalıyoruz', 'Hadi kızım', 'Hadi oğlum', hepsi bitti. O 'hadi'ler şimdi nerede ne yapıyorlar bilmiyoruz. Umarım iyilerdir. Biz onlarsız epey iyiyiz.
Efe. 5,5 veya 6 yaşında. Doğumgünü yaklaştığı için çok net bir karar veremiyor, net kararlara da zaten çok gerek yok değil mi? Hollanda'da yaşayan Efe boş zamanlarında bol bol resim yapıyor, legolarla oynuyor, bisiklete biniyor, bir de uzayı çok merak ediyor. Efe'nin 3 yaşında bir kardeşi var, adı Alp. Kardeşinin iki yaşındayken bebek olduğunu, üç yaşında çocuk olduğunu anlatıyor. Podcastin başında duyacağınız sesler Alp'e, ortalarda duyacağınız sesler annesi Burçe'ye ait. Biraz kalabalık bir ortamda konuştuğumuz için ve Efe'nin Facetime'ı da olmadığı için bundan sonra ya Zoom'da ya da Telegram'dan haberleşmeye karar veriyoruz. Daha doğrusu Efe öyle karar veriyor. Bakalım gelen günler hepimize neler gösterecek.
Luna 11 yaşında. Bodrum'da annesi ve Boncuk'la Çerez adındaki kedileriyle beraber yaşıyor. Kışları modern dans, yazları sörf yapıyor. Bodrum'da yaşamanın ve okula gitmenin en güzel tarafı özellikle yaz aylarında okuldan sonra deniz kenarına gidiyor. Karantina günlerinde kendini oyalama işini halletmiş, kumaş boyasıyla ne bulduysa boyayan Luna, takılar yapmış, saksıları boyamış, fotoğraflar videolar çekmiş. Luna, Billie Eilish hayranı, şarkılarını bir de Eilish'in protest duruşuna da hayran! Luna'nın bu günlerde en çok özlediği arkadaşı Eylül, sörf yapmak ve de babası. Luna'nın hayali New York'ta okumak, çünkü aktrist olmak istiyor. Bunu sadece hayal etmiyor, bir de geleceği için para biriktiriyor.
Eren. 10 yaşında. Uzayla ilgili konuları seviyor, bilim adamı ya da astronot olmak istiyor. Lego seviyor, eskrime gidiyor ama Corona yüzünden ara verildiği için üzülüyor. Şu sıralar en büyük eğlencesi Fortnite! Bir de Eren'in youtube kanalı var. Hatta kanalında bir de Corona virüs önlem videosu var. İzlemek isterseniz adresi şu: https://www.youtube.com/channel/UCsKxF72V2Hen_hRjm0tJKLg Bir de kardeşi var. Arhan. 5 yaşında. Benimle görüşmeyi de zar zor kabul ettirdik. Zaten Eren'le de kardeşlik-ağabeylik-ablalık konusunda da epey dertleştik. Zor işler! Bu kayıtta Arhan'ı da dinleyeceksiniz. Arhan'ın ağzından lafları cımbızla alsam da beni çok güldürdü. Neden iPad'i yok, neden oyuncaklar paylaşılmaz? Cevaplar Arhan'da.
Defne. 10 yaşında. Az evvel dinlediğiniz Zeynep'in ikizi. Defne, dört senedir piyano çalıyor. İkiziyle aynı orkestrada ve orkestranın solisti de kendisi. Defne, voleybol oynuyor, dans etmeyi seviyor, bir de en önemli özelliği sağlıklı besleniyor. Sağlıklı beslenmek, çevre Defne için çok önemli. Plastik kullanıyorsanız, Defne'yi dinleyin. Belki vazgeçersiniz. Bir de Defne'yle konuştuğumuz konu var ki o da şu: Leylekleri havada görmek. Leylekleri havada görüp görüp aslında çok da uçakla bir yerlere gidemeyeceğimiz, seyahat edemeyeceğimiz bir senenin içindeyiz. Olsun, görmüş olmak şimdilik yeter bize.
Zeynep. İkizi var. Defne. 10 yaşındalar. Zeynep, dört senedir bateri çalıyor. Bateri çalmanın, eline bagetleri alınca insanın ruh sağlığına nasıl etkileri olduğundan bahsediyor. Bir de orkestraları var, ikiziyle de solistlik yapıyorlar. Zeynep, dans etmeyi çok seviyor. Neşeli, eğlenceli tatlı bir kız. Bu virüs yüzünden birazcık da olsa neşesi kaçanlardan, Amerika seyahatlari iptal olmuş, Kaş'a, Bodrum'a gidip gitmeyecekleri de belli değil. Zeynep'in duyduğuna göre 'Corono'yla ilgili bir film var gerçek olmuş', bence de. Hatta öyle ki farkında değiliz ama biz de o filmde arkada bir yerlerde gözüküyoruz, elbette figüranız. Zeynep'le corona günlerinde sırtımızdan kalkan yükleri, New York'u ve değişen hayatlarımızı konuştuk.
Evan Arda. 10 yaşında. New Jersey'de yaşıyor. Burada doğup büyüyen Evan Arda'nın Türkçesi neredeyse çok az, ama bu podcaste katılmayı o kadar çok istedi ki günlerce annesiyle oturdu, neler anlatabileceğini düşündü, taşındı. Yarı İngilizce yarı Türkçe yaptığımız bu sohbette, Evan Arda karantina günlerini nasıl geçirdiğini, youtube kanalına video çekmenin zorluklarını anlatıyor. Yabancı dillere olan merakı sebebiyle Japonca ve Latince çalışıyor. Bu arada: Evan Arda'nın Youtube kanalı'na abone olmayı unutmayın! Aşağıdaki linkte de biz podcasti kayıt ederken Arda'nın youtube kanalı için yaptığı kayıt var: https://www.youtube.com/watch?v=Hm0ednyqfbk
Çise. 6,5 yaşında. Babası Ümit Sırt Hemşinli olduğundan, oranın yağmurları Çise'nin ismine kadar gelmiş, çiselemekten Çise olmuş. Karantina günlerinde kendi maskesini kendisi yapan Çise, bir de mutfakta fırında poğaçalar pişirmeyi öğrenmiş. Çise'nin de ağabeyi Beckett Şakir gibi takma bir ismi var: Canan. Canan, bıcır bıcır tatlı bir kız. Kendi gibi civcivlerine verdiği isimler de süper tatlı: Atatürk, 23 Nisan ve Ketçap.
Beckett. 8 yaşında. Ithaca, New York'ta yaşıyor. Ailesi ve kardeşiyle yaşayan Beckett, online eğitim sistemini sevmese de resim yapmayı, kitap okumayı ve Kral Şakir'i çok seviyor. Hatta sırf bu sebepten kendisine verdiği isim de Şakir. Beckett, doğma büyüme New Yorklu da olsa çok güzel bir Türkçe konuşuyor. Bu günler biter bitmez Hemşin'e gitmeyi hayal ediyor.
Zeynep. 7 yaşında. Süslenmeyi ama epey süslenmeyi, saçlarını, çorapları farklı giymeyi, pandaları ve canavarları çok seviyor. Pandaların nesli tükenecek diye çok üzüldüğü günler geride kalmış, artık tehlike kalmadığı için mutlu. Legolar ve kitaplar çok önemli onun için. Ciddi bir kitaplığı var ve her gün legoları konuşturup oyunlar oynuyor. Bir de futbol oynamayı çok seviyor. Bir de Zeynep'in kimsenin görmediği hayali arkadaşları var. İsimleri 'Canavar Kardeşler' ve 'Pinda'.
Nil. 9 yaşında. Dans etmeyi, kitap okumayı, şarkı söylemeyi, dans etmeyi ve kardeşi Alin'i çok seviyor. Ablalığın ne kadar sorumluluk istediğinin de farkında. Gerçek bir Erkenci Kuş dizisi hayranı olduğunu hepimize kanıtladığı bu sohbetimizde Nil, Başak burcu olduğunu, Elif diye çok sevdiği bir arkadaşı olduğunu anlattıktan sonra sıra bana sorduğu sorulara gelecek. Nil, virüsten kurtulur kurtulmaz ilk iş sinemaya gidecek.
Dünya. 6,5 yaşında. Dünya, Miyazaki filmlerini, deniz belgesellerini ve tehlikeli hayvanlara dair her şeyi seyretmeyi çok seviyor. Legodan tasarımlar yapıyor, hem de aklınıza ne gelirse; iskeleler, arabalar, tanklar, kalemler. Dünya'nın iki tane kedisi var: Birinin adı Pala, çünkü bıyıkları Pala gibi, diğerinin adı da Zeytin, çünkü o da simsiyah bir zeytine benziyor. Dünya'ya göre dünyayı o kadar kirlettik ve hayvanlara o kadar yer bırakmadık ki başımıza tüm gelenlerin sebebi bu! Çocukların ve ailelerinin az belgesel seyrettikleri için biraz bilinçsiz olduğunu söylüyor. Dünya'nın şu anda kendisine büyük gelen ama aslında ufacık bir derdi var hepimiz gibi: 'Arkadaşlarım bir şekilde benimle oynamamayı başarıyorlar' diyor. Dünya'nın yaşadığının çok benzeri yıllardan geldiğim için Dünya'yı çok iyi anlıyorum. Ona da dedim, buraya da yazayım: 'Vallahi onlar kaybeder!'
Deniz. 9 yaşında. Karantina günlerini ikizi Ömer'le ve ailesiyle geçiriyor, bir yandan da uzun süredir göremediği anneannesiyle mektuplaşıyor. Hayır, sandığınız gibi değil, e-mail üzerinden yazışmıyorlar, birbirlerine mektuplar yazıyorlar. Yemek yapmayı çok seven Deniz, evde her şeyi pişirmeye çalıştığını anlatıyor. Deniz'in en sevdiği şeyler arasında annesiyle alışverişe çıkmak ve teyzesiyle sushi yemek var. Karantina biter bitmez de bunları gerçekleştirmeyi planlıyor.
Mercan. 5 yaşında. Corona'dan yavaş yavaş sıkılmaya başlayan Mercan ne yazık ki telefonda konuşmayı sevse de biraz çekiniyor ve vedaları da sevmiyor. Ama sevdiği şeyler de var: Odasında bir başına vakit geçirmeye, yalnız kalmaya, çizgi film seyretmeye bayılıyor. En sevdiği çizgi filmler ise Tom & Jerry'le, Bingo ve Roli'nin maceraları. 'Sen beni birazdan geri ara' diyip uykuya dalan Mercan hepinize selam gönderiyor.
Arya. 8 yaşında. Ankara'da yaşıyor. Arya'yla ikimizin ortak noktası çok: İkimiz de dans etmeyi, şarkı söylemeyi ve film izlemeyi çok seviyoruz. Ama Arya'nın başka sevdiği şeyler de var, say say bitmez: Okçuluk, tekvando, boks, bir de sürekli bir yerden bir yere koşturuyormuş. Acelesi olduğundan değil, çocukların niye acelesi olsun, onun enerjisi fazla! En sevdiği kitap serisi: Kötü Kedi. 'Eğer bir kitabını alıp okursanız inanamayacaksınız!' diyor. Bu arada, Arya'yla asıl ortak noktamız ikimizin de bir psikoloğu var. Arya'yla psikologların bize iyi gelmesinden, doktorların sır tutmasından konuştuk. Buradan psikologlarımıza teşekkür ediyoruz! (Bölüm sonu: Sürpriz şarkılı!)
Can Tuan. 8 yaşında. İstanbul'da yaşıyor. Corona günlerinde en çok özlediği yer okulu. Evde hiç sıkılmadığını, online derslerin de güzel geçtiğini anlatıyor. Zaten sıkılırsa da ya lego oynuyor ya da arkadaşlarıyla görüntülü buluşuyor veya Ağaç Atlası'na bakıyor. Uzun uzun erguvanlardan, sosis ağaçlarından, Kuzey Amerika'da gökyüzüne uzanan ağaçlardan konuştuğumuz bu bölümde bir de konu bir ara böceklere de geliyor ama orayı kısa geçiyoruz. Can'ın tahmini: Corona'dan eylül ayında kurtulacağız. Benim hiç umudum yok ama ikimiz konuşurken hem fonda kuşlar ötüyor, hem Can'la tatlı tatlı konuşmuşuz, bir süreliğine umutsuzluğumu unutuyorum.